![]() |
Aydoldu (Dolunay) Kutadgu Bilig'den... AYDOLDU (DOLUNAY) Aydoldu adında zeki, dürüst, güvenilir adam vardı, hükümdar Gündoğdu onun yanına gitmek üzere hazırlık yaptı. Aydoldu’nun yüzü göz kamaştıracak kadar güzeldi. Sözü hem yumuşak hem doğruydu. Bir gün kendi kendine şöyle dedi Aydoldu: -Ben de bu gün, sayısız faziletlerimle önde gelen bir kişiyim. Niçin burada boşu boşuna vakit geçiriyorum. Hükümdarın yanına gidip onun hizmetine gireyim, faziletlerim işe yarasın. O da bana ihsanda bulunsun. Anlatıldığına göre iyi huylu, bilgili, akıllı bir beymiş. Faziletli insanları ararmış yanında. Şair de bunlar hakkında ne güzel söylemiş: “Aklın değerini yine akıllı bilir; Âlimin sattığı bilgiyi de bilgili alır. Bilginin kıymetini bilgili bilir; Akla hürmet bilgiden gelir Bilginin kıymetini deli nereden bilecek? Bilgili bilgiyi nerede bulursa alır.” Hizmete girmek isteyen bir kimse için; iki şey gereklidir: birisi hastalıksız geçen hayat; diğeri de kullanılacak ve harcanacak altındır. Aydoldu’da yanına altın ve gümüşle birlikte biraz eşya alarak, hükümdar’ın şehrine gitti. Şehrin içinde dolaştı ve gidip bir imarethaneye vardı ve orada yattı. Yalnız başına olan insanın işi zordur hele de tanımadığı yerdeyse. İnsan bilmediği memlekette gelin gibi olur ve dili tutulur. Aydoldu bir müddet sonra dostlar edindi, yüzü gülmeye başladı. Bir gün ileri gelen biri ile dost oldu, işlerini ona danışmaya başladı. Bu kişinin adı Küsemiş’ti. Aydoldu’nun memleketinden kalkıp buralara neden geldiğini sordu Küsemiş. Hükümdar’a yakın biri olan Has Hâcib, hükümdarın danışmanı ve iyi birisiydi. Bir gün Küsemiş onun yanına gidip Aydoldu’dan bahsetti. Hacib’teonu uygun bir zamanda hükümdarla karşılaştıracağına söz verdi. Akıllı bir kişi bu durum üzerine şu sözleri eder: “Birisinin isteğini anlatmaya ancak bir başkası aracılık edebilir; fakat kişinin kendisi kendi işine daha yakındır. Ne kadar iyi ve yakın bir kişi olursa olsun, düşün; insana başkası kendinden daha candan olabilir mi? Eğer kendine candan bağlı birini arıyorsan, kendinden, daha candan birini bulamazsın.” demiştir. Küsemiş ile birlikte Hâcip’in yanına gittiler, Hacip Aydolduya seslendi: -Dileğin nedir? ne iş yaparsın ey yiğit? Aydoldu: -Ey devletli Hâcip, ben Hükümdar’ın şöhretini işittim, bilgili, akıllı, yumuşak sözleriyle gönül almaktaymış, onun yanında hizmetine girmek isterim. Hâcip’in gözü Aydolduyu tuttu, yüzünü, kıyafetini, konuşmasını beğendi, Ey iyi insan, bu sözleri dinle! “İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır; bilgileriyle uğurlanır”. İnsan kendisini sevdirirse, onun kusuru en büyük fazilet kabul edilir, insan kimi severse onun kusuru fazilet olur. Gönül kimi severse tüm ters işleri doğru ve eksikleri de tam görür. Hâcib: -Ben önce senin sözünü hükümdara arz edeyim, senin için gerekli olan şeyleri ben takip edeceğim, diyerek ona söz verdi. İnsanların iyisi, halkın yükünü hafifletendir. Kim halk içinde nüfuz sahibi ise, onun dili ve sözü tatlı olmalı, kendisi de tevazu içinde olmalıdır. Bu ikbâle inanma, güvenme; elinden gelirse iyilik et; bil ki ikbâl bu gün sendeyse yarın başkasındadır. Hâcip: -Sen şimdi gönlünü hoş tut, her işin bir müsait zamanı vardır; vakti gelince kapalı kapılar açılır. Hangi işte acele edilirse, o iş uzar ve gecikir. Unutma ki vakti gelmeden hiçbir çiçek açmaz. Aydoldu: - O halde ben sabredeyim ve bekleyeyim, dedi ve evine gitti. Hâcip, Aydoldu’nun başka insanlardan farklı olduğunu anladı, kendi kendisine söylendi: “Ben böyle bilgili, akıllı, bu kadar seçkin birini görmedim. Bu gibi insanlar çok nâdir olur. Hangi şey nâdir ise o azizdir, insan aziz olan bir şeye sahip olmak için çok zahmet çeker de onu yine elde edemez. Hükümdar ve memleket için böyle adamlar lazımdır, meziyetli insanın herkese faydası dokunur.” Zamanı gelince Hâcip, hükümdar’a meseleyi açar, Aydoldu’nun asaletini, halini, tavrını izah eder. Hükümdar: -Getir hani, nerededir? Onu bir göreyim, ben de bütün istediklerimi elde ettim; tek bir arzum kalmıştı; böyle bir insana çok ihtiyacım var. Haydi aslanım, yürü, git; onu huzuruma getir der. Hâcip, dışarıya çıkıp Aydoldu’yu çağırdı: - Ey Aydoldu, buyur, hükümdarın huzuruna gir, artık talihin yaver oldu, dedi… (KUTADGU BİLİG’den “Mutluluk Bilgisi”- alınmıştır. Yazar: Yusuf Has Hâcib) |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:01 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.