Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Evlilik (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=362)
-   -   BERABERLİK (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=621129)

cansuyu 15-08-2012 10:13 PM

Cevap: BERABERLİK
 
sanıyorum yorucu bir insanım.. hem kendimi.. hem de yaşamımdakileri.. hiçbir şeye adam sen de diyemedim ben.. her şeyi analiz etmekten.. kaba tabir de olsa geyik yapmaya hiç geçmedim.. zaman zaman eleştiri alldım dostlarımdan..

arada bir bi kahkaha molası almalı ama yaşamdan :)) güldükçe gülmek istemeli..

biraz da gülelim mi o halde :))

düşünce farkı..

Diyelim ki Cenk isimli bir adam Ceyda diye bir kizdan hoşlanıyor ve ona> sinemaya gitmeyi teklif ediyor.Ceyda kabul ediyor ve her ikisi de oldukca iyi zaman geçiriyorlar. Birkaç akşam sonra bu kez Cenk Ceyda'yı yemeğe davet ediyor ve gene çok iyi zaman geciriyorlar.
Birbirlerini düzenli olarak görmeye devam ediyorlar ve bir süre sonra ikisinin de görüştüğü özel biri yokken, bir aksam gene yemeğe çıkıyorlar. Dönüşte arabada otururken, Ceyda'nın aklına bir şey geliyor ve üzerinde fazla düşünmeden pat diye
"Farkında mısın, bu gece görüşmeye başlayalı tam 6 ay oldu." diyor.
Bunun ardından derin bir sessizlik oluyor arabada. Ceyda için cok uzun suren bir sessizlik bu. Ve düşünmeye basliyor:

Aman Allahım acaba yanlış bi şey mi söyledim? Belki de bu iliskinin kendisini sınırladığını düsünüyordur. Belki de onu istemediği ya da emin olamadığı bir şeye ittiğimi zannediyodur.

Bu arada Cenk de düşünüyor tabii:
Vay canına, 6 ay ha?

Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:
Bi dakka ya, peki ama ben bu türden bi iliski istiyor muyum? Bazen kendim için daha çok alan istiyorum. iliskimize ne olacağını düşünmek için. Yani, nereye gidiyoruz biz? Birbirimizi bu şekilde görmeye devam mı edeceğiz? Yoksa yavaş yavaş evliliğe doğru mu gidiyoruz? Ya çocuklar? Tüm bir hayatı birlikte mi geçireceğiz? Bu aşamadaki bir bağlılığa hazır mıyım? Bu insanı gerçekten tanıyor muyum?

Cenk'in de kafası düşüncelerle dolu:

...yaniiii...bu demek oluyor ki... dur bakiim.. Şubat. Evet Şubat'ta ilk kez dışarı çıkmıştık, ki bu da benim arabayı yeni aldığım zamanlara denk geliyor. Hmm kaç kilometre gitmiş oluyorum bu durumda? Oha! Yağı değiştirmenin zamanı gelmiş!

Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:

Onu üzdüm. Yüzünden okuyabiliyorum. Belki de tamamen yanlış anlıyorumdur. Belki de ilişkimizden daha fazla beklentileri vardır, daha yakın ve bağlı olmak gibi. Belki de ben hissetmeden o çoktan anlamıştı, şüphelerimi yani. Evet eminim ki anladı. Bu nedenle kendi duygularını söylemekten kaçınıyor. Reddedilmekten korkuyor.

Cenk tam bi lineer düşünce gurusu:
Bu arada vitese de bakmalarını istiycem. O gerizekalılar ne derlerse desinler hala vitesi geçirmede bi sorun var. Ve bu kez suçu havanın soğukluğuna atmazlarsa iyi olur. Dışarsı 30 derece ve bu vites ööp kamyonu gibi. Üstüne üstlük o beceriksiz heriflere 300 milyon ödedim. Soyguncular!

Ceyda da arpacık kumrusu:
Bana kızgın. Ama onu suçlayamam. Ben de olsam ben de kızardım. Onu böyle bir şeye soktuğum için o kadar suçlu hissediyorum ki... ama n'apabilirm yani, ben de duygularımdan emin diilim ki!

Cenk de düşünüyor:
Büyük ihtimalle garanti süresinin sadece 90 gün olduğunu söylicekler... pislik torbalari.

Ceyda'nın beyni oldukça yaratıcı:
Belki de ben cok fazla idealistçe davranıyorum, yanımda benim hoşlandığım ve benden hoşlanan harika bir insan otururken, ben beyaz atıyla bir şovalye bekliyorum. Öyle biri ki, benim bencilce, küçük kız hayallerim yüzünden acı çekiyor.

Cenk'in beyni gel-gitte:
Garanti mi? Garanti mi istiyolar? Onlara bi garanti vericem ve onlar da garantilerini alıp....
"Cenk" diye sesleniyor Ceyda...
"Efendim?" diyor Cenk irkilmiş bir halde.
"Lütfen kendine bu şekilde eziyet etme", derken gözlerinde yaşlar beliriyor Ceyda'nın.
"Belki de hiçbir zaman... Offf Allahım, kendimi öyle sey hissediyorum ki..." diyor ve hıçkırarak ağlamaya başlıyor.

"N'oldu şimdi?" diye soruyor Cenk.
"Ben koca bi aptalım, yani biliyorum ki şovalye falan yok. Bu aptalca. Ne şovalye ne de at var." diyor Ceyda
"At mı yok?" diyor kafası karışık tabii zavallı Cenk.
"Aptal olduğumu düşünüyorsun di mi?" diye devam ediyor Ceyda.
"Elbetteki hayır!" diyor, en sonunda hiç değilse bir doğru cevap vermenin mutluluğunu taşıyan Cenk.

"Sadece.. sadece zamana ihtiyacım var." diye cevap veriyor Ceyda
(Cenk en güvenli ne söyleyebilirim diye düşünürken bir 15 saniye> gecer.)
Ve> "Evet." der Ceyda etkilenmiş bir şekilde, elini tutar."Cenk, gerçekten böyle mi hissediyosun?" "Nasi yani?"der Cenk
"Yani ben zamandan bahsederken." der Ceyda
"Ah elbette." der Cenk

Ceyda Cenk'e döner ve dikkatle gözlerine bakar. Tabii zavalli Cenk gerilmistir. Tabii bir de at olayı vardır, ve eğer Ceyda gene attan bahsederse ne diyeceğini bilmemektedir.
Ve en sonunda Ceyda konuşur:
"Teşekkür ederim, Cenk."
Cenk de teşekkür eder.

Derken alır kızı evine bırakır. Kızcağız, bitkinlik ve ruhundaki acıyla sabaha kadar ağlar. Cenk eve gider, bi paket Panco açar ve televizyondaki tenis maçına iyice gömülür. İcinden bi ses arabada ciddi bi şeylerin gectiğini söylese de, anlamasının mümkün olmayacağını düşünür ve üstünde durmamaya karar verir.

Ertesi gün Ceyda en yakın arkadaşını, hatta en yakın iki arkadaşını arar ve yaklaşık 6 saat boyunca son olayların yorumu yapılır. Tabii ki en kücük detay, mimik, kelimelerdeki nuanslar analiz edilmelidir ve farklı senaryolar düşünülüp tartışılır. Bu konu günlerce tekrar tekrar gundeme gelir ve asla sıkılınmaz.

Bu arada Cenk, Ceyda'yla ortak arkadaşları olan biriyle top koşturmaktadır ve bir an durur, sıkılmış bir ifadeyle arkadaşına sorar:

Ya Ceyda'nin hiç atı olmuş muydu biliyor musun?"

cansuyu 28-10-2012 01:54 PM

Cevap: BERABERLİK
 
Darel Rutherford “Çözüm olmak “ kitabında şöyle diyor : “ Hayattaki gerçek amacınız gerçekten kim olduğunuzu bulmaktır. İlişki size kendiniz olacağınız ve büyüyeceğiniz ortamı yaratmıyorsa, bu ilişki size hizmet etmiyor demektir ! "

Aşk, kendimiz ve karşınızdaki için olduğumuz kişiler olma özgürlüğünü yaratan alandır..”

cansuyu 28-10-2012 02:01 PM

Cevap: BERABERLİK
 
her beraberlik bir özgürlük meydan savaşı.. özgürlük olarak özgürlüğü ele geçirmeye çalışan..ve her bir öznesi sevginin..köleleşmekle yüzleşmemek için diğerini köleleştirmeyi gözleyen...her aşk.. dünün kölesinin dünün efendisi üzerindeki zafer istenci..

cansuyu :)

cansuyu 16-12-2012 09:09 PM

Cevap: BERABERLİK
 
Bir tek yalnızlığımız, ömür boyu yalnız bırakmaz bizi...
O yüzden bence aşk, tek kişiliktir.

Can Dündar

cansuyu 26-12-2012 08:55 PM

Cevap: BERABERLİK
 
Başka birisine kendime yetemediğim için bağlanıyorsam, karşımdaki kadın ya da erkek benim için bir cankurtaran olabilir belki ama aramızdaki bağ sevgi bağı olamaz. Çelişik gibi görünse de yalnız kalabilme yeteneği sevebilme yeteneğinin tek koşuludur.

Sevme Sanatı Erich Fromm

cansuyu 30-12-2012 04:30 PM

Cevap: BERABERLİK
 
Birisini sevdiğinde onun biryerlere hapsolmasını istersin. Sanki saksıda ağaç yetiştiriyor gibi olursun; sırf kökleri değil koskoca ağacı sonra da onu öldürürsün. Ağacın göğe ermesi, yayılması gerekir. Çiçekleri pek çok kişiye parfümünü yayacak, dalları birçoğuna gölge sağlayacak; meyvalarından çok kişi yararlanacak . Elbette kökleri senin içinde, ama ağaç büyümeye devam ediyor. Ve aşk aklına gelebilecek en büyük ağaçtır; tüm gökyüzüne yayılır, hapsedilemez bir yerlere kapatılamaz. Onu sınırlandıramazsın. Aşkın doğası sonsuzluktur...

Osho

cansuyu 19-01-2013 07:10 PM

Cevap: BERABERLİK
 
Bir başkasının yanında olmak kendini terk etmekle aynı şeymi?

Nietzsche Ağladığında)

cansuyu 19-01-2013 07:11 PM

Cevap: BERABERLİK
 
Tek başınalık senin doğan. Tek başına doğdun, tek başına öleceksin. Ve anlamadan, farkında olmadan tek başına yaşıyorsun. Tek başınalığı yalnızlık sanma yanılgısına düşüyorsun. Bu sadece bir yanlış anlama. Sen kendine yetersin. Eski alışkanlıklar yüzünden geçiş dönemi biraz acı veriyor ama fazla sürmeyecek. Ve onu kısa kesip dayanılır hale getirmenin yolu, tek başınalığının gittikçe daha fazla keyfini çıkartmaktan geçiyor. Tek başınalığını gittikçe güçlendirebilirsin. O yüzden tüm çabanın çok olumlu olması gerekiyor. Tek başınalığını tüm varlığınla besle, büyüt, ona sevgini akıt, artık o üzüntü ve huysuzluk boşluklarını yaşamadığını görüp şaşıracaksın, artık içindeki enerjini buna harcamayacaksın.

Aslında güzel bir tek başınalık içinde yaşayan insan ilişki kurabilir çünkü ilişki onun ihtiyacı değildir. O bir dilenci değildir, senden hiçbirşey istemez – dostluğunu bile. O vericidir. Kendi neşe, huzur, sükunet ve mutluluğunu paylaşır. İşte o zaman aşkın tadı bambaşka olur, işte o zaman bu bir paylaşımdır. Her iki kişi de tek başınalığın güzelliğini biliyorsa, o zaman aşk en üst noktasına erişir, bu nadiren mümkün olur. İşte o zaman aşkın başı göklere erer.

Tekbaşınalık ilişki kuramamak anlamına gelmez. Yalnızca tamamen farklı türde ilişki kuracağın anlamına gelir, yani ızdırap ve mutsuzluk olmayacak, sorun yaratmayacak, dolaylı veya dolaysız diğerini baskı altına alma, köleleştirme çabasına dönüşmeyecek.
Çünkü bu tür ilişki korkudan doğmaz, bu yaşamın ta kendisidir. ”
Osho

cansuyu 02-02-2013 01:01 PM

Cevap: BERABERLİK
 
Yakınlık başka bir boyuttur. Diğerinin senin içine girmesine izin vermektir, seni senin gördüğün gibi görmesine izin vermek; diğerinin seni senin içinden görmesine izin vermek, bir insanı varlığının en derin noktasına davet etmek. Modern dünyada yakınlık giderek kayboluyor. Sevgililer bile yakın değil. Dostluk sadece bir kelime artık, giderek kayboluyor. Neden? Çünkü paylaşacak bir şey yok. İçindeki yoksulluğu kim göstermek ister? İnsanlar rol yapma derdinde: "Ben varlıklıyım, ben oraya ulaştım, ne yaptığımı biliyorum, nereye gittiğimi biliyorum."
Eğer sen yakın olmaya hazırsan, karşındakinin yakın olmasına da yol açabilirsin. Senin açıklığın, onun açık olmasını kolaylaştırır. Senin içtenliğin, onun içtenliğine, masumluğuna, güvenine, sevgisine, açıklığına izin verir.
Sen olmasan, bu evrenin şiirinde, güzelliğinde bir şeyler eksik kalır. Bir şarkı, bir nota eksik kalır, bir boşluk olur; hiç kimse sana bunu söylemedi...

OSHO-Yakınlık

cansuyu 12-02-2013 09:34 AM

Cevap: BERABERLİK
 
Sevgi özgürlük kadar değerli değildir. Sevgi muhteşem bir değerdir ama özgürlükten yüksekte değildir. O yüzden kişi seviyor olmayı ister ama sevgi tarafından hapsedilmek istemez. Bu nedenle er ya da geç hayallerinin yıkılmış olduğunu hissedersin. Sahip olmaya çalışırsın ve ne kadar sahip olmaya çalışırsan sevgi de o kadar imkansızlaşır ve diğeri senden giderek daha çok uzaklaşmaya başlar. Ne kadar az sahip olursan, diğerine o kadar yakın hissedersin. Eğer hiç sahip olmazsan, eğer aşıklar arasında akmakta olan bir özgürlük varsa muhteşem bir aşk vardır.

Her şeyden önce, bir insana sahip olma çabası başarısız olmaya mahkumdur. Bu başarısızlığın içerisinde kendine doğru savrulacaksın. İkincisi, bir kimseye sahip olmamayı öğrenmişsen, özgürlüğün sevgiden daha yüksek bir değer, sevgiden çok çok daha üstün bir değer olduğunu öğrenmişsen, er ya da geç özgürlüğün seni kendine getirdiğini göreceksin...

OSHO


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:48 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.