Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Geliştiren Yazılar (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=371)
-   -   Kardelenler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=613949)

genco 07-07-2010 06:36 PM

Kardelenler
 
Baharın en telaşlı en cesur çiçekleri, beyaz olanı Berfin, turuncusu Çiğdem, mor olanı ise Mahmur… Bu çiçeklerin incecik gövdeleri öyle güçlüdür ki yağmura, kara, rüzgâra ve soğuğa meydan okurlar.
Üzerlerine şiirler, hikayeler, söylenceler ve türküler yakılan bu üç çiçek için, bu masalda benden olsun, baharınız kutlu olsun.

Beş bin yıl önce Finikelilerin şirin bir diyarı olan Portakalya, heybetli Torosların kol kanat olduğu çentik bir vadiye açılırdı. Vadiyi süsleyen sedir, defne ve turunç ağaçlarının denizle buluştuğu yerde portakal rengi ile ünlü upuzun bir kumsal uzanırdı. Geçit vermeyen dağların arasındaki vadiye sadece denizden ulaşmak mümkündü.


Bu vadide mutlu bir aile yaşardı. Bu ailenin aynı gün doğan üç tane güzel kızı vardı. Mavi ve yeşilin alabildiğine uzandığı vadiyi kaplayan mis kokulu ağaçların gölgeleri, serinliği içinde üç güzel kız mutluluk içinde büyümeyi kovalıyordu.


Günün birinde kızların anneleri hastalandı. Her geçen gün iyi olacağına hastalığı daha çok ilerliyordu. Kızlar ve babaları ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Babaları Camcom, Kutsal Ateşten yardım dilemek için geçit vermeyen dağları aşarak Olimpus’a gitti.


Camcom Baba günler sonra Kutsal Ateşi getirmenin muştusu içinde döndü. Elindeki ateş bir şenlik feneri gibi geceyi aydınlatırken, vadide ıssız bir yalnızlık hüküm sürüyordu.


Camcom Baba, üç kızını, annelerinin buz gibi cansız bedenini ısıtmak için yanına sokulmuş, uyurken buldu. Üç kızın solmuş yüzlerinde kuruyan yaşlar yol yol derin izler oluşturmuştu. O elindeki umut ateşini bir kenara bıraktı. Sevgili eşinin ve üç kızının yanında oturdu. Onları uyandırmamak için başını kumlara gömüp sessiz sessiz ağladı. Başını kaldırdığında, anneleri dışında üç kız uyanmış sessizce babalarına bakıyordu.


Vadide kışa açılan soğuk bir sonbahar hüküm sürüyordu. Zavallı üç kız soğuktan ve acıdan tir tir titriyordu. Camcom Baba, portakal renkli kumsalda kocaman kızgın bir ateş yaktı.


Ateş Tanrısı annelerini ısıtmak için, içine almıştı. Anneleri çok üşümüş olmalı ki bir daha hiç gelmedi.


Camcom Baba sabaha kadar uyumadı. Camcom Baba, solmuş üç nazlı kız üşümesin diye içine gömdüğü acıyla sabaha kadar ateşi üfledi.


Sabahın ilk ışıkları görünmeye başlamıştı. Camcom Baba’nın, günlerce süren çetin yolculuktan yorgun düşen bedeni acıya direniyordu. O ateşten ısınmış bir avuç kızgın kumu avucuna alıp yumruğu ile sıktı. Yüreğindeki acı avuçlarını sardı. Avuçlarından kan damlıyordu. Denizin tuzlu suyu ile yanan avuçlarını açtığında, parlayan yarısı kırılmış portakal renkli camdan bir kalp duruyordu.


Kuşkusuz Camcam Baba, insanlık tarihinin ilk camı bulan ve ona bir hayat veren ustası olduğunu bilmiyordu. O sadece kumdaki sırra vakıf olmuştu. Kızgın ateş, kumları erittiği gibi yüreğindeki acıyı eritemiyordu ama acı, ateşte üflediği kumlara, kusursuz şekillerle hayat veriyordu.


Cam ustaları camın “insanın içini yakan bir sesi var” derler.


Kim bilir bu ses, belki de cam tarihinin adsız ustası olan Camcom Baba’nın eşinin nefesiyle birleşen cama can kattığı acı soluğudur.


Camcının cam gözlü bebek yüzlü üç can kızı, annelerini alan Tanrı’ya küstüler. Anneleri gelinceye kadar yememeye, içmemeye ve uyumamaya yemin ettiler. Onları kimse ikna edemedi. Kızlar günden güne eriyip vakti biten, bir çiçek gibi solup gittiler.


Annelerinin peşinden, vakitsiz giden, üç kız vakitsiz bir yerde oturan Tanrı’nın huzura çıktılar.


Camcının cam gözlü, bebek yüzlü kızları; Tanrı’ya“Hiç cam kırılır gibi kalp kırılır mı?” dediler.


Tanrı, “Anneniz camdaki nefeste sonsuza kadar yaşamayı seçti.” dedi.


Kızlar, “Camda ki o ses babamızın acı soluğudur.” dediler.


Tanrı,“O soluk babanızın ölene kadar içinde tutacağı annenizin soluğudur.” dedi.


Tanrı, “Sevginin peşinden cesaretle vakitsiz, vakitsizliğe geldiniz.” dedi.


Kızlar, “Annesiz vakit istemiyoruz…” dediler.


Tanrı, “Sizi cam gibi incelten, cam gibi kıran, kusur bir sonraki yaşamınızda, kusursuz sevginin ve cesaretin muştusu olsun.” dedi.


Camcom Babanın nazlı kızları; Berfin, Çiğdem ve Mahmur bir çiçek olarak Dünya’ya geri döndüler.


Bahar’ın ve kar’ın bağrında açan kardelenler, o gün bu gündür dünyaya kusursuz sevgi ile cesaret sunar.

Alıntıdır.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:08 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.