Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Bebek Sağlığı (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=304)
-   -   anne sütü en sağlıklı besin (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=2781)

jaunty 29-11-2007 11:46 PM

anne sütü en sağlıklı besin
 
ANNE SÜTÜ BEBEKLER İÇİN EN GÜVENLİ BESİN
Son 40 yıl içinde yapılan araştırmalar araştırmalar bebekler için en ideal besinin anne sütü olduğunu ortaya koyduğunu belirten Prof Dr.Gülbin Gökçay, şöyle konuştu:
“Anne sütünün gerek besin değeri, gerekse içerdiği hastalıklardan koruyucu maddeler açısından tüm yapay besinlerden (çeşitli mamalar, vb) üstün olduğunu göstermiştir. Teknolojinin ilerlemesi ile her gün piyasadaki diğer ürünlerden daha üstün olduğu ileri sürülen yeni mamalar üretiliyor olsa da bu mamaların hiç birisi insan yavrusunu en duyarlı olduğu dönemde hastalık yapıcı etkenlere karşı koruyucu maddeler içermemektedir. Yeni doğan bebeği bir aşı gibi hastalıklardan koruyan bu maddeler yalnızca anne sütünde bulunmaktadır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde zatürre, ishal, orta kulak iltihabı, allerjik hastalıklar daha seyrek görülmekte ve görülse de daha hafif seyretmektedir. Örneğin; inek sütü veya hazır mama ile beslenen bebeklerde ishal, yalnız anne sütü ile beslenenlere göre 15 kat, zatürre 3 kat daha sık görülmektedir. Ayrıca anne sütü ile beslenen çocuklarda ileri yaşlarda lösemi, damar sertliği, şeker hastalığı, hipertansiyon, multipl skleroz, bazı bağırsak hastalıkları, diş yapısı bozuklukları ve bazı ruhsal hastalıklara daha az rastlanmaktadır. Okul çağındaki çocuklarda yapılmış bazı çalışmalar anne sütü ile beslenen çocukların daha zeki olduklarını göstermektedir. Doğumdan sonraki ilk altı ayda anne sütü ile birlikte ek besin ya da su verilmesi bebeğin anne sütünün bu hastalıkları koruyucu özelliklerinden yeterince yararlanmasını engellemektedir. Bebeklerin ilk altı ayda yalnızca anne sütü ile beslenmesi sonucunda dünyada yaklaşık 10 milyon bebeğin ölümünün önlenebileceği, bunun 10 katı kadar bebeğin de hastalanmasının ya da sakat kalmasının engellenebileceği hesaplanmıştır.

HER ANNE EMZİREBİLİR
Araştırmalar doğum yapmış kadınların yüzde 99’unun iki bebeği besleyecek kadar süt üretme yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor. İlk haftalarda süt yapımının artması ve devamı için en önemli koşul ise uzmanlara göre bebeğin doğru yöntemle ve sık aralarla emzirilmesi; doğumdan sonra bir saat içinde emzirmenin başlatılması.

Anne sütünün ekonomik de olduğunu hatırlatan Prof Dr. Gülbin Gökçay şöyle konuşuyor:
“Anne sütü ile beslenmenin bebeğe olduğu kadar anneye, ülke ve aile ekonomisine ve çevreye de katkısı vardır. Emziren annelerde rahim, doğum sonrası daha kolay toparlanmakta, meme, yumurtalık kanseri ve idrar yolu iltihabı daha az görülmektedir. Bu etki anne bebeğini ne kadar uzun süre emzirirse o kadar artmaktadır. En az üç ay tek başına anne sütü ile beslenme sonucunda bebek başına yıllık kazanımın 300 dolar olduğu bildirilmektedir. Bu değerlendirmeye göre bebeklerin ilk üç ay yalnız anne sütü ile beslenmelerinin Türkiye açısından yıllık kazanımı yaklaşık 400 milyon dolardır. Bu rakam yalnızca doğrudan elde edilen sağlık kazanımlarına göre hesaplanmaktadır. Mama kullanımı, uzun dönemli sağlık kazanımları, annenin sağlık kazanımları gözönüne alınmamıştır. Bu özellikleri de göz önüne alındığında anne sütü ile beslenmenin ekonomik katkılarının da ne denli büyük olduğu kolayca anlaşılmaktadır. Anne sütü en çevreci besindir. Atık bırakmaz ve üretimi sırasında çevreye ek bir zararı olmaz.”


alıntı

jaunty 29-11-2007 11:53 PM

Ynt: anne sütü en sağlıklı besin
 
Anne sütü alsa da D vitamini de verin

Dr. Berna Ayakta Şerifi, anne sütündeki D vitamini miktarının 12-60 IU civarında olduğunu belirterek, günlük D vitamini ihtiyacı olarak 400 IU saptandığını söyledi.

Anne sütündeki D vitamininin daha kolay emildiği, dolayısıyla daha etkin olduğunun bilindiğini ifade eden Şerifi, anne sütünün tek başına süt çocuğunun D vitamini gereksinimini karşılayamayacağını dile getirdi.

Özellikle D vitamini eksikliği bulunan anneler ile çocukların takviyeye ihtiyacın artacağını kaydeden Şerifi, şöyle konuştu:
“Anne rahminde fetusun D vitamini ihtiyacı, annenin depolarından karşılanır. Fetus doğumdan sonra kendisini bir süre idare edebilecek kadar D vitaminini de çeşitli dokularında depolar. Eğer annede D vitamini depoları yeterli değilse bebek ya D vitamini eksik olarak ya da yetersiz D vitamini depolamış olarak doğar. Bu durum da doğumdan sonra yeterli D vitamini alınmaz ya da yeterince güneş ışığına maruz kalınmazsa D vitamini eksikliğine bağlı raşitizmin oluşma riskini artırır.”

Ağız yoluyla D vitamini verilmesinin de korunmada etkili olacağına işaret eden Şerifi, şöyle devam etti:
“Annelerde D vitamini eksikliği riski de göz önünde tutularak, anne sütü alan tüm çocuklara günde 400 IU D vitamini verilmelidir. D vitamini verilmesi, anne sütü kesildikten sonra da devam etmeli ve en az 1 yıl süre ile uygulanmalıdır. Anne sütü ilk 6 ay içerisinde, D vitamini içeriği dışında, çocuğun büyüme ve gelişmesi için tek başına yeterlidir.”

Raşitizmin, D vitamini yetersizliğine bağlı olarak genellikle süt çocuklarında kemiklerde kalsiyum ve fosfor depolanmasındaki problemle ortaya çıkan şekil bozukluklarıyla anılan bir hastalık olduğuna değinen Şerifi, yapılan araştırmaların Türkiye’de raşitizm görülme sıklığının yüzde 7,9 ile yüzde 20 arasında olduğunu gösterdiğini kaydetti.

GÜNEŞ IŞINLARININ ÖNEMİ
Şerifi, raşitizmin, bebekte kasılma, huzursuzluk, baş terlemesi, başın sürekli sağa ve sola çevrilmesi, kabızlık, kaburgalarda yuvarlak çıkıntılar, bıngıldakların kapanmaması (18 aydan sonra), kafa kemiklerinde yumuşama ve eğrilme (baş alın ve yanlarında çıkıntı), geç oturma ve yürüme, bacaklarda eğrilik, göğüs kemiklerinde bozukluk (göğüs içe veya öne doğru çıkar), kamburluk, bel kemiğinde eğrilik, diş çıkmasında gecikme gibi belirtilerle ortaya çıkabileceğini söyledi.

Şerifi, raşitizmden korunma yollarını ise şöyle sıraladı:
“Raşitizmden korunmanın temel koşulu gebe ve emzikli annelerle çocukların yeterince güneş ışığına maruz kalmalarının sağlanmasıdır. D vitamini yapımını sağlayan ultraviyole ışını, pencere camından geçmez. Bu nedenle arzu edilen yararın sağlanabilmesi için güneş ışığına direkt olarak maruz kalınması gereklidir. Güneş ışınlarının anne ve bebeklerin en önemli D vitamini kaynağı olduğu akılda tutulmalı ve gebe ya da emzikli kadınlar da günde 10-30 dakika direkt güneş ışığı almalıdır.”

D VİTAMİNİNİ DOĞAL YOLLARDAN KARŞILAMA YOLLARI
“Güneş ışığına yeterince maruz kalmamak, D vitamini ve kalsiyumca zengin besinleri yeterince tüketmemek, bağırsaklarda emilim bozukluğu, karaciğer ya da böbrek yetersizliği gibi nedenlerle D vitamini eksikliği gelişebilir” diyen Şerifi, uzun süreli olarak kullanılan bazı ilaçların da D vitamini metabolizmasını etkileyerek raşitizme yol açabileceğini vurguladı.

Şerifi, D vitamini ihtiyacının doğal yollardan tereyağı, süt, peynir, balık, balık yağı ve karaciğer gibi hayvansal besinlerden karşılanabileceğini belirtti.

Şerifi, Sağlık Bakanlığı’nın 2005 yılında başlattığı “Bebeklerde D Vitamini Yetersizliğinin Önlenmesi ve Kemik Sağlığının Korunması Projesi” kapsamında, doğumdan itibaren 1 yıl boyunca tüm bebeklere sağlık ocakları ve ana çocuk sağlığı merkezlerinde ücretsiz D vitamini damlası verildiğini, proje kapsamında geçen yıl il genelinde toplam 22 bin 843 ücretsiz D vitamini damlası dağıtıldığını sözlerine ekledi.

alıntı


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:16 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.