Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Filmlerin Konuları (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=586)
-   -   Eve Dönüş (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=507556)

Bluesky24 13-04-2010 11:38 PM

Eve Dönüş
 
İhtilalin kara bulutları... Hayatın kıyısına inatla tutunmak... Ödünç bir neşe.. Veresiye bir sevda... Parçalarına düşen mutluluğu çorbalarına katık edenler... Kaderi silik insanlar...

Eve Dönüş filminin tanıtım yazısında geçen bu sözler filmin ne anlattığından çok, yavan ve şımarık bir edebiyata sığınmış kimliğini yansıtıyor. İddialara göre bu kez 12 Eylül ihtilaline gerçekçi ve sert bir bakış yönelten film, Ömer Uğurun hem yazı hem yönetim konusundaki başarısızlığının resmi belgesi gibi daha çok. Uğur, ne senaryo matematiği; ne diyalog içeriği ve akıcılığı; ne kurgu; ne oyunculuk; ne çerçeve; ne ışık bilgisi ve sanatından nasibini almamış, hali hazırda bir trajediyi perdeye taşıyarak 12 Eylülü, aksi takdirde tatsız tuzsuz olacak çorbasına katık ediyor. Elbette burda Uğurun zamanında bizzat içinde bulunmuş olduğu acıyı içtenlikle sinemaya taşımak istemiş olabileceğini yadsımıyorum, hatta buna ben de samimiyetle inanıyorum. Ancak bir film yapmak için ‘içten bir istek yetmez; yanında sinema bilgisi, becerisi ve yaratıcılığı da olsa fena olmaz.

Türkiyede her alana yayılmış anlam karmaşasının sinemada ete kemiğe bürünüşüne güzel bir örnek Eve Dönüş. Bu yılki Antalya Altın Portakal Film Festivalinde filmin ilk akla gelecek şekilde yazılmış sloganvari lafları ayakta alkışlandı. Filmle ilgili yerli ve yabancı kaynaklarda yapılan eleştirilerde de filmin sinemaya dair bir başarısı değil, ele aldığı konu gündeme geliyor. İnsanlar Eve Dönüşün bir sinema yapıtı kimliğiyle ortaya çıktığının ve öncelikle bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğinin farkında değiller heralde. Bir film ‘kötü yapılmışsa ‘kötüdür. Neyi nasıl ele aldığı ise ancak, bir sinema filmi kimliğini hak etmiş bir film için konuşulabilecek, tartışılabilecek şeyler. Sinema sanatının hiçbir alanında zerre kadar bir başarı gösterememiş bir filmi, memleketin yaralı konularına parmak basıyor diye, cesur sloganlar atıyor diye alkışlamak, yukarıda bahsettiğim anlam karmaşasının yanı sıra derin bir cehaletin de resmidir. Türkiyede bazı şeylerin ‘bir şey olduğu için değil de, olmaya çalıştığı şeyi olup olmadığına bakarak takdir etmenin artık şart olduğunun; aksi takdirde komik ve cahil bir konuma düştüğümüzün altını çizmeme vesile oldukları için Eve Dönüşün yaratıcılarına ve şakşakçılarına teşekkür ederim.

‘Eve Dönüşün, -dememe gerek olmamalı ama- bir sinema filmi olarak ne kadar vahim olduğunu kanıtlamak için filmin istisnasız her sahnesini örnek gösterebilirim. Uğur daha filmin ilk dakikalarında, filmin baş karakteri Mustafanın (Memet Ali Alabora) ne kadar suya sabuna dokunmaz bir garip işçi olduğunu; fabrikadaki sendikalı arkadaşlarıyla şakalaşmalı diyaloglarından sendikaya bile bulaşmadığını; tek derdinin karısıyla vardiyalarını uyuşturup sevişmek ve yeni aldıkları televizyonlarının taksitlerini ödemek olduğunu defalarca duyuyoruz, görüyoruz, anlıyoruz... Merak ediyorum, bir çiftin mütevazi bir hayat sürüp siyasetle ilişkisiz olduğunu anlatmak için illa "Bizim ne alakamız olur... Ne işimiz var... Bizim derdimiz Gülhane parkında rakı içmek... Biz küçük dertleri, küçük umutları olan küçük insanlarız..." diye basbas bağırmalı mı? Zaten sıradan olan insanlar, kendi hallerinde, kendi dünyalarında yoğrulurken gösterilse daha doğal olmaz mı?


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:06 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.