![]() |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR HATA 9 İŞİNİ YAPMAYI YETERLİ SANMAK Genç bir trompet sanatçısı oldum olası hayrandır Louis Armstrong a. tek bir amacı vardır. onun gibi trompet çalabilmek. Nihayet bir konser sonrasında kulisin kapısında sıkıştırır sanatçıyı -Çok merak ediyorum bu sesi nasıl çıkarıyorsunuz? Ben de yıllarımı verdim bu işe. Günde 8-10 saat egzersiz yapıyorum. En iyi hocalarla çalıştım, çok iyi nota okurum. Elimdeki trompetin sizinkinden fazlası var, eksiği yok.Neden sizin gibi çalamıyorum? Armstrong gülümser, elini genç adamın omzuna koyar, ve o ünlü cevabını patlatır. -Delikanlı, sen trompete gördüğün notadan üflüyorsun, ben ise ruhumu. işte aradaki fark bu. İşin ucundan tutmayın. Oluversin, yetivers,in, elimden bu kadarı geliyor, olduğu yere kadar diye geçiştirmeyin. İşini yapıyor olmayı yeterli sanmak gaflet uykusuyla eşdeğerdir. İŞİNİZE RUHUNUZU ÜFLEYİN, HİÇBİR İŞİ HAFİFE ALMAYIN. |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR Alıntı:
|
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR seni görmek de hep içten bir gülümseme biliyorsun ki :) bazen yüreğimizle bazen ruhumuzla örtüştürüyoruz bu olguyu. bana öyle geliyor ki, yüreğimiz, ruhumuz ve bedenimiz aynı yerde buluşmak zorunda. belki benliğimizin parçalandığı zamanlar yerler ve durumlar dır bizi başarısız ve mutlu kılan sadece. |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR HATA 10 20 YIL SONRASINI DÜŞÜNMEMEK.. Bundan 20 yıl sonra yaptıklarınız için değil, yapmadıklarınız için üzüleceksiniz. ve bu üzüntünüz, 20 yılda bir katlanacak. Ölüm döşeğindeki birinin keşke işime biraz daha fazla zaman ayırabilseydim dediği duyulmamıştır. Pratikte yapmadıklarınızla yapamadıklarınız arasında bir fark yoktur. Hiç zaman kaybetmeden 20 yıl sendromunun farkına varın.Zararın neresinden dönülse kardır. YAPAMADIKLARINIZIN DA MUHASEBESİNİ TUTUN. |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR Çok güzel paylaşımlar hepsini okuyamadım devam edeceğim ama en kısa zamanda.tşk. |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR HATA 11 YÖNTEMBİLİMİ KÜÇÜMSEMEK "Beyaz adam" topraklarına el koyduktan sonra şehirde dolaşmaya çıkmış bir gün Kızılderili Büyücü.. Kapısında disco yazan büyük bir binadan müzik sesi geliyormuş. Bakmış kapı aralık başını uzatmış içeriye. İnsanlar toplanmış dansediyorlarmış. İnanılmaz bir ritm, rengarenk ışıklar, aynalar, dumanlar. İrikıyım güvenlik görevlisi -Birşey mi istiyorsun ihtiyar? diye yaklaşmış. Büyücü biraz tedirgin olmuş. -Sadece dansedenlere bakıyorum. diye cevap vermiş. Görevli, biraz da küçümseyerek sormuş. -Güzel dansediyorlar değil mi? "Evet" demiş Büyücü. "evet çok güzel dansediyorlar ama, git onlara söyle, bu şekilde dansederek asla yağmur yağdıramazlar" Neyi, Neden Ve Ne için Yaptığınızı sorgulayın. BİR YÖNTEMİ OLMAMAK , HEDEFİ OLMAMAK KADAR RİSKLİDİR. YÖNTEMİNİZ, HEDEFİNİZLE UYUMLU OLSUN |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR HATA 12 ROL YAPMAK Son yüzyılın en büyük mimarlarından biri olan Louis İsadore Kahn "Çizgili boyanmış at, zebra değildir" derken söylediği, bir estetik kategorinin tanımını aşıyor. Yağmur yağmasını bekleyecek kadar sabırlı biri çıkarsa karşınıza, boyanızın dökülmesi çok zaman almayacaktır. Rol, başka bir hayatın taklit edilmesidir. Kendi hayatınızı oynayın. ROL YAPMAYIN. GÖSTERİ YETENEĞİNİZİ KULLANIN. |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR HATA 13 AYRINTILARI ISKALAMAK Acemkürdi makamının zarif şaheserlerinden olan "Rüzgar Uyumuş.."un şairi Cenap Muhittin Kozanoğlu'nun, şarkının bestekarı Refik Fersan'a yazdığı 29 aralık 1961 tarihli mektupta dile getirdiği yakınmayı, Murat Bardakçı'nın keyif verici bir çalışmasından aynen aktarmak isterim. Muhterem üstadımız efendim, Bahçede'nin başına gelenler, öksüzün başına gelmemiştir. Şimdi de bazı hanende hanımlar, üçüncü mısradaki "Gel" kelimesini "Bak" a çevirdiler. "Bak çıt bile yok " değil, "Gel çıt bile yok" dur. Sevgili davet olunuyor, korkusunu, endişesini gidermek için teminat veriliyor. Rüzgarın uyuduğu, ayın dalmakta olduğu, bir-iki yıldız varsa onların da ölgün baktığı, görmez bir halde olduğu, ıssızlığın her tarafa hakim olduğu sayılıp dökülüyor. Bütün bunlar,GEL diyebilmek içindir. BAK diye, uzaktakine değil, yanyana duran sevgiliye hitab olunur.O zaman da kırk dereden su getirmeye lüzum kalmaz ve söylenenler düpedüz haşv olur. GEL ve BAK arasında nağme bakımından belki fark yoktur, ama mana bakımından sera ile süreyya kadar fark vardır. Böyle de olmasa , herhangi bir hanımın veya beyin bestesi aziz üstada, güftesi bana ait bir parçayı tashih buyurmaya hakkı yoktur. KİŞİSEL KALİTE yi yaşama biçimi olarak seçmek, bir bedel ödemeye razı olmaktır. İşte Türk insanına zor gelen, DEĞERLİ GETİRİLERİN, MUTLAKA BİR ÇABA GEREKTİRECEĞİ yolundaki bu evrensel doğruyu kabullenmektir. NE FARK EDER DEN UZAK DURUN.. |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR HATA 14 MUTLAKA CEVAP BULMAYA ÇALIŞMAK Publius Sycrus, "Her soru bir cevaba layık değildir " diyor. Kişisel gelişim yolundaki bilgi derinliği, bilge derinliğinden farklı bir kavramdır. Her soruya cevap yetiştirmeye çalışmak, her zaman biraz itiş- kakış kokar. Biraz düşünürseniz, aslında hepsini yanıtlamaya da mecbur olmadığınızı fark edeceksiniz. SÖZÜ VE SESSİZLİĞİ DENGELİ KULLANIN.. |
Cevap: HATALI ALANLARDAN BAĞIMSIZ İNSANLAR HATA 15 DERS ÇIKARMAKTA ÖZENSİZ DAVRANMAK Tanrı, her insanı yaratırken,bir kalem bir de silgi vermiş eline. Dünyada iz bırakmak için yazıp çizerken, hatalarımızı silebilmek için fırsatımız olmasını istemiş. "Kırdığımız kalplerden, tutmadığımız sözlere varıncaya kadar." Aslına bakarsanız hata yapmak belki de insana has özgürlük. Çünkü diğer canlıklar genellikle hatalarından ders alır, tekrarlamamaya çalışır. Arada kaleminize ve silginize bir göz atın. Eğer kaleminiz makul bir boyda iken , silginiz epeyce küçülmüşse çok hata yapıyorsunuz demektir. HATA ve ÖZÜR İLŞKİSİNDE ORANTISIZ DAVRANMAYIN. ________ Böyle demiş Nihat Demirkol kitabında ve ilk bakışta doğru geliyor sanki insana, elinde sadece kalemle silgisiz kalıvermek yanlış gibi. Ama o kadar korkunç gelmedi bana bu ne garip, beni hatta silgimin tertemiz duruyor oluşu varsayımı daha çok irkiltti. Yanlış yollara sapmadan doğru yolu bulabilir ama yolu doğru bulamayabilirmişim gibi..Bu belki de kendimle ilgili , hiçbir şeyi deneyimlemeden geçemedim ben.Hataysa hata, hep en baştan bedelleri ödemeye yürekli oldum , silgiye çok da uzanmadı elim , her hatamın altına uzanıp kalemle imzami kondurdum.. Bu noktada Jorge Luis BORGES in bakış açısı daha çok bana göre sanki. Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:07 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.