![]() |
Deja Vu Sıra dışı fikirlerle bezeli aksiyon-macera filmleriyle ünlü yapımcı Jerry Bruckheimer ve yönetmen Tony Scott, bu kez fantastik ve bilimkurgu türlerini de çorbanın içine kattıkları filmleri Deja Vuyla meraklı takipçilerini karşılıyor. Katrina kasırgasında kaybedilen New Orleanslı kazazedelere adanmış filmde, Mardi Gras yolcusu beş yüzü aşkın tatilcinin terör kurbanı oluşu çevresinde gelişen olaylar anlatılıyor. Ancak bu öykü bildiğimiz felaket dramalarından çok uzak... ATF (Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar Bürosu) ajanı Doug Carlin (Denzel Washington) patlamadan dakikalar önce bulunan Claire Kucheverın (Paula Patton) cansız ama alımlı bedeninin verdiği enerjiyle, geçmişi gözetleyebilen mucizevi bir teknolojiyi kullanarak kariyerinde ilk defa kötü adamları daha henüz kötülük yapmadan yakalayabileceğini keşfeder. Böylece Deja Vunun, karmaşık teknolojisiyle dört gün öncesinin hayat akışını her açıdan ve istenilen yakınlıktan gösterebilen bir zaman makinesi; farklı zaman dilimlerinde gerçekleşen bir takip sahnesi; paralel evrenlerde yaşanan bir aşk macerasını da kapsayan, hayal gücü ve fantazi toleransı alabildiğine geniş izleyici için tasarım harikası olan hikayesi başlar. Aslında filmin, şimdi yaşanan bir olayın geçmişte aynı şekilde yaşanmış olduğu hissine kapılmak anlamına gelen ‘deja vu kavramıyla olan ilişkisi tartışılır. Yazarlar Terry Rossio ve Bill Marsilii Deja Vuyu belki de, filmde zamanda resmen yolculuk ederek suni bir şekilde sağladıkları ‘deja vu etkisini, bu esrarengiz duyguya bir açıklama getirmek adına tasarlamışlardır. Ama ne karmaşık ve ne pahalı bir yöntem! Film kimi zaman ‘bu kadar zahmete ne gerek vardı duygusu yaratsa da çağımızın önemli sorunsallarından birini de akıllara getirmiyor değil. İnternet, web kameraları, ses ve görüntü cihazları, son moda telefonların giderek ‘biri bizi gözetliyor kültürünü oluşturduğu günümüzde birilerinin gerçekten bizi her an gözetleyip gözetleyemeyeceğinden ne kadar emin olabiliriz? Hızla gelişen bu uzay çağında geçmişi izleyip geleceğe müdahale edebileceğimiz günler gelecek mi? Yaşamlarımıza usulca sızan tüm bu teknolojik araçların bir gün hayatımızı nasıl ve ne kadar etkileyebileceğini kim söyleyebilir? Deja Vu bu soruları sordurabilecek kadar iyi düşünülmüş bir senaryoya sahip. Doug Carline bu flashback sistemini anlatma perdesi ardında izleyiciye yapılan karmaşık teknolojik açıklamalar ise biraz kabak tadı vermiyor değil. Kimi zaman takip etmesi ve kavraması zor olan bu sistem ve karakterlerin hedef ve motivasyonlarını, izleyici için anlaşılır hale getirmek için sarfedilen diyaloglar bilimkurgu canavarı filmde biraz yama gibi duruyor maalasef. Filmin merak uyandıran ve hiçbir zaman sıkıcı veya monoton bir çizgiye geçmeyen hızlı kurgusu ve akıllıca belirlenmiş hikaye dönemeçleri fazlasıyla melodramatik bir aşk ilişkisinden de yoksun değil. Doug Carlin karakterinin kendi hayatını tehlikeye atarak zamanda yolculuğa çıkmasının ve sakin ve aklı başında bir dedektifken bir aksiyon kahramanına dönüşmesinin ardında ölen beş yüz kişiden çok, seksi merhum Kuchever karakterinin olması biraz bayağı ve komik. Öne çıkan bu sıra dışı romans çok hızlı ve absürd bir şekilde filmin temposunu ve ruhunu çekiştirmiş ve sündürmüş gibi. Deja Vu, hikayesinin klişelerine rağmen aksiyon-severlerin gözünü doldurmakta başarılı. Görüntü yönetmeni Paul Cameronın dramatik çerçeveleri, ışığı, hızlı geçişleri ve kamera açıları filmin görüntülerinin zaman akışıyla oynayan çok yönlü hedeflerine uygun bir şekilde tasarlanmış ve uygulanmış. Renkler ve ışık, filmin geçmişe özlem duyan, şimdiki zamanın yetersizliğini, yalnızlığını duyumsatan ruhuna uyumlu tonlarda ve yoğunluklarda. Oyuncu kadrosuna gelince... Denzel Washington her zamanki gibi bir bonus. Washingtonın hem kişiliğinde hem de oynadığı karakterler portföyünde çizdiği ağır başlı, zeki, güvenilir, temiz kalpli, baştan aşağı ‘doğru düzgün insan profilinden bu filmde de alabildiğine yararlanıldığı şüphe götürmez. Paula Patton güzelliği, sevimliliği ve masumiyetiyle uğruna kaderin tersyüz edileceği seksi idol rolüne yakışıyor. James Caviezel sert ifadesi sayesinde filmin ürkütücü karanlık yüzü olmanın üstesinden başarıyla geliyor. Yaşlanmış ve olgun bir Val Kilmer ise filmin yeterince yararlanamadığı mücevherlerden... ‘Ya gerçekten böyle bir şey varsa; ya gerçekten bunlar olabilirse..." gibi soruları sordurmayı başaran Deja Vu sağlam oyuncu kadrosu, göz dolduran dijital efektleri, ilgi çekici hikayesi ve hızlı bir tempoyla harmanlanmış heyecan verici kurgusuyla sinemada geçirilecek eğlenceli birkaç saatin hakkını veriyor. Hatırlardan silinmeyecek bir başyapıt demek zor ama aksiyonu bol, fantastik dünyası zengin olan bu filmi meraklılarına öneririm... Selin Sevinç selinlesinema@gmail.com |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:24 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.