Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Hayat Soruları (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=485)
-   -   Küçük Tatil Köyü (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=21389)

bluemoon24 29-12-2008 03:24 AM

Küçük Tatil Köyü
 
Başarılı ve çok zengin bir iş adamı yıllar süren yoğun çalışmalardan sonra artık yorulduğunu ve ihtiyacı olan enerjiyi yitirmekte oldugunu farkeder. Deniz kenarında bulunan küçük bir tatil köyüne gider. Sahilde yürüyüş yaparken, bir balıkçı ile karşılaşır ve ayaküstü yapılan kısa bir sohbetin arkasından dost olurlar. Balıkçı işadamını teknesine davet eder ve balığa çıkmayı önerir. İşadamı yıllarca içinde bulunduğu kapalı iş ortamından sonra böyle bir teklifi heves ile kabul eder. Gün boyu birlikte doğanın kendilerine sunduğu güzellikleri sessiz bir anlayış içinde paylaşırlar. Beldenin güzelliği karşısında büyülenen iş adamı, kendisinden dostluğu dışında hiç bir karşılık beklemeyen balıkçıya teşekkür etme ihtiyacı duyar ve kendisine bir teklifte bulunur.









Bu gün beni kabul ettin, parçası olduğun bu güzellikleri benimle paylaştın. Minnetimi ifade edebilmek için sana bir iş teklifinde bulunmak istiyorum. Görüyorum ki burda sattığın balıklar ancak karnını doyurmaya yetiyor, fakat sen bu işin uzmanısın. Gel sana iş dünyasını öğreteyim, balıklarını büyük şehirde satalım böylece daha çok kazanırsın.









Balıkçı, gülümseyen gözlerle iş adamına bakmaktadır. İş adamı devam eder:

Daha çok kazanabilir, kendine daha büyük bir tekne alırsın, böylece daha çok balık tutabilirsin, senin adına bu işi yapacak işçiler tutabilir ve büyük şehire taşınabilirsin. Büyük bir şirket kurar, şirketin başına geçersin ve yurtdışına açılabilirsin.









İş adamı büyük bir neşe içinde anlatmayı sürdürmektedir, balıkçı sessizce kendisi için yaratılan bu dünyayı gözlerinde canlandırır ve merakla sorar:









Fakat işleri bu kadar çok büyütmek için gece gündüz hiç durmadan çalışmam gerekmez mi?



Gerekir elbet der iş adamı.



Karım ve çocuklarımla daha az zaman geçirmem gerekmez mi?



Gerekir elbet



Eğer gece gündüz çalışırsam, çok yorulmaz mıyım?



Yorulursun elbet



Peki çok yorulup, ailem ile az görüştüğüm zaman mutsuz biri olmaz mıyım?



Olursun elbet



Peki mutlu olmak için ne yapacağım?



Ailen ile tatile geleceksin



Ama ben zaten burdayım, neden tekrar buraya gelmek için bu kadar zahmete gireyim?









Yoğun bir iş günü sonrası, internetten gelen mektuplarımı kontrol ederken karşıma çıkıverdi bu yazı. Bir an düşündüm, yaşam mücadelemin sonucunda varacağım nokta, küçük bir tatil köyünde kaybedilen huzurumu ve mutluluğumu aramak mı? Yıllar içinde bir dantel oyası gibi dokuduğum iş hayatımı düşündüm. Gerçekten de bunca yıldır, gece gündüz çalışmak ve ailemden uzak kalmak mıydı aslında yaptığım?









Verecek basit ve kısa bir cevap bulamadım. Tecrübelerimle oluşan birikimin nasılda yaşantımı şekillendirdiğini ve şimdiki beni yarattığını düşündüğüm zaman konunun basit bir doğru yanlış meselesi olmadığına ikna oldum.









İş yaşantısı hiç bir zaman kolay olmadı. Başarılarımın da hatalarımın da hep bir bedeli oldu. Bedelini ödeyemeyeceğin hiç bir şey için söz verme, söz verdiğin zaman asla bedel ödemekten kaçma!. Sevgili babamın sesi bir kez daha zihnimde çınladı. Öyle zamanlar oldu sevdiklerimden yada manevi ihtiyaçlarımdan önce gelmedi mi işim? Tabiki zorlandım. Duygularım ile yapılması gerekenleri ayırmak için kendime katı kurallar koymam gerekti. Prensiplerim kolayca oluşmadı. Yıllar içinde yaşanılan tecrübelere dayanarak, doğal süreçlerinde yerlerini aldılar hayatımda.





İş yaşantım, özel yaşantım diye ayırmak zor geliyor. İkisi de iç içe geçmiş aslında. Duygularım, düşüncelerim, hayat görüşüm, kurallarım değişmiyor ki. Birinde öğrendiğim öbür yaşantımda etki ediyor. İş hayatı hiç bir zaman sadece iş yaptığım ve para kazandığım bir yer olmadı benim için. Benimsediğim ve değer verdiğim bir yaşam biçimiydi aslında. İşimi daha iyi nasıl yaparım sorusu her zaman zihnimde yer kapladı.









Sanırım bu süre içinde en zorlandığım konulardan biri kendime dürüst olmayı öğrenmemdi. Bahaneler arkasına gizlendiğimde, yitirdiğim en önemli değerin kendi özsaygım olacağını zor yollardan öğrendim...









Kötü tecrübelerimi şimdi daha çok seviyorum. Onlar değil mi ki hep daha iyiyi yapmam için kamçıladılar...Onlar değilmi ki hatalarımı dürüstçe açığa çıkararak kendimi geliştirmeme imkan tanıdılar. Bu kadar pozitif düşünmeyi ne zaman başardım acaba? Farklı insan yapıları içinde ister istemez aldığım eğitimlerin önemli katkısı olmalı. İyi ki hiç bir zaman insan seçme yada şikayet etme hakkını tanımadım kendime, yoksa nasıl bu tecrübeleri kazanabilirdim? Her zor insan her zor olay, beni bir parça daha olgunlaştırdı belkide. İnsan bilmediğinden rahatsızlık duyarmış, bende öğrendikçe geliştim, korkularımı yitirdim.









Sorunlar değil çözümler ile ilgilendim hep, bahanelerle kendime engeller koymadım hiç ve izin vermedim yapamam sözcüğünün beni esir etmesine. Zoru hemen başarırım, imkansız biraz zaman alır. Gülümsemeden geçemedim bu cümleyi düşününce; kızım ofisindeki duvarına asmış yazımı... Her ne kadar uzak olsamda, biz hep birlikteyiz aslında...









Öğle tatilim bitti... işe dönme zamanı...

Küçük bir tatil köyünde kaybedilen huzurumu ve mutluluğumu aramak için mi çalışıyorum?









Gülümsüyorum...Ben seçimlerimle yaşarım. Küçük bir tatil köyünde gerektiğinden fazla kaldığınızda sivri sinekler ısırmaya başlar. O köyde yaşamaya karar vermişseniz, sivrisineklerle yaşamayı kabullenmek gerek.













Perihan Yazıcı

Kaynak: HamileBilgi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:26 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.