Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Geliştiren Yazılar (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=371)
-   -   Küçük Şeyler'den Alıntılar (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=620470)

sweeet 02-02-2012 03:24 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Sonuna yetişmişim ama olsun beş dakika bile yetti. Benim yetiştiğim yerde sevgi üzerine yine çok güzel şeyler anlattı. Zerynthia kedicikleri anlattı evet . :)) Kedilere nankör diyor insanlar. Biz öyle dediğimiz için mi öyleler? Yok mu nankör olmayan kediler? Her canlı değerlidir. Sevgiyle yaklaşmasını bildikten sonra.

Işıldayan Safir 02-02-2012 03:34 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Alıntı:

sweeet Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 819390)
Sonuna yetişmişim ama olsun beş dakika bile yetti. Benim yetiştiğim yerde sevgi üzerine yine çok güzel şeyler anlattı. Zerynthia kedicikleri anlattı evet . :)) Kedilere nankör diyor insanlar. Biz öyle dediğimiz için mi öyleler? Yok mu nankör olmayan kediler? Her canlı değerlidir. Sevgiyle yaklaşmasını bildikten sonra.

Benim korkum biraz daha farklıydı. Küçükken kedi kovaladığı için korkuyordum kedilerden. Yurtta da zor zamanlar yaşamıştım bu nedenle. Ama nankör olduklarını hiç düşünmedim kedilerin ya da başka hayvanların. Mesela kara kedilere de uğursuz derler ama ben bayılıyorum onlara. Belki dokunanıyorum, kucağıma alıp sevemiyorum ama aslında hayranlık besliyorum ve çok seviyorum uzaktan da olsa. Hepsi bir baladır, candır.


sweeet 02-02-2012 03:48 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Kedilerden korkmam da bazen boyut ve duruş itibari ile bazı köpekler tedirgin ediyor beni ama ben aşmaya çalışıyorum onu da. Küçükken ananemlerin köpeği üzerime atlamış bahçede. Aslında niyeti kötü değilmiş sonuçta oynamak istemiş köpekcik. Ama gel sen bunu benim çocukluğuma anlat. :D Ama öyle köpekler var ki sevebildiğim çok evcil, çok sakin, çok uslu üzerime atlamadığı sürece sorun yok. :)) Sokak köpekleri bazen tedirgin ediyor. Aslında tedirgin eden kovalama ihtimali. Hayır, beni neden kovalasın ki? diyorum sonra durduk yere. :D

Benim de yeşil gözlü kara bir kedim vardı köyde yavruyken bulmuştum onu ne oyunlar oynardık. Kucağımda uyuturdum. Hiç de bir uğursuzluğunu görmedim. Çok samimiydik sonra büyüdü kocaman oldu kucağa sığmaz oldu. Yavruları bile oldu. Ondan sonra onu ilk bulduğum yaz ki gibi ne onunla ne de başka bir kediyle öyle sıcak bir sevgi muhabbetim olmadı. Kedilerin fotoğraflarını çekmeye bayılıyorum. Çok fotojenik hayvanlar.

Şimdi evde muhabbet kuşu besliyoruz. Cidden muhteşem bir şey canlılar sevgiyi anlıyorlar. Hayvanlar bile sevildiğini çok net hissedebilirken sevginin gücü bu kadar mükemmelken, dokunduğu herşeyi güzelleştirebiliyorken insanları da aynı şekilde koşulsuz sevebilmek gerek. Koşulsuz olmasa bile sevmek gerek insanı da her canlıyı da. Hayvandan ne beklentimiz var ki ıssırmasın, tırmalamasın, yanımızda olsun. :))

Işıldayan Safir 02-02-2012 04:29 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Beni de hayvanların kemiklerini hissetmek çok kötü etkiliyor. Kuş olsun, köpek olsun, hatta küçük bebekler olsun. Zarar verecekmişim gibi hissediyorum. Kucağıma filan almakta çok zorlanıyorum. Özellikle hayvanlara dokunamıyorum ama korkularımın da payı var tabii. Ben anca giderim işte salyangoz filan alırım. Onları severim. Vardı benim bi tane salyangozum. Adı da Rocky'ydi. khkh56

Işıldayan Safir 02-02-2012 04:36 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Ben alıyordum. Sümüklü bir şeydi. Ama kabuğu temizdi. khkh56

Işıldayan Safir 02-02-2012 04:44 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Sanki insanoğlu sümüklü değil. khkh56

Işıldayan Safir 02-02-2012 05:17 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
İlerde alacağım bundan bir tane. Yerim yaaaa! Bu arada gerçekten kediler çok fotojenikler. Ben de katılıyorum. Rabbim ne güzel yaratmış.


Işıldayan Safir 02-02-2012 05:37 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Bu arada sokak hayvanlarının bakımının üstlenmesinden yanayım. Daha sevap bence petshoplarda özel cinsler arayıp onlara tonla para ödemektense.

ercanqur 02-02-2012 07:20 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Evet özelliklede soğuk havalarda elimizden hiç bir şey gelmiyorsa karlı havalarda onlara birzda olsa yiyecek vermeliyiz çünki karlı havalarda hayvanların bir çoğu yiyecek bulamıyor istanbulda kar var ve ben bugun bir kaçınıda olsa doyurdum .

Işıldayan Safir 04-02-2012 01:22 AM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Alıntı:

sweeet Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 819376)
Benim babam unutmaz. O da evli bir erkek öyleyse o kadar da ütopik düşünmüyorsun. Ne evlilik yıldönümünü ne sevgililer gününü... Eskiden böyle miydi hatırlamıyorum ama son yıllarda böyle :)) Sevgili eş konusunda her zaman ne istemediğimizden çok ne istediğimize odaklanmalıyız. Mesela yıldönümü önemlidir. Ama özel günler dışında sürpriz yapabilen erkek daha değerlidir. Çünkü özel günlerde her yıl hatırlıyorsa adam. Bu yıl da hatırlayacak, unutacak mı heyecanı yok. :p Bir de yeni FIAT reklamı çok hoş ya en sondan bir önceki kapıdaki sahne. Yıldönümü ile ilgili bir kaç sahnesi var da en son evin kapısındaki sahneye bayıldım. :D

Neyse kitap konusuna gelirsek söylemek istediğim bir kaç şey var. Kitapta öğrenilecek çok şey var arkadaşlar. Üstün Dökmen nerede bir konuşma yapıyorsa veya bir yazı yazmışsa orada durup bir dikkat kesilirim. Herkese tavsiye ederim. Çok da rahat okudum.

Bazı kişiler bilgisayar ortamında yazı okumakta zorlanıyorlarmış. Bu konuda Melik Duyar hızlı okuma konusundaki çalışmalarda özellikle çıktı alıp okumayı öneriyor. Onu da aklıma gellmişken söylemek istedim. Sizin okumanızın bize değil en çok kendinize faydası var unutmayın.

Siz okuyup bilginizi arttırdıkça düşünceleriniz de başka şekillenir. Bu kitaplardan alıntıların böyle paylaşılması birer fırsattır. Lütfen farkında olun. Kurtulmak istediğiniz olumsuz düşüncelerden kurtulmanıza fayda sağlar. Telkinlerin etkisini görmek ve farkındalıklarınızı arttırmak konusunda fayda sağlar. Lütfen kendiniz için okumayı seçin.

Tekrar emeğine sağlık Zerynthia. Sevgiler.

Alıntı:

sweeet Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 819378)
Söylemeyi unuttum şimdi telefonlarda ajanda ve takvimler çıkalı hatırlama konusunda mertlik bozuldu. Hele facebook falan herkes görüyor orada doğum tarihini kapadın mı kimse hatırlamıyorsa arkadaşlar falan ne acı.

Teknolojinin yararları ve zararları işte yine de en faydalı şekilde kullanmayı seçiyorum. Aslında ajandalar o kadar kötü değil. Yani son gün alarm kurup aa bugün şu varmış demek yerine o ay acaba bugün hangi özel günler var diyip bir genele göz atmak faydalı oluyor. :))

Benim için hediye seçmek ince ve çoğu zaman keyifli bir iştir. Hele çok sevdiğim biri ise hediye alacağım dükkan dükkan gezerim en uygun hediyeyi bulmak için ve takdir edersiniz ki son gün hatırlamak bu durumda iyi olmaz, olmuyor da. Kutluyorum ama hediyesini sonraya bırakıyorum.

Ha bir de zararın neresinden dönülse kardır. Hayat gailesi insanlık hali kimi ayın kaçında olduğunu bile unutuyor bazen ben unutanlara kızmıyorum. O insan değer verdiğini belli ediyorsa her fırsatta nasıl kızarsın ki? Yıl dönümünü unutabilir ama kaç yıl olduğunu unutursa o zaman kızabilirim. Mikro ölçüde büyüklüklerde sorun yok makro da orantılı olarak sorun büyük olabilir. :D hehehe

Ayyyyy Aybalam eveeeettt biliyorum var o kişi. Tabii önemli olan beni görmesi, bulması, farketmesi vs. İlişkiler konusunda hiiiiççç mütevazi olamayacağım. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş lafının arkasına sığınarak evde kalmış olsam da bu konuda uzman olduğumu iddia ediyorum. girlhaha İlişkilerin bitmesinin en önemli sebeplerinden birinin monotonluk olduğunu düşünüyorum. O nedenle çiftler birbirlerini şaşırtabilmeliler, sürprizlerle ilişkilerini canlandırmalılar...

Ben hiç romantik olmadığımı düşünüyorum ama olabilirim heralde bundan sonra. Yaşla alakalı biraz sanırım. Ama en önemlisi birlikte olduğunuz kişi. Mesela bundan 2 hafta öncesine kadar çocuk doğurma fikrim bile yoktu ama artık var.

Tarihlere gelince bana tuhaf gelen bazı şeyler var. Mesela ben hiçbir ilişkimin hangi tarihte başlayıp bittiğini bilmem. Bana basit gelse de önem veren çok insan var. Ama tabii ki insanın evlendiği tarihi unutması da bir o kadar tuhaf. O çok özel bir gün. Doğum günleri de...

Hediye konusunda ben de ince eleyip sık dokuyanlardanım. Karşındakine verdiğin değerin bir ifadesi bence. O kişiyi düşünüyorsun, zamanını harcıyorsun, mutlu olsun diye geziyorsun, zevkine göre bir şey seçmeye çalışıyorsun. Çok ince bir davranış. Ben hediyelerimi çok severim ve çok değer veririm. Bir de bazıları kendisine verilen hediyeyi başkasına veriyor sıkılınca. Bu benim için olumsuz bir davranış.

Cevap yazana kadar biraz daha zorlasam hafta geçecekti. Ama başardım. Yanıtladım sonunda. girlhaha

Işıldayan Safir 04-02-2012 03:17 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Alıntı:

ercanqur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 819415)
Evet özelliklede soğuk havalarda elimizden hiç bir şey gelmiyorsa karlı havalarda onlara birzda olsa yiyecek vermeliyiz çünki karlı havalarda hayvanların bir çoğu yiyecek bulamıyor istanbulda kar var ve ben bugun bir kaçınıda olsa doyurdum .

Evet çok iyi bir şey yapmışsın.

Ben ekmeklerin sadece kabuklarını yediğim için çok büyük bir kısmı kalıyor. Çöpe atmak da kendimi kötü hissettirecek bir şey. Başka canlılar yararlansınlar istiyorum. Vicdanen de daha huzurlu ve rahat oluyorum. O nedenle ekmeklerin içlerini didikleyip camın önüne koyuyorum. Herkese de tavsiye ederim. Mesela evimizin çevresinde bulunan güvercinler beni tanıyor ve beni gördüklerinde ekmek verme niyetiyle çıkmasam da derhal bizim camın önüne geliyorlar. Şuan da 20 tanesi filan camın önünde yemeklerini yiyor.

Bir de özellikle söylemek istediğim bir şey var. Kalıp halinde dışarıya hayvanlar nasıl olsa yer diye atılan bayat ekmekler var. Biraz insaf lütfen. Öyle kalıp halinde atmayın ekmekleri dışarı. Ben ekmekleri didikleyerek koyuyorum ve kırıntısını dahi bırakmıyorlar ama kalıp halinde koyduğunuzda o ekmek orada öylece kalıyor, hem görüntü kirliliği hem de nimete saygısızlık oluyor. Kitapta ekmeğe gösterdiğimiz saygıdan bahsediyor ya Üstün bey ekmek yere düştüğünde gösterdiğimiz hassasiyeti, öpüp başımıza koymalarımızı hayır yapacağınız zaman da gösterin. Bayatladı, artık hayvanlar yer mantığıyla ortalığa atmayın.

Sevgilerimle. actionsmile

sweeet 04-02-2012 08:22 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Alıntı:

Zerynthia Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 819564)
Ayyyyy Aybalam eveeeettt biliyorum var o kişi. Tabii önemli olan beni görmesi, bulması, farketmesi vs. İlişkiler konusunda hiiiiççç mütevazi olamayacağım. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş lafının arkasına sığınarak evde kalmış olsam da bu konuda uzman olduğumu iddia ediyorum. girlhaha İlişkilerin bitmesinin en önemli sebeplerinden birinin monotonluk olduğunu düşünüyorum. O nedenle çiftler birbirlerini şaşırtabilmeliler, sürprizlerle ilişkilerini canlandırmalılar...

Ben hiç romantik olmadığımı düşünüyorum ama olabilirim heralde bundan sonra. Yaşla alakalı biraz sanırım. Ama en önemlisi birlikte olduğunuz kişi. Mesela bundan 2 hafta öncesine kadar çocuk doğurma fikrim bile yoktu ama artık var.

Tarihlere gelince bana tuhaf gelen bazı şeyler var. Mesela ben hiçbir ilişkimin hangi tarihte başlayıp bittiğini bilmem. Bana basit gelse de önem veren çok insan var. Ama tabii ki insanın evlendiği tarihi unutması da bir o kadar tuhaf. O çok özel bir gün. Doğum günleri de...

Hediye konusunda ben de ince eleyip sık dokuyanlardanım. Karşındakine verdiğin değerin bir ifadesi bence. O kişiyi düşünüyorsun, zamanını harcıyorsun, mutlu olsun diye geziyorsun, zevkine göre bir şey seçmeye çalışıyorsun. Çok ince bir davranış. Ben hediyelerimi çok severim ve çok değer veririm. Bir de bazıları kendisine verilen hediyeyi başkasına veriyor sıkılınca. Bu benim için olumsuz bir davranış.

Cevap yazana kadar biraz daha zorlasam hafta geçecekti. Ama başardım. Yanıtladım sonunda. girlhaha


Ne evde kalması genceciksin daha. Ayrıca hala beyaz atlı prensin gelmediyse o konuyu belki de hep ikinci plana attığın içindir. Ben öncelik meselesi olduğunu düşünüyorum. Gerçekten istediğin zaman en doğru zamanda en doğru insana yıldırım aşkıyla tutulursun inşallah. Tabi o doğru insan da sana. Şiparişi doğru verelim. ( Duam olsun, mutlu ol. Amin.)
vee sonsuza dek mutlu yaşadılar.

Romantizm öğrenilebilir, bence pratikle de geliştirilebilir. Teoride kalmamalı öğrenilenler her konuda olduğu gibi uygulama şart. :))

Ama bazıları vardır ki doğuştan romantik, duygusal, yazıp çizmeyi sever, konuşurken dudaklarının arasından dölülüverir kelimeler. Bana göre o da bir yetenek işte.

Kadın erkek fark gözetmeksizin yeri ve zamanı geldiğinde romantik olabilmeli insan.

Alıntılarda şu özel günlerden bahsettiği bölümde "bu yıl 364 gün çok değer verdin bizim için çok çabaladın inşallah seneye 365'e tamamlarsın" kısmı harikaydı. Söylemeden geçemiycem.

Işıldayan Safir 05-02-2012 12:24 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Şuan Tv de geçen günkü yayının tekrarı var. Dileyenler seyredebilirler.

Işıldayan Safir 07-02-2012 02:37 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Umarım yayın yeni başlamıştır. Star Tv de Üstün Dökmen'in Küçük Şeyler programının yeni bölümü veriliyor.

Sevgiler.

Işıldayan Safir 16-02-2012 11:37 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Küçükken eleştirmiş olabilirmiş. Sus kız. Sen kimseyi olumsuz eleştirmezsin. :)

Olumsuz eleştirilerin niteliğine bakmak gerekiyor önce. Yoksa hepimiz olumsuz eleştirilerde bulunuyoruz. Çünkü herkese ters gelen şeyler vardır mutlaka. O nedenle eleştiri gerekli olan bir şey. Haklı olarak elbette. İnsanlar itile kakıla sadece olumsuz eleştirmeyi öğreniyorlar birbirlerini. Normal yani. Bu birçok yerde böyle.

Ben de bu ara oldukça olumsuz eleştiriyorum. Karşımdakileri rol model almış olabilirim. Bak bunu şimdi farkettim. Ama pişman da değilim. Bilakis çok mutluyum. İnsanlardan haketmediğin davranışlara rastlarsan sen de hak edene hak ettiğini vermeye devam et diyorum kendime iyi ya da kötü... Olumsuz mu davranışlar benden de onu alırlar. Etki-tepki... Herkes ektiğini biçer.

İnsan karşısındaki kişiyi düşünmeli elbette. Ancak eğer karşındaki insan seni zerre kadar düşünmüyorsa, önemsemiyorsa adam yerine bile koymanın anlamı yok. Karşındakinden aldığını aynen iade edersin. Bu da yeni felsefem.

Sonuçta karşındaki için değersizsen tepkilerinin de bir anlam ifade etmemesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Tabii ki kin gütmemek ve zarar verme maksadıyla hareket etmemek kaydıyla...

Işıldayan Safir 29-02-2012 02:27 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Şuanda Star Tv'de Üstün Dökmen'in Küçük Şeyler programı var. Yeni başladı.

Konu: Müzik

Işıldayan Safir 17-03-2012 11:51 AM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Rastladığımda bana da haber ver tatlım. Her zaman izleyemiyorum ben de. Güzel program gerçekten. Bu tarz yayınların artırılması gerektiğine inananlardanım dizilere katlanamayan biri olarak. Hayatım dizi gibi ondan mı acaba? :)

Işıldayan Safir 03-04-2012 02:37 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Şu anda Star Tv'de Üstün Dökmen'in Küçük Şeyler programı var. Dileyenler seyredebilirler.

Işıldayan Safir 03-07-2012 05:23 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Arkadaşlar bu başlık gerçekten çok yararlı. Tüm yazanlar ayrı ayrı çok kıymetli. Tabii kitapla ilgili alıntılarım bitti biliyorsunuz ki. Bu başlığın devamına artık Üstün beyin Küçük Şeyler programından kesitler koyacağım. Okumaktan yorulan arkadaşlar Üstün beyin programlarında anlattıklarından yararlanabilirler. Herkes için çok faydalı olacağına düşünüyorum.

Sevgilerimle.

Işıldayan Safir 03-07-2012 05:26 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 

Işıldayan Safir 03-07-2012 05:33 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 

Işıldayan Safir 04-07-2012 06:34 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Alıntı:

Ezeli_Nur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 825898)

Tabii canım haber vermez miyim :)Evet biliyorum dizilere katlanamıyorsun :DDD Olabilir senin hayatın dizi gibidir :)Yani diyorsun ki başka dizilere gerek yok benim hayatım dizi gibi :D

Ben o mesajı yazdığımı bile unutmuşum yalnız. Evet ya düşünüyorum da hakikaten dizi gibi...

Işıldayan Safir 04-07-2012 06:35 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 

Berilce 05-07-2012 11:37 AM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Alıntı:

Caucasica Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 816643)


Menemen Treni

Bir dostum gerçek diye anlattı. Tren İzmir'den Menemen istikametinde yola çıkmış. Yaşlı bir teyze kondüktörü çağırıp "Yavrum Menimen'e varınca beni bildiriver, aman unutma."demiş.

Kondüktör de "Sen uyu teyzem, Menimen'i vannca ben seni bildiricem." diye garanti vermiş. Teyze güvenip uyumuş. Kondüktör ise olayı unutmuş. Tren Menemen'i geçmiş. Epey sonra kondüktör teyzenin ineceğini hatırlayıp makiniste koşmuş. Treni durdurmuşlar ve üzülmüşler. Gecenin bir vakti kadıncağızın Menemen'e tek başına dönmesi olacak iş değilmiş. Makinist "Dur, ben treni geri alayım, Menemen'e geri dönelim. Gece fark eden olmaz; soran olursa da 'Yanlış makasa girmişiz' deyip idare ederiz" demiş. Ve gecekaranlığında Menemen'e geri dönmüşler. Kondüktör koşup teyzeyi uyandırmış "Kalk teyzem, Menimen'i vardık" demiş. Teyze uyanmış "ömrüne bereket yavrum" diyerek çantasını açmış, bir hap çıkarıp yutmuş. Tekrar başını yaslamış. Kondüktör hayretler içinde, inmiyor musun? diye sormuş. Teyze "Yok yavrum, ben bugün doktora gittiydim, doktor iki tane hap verdi. Birini Basmane'de alcen dedi, ikinciyi de Menimen'i vannca alcen. Ben hapımı aldım, kal sağlıcakla." demiş.

Karşınızdakinin sözlerine veya davranışlarına bakıp onun ne düşündüğünü yüzde yüz anlamanız mümkün değildir. Ancak;

önemli olan, hata yapmamak değil,
yapılan hatalardan ders almak (geribildirim almak),
tecrübe kazanmaktır.

Zihinsel ben-merkezcilik bireylere özgü değildir. Toplumlar da sergiler bu tavrı. Tarih boyunca nice toplum kendini herkesten üstün görmüştür. Bilimde, felsefede bile bu ben-merkezci tavrı görmek mümkündür.

Batılı bilim insanlarının yazdığı "Dünya Tarihi" veya "Bilim Tarihi" adını taşıyan nice kitap sadece Batı tarihinden ve biliminden söz eder. Pes...

Belki benzeri tavır bizde de var. Çocukluğumda şunu sık duyardım: "Efendim, Batı bu seviyeye bizim sayemizde ulaştı. Barutu, kağıdı, pusulayı, biz Çin'den aldık; Batı da bizden öğrendi. Biz olmasaydık var ya, Batı geri kalırdı." Pes...



Aynı tavrı lale yetiştiriciliğinde de sergilemişiz, evet lale bizden dünyaya yayılmış olabilir ama önemli olan sonrası, yani bir şeyi ne kadar ileri götürüp, nasıl besleyip büyüttüğümüz, gerisi boş gurur...Mükemmel bir paylaşım, teşekkürler Zerynthia (alışkanlık olacak nick'iniz değişmiş aslında), çok zevk duyarak okuyorum satırlarınızı, iyi ki varsınız...25889

Işıldayan Safir 07-07-2012 02:28 PM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Alıntı:

Berilce Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 825951)
Aynı tavrı lale yetiştiriciliğinde de sergilemişiz, evet lale bizden dünyaya yayılmış olabilir ama önemli olan sonrası, yani bir şeyi ne kadar ileri götürüp, nasıl besleyip büyüttüğümüz, gerisi boş gurur...Mükemmel bir paylaşım, teşekkürler Zerynthia (alışkanlık olacak nick'iniz değişmiş aslında), çok zevk duyarak okuyorum satırlarınızı, iyi ki varsınız...25889

Evet değiştirmem gerekti. :) Sen de İyi ki varsın Berilce. :)

Işıklı yol 23-04-2013 10:37 AM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Bu başlığı güncellemek istedim arkadaşlar. Güzel mesajlar içeriyor. Sevgimle

marea476 06-09-2017 02:31 AM

Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
 
Alıntı:

Işıldayan Safir Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 817192)

Okuma terapisi (biblioterapi), filmterapisi (sineterapi) adı verilen yaklaşımlar var. Birincisinde belirli kitapları okuyan, ikincisinde ise film izleyen bir grup bunu bir uzmanın denetiminde tartışır. Söz konusu uzmanın, etkileşim grupları konusunda bilgi sahibi bir psikolog, psikiyatrist veya psikolojik danışman olması gereklidir. Bu yaklaşımlar, tedavi amaçlı uygulanabileceği gibi, rehberlik/psikolojik danışma kapsamında ruhsal gelişim sağlamak amacıyla da kullanılabilir. Kullanım amacı ne olursa olsun, grubu yönetecek liderin psikoloji, rehberlik veya psikiyatri alanında uzman olması vazgeçilmez şart olmalıdır. Bu alanlar dışında uzmanlaşmış kişilerin yönetecekleri tartışma grupları da şüphesiz yararlı olabilir, ancak başka bir şey sayılır; biblioterapi veya sineterapi sayılmaz.

Bir süredir, kişilerarası iletişimle ilgili seminerlerimde, konferanslarımda zaman zaman astronomiyle, biyolojiyle ilgili kısa kısa bilgiler vermeye başladım. Bazen de müzik eşliğinde, Büyük Patlama'dan (belki böyle bir şey var) bu yana evrenin, dünyanın oluşumunu anlatıyorum. Bu uygulamaya "Evreni Hatırlama Egzersizi" adını verdim. Bunların tümünün izleyicilere iyi geldiğini, onları rahatlattığını, yaşama farklı bir gözle bakmalarını sağladığını, yaşama sevinçlerini artırdığını gözlüyorum. Bu gözlemlerden yola çıkarak ve biblioterapi, sineterapi kavramlarından esinlenerek "Hobiterapi" adını verdini bir yaklaşım ortaya koymayı düşünüyorum.

Hobi terapide, küçük gruplarda katılımcılara astronomi, biyoloji, arkeoloji, antropoloji, fizik, coğrafya gibi alanlarda veya el sanatları konusunda, herkes tarafından anlaşılabilir dilde, çoğunluğun ilgisini çekebilecek nitelikte bilgiler verilecek, küçük uygulamalar yapılacak, etkileşim grupları konusunda eğitim almış bir psikolog, psikolojik danışman veya psikiyatrist liderliğinde, gru püyelerinin duyguları-düşünceleri ele alınacaktır.

İnsanlar, coğrafya okuyor, teleskopla gözlem yapıyor veya el sanatlarıyla uğraşıyorlar; bunlar zaten hobi terapi oluyor diye düşünülebilir; ancak bu doğru olmaz. Bu tür uğraşlar, hobiler, uğraşana iyi geliyor olabilir, belirli bir terapötik etkileri bulunabilir. Ama burada söz konusu olan terapötik etki, kontrol altına alınmış, sistematik hale getirilmiş bir etki değildir; tesadüfi niteliktedir. Bu yüzden biyoloji okumayı, hobi edinmeyi, hobi terapi saymıyoruz. Hobi terapide, sistematik bir tarzda psikolojik müdahale, liderin bilinçli bir katalizörlüğü söz konusudur. Hobi terapinin işleyişi genel çizgileriyle şöyle olmalıdır:

Grup, etkileşim grupları konusunda uzmanlaşmış bir ruhsağlığı uzmanının liderliğinde toplanır. Astronomi, biyoloji... konularında yetişmiş bir uzman, grubun anlayacağı dilde bilgiler verir; veya grup lideri, astronomi, biyoloji... uzmanlarınca hazırlanmış bilgileri okuduktan sonra gruba aktarır; ya da grup üyeleri biblioterapide olduğu gibi grup öncesinde bu bilgileri kendileri okurlar. Bunun üzerine lider grup içinde paylaşım başlatır. Üyeler edindikleri bilgilere ilişkin duygularını, izlenimlerini paylaşırlarken, lider belirli psikoterapi/psikolojik danışma yaklaşımlarına uygun olarak grubu yönetir. Örneğin psikodrama yapabilir veya bilişsel-davranışçı yaklaşımı uygulayabilir. Gerekli bulduğunda eklektik bir yaklaşım izleyebilir.


güzel...uygulama yapılmış mıdır ?


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:42 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.