![]() |
Şiddete dayalı çocukluk ve kadından korkma tecavüze yöneltiyor Cinsel taciz, yalnızca kadınlara yönelik olmasa bile, dünyanın her yerinde cinsel tacize en fazla maruz kalanların kadınlar ve çocuklar olduğu biliniyor. Özellikle cinsel eğitimin verilemediği ülkelerde cinsel tacizin çok daha yüksek rakamlarla ifade edilmesini uzmanlar cinsel açlık ve cinsel bilgisizlikle açıklıyorlar. Tecavüze yönelen kişilerin hemen hepsinin antisosyal kişiliğe sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Köknel, "Bunlar başkalarıyla sağlıklı ilişki ve iletişim kuramıyorlar. Kadınlardan çekiniyor ve korkuyorlar. Karşı cinse sadece hayvansal dürtüyle bir yaklaşımda bulunma eğilimi ve eylemini gösteriyorlar. Belirli bir sınırı aştıktan sonra karşı tarafı öldürmeye kadar gidebilen bu davranış biçimi, saldırgana üstünlük duygusu ve egemenlik hazzı getiriyor" dedi. Tacizclerin cinsel isteklerinde de dengesiz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Köknel, "Araştırmalara göre, cinsel taciz ve tecavüze yönelen kişilerin çoğu, ilişki ve iletişimleri şiddete dayalı ailelerin çocukları. Bu kişilerin yaklaşık 4'te 1'i, çocukluk döneminde kendileri de tecavüze maruz kalmış. Dayağın ve şiddetin egemen olduğu ortamlarda yetişen bu kişilerin cinsel tecavüz dışında başka suçlara da yöneldikleri görülüyor" diye konuştu. Küçük yaşta itilip kakılıyorlar Prof. Dr. Köknel, cinsel taciz ve tecavüze yönelen insanların yetiştiği toplumlarda iletilerin çoğunlukla şiddete dayalı mesajlar olduğunu belirterek, ailede kişi olarak sayılmayan çocuğa yönelik "Sen küçüksün, anlamazsın, aptalsın' gibi sözlerin esasında kişilik gelişimini bozan bir şiddet mesajı olduğunu vurguladı. Çevresinin isteğine uymayan bir davranış gösteren çocuğun itilip kakılması ve dayak yemesinin aynı bir dilin öğrenilmesi gibi şiddeti bir mesaj olarak öğrettiğini dile getiren Prof. Dr. Köknel, "Çocuk her davranışını, bu arada cinselliğini de ifade ederken, şiddetin gerekli bir öğe olduğunu kabul eder" dedi. Prof. Dr. Köknel, cinsel saldırıların cinsel dürtülerin aşırı baskı ve zorlaması sonucu ortaya çıkmadığını, araştırmaların, taciz ve tecavüz olaylarında kaba kuvvet ve şiddetin cinsel dürtülerden daha baskın olduğunu gösterdiğini sözlerine ekledi. Daha çok aile çevrsinden tecavüze uğruyorlar Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Arif Verimli de, cinsel olgunluğa erişmemiş çocuklara yönelik cinsel tacizin daha çok aile çevresinden kişilerce, büyüme çağındaki gençlere yönelik tacizin ise sıklıkla aile içi ve yakın çevresinden kişiler tarafından gerçekleştirildiğini vurguladı. Doç. Dr. Verimli, "Çocuklukta cinsel konuların tabu ve yasak sayıldığı ve cinsel eğitimin hiç verilmediği kişiler ileride taciz ve tecavüze daha eğilimli oluyorlar. Bunların büyük kısmı çekingen, sıkılgan, duygularını açıkça ifade edemeyen, benlik saygıları son derece az ve kendilerine güvenleri yetersiz kişilerdir" diye konuştu. Taciz ve tecavüz olaylarının birçoğunda kurbanların bunları en yakınlarına bile anlatamadığını dile getiren Doç. Dr. Verimli, ailelerin, çocuklarının alışılagelen davranışlarında bir değişiklik farketmeleri halinde duyarlı olmaları gerektiğini söyledi. Doç. Dr. Verimli, ailelerin böyle bir durumda çocuğa güven vererek, kızmadan konuşmaları gerektiğini belirterek, "Çocuk içine kapanabilir, mahçup olabilir ya da hırçınlaşabilir. Çocuk suçlanmamalı, konuşma sırasında ipuçları yakalanarak, olay öğrenilmelidir" dedi. Doç. Dr. Verimli, gerekirse bir psikiyatristten yardım alınmasının faydalı olacağını, aksi takdirde taciz ve tecavüze uğrayan kişilerde ileride sağlıksız bir cinsel yaşam ve çeşitli ruhsal rahatsızlıklar görülebileceğini kaydetti. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:26 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.