Teğmen
Üyelik tarihi: Jul 2008
Mesajlar: 22
Tesekkür: 0
17 Mesajinıza toplam 61 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| diksiyon dersi (6) TON
Duygu ve düşüncelerimizi iletirken sesimizin taşıdığı
sertlik, yumuşaklık, alçalma, yükselme, perde değişikliği
gibi başkalıklar haline TON denir.
Bir başka deyişle duygu ve düşüncelerin sesle belirtilmesidir. Örneğin "Gel buraya!" cümlesini söylerken, ses değişimi yoluyla ona dilediğimiz duyguyu katabiliriz.
Bir babanın ödevlerini tamamlamış çocuğuna, memnuniyetini belli eden tatlı, okşayıcı sesiyle:
— Gel buraya! (Beğenme, teşekkür duygusu)
Çocuk, yetersiz kaldığı bir konuda kaçamak davranışlarla kendini güç duruma sokarken, şakayla, abartılı bir tonla:
— Gel buraya! (Şaka duygusu)
Başaralı olduğunu sandığı çocuğunun, keyfi davranışlarla bu durumdan uzaklaştığını gördüğü için kızan, öfkeli bir baba, sert bir tonla:
— Gel buraya! (Kırgınlık, dargınlık, hayal kırıklığı duygusu)
Tonlama, anlam ve duyuş bakımından çeşitlenir:
1- Basit yapılı olumlu-olumsuz cümlelerde ton gittikçe alçalır, düşer.
Otobüs biraz önce gitti.
Bugün eve gitmedim.
2- Yapıca bileşik olan cümlelerde ton, normal başlar,yükselir ve başlangıca göre alçalarak biter.
Kardeşim, Ankara'ya gidip sınava girdi.
Babam kitap okuyup dinlendi.
3- Sıralı cümlelerde, önceki bağımsız cümle ya da cümleler yükselen, son cümle ise alçalan bir tonla biter.
Büyük oğlum ders çalışır ödev yapar ama hiçbir zaman aşırıya kaçmazdı.
Gişeye gittik biletlerimizi aldık.
4- Soru cümleleri giderek yükselen bir tonla biter.
Yahu bu odunlar kimin? (R.N. Güntekin)
Beni göz göre göre belâya mı sokacaksınız? (S. Nazif)
Selâm olsun bizden güzel dünyaya
Bahçelerde hâlâ güller açar mı?
Selâm olsun sonsuz güneşe aya
Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
(A.H. Tanpınar)
5- Soru sözcüğü ya da eki kullanılmadan da yalnızca tonlamayla soru yapılır.
Adınız?
Sizin tutumunuz ?
Benim görevim ?
Duyuş Tonlaması
Duygu ve coşkunluklarımızı iletirken sese özel bir ton veririz.Duyguların, coşkuların çeşidi kadar türlü duyuş tonlaması yapılabilir.
Emir kipli cümleleri, sesimize yansıtacağımız tonla istediğimiz kesinlikte, sertlikte, yumuşaklıkta, okşayıcılıkta söyleyebiliriz.
Sen dururken derdim kime dökeyim
Uyan ey gözünü sevdiğim uyan! (Karacaoğlan)
Ne derdin varsa gör!
Karşılık beklemeyen sorular, yanıtsız sorular, duygularımızı belirtmekte çok işimize yarar. Bu
cümlelerde ton daha canlı ve kavrayı-
cıdır.
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
(A. Haşim)
Kim söylemiş beni
Süheylâ'ya vurulmuşum diye? (Orhan Veli)
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? (C.S. Tarancı) Yine ünlemler, hitaplar duygu yönü canlı anlatımlar-dır.
Ey yaldızlı fistanlar, ey topraklı mintanlar,
Ey bire on başaklar, otlar, bağlar, bostanlar
Ve daha sık boy atan destanlar diyarı hey!
Konuşmaya akıcılık kazandıran kurallardan biri de "ulama"'dır.
Ulama,sözcük sonlarındaki ünsüzlerin,kendilerinden sonra gelen sözcüklerin başındaki ünlülere bağlanma-sından oluşur.
Dün akşam aç uyuduk.
Cümlesindeki sözcükleri tek tek okumayız, bir çırpıda
okuruz.
Dü-nak-şa—ma-çu-yu-duk.
Yalnız. Noktalama işaretlerinden biriyle ayrılan sözcüklerde ulama olmaz.
Ah, ağzım yandı!
Cümlede anlam ve şiddet vurgularıyla güçlendirmek
gerekir.
Durak
Konuşmada ve sesli okumada, bir cümle ya da
dize söylenirken sözün akışı yer yer kesilir, durakla-
malar yapılır.
Anlam değişikliğinden ileri gelmesi nedeniyle
sözün doğal bölümlerine aykırı düşmeyen bu duraklama-
larla cümle ya da dize ezgisel bir değer kazanır.
Bahçelerde/ saz olur.
Gül açılır/ yaz olur.
Ben yârime/ gül demem,
Gülün ömrü/ az olur. (Anonim)
Uzak bir iklimin / ılık havasında
Güneş, yer, gök, deniz/ iç içe kaynaşır.
(C.S. Tarancı)
Kapımız küçüktür/ pahalı şey sığmaz.
Nerede hareket/ orada bereket.
ALIŞTIRMALAR
l- Aşağıda, sözcük ve şiddet vurgusu ile dize vurgusu koyu harflerle gösterilen şiirleri vurgula-yarak okuyunuz,
MERDİVEN
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden...
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak.
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak...
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza kanar muttasıl güller,
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller;
Sular mı yandı?Neden tunca benziyor mermer?
(A. Haşim)
TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Beyhude dolandım, boşa yoruldum.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi.
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi. Kazma ile dövmeyince kıt verdi.
Benim sadık yârim kara topraktır.
İşkence yaptıkça bana gülerdi.
Bunda yalan yoktur herkes de gördü.
Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi. Benîm sadık yârim kara topraktır.
(A.Veysel)
Geçerken binbir dertten,
Durmadan yandı gönlüm;
Bir küçücük ışığa
Güneş dedi,kandı gönlüm;
Gayrı aşık olmam dedi,
İnandı kendi kendine;
Seni görünce,Eyvaaah!
Nasılda aldandı gönlüm…
A.Muhip DRANAS
Gül bir Güldü,
Güle gül dedim,güldü…
Gülü kopardılar,
Gül son kez güldü…
Ergin HARMANDA
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağım
Atılan her lağmın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir savrulur enkaz-ı beşer.
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el,ayak
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o namert eller
Yıldırım yaylımı tufan, alevden seller.
(M.A.Ersoy)
2-Aşağıdaki cümleleri gittikçe alçalan bir
tonla okuyunuz.
Dudaklar tir tir. (Ö. Güven)
Gerçekten bu hız âdeta baş döndürücüdür.
(Y.N.Nayır)
Su çulluğu öteki çulluklara benzemez.
(M. Yesari)
Bu evlerde tavan, ayrı bir sanat eseridir.
(Y.Z. Ortaç)
Koca koca kamyonlara binmişim
Daha büyük kentlere
Okumaya gitmişim,
Eşkiyalar yolumu kesmiş
Alacak şey bulamamışlar.
(Cahit Külebi)
3-Aşağıdaki cümleleri başlangıçta olağan bir sesle, sonra giderek yükselen bir sesle okuyunuz.
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? (C. Sıtkı Tarancı)
Nedir zaman nedir?
Bir su mu, bir kuş mu?
Nedir zaman nedir?
İniş mi, yokuş mu? (N.F.Kısakürek)
Kim bilir nerde,nasıl, kaç yaşında (C.S.Tarancı)
Sorarlarsa şu mehpare kimindir
Vallahi benimdir billahi benimdir (Dertli)
Ne oluyor be, ardımızdan cellat mı kovalıyor?
(R.H.Karay)
4- Aşağıdaki cümleleri okumaya olağan (normal) bir
sesle başlayalım, sonra sesimizi yükseltelim ve okumayı başlangıca göre sesimizi alçaltarak bitirelim.
Her çıkışın bir inişi vardır. (R.N. Güntekin)
Giderimizi gelirimize göre ayarlamalıyız.
Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Bu seferki Maltepe'ye gelişimi hiç unutmayacağım.
(H.E. Adıvar)
Tevfik eski arkadaşlarının dağılmalarına, özellikle tiyatronun tahta barakaları içinde çeviri eserler oynamalarına kızıyordu. (H.E. Adıvar)
İstanbul'da inşaat artığı ve çöp dökülmedik alan kalmamıştır.
Yavaş yavaş uyanan insanlar denizin verdiği saadet için ipek vücutlar ve haz verici sanatlar için, yumuşak meyvalar, lezzetli peynirler, serinletici içkiler için yaşamaya başlayacaklardır.
(O. Hançeroğlu)
Uğradığınız köylerde buna benzer türküler, masallar
soruşturuyordum. (S. Eyyüboğlu)
5- Aşağıdaki emir cümlelerini dilediğimiz sert-
likte, yumuşaklıkta, kesinlikte, okşayıcılıkta okuyalım.
Örneğin:
Bana ne, istediğin yerde kal. (Önemsemez tavırlı)
Bana ne, istediğin yerde kal. (şaka yollu)
Bana ne, istediğin yerde kal. (kızarak)
Bakınız neler oldu?
Gitme, gelemezsin!
Bu güneşte oturma.
Buraya gel.
Git yatağında uyu.
Hepiniz iç avluya toplanın!
Onları bu tarafa göndermeyiniz.
Susunuz Gülizar Hanım, susunuz.
Kaldırın şunu.
6)”Yabancı bizi izliyordu." cümlesi yazı dilinde, söyleyicinin kastını, ruhsal durumunu iletmez. Fakat konuşma dilinde söyleyicinin ruh halini, ne düşündü-
ğünü, neyi kastettiğini verebilir.
Bu bağlamda biz bu cümleyi ve ikinci cümleyi karşılarında belirtilen değişik anlamları içerecek biçimde tonlamaya çalışalım.
Yabancı bizi izliyordu.(Sadece izlendiklerini kastederek) Yabancı bizi izliyordu. (Kimin izlediğini kastederek)
Yabancı bizi izliyordu. (Kimin izlendiğini kastederek)
Bu evde bir kitap var. (Bu evde bir kitabın olup olmama
hali, var)
Bu evde bir kitap var. (Başka şey değil, kitap)
Bu evde bir kitap var. (Başka yerde değil, bu evde)
Bu evde bir kitap var. (Birkaç tane değil, bir)
7) Aşağıdaki tekerlemeyi, altında belirtilen değişik anlatımları elde edecek doğrultuda vurgulamaya ve tonlamaya çalışalım.
"Sinoplu Sarı Saltıklardan Saatçi Suat'la, Semerci Serkeş Sezai, Sideli Salak Selahattin'i Sarıyer'in sezon sonu satışlarına çağırmış.“
1.Doğal (yansız, spikerce) anlatım
2.Hayretle
3.Hayranlıkla
4.Kıskanç bir edayla
5.Küçümseyerek
6.Tiksinerek
8)”Rizeli Recep Bey rica ederim resimleri renkli,
renksiz ayırmayın.”
Yukarıdaki tekerlemeyi aşağıda belirtilen anlam çeşitliliğinde vurgulayarak tonlamaya çalışalım.
1. Doğal
2. Azarlayarak-sevgisiz
3. Azarlayarak-sevgiyle
4. Yalvararak
5. İncelikle
6. Öfkeyle
7. Tehditle
9) Aşağıdaki cümleleri önce ilk biçimleriyle, sonra da yaptığımız değişiklikleri göz önüne alarak okuyunuz. Farklılıkları izlemeye çalışınız.
Bekle kardeşim.
Kardeşim bekle.
Sakin ol çocuğum!
Çocuğum, sakin ol!
Korkma dostum!
Dostum korkma!
Sırtım ağrıyor doktor bey.
Doktor bey sırtım ağrıyor.
10) Bunu bana niye söylemedin? Bu cümleyi aşağıda verilen değişik anlamları içerecek şekilde tonlamaya çalışalım.
1. Mesajınız bitti, başka amacınız yok.
2. Bunu bana keşke söyleseydin.
3. Bunu bana söylememekle hata ettin.
4. Bunu senden hiç beklemezdim.
5. Korktuğum şey başıma geldi.
11- Aşağıda vereceğimiz sözcükleri karşılarında belirtilen değişik anlamlan içerecek biçimde tonlayalım.
OLMAZ PEKİ
-Olmaz: Doğal -Peki: Onaylıyorum.
-Olmaz: Öyle demedim, -Peki: Öyle olsun.
-Olmaz: Kaygılı -Peki: Olur ya da olmaz.
-Olmaz: Yanılıyorsun. -Peki: Kesinlikle.
-Olmaz: Kızgınlık (izin veremem) -Peki: Kesinlikle.
-Olmaz: Yumuşak, sevecenlikle -Peki: Çok iyi anladım.
-Peki: Gerçekten de öyle.
-Peki: Allah belanı versin!
-Peki: Görürsün sen gününü!
-Peki: Kanıtlayacağım.
ŞİMDİ HAYIR
-Şimdi: Hemen. -Hayır:Doğal
-Şimdi: Geberteceğim onu! -Hayır:Öyle demedim.
-Şimdi: Konumuza geçelim artık. -Hayır:Kaygılı
-Şimdi: Diyelim ki, sen gelemedin. -Hayır:Yanılıyorsun
-Şimdi: Güzelim, hayatım! -Hayır:kızgınlık(izin yok)
-Şimdi: Tövbe, tövbe! -Hayır:Yumuşak,Sevecen
-Şimdi: Ne yapsak acaba?
-Şimdi: Bir çuval incir berbat oldu.
12- Aşağıdaki ünlemleri karşılarında belirtilen anlamları verecek şekilde tonlayalım.
-A : Aman efendim!
-A : Ne önemi var.
-A : Biraz şaşırarak. (küçük, hayret)
-A : Olmaz efendim! (büyük hayret)
-A : Sulandırdın ama!
-A : Üstüme iyilik sağlık!
-AH : Bir görsem!...
-AH : Treni kaçırdım.
-AH : Ben de olsaydım!...
-AH : Tam kötekliksin!
-AH : Emeklerime acıyorum.
-E : Biz ne dedik?
-E : Sonra ne oldu?
(aşırı merakla)
-E : Yok canım!
(Tersleyerek)
-E : Vay terbiyesiz, vay!
-E : Başka ne var, ne
yok?...
-EH : İdare eder.
-EH : Be kardeşim!
-EH : Yuvarlanıp gidiyoruz.
-EH : Gerisini sen düşün.
-EH : Dediğin gibi olsun.
Bu tür ünlemlerden kurulu cümlelere bakalım.
-Ah... hain...-E, daha; e, daha...-Ah, yaşamak ne tatlı!
Ah, zannımca bütün insanlık güneşsiz!
Ey ateş! Nasıl da seni yitirmişiz!(A.M. Dranas)
-Güvey girmiyorum a!..(Y.Z. Ortaç)
-Ah şu piyango, ah! Bu sefer fena çarptı bize. (A. Veli)
Ne gezersin, a mübarek!
A, kadınım! Sıkıldığın şeye bak!(S. Sezai)
Ah, yeniden başlamak hayata;
Çocukluğa, aşka ve sanata(C.S. Tarancı)
KONUŞMADA SÖYLENİŞ VE BOĞUMLANMA BOZUKLUKLARI:
Genel olarak söyleniş bozuklukları, ünlülerin fonetik yönünden biçimlenmelerindeki yanlışlıklardan doğar. Örneğin: (Açık E) yerine (Kapalı E), (Kalın E), (Kalın A) yerine (İnce A) söylemek gibi.
Boğumlanma bozukluklarıysa ünsüzlerin fonetik yönünden bi-çimlenmelerindeki yanlışlıklara denir. Örneğin: (Gılama). (Şeleme), (Leleştirme) gibi.
Her ikisi de düzgün söz söylemekte önemli bir yer tutar. Böyle, söyleniş ve boğumlanma bozuklukları olan kimseler alıştırmalar üzerinde çalışarak başarı elde edebilirler. Yalnız, doğuştan ileri gelen söyleniş ve boğumlanma bozuklukları, ancak o engelleri ortadan kaldırdıktan sonra giderilebilir. Boğaz ve burundaki et fazlalıkları, küçük dilin ödevini yapamaması, dişlerin seyrek oluşu ve onların üst üste binerek sıralanması, üst dudağın kısa ve yukarı doğru çekik oluşu, çenelerin dışarı doğru çıkıklığı veya içeri doğru çekikliği v.b. Bütün bunlar ancak ameliyatla düzeltildikten sonra yapılan alıştırmalar
iyi bir sonuç verebilir. Diğer fena alışkanlıklardan ileri
gelen söyleniş ve boğumlanma bozuklukları alıştırmalarla
düzeltilebilir.
ATLAMA:
Toplumun her sınıfında pek yaygın olan bir söyleniş bozukluğudur.
Çoğunlukla aceleci ve konuşmasına önem vermeyen kimselerde sık rastlanır.
Örneğin: (Kendisi) yerine (Kensi), (Bir dakika) yerine (Bi dakka), (Karşılaşma) yerine (Kaşlaşma), (Hanımefendi) yerine (Hamfendi), (Nasılsınız) yerine (Nassınız),(Kalk oradan) yerine (Kak oradan), (Kilitledim) yerine (Kitledim) v.b.
Harflerin çıkarılışına özen gösterip başlangıçta
ağır konuşarak bu bozukluğun önüne
geçilebilir.
GEVŞEKLİK:
Bir boğumlanma tembelliğinden ileri gelir. Bu bozukluğun önüne geçmek için dişler arasına bir kurşun kalemi sıkıştırıp heceleri söylerken onların iyice anlaşılmasına çalışılır.
Böylece, çalışmalar sürdürülürse, bu bozukluğun önüne geçilmiş olur. Dişler arasından kurşun kalem çekildiği zaman, boğumlanma daha açık olarak anlaşılan bir biçim alıp dil, yanaklar ve dudaklar görevlerini yapmaya başlarlar.
GILAMA:
(R) Ünsüzünün, küçük dilin titremesiyle boğazda meydana gelmesidir.
Bu boğumlanma bozukluğu ya küçüklükte (R) ünsüzünün iyi boğumlandırılmamasından ya da özenti bir konuşmadan ileri gelir. Bu bozukluğu gidermek için, önce (R) ünsüzünü doğru boğumlandırmaya çalışalım:
(R) ünsüzü dilin ucunu damağa kadar kaldırarak verilir. Öyle ki, dil şiddetle çıkan havaya dokununca geri çekilir ve bir çeşit titreme yaparak yerine gelir. Böylece dilin ucunu uzun zaman titremeye çaba harcamakla iyi bir sonuç alınabilir.
ISLIKLAMA:
(S) Ünsüzünün şiddetini abartmaktan ileri gelir. Dil üst dişlerin iç tarafına dayanıp hava dişlerin arasından sızarsa bu
yanlış ortaya çıkar. Onun için (S) ünsüzünü iyi
ve doğru boğumlandırmaya dikkat etmek gerekir.
DEĞİŞTİRME:
Bir ünsüzün yerine başka bir ünsüzü söyleme alışkanlığı olup bir çok çeşitleri vardır:
1—) Sert ünsüzlerle olanına sık rastlanır.
(Zeleştirme): (J) yerine (Z) söylemek.
Örnek: (Jaluzi) yerine (Zaluzi), (Jale) yerine (Zale) v.b.
(Seleştirme): (Ş) yerine (S) söylemek.
Örnek: (Paşam) yerine (Pasam), (Şapka) yerine (Sapka) v.b. Bu bozukluklara Rumların Türkçe konuşmalarında rastlanır.
(Jeleştirme): (C) yerine (J) söylemek.
Örnek: (Ancak) yerine (Anjak),(Kucak) yerine (Kujak) v.b.
(Şeleştirmek): (S) yerine (Ş) söylemek.
Örnek: (Sana) yerine (Şana), (Soba) yerine (Şoba)
v.b.
2—) Diğer ünsüzleri ilgilendiren değiştirmeler: (Leleştirme) : (R)yerine (L) söylemek. Örnek:
(Birader) yerine (Bilader), (Berber) yerine (Belber),
(Merhem) yerine(Melhem), (Terlik) yerine (Tellik),
(Kerli ferli) yerine (Kelli felli)
Ara sıra (N) yerine (L) de olur. Örnek:
(Fincan) yerine (Filcan), (Mintan) yerine (Miltan) v.b.
(Yerleştirme): Bazı ünsüzlerin yerine veya arasına (Y) ünsüzünü sıkıştırmaktan ileri gelir. Yahudilerin Türkçe konuşmasında sık rastlanır.
Örnek: (Geldim) yerine (Yeldim), (Gittim) yerine (Yittim).
(Gördüm) yerine (Yördüm) v.b.
Halk arasında da sık rastlanır. Örnek:
(Memur) yerine (Meymur). (Müezzin) yerine (Meyzin). (İade) yerine (iyade), (İaşe) yerine (İyaşe),
(İane) yerme (İyane), (Gönlüm) yerine (Göynüm). (Sevmek) yerine (Seymek) v.b.
Bazı Ağızlarda (B) yerine (P). (D) yerine (T) olduğu görülür. Örnek:
(Leblebi) yerine (Leplepi), (Kıbrıs) yerine (Kıprıs), (Radyo) yerine (Ratyo), (Dayı) yerine (Tayı) v.b.
(K)yerine(G),(Ğ)Yerine(G)SöylemekÖrnek:
(Ankara) yerine (Angara),(Çankırı) yerine (Çangırı),
(Kapı) yerine (Gapı),(Kaşık) yerine (Gaşık)v.b.
(Program) yerine (Proğram),(Öğretmen)
yerine (Ögretmen),(Sağol) yerine (Sagol)
3-)(Söyleniş bozuklukları) :ünlüleri ilgilendiren değiştirmeler:
(İnce a) yerine (Kalın a) söylemek: Örnek: (Kemâl) yerine (Kemal),(Lâstik) yerine (Lastik), (Cemâl) yerine (Cemal) v.b.
(E) yerine (A) söylemek. Örnek:
(Heves) yerine (Haves). (Elektrik) yerine (Alektrik), (Bilet) yerine (Bilat) v.b.
(A) yerine (E) söylemek. Örnek:
(Azrail) yerine (Ezrail), (Asalet) yerine (Esalet) v.b.
(İnce o) yerine (Kalın o) söylemek. Örnek:
(Lôş) yerine (Loş), (Lôkma) yerine (Lokma),
(Lôkum) yerine (Lokum) v.b.
Bütün bu bozukluklar doğru söylenişin bilinmemesinden yahut da söylenişteki savsamadan ileri gelir. Bunların düzeltilmesi için de ünlü ve ünsüzlerin çıkış yerlerini iyice bilip, bunlar üzerinde durarak çalışmak gerekir. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |