![]() |
İnci Aral; ‘Aşk İmkansızda Büyür - 1 İnci Aral, kadın-erkek ilişkilerini romanlarında, hikayelerinde çok iyi anlatan bir yazar. Onun roman kahramanlarını kendi içimizde bulmamak imkansız. Sadece ilişkileri değil, hayatı ve dünyayı de paylaşıyor. Sevgiyi, kadın olmanın ağırlığını, hastalıklı bağlılıkları da irdeliyor. İnsan unsurunu çok iyi anlatan yazar.. Kimi zaman erkeklerin ve kadınların düştüğbüyük yalnızlığı, kimi zamanda kaçınılmaz ayrılığın bir insanı nasıl hırpaladığını işliyor romanlarında. Kahramanları çok renkli. Ve yaşama dair bir çok tahlil çıkıyor onun kitaplarında karşımıza. Aralın kaleminden, kadın olmanın engellerine takılıp bir yasak aşkın peşinden giden birini, bazen de "Aşk ve Ten" romanında olduğu gibi, 50 yaşında, geçmiş bir aşkın peşine düşen bir kadını okuyoruz. 30 yılda 5'i roman olmak üzere 10 kitabı yayınlanan İnci Aral sorularımızı yanıtladı. Sizin kitaplarınızın temaları genel olarak kadın erkek ilişkileri üzerinde. Nasıl gözlemliyorsunuz hayatı ilişkileri ve aşkı. İnci Aral :[/b] Normalde görülmeyenleri görmeye çalışıyorum. Tabii bunu yaparken, 30 yıldır yazan birinin keskinleşmiş, duyarlı gözleriyle bakıyorum. Çünkben aynı zamanda insan psikolojisini çok önemsiyorum ve bunu yazdıklarımda, kahramanlarımda derinlemesine yansıtmaya çalışıyorum. Yani kendim için öncelikle anlamaya çalışıyorum yazdığım insanları. Tabii ayrıca da insanlar günlük hayatta gündelik bir dil kullanırlar. O dilin yazıya döküldüğzaman farklılaştığın da göz önünde tutmak lazım. O zaman derinlik kazanıyor. Yani yazıya aktardığınız zaman derinlik kazanıyor. Dolayısıyla gündelik dilde söylenemeyen, anlaşılamayan şeyler o derinliğin içinde ortaya çıkıyor. Roman kahramanlarınız arasında ben baktığımda mutlu aşk yaşayan yok. Yani sonuç olarak neden böyle aşkları ele alıyorsunuz ve aşırı mutsuz insanları yazıyorsunuz. İnci Aral : "Mutlu aşk yoktur" diye bir ünlsöz var. Bir aşkın devam edebilmesi içen engeller gereklidir. Mutlaka iç veya dış engel gereklidir. İç engel o iki kişinin aralarındaki ulaşılmazlıktır. Bir türlbir çizgide buluşmamak.. Bir türlsevildiklerinden yüzde yüz emin olamamak. Kıskançlık.. Birbirine ulaşamamak. Gizlenmek.. Yani bir çok engel çıkıyor. Dış engeller nedir? Toplumun ailenin, o iki insana yakın olanların bu aşkı bir biçimde onaylamaması, uygun bulmaması.. Bu durumda cicili bicili, canım cicimli bir ilişkiyi gözlemlediğinizde, besleneceğiniz bir kaynak olarak, sizi cezbetmiyor sanırım. İnci Aral : Bir defa ben onları hep kuşkuyla karşılıyorum. Bir oyun vardır o işin için diye düşünürüm. Aşkın süresi hakikaten çok uzun değil. En fazla 3 - 4 yıl. Ama o heyecanı kaybettikçe aşkı dostlukla, arkadaşlıkla devam ettirenler var. Ama o aşkın biraz ehlileşmiş bir duygusudur. Uysallaşmış bir duygusudur. Yoksa aşk yok çok yırtıcı bir duygudur. Aşkın kendisi karşısındakini hırpalayan inanılmaz bir duygudur. İnsanlar bu hırpalanmayı uzun süre sürdüremezler. Mutlak uysallaştırılması, gemlenmesi gerekir sürebilmesi için. O yüzden de uysallaştığı zaman artık aşk niteliklerini kaybeder. Yani bu kadar büyük bir yoğunluk müthiş bir mutluluk veren bir duygudur aynı zamanda. Çünkinsan aşık olduğu zaman uçlarda gezinir... İnsan olarak da biz aşık olduğumuz zaman hayatımızın en yüksek performansını gösterir. Duygusal bakımdan, özveri bakımından, ilişkiyi götürme, ona zaman ayırma, sevgimizi gösterme veya da onun gerektirdiği durumlara uyma bakımından çok yüksek bir performans gösteririz. İşte bu performansı çok uzun süre göstermek de mümkün değildir. O yüzden da mutla aşk yoktur diye düşünüyorum. Mutluluk ayrıca edebiyatta fazla anlatılmaya uygun bir şey de değildir. Röportajın devamı için İnci Aral; ‘Aşk İmkansızda Büyür - 2başlığını tıklayınız. Kaynak:Kadınvizyon |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:57 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.