Çocuk sahibi çiftlerin cinsel yaşamı...
 

Gecenin bir vakti nihayet eşinizle yalnız kalabilmişken, başucunuzda beliren bir metre boyunda, saçının bir lülesi gözünün önüne düşmüş bir gölge, omuzunuza minik parmağını tıklatır ve şöyle der: "Annee karnım aaarıyoo..."



Çocukların aileye katılması evlilik ilişkisinde farkedilir değişikliklere neden olur. Çocukla birlikte ailede kişisel, cinsel, ekonomik ve sosyal sorunlar da kapıyı çalar. Çoğu kişi kendini güvensiz hisseder ve yeni artı sorumluluklarından hoşlanmaz.



İlk hamilelik her iki eşin de evliliklerine yeniden yönelmelerini sağlar. Yeni bebeği aşklarının özel hediyesi olarak görürler. Kadın kendini iyi hisseder ve kendisini büyüleyici bulur. Cinselliğe karşı ilgisi artar ve kocasının ihtiyaçlarına seve seve ilgi gösterir. Her ikisi de gayet rahat olur ve yenilenmiş olan cinsel şehvet özellikle hamileliğin ilk evrelerinde yaşanır. Ancak, hamile kadında fiziksel değişiklikler başlar. Bu sefer kadın, çekiciliğinin kaybolmasından ve bebeğin zarar görmesinden endişe eder. Bunun sonucunda da kocasını cinsellikten başka konularda tatmin etmeye çalışır. Kocası ona ne kadar güzel olduğunu söylemeyecek olursa, anne adayı duygusal çalkantılara girer, kocasından uzaklaşır ve cinselliğe ilgi göstermez.



Baba adayı için hamilelik bambaşka fırtınalar koparır. Romantik eşi bir anneye dönüşmektedir. Bu, kendi annesine duyduğu hislerin yeniden aktif hale gelmesine ve cinsel libidonun düşmesine neden olur. Karısına sırtını dönüp başka kadınlarla ilgilenmeye başlayabilir. Babalık ve kendini yeniden bulma gibi duygulara kapılmayacak olursa bu hamileliği hayat planlarıyla çakışan bir tuzak olarak da görebilir. Karısı tarafından dışlanma duygusuna kapılan erkek sadakatsizliğe yönelebilir. Ardından da suçluluk duygusu gelir. Her iki eşe de cinselliğin bebeğe zarar vermeyeceği ve bebeğin doğumuna kısa bir süre kalana dek, hatta doğumdan hemen sonra vajina tedavisinin ardından ilişkiye girebilecekleri bilinci verilmelidir.



Doğumdan sonra da yapılması gereken düzenlemeler var. Ebeveyn olmanın fiziksel talepleri de ağırlaşır. Kadın annelik konusunda karışık hisler beslemektedir. Yeni statüsünün kariyerini olumsuz etkileyeceğinden korkar. Huzursuzluk başlar. Geceleyin hem kadın hem de erkek tamamen bitkinleşir ve kadın kocasının cinsel beklentilerine yanıt vermekte çok zorlanır. Bebek az uyur ve huysuzdur. Anne cinsel ilişki sırasında bile kulak kabartarak onun ağlayıp ağlamadığını kontrol edince erkek, karısının bu yeni ilgi odağını kıskanır.





Bebekler yataklarında ayağa kalkmayı öğrendikleri andan itibaren ebeveynlerin özel hayatına yeni bir tehdit daha oluştururlar. O zaman bir soru daha gündeme gelir:



"Bebeği duymak için yatak odamızın kapısını açık mı tutsak?"



Ebeveynlerin mahremiyete ihtiyaçları vardır ve çocuk küçük yaştan itibaren bir odada yalnız kalmaya alışmalıdır. Cinsel ilişkiye şahit olması da çocuğun gelişimine zarar vermez.



Bazı kadınlar kendi çocuklarını yıkarken ilk kez çıplak bir vücut karşısında rahat hissetme fırsatını elde ederler. Cinsel merak konusunda suçlu hissetmek bu şekilde ortadan kalkabilir. Ebeveynlerin kendi çıplaklıklarını çocuğun gelişim evresinin sonuna kadar kontrol altında tutmaları daha güvenlidir.



Çocuklar büyüyünce...



Çocuklar harika yatırımlar olabilir. Ebeveynlik bir çiftin evlilik ve cinsel hayatına zenginlik ve mutluluk katabilir. Ya da çocukların varlığı mahremiyetten ve doğaçlamadan fedakarlık gerektirir.



Günümüzde ebeveyn olmanın tamamlayıcı ve başarılı bir hayatın kesin gereksinimi olduğunu düşünenler daha az. Birçok kadın tatmin olmak için anne olmanın gerekli olduğuna inanmıyor. Cinsel mutluluk birçok insan için eskisinden daha önemli.



Yani insanlar artık çocuk sahibi olmak için iki kere düşünüyor.