Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Kadınlarla ilgili haberler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=582)
-   -   İstanbul Trafiğinde Konser Telaşesi (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=476102)

Bluesky24 08-04-2010 03:28 PM

İstanbul Trafiğinde Konser Telaşesi
 
İstanbul Trafiğinde Konser Telaşesi

Erkan Erten











Yaz geceleri İstanbul'un muhtelif yerlerinde son derece mükemmel konserler var. Sevgilinizle ile gidilen bu tür aktiviteler başlangıç ve son itibari ile aynı enerjiyle başlayıp bitmiyor. Hele bir de konsere ulaşmak için trafikte sıkışıp kalırsanız vay halinize!



Sıcak bir yaz gecesi, Maslak'ta bulunan konser alanına gitmek için sevgilimle arabama atladık. Sevgilim, sıcaktan istifade bulabildiği en dekolte elbiseyi giyip, "Aşkım bak nasıl olduumm?" sorusunu bana yöneltebiliyordu. Yahu kardeşim çok güzel kadınsın, ne diye bunları giyiyorsun, ben hariç tüm erkekler için müthiş oldun ama gel de söyle.



"Aşkım bu biraz açık değil mi?" diye sorunca "Yok canım, değil, hatta kapalı bile, bak terden ölüyorum," cevabını alırken elim bluzunun askısını çekiştirmekle meşguldü. Zaten kafamda bin tane tilki dolanıyor. Acaba konsere gitmesem de evde Playstation mı oynasam? Ya da DVD'de bir film mi patlatsam, yanında patates cipsleriyle; oh gel keyfim gel!



İç dünyamdaki bu kargaşayı yüzümde gören sevgilimden gelen "Aşkım ama bu konser için 4 aydır bekliyorum," cümlesiyle biletlere verdiğim 200 YTL gözümün önüne geliyor ve içimden bir şeyler kopuyor. Kafamda bunlar dönerken Şişli civarında kilit bir trafiğe giriyoruz. "Allahım bu trafikten nasıl çıkacağız," derken, yanımdan ok gibi geçen bir kurye motosikletiyle kendime geliyorum. Vücutta adrenalin patlaması yaşayıp olayı çözmek için sol aynama bakıyorum. Sol taraftaki ayna yola, sağ taraftaki ayna ise sevgilimin dudaklarına hizalanmış şekilde. Birkaç saniyelik boşlukta makyajını tazelemek için (taze olan şey neden tazelenir hiç anlamam) aynayı kendine çeviren sevgilim ve dolgun kıpkırmızı dudaklarıyla göz göze geliyoruz. "Ne var yani rujumu kontrol ettim..." Rujun hala yerinde duruyor, kontrol etmene gerek yok. Bu arada, sen kontrol etmemişsin, rujunla dudaklarını boğmuşsun. "Aman o dudaklarla beni öpme," diye içimden geçirirken, "Aşkımmm seni çok seviyorum..." diye sarılıyor, kocaman bir ruj katmanı yanakta kalacak şekilde öpücük alıyorum.



Trafik biraz açılıyor ama önümdeki bayan şoför ilerlemek için arabanın içinde gaz pedalını arıyor sanırım. "Yürüsene artık, sağ ayağının altındakine biraz bas. Allahım, neden kadınlara ehliyet verirler!" diye söylenince "Zaten siz erkekler çok güzel araba kullanıyorsunuz, bak bütün kazaları erkekler yapıyor," cevabını alıyorum. Arabada feminist bir hava var. "Tüm erkekler bayanların hatalarından dolayı gidip sağa sola çarpıyorlar, bundan haberin var mı?" demek istiyorum ama alacağım en ufak cevap bile yıkıcı etki yaratır diyerek yola bakıyorum.



Yol açılıyor ve tam hızlanmak üzereyken sevgilimden gelen feryat ile frene basıyorum... "Ayyyy, dikkat et adam varr!" Nerede? Nerede adam var? Nerede diye bakınırken, takriben 600 metre uzaktaki belli belirsiz seçebildiğim adamı görüyorum. "Ama aşkım hızlı gitsen ve adam yola fırlasa diye şey ettim ben," diyen bir kadınla ilişki yaşadığımı fark ediyorum. "Aşkım ama ödümü patlattın. Baksana o adam bizden 3 uzay yılı uzaklıkta," dememle "Aman sende sanki çok iyi araba sürüyormuşsun gibi bir de bana espri yapıyorsun," cevabını almam Flash Gordon'u bile kıskandıracak bir hızla gerçekleşiyor.



Güç bela konser alanına gelip arabayı park ettikten sonra girişe geliyoruz ve ta-taaa... Pandora'nın kutusu açılıyor ama içinden bizim biletlerimiz hariç her şey çıkıyor. Ruj, fondöten, pudra, mp3 çalar, anahtarlık (ucunda koala büyüklüğünde ayıcık bağlı olanından), telefon vs. gibi 44 kalem ürünün arasında bir tek konser biletleri yok. 200 YTL verdiğim ama şu anda kapısında kaldığım konsere girmek için sevgilimin evde unuttuğu biletler. "Aşkım nasıl unutursun, ee giremeyeceğiz şimdi," dememle bugüne kadar duyduğum en parlak fikir geliyor, "Ee aşkım 2 bilet daha alalım, nasıl olsa ötekilerin parasını bir şekilde iade ederler...". Bir şekilde mi? Hangi şekilde? Öyle bir şekil yok!



Ve geldik gecenin sonuna. Korkunç bir trafik, yüzümde katman katman ruj izi, gece boyunca çekiştirdiğim dekolteler, sinir bozucu bir konser ve gelecek ay ödemem gereken kredi kartımdaki 400 YTL'lik konser ücretiyle sevgilim kolumda evimize dönüyoruz...





1 Ağustos 2008









Kaynak: Joy Dergisi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:32 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.