Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Filmlerin Konuları (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=586)
-   -   Lütfen Beni Öldürme (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=507565)

Bluesky24 13-04-2010 11:39 PM

Lütfen Beni Öldürme
 
Lütfen Beni Öldürme, orijinal adı olan Stranger Than Fiction başlığının daha net ilettiği gibi hayatın aslının, kurmacanın asla ulaşamadığı boyutlarda ve katmanlarda karmaşık ve garip olduğunu düşündürüyor. Will Ferrell, Emma Thompson, Dustin Hoffman ve Maggie Gyllenhaal gibi oyuncuların bir arada olduğu film kurmaca ve gerçekliği karşı karşıya getirdiği gibi, trajedi ve komediyi de harmanlayarak tadına doyulmaz bir seyirlik sunuyor.



Filmde bir kol saati ana karakterin hayatını belirleyen ve yöneten tanrısal bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Hayatı bu saatin tik-taklarına göre sayısal bir düzlemde süregiden Harold Crick (Will Ferrell) bize, rutinlerimiz ve takıntılarımızın hayatımızı ele geçirebileceğini; bizi sonsuzlukta tekrar eden önceden yazılmış bir senaryonun parçası haline getirebileceğini; hayatımızın iplerini elimize alabilmemiz için döngülerin dışına çıkıp gidişata müdahale etmemizin gerekebilceğini düşündürüyor.



Harold Crick bir sabah, hayatının bir dış-ses yoluyla eşzamanlı olarak dilegeldiğini duyunca, zaten varolan bir hikayenin kahramanı olarak bulur kendini. Duyduğu ses onun hayatını kaleme alan Kay Eiffel (Emma Thompson) adında trajik romanların üstadı bir kadına aittir. Ama Harolda göre bu kadın, onun her hareketini bilen ve onu ölümüne kadar kendi elleriyle götürecek olan kişidir. Bir anlamda Haroldın kaderi ona seslenmektedir. Öykünün kurmaca-gerçeklik ikileminin bizim hayatımıza kader-gerçeklik çelişkisi olarak yansıdığını söyleyebiliriz: Harold kaderini yönlendirebilecek mi? Kaderini bilmek onun bugününü nasıl değiştirecek? Yaşamın ne kadarı insanın kendi seçimleriyle, ne kadarı kaderin cilveleriyle şekilleniyor?



Lütfen Beni Öldürme kurmaca sanatının oluşumunu da deşifre etmesiyle ilginç bir paradoks kuruyor. Hayatımız bir romanın ya da filmin trajedi ile komedi arasındaki ince çizgiyi yöneten kimi senaryo/kurgu manevralarına mı bağlı? Trajik ve komik öğeler toplamına ve dizilişine göre mi mutlu ya da trajik yaşamları sürüyoruz? Yoksa biz bir kurmacanın piyon taşlarıyız ve bir hamlede trajedinin kollarına düşebilir miyiz? Filmin kendisi bu kurmaca türlerini birleştiriyor, iki taraftan da besleniyor, iki tarafı da Harold için –ve bizim için– olası kılıyor. Lütfen Beni Öldürme yaşam ve yaşamın ikizi olan sanat üzerine bir beyin jimnastiği olmasının yanı sıra çok hoş bir aşk öyküsünü, hayata bağlılığı ve süt ve kurabiyenin ayrılmazlığını da sıcak bir öyküde bir araya getirmiş.



Marc Forsterın yaşam üzerine bu duygusal denemesi kimi zaman carpe diem duygusunun baskınlığıyla alaycı seyirciyi bunaltabilir. Klişeleşmiş bir mesaj olmasına rağmen ‘günü yaşa öğretisi, belki de Harold gibi samimi bir karakterle ete kemiğe büründüğü için, izleyiciyi salondan ilham almış olarak yolcu edecek diye düşünüyorum.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:56 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.