Trend Değil, Yaşam Tarzı: ORGANİK
 

Trend Değil, Yaşam Tarzı: ORGANİK

Betsy Levi









"Organik" kelimesinin etiketinden daha fazla anlam taşıdığını biliyor musunuz? Hem de dünyamızı kurtaracak kadar ciddi olduğunu...



Sağlıklı bir hayat yaşamayı seçen, kendisine ve doğaya değer veren günümüzün modern insanı organik ve doğal yaşamı benimsemiş durumda. "Organik" kelimesi her geçen gün hayatımızda daha fazla yer almaya başladı. Gıdadan tekstile, kozmetikten temizlik malzemelerine kadar büyük bir hızla popülerleşti. Peki, piyasadaki ürünlerden daha pahalı olan organik ürünleri neden tercih etmeliyiz?



Organik = Gerçek Tat & Sağlık

İyi dengelenmiş toprak, güçlü, sağlıklı ve kaliteli bitkiler üreterek insanlar ve hayvanlar için besleyici yönü daha kuvvetli ve tadı daha doğru olan besinlere dönüşüyor. Araştırmalar gösteriyor ki geleneksel tarımla karşılaştırıldığında bu besinlerde daha az nitrat ve daha çok antioksidan bulunuyor.



Organik yiyecekler yüksek miktarda C vitamini, kalsiyum, demir ve kanserle savaşan antioksidanlar içeriyor. Organik sütte ise normal süte göre daha fazla Omega 3, E ve A vitamini bulunuyor.



Doğal ve Zararsız Toprak

Toprak, besin zincirinin temelini oluşturuyor. Evimize marketlerden aldığımız besinlerin çoğu toprakla beraber tarım ilacına maruz kalıyor. Bu, başta biz insanlar olmak üzere, çevremizi, suyu ve etrafımızda yaşayan diğer canlıları, yani tüm ekosistemi tehlike altına sokuyor. Organik tarımı tercih etmekle sadece kendinize ve ailenize değil, bütün diğer ailelere, çevreye ve dünyamıza daha az toksik maddeyle yaşama şansını sağlamış oluyorsunuz.



Enerji Tasarrufu

Organik tarım makine gücünden ziyade insan gücü kullanıyor. Oysa geleneksel tarımda diğer birçok endüstriye nazaran daha fazla mazot kullanılıyor. Organik tarım yapılarak ülkenin gereksinimi olan enerjiden büyük oranda tasarruf sağlamak mümkün.



Gelecek Nesilleri Korumak

Bir anne bebeğini ilk emzirmeye başladığında tarım ilaçlarından kaynaklanan toksik riskleri de bebeğine geçirmeye başlıyor. Araştırmalar gösteriyor ki bu ilaçlar sinir sistemini ve hormonları kötü etkiliyor, kanser riskini arttırabiliyor ve kısırlığa yol açabiliyor.



Organik Kültür

Besinlerle başlayan organik kültür, tekstil, kişisel bakım ürünleri, ev dekorasyon ve temizlik malzemeleriyle devam etmekte...



Organik yaşamı bir trend gibi değil, bir yaşam tarzı olarak benimsemeliyiz. Vücudumuz, ailemiz, çevremiz, vahşi hayat ve dünyamızın geleceği için organik kültürü hayatımıza katmalıyız.





6 Ağustos 2008









Kaynak: Joy Dergisi