Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Anı Yaşama Hissi (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=163)
-   -   Sadece Bugün (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=740)

hayatimdegisti 28-01-2007 11:25 PM

Sadece Bugün
 
Herhangi bir eylem yapacağınızda ki bu sigarayı bırakmak olabilir ders çalışmak olabilir alkolü bırakmak olabilir yada değiştirmeyi istediğiniz herhangi bir şey olabilir.

"Bugün ders çalışıyorum " diyin..
Yani sadece bugün..

Aynı şekilde Alkolü bırakanlar bunu kullanırlar..
"Bugün için Alkolü bırakıyorum" gibi..

Ertesi gün aynı şeyi tekrar edebilirsiniz...

Alışkanlıklardan kurtulmak için kendinize sadece bugün için söz verirseniz söünüzü tutmuş olursunuz.

Yada uzun süredir ertelediğiniz bir şey var...
Sadece onun küçük bir parçasını yapmak için söz verin.
Ondan sonra diğer parçalara geçersiniz..

Bütünüe ulaşmak için parçalardan gitmek gerekir s456

hayalayaz 21-05-2007 01:50 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
bunu ben sigara için yapmıştım,yok canım öyle tam gün değil, nerdeeee, önce saatte bir'le başlamıştım.ertesi gün birbuçuk,ertesi gün iki saat, her gün yarım saat atarak altı saate çıkarmıştım. altı saate geldiğimde tamamen bırakayım artık dediiiiim.utanarak söylüyorum bırakamadım.herkes yanlış yaptığımı söyledi, sigara ya tamamen bir anda bırakılır veya içilir dediler . bende yanlış yapmiim bari dedim,yarın hayır bugün olmuş,bugün sigarayı bir buçuk saat arayla içiyorum.ve kendime söz veriyorum bir ay sonra sigarayı bıraktım diycem...evlatlaaaaar desteeeek, moraaaal, alkıııış,artık aklınıza ne gelirse, tarafınızdan gelen herşey sevgiyle kabul edilir ben sigarayı bırakmaya kararlıyım.hatta bıraktım(mı )canım bi sigara bırakma nolcek ben neler neler başardım bu güne kadar bunuda başarırım,başardım bile hadi ben yatayım hepinize iyi gecelerve enderin saygılı sevgiler..

pakguc 09-10-2007 07:11 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
ben bugün sigarayı bırakıyorum....
yarın da bırakacağım khkh56
yok yok bugün sigarayı bırakıyorum...
yarın gelince yine bugün sigarayı bırakıyorum yazarım khkh56
ay pardon yaaa kendimi tutamadım khkh56
bugün sigarayı bırakıyorum hih33

su_oguz@hotmail.com 17-10-2007 11:04 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
aa34 aa34 aa34 aa34
çok hoşsun izumi....... khkh56 khkh56 khkh56 khkh56

shamanic 18-10-2007 03:02 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
izumi sen ben misin .. yok yok bu duyguda ben sen oldum galiba.. neyse yarın olsun hayr olsun girlhaha aa34 44

çok güldüğüm bir yazı vardı onu eklemek istiyorum ... ancak için de çok sansürlü kelime var mecbur ... koyacağım sad456 olmassa yazıyı kaldırırım atakan bey.. bi bakında sizde..

Tiryakinin Sigara Bırakma Günlüğü
Sevgili günlük, Bu sabah Hürriyet´in Kelebek ekinde sigarayı bırakmanın vücuda yaptığı olumlu etkileri anlatan bir haber okudum. Bu tarz haberlerden oldum olası tiksinmeme rağmen nedense coşup sigarayı bırakmaya karar verdim. Kararım kesin, sigarayı bırakıyorum. Bu kararımın vücuduma etkilerini gösteren tabloyu başucuma astım. İçimin zehirden temizlenmesini tabloya bakarak daha rahat hissedeceğim. Şimdi masanın üzerindeki dolu sigara paketini buruşturup çöpe sallıyor ve sağlıklı gürbüz bir kişi olma yolundaki ilk adımımı atıyorum.

SEKİZİNCİ SAAT

Sevgili günlük,
Tabloya göre sigarayı bıraktıktan sekiz saat sonra tansiyon ve nabız normale dönüyormuş. İnanır mısın, bunu hissediyorum sanırım. Tamam, tansiyon ve nabzımın bundan sekiz saat önceki halinde de anormallik hissetmemiştim,ama normale dönmesi iyi bir şey herhalde. Coşkumu paylaşmak için Teoman´ı aradım, sigarayı bırakmama "geçici Ubeyd Korbey sendromu" adını taktı. "Oğlum" dedim, "bak tam sekiz saattir sigara içmiyorum, tansiyonum ve nabzım cillop gibi oldu".
Bunu söyleyince kendi nabzının ve tansiyonunun da harika olduğunu söyledi, meğer sekiz saattir uyuyormuş. Ya...k işte, ben ne diyorum o ne diyor. Yalnız laf aramızda, kafama takıldı gerçekten, demek ki günde sekiz saat uyuyan bir sigara tiryakisinin tansiyonu ve nabzı da günde bir kere normalleşiyor. E peki, tansiyon ve nabız günde üç kez normale dönemeyeceğine göre benim kazancım ne bu işten? Demek ki, savaşı erken bırakmayacaksın. Yoksa Teoman i.inden ne farkım kalır? Onun tansiyonu da normal, benimki de.... Neyse, bakıcaz....

ONUNCU SAAT

Sevgili günlük,
Sigarayı bırakırken başlangıcın çok zor geçtiğini duymuştum. Hiç de değilmiş. Az önce yemek yedim, iştahım açılmış, yemeklerin tadını daha iyi aldım. Yıllardır ilk kez yemeğin üzerine sigara içmeyeceğim.

ON BİRİNCİ SAAT

Acaba azaltarak mı bıraksam? Sadece yemeklerden sonra içsem mesela? Yok yok, dayanmam lazım. Kuruyemişçiye gidip kabak çekirdeği alayım, oyalanırım.

ON ÜÇÜNCÜ SAAT

İki saattir aralıksız kabak çekirdeği yiyorum. Ve bir de yıldıran dejavu: "abi bu çekirdeğe elini sürünce bırakamıyorsun."

ON DÖRDÜNCÜ SAAT

Kabak çekirdeğini bırakınca yemekten sonrakine benzer bir sigara içme isteği uyandı. Çöpe attığım sigara paketini ararken telefon çaldı, Teomanmış. "Sağlığında yeni düzelmeler var mı?" diye sorup kahkaha attı .Vay ayı vaaay, sigarayla mücadelemde başarısız olmamı bekliyor demekki. Bu beni sinirlendirmekten çok kamçıladı. Ulan Teoman, görüşürüz bakalım. İlk işim sigara paketinin olduğu çöp torbasını evden atmak

ON YEDİNCİ SAAT

Sevgili günlük,
Kendimden utanıyorum. Az önce kapıdaki çöp torbasını geri almaya karar verdim, kapıcı götürmüş. Kararsızım, sigarayı bırakanların sinirli olmaya başladığı ve kilo aldığı söyleniyor. Şişman ve sinirli biri olup Hüseyin´e benzemeyeyim sakın?

YİRMİ DÖRDÜNCÜ SAAT

Sevgili günlük,
Biliyor musun, sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra kalp krizi riski yüzde 25 azalıyormuş. Fena değil ha, ne dersin? Teoman´ı aradım az önce, sana en fazla 15 gün veriyorum dedi. Kalp krizi riskinin azalmasından sözettim, güldü. Gül bakalım Teoman efendi, gül... Gidip kabak çekirdeği alayım.

İKİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Dün çok kötü geçti. Kuruyemişçiye gidip bir kilo kabak çekirdeği aldım. Gazeteleri çıkmadan okusaydım keşke, Hıncal Uluç köşesinin yarısını "kabak çekirdeğinin cinsel güce katkıları"na ayırmış. Allahım, ya kuruyemişçi de okumuşsa yazıyı? Ulan yüz gram al çık, bir kilo niye alıyorsun? Bundansonra o dükkanın önünden geçemem.

ÜÇÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Çok güzel bir gündeyiz. Sigarayı bırakmamın üzerinden 72 saat geçti, yani sinir uçlarım bugünden itibaren yenilenmeye başlıyor. Daha da güzeli, sevgilim geliyor. Bugün biraz sinirli gibiyim, kızın yanında arıza yapmasam bari...

DÖRDÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Dün ne güzel başlamıştı hatırlarsın, ama korktuğum başıma geldi ve sevgilimle kavga ettim. Her şey iyi başlamıştı halbuki. Bir ara dışarı çıktık, ben sosisli sandviç almak istedim, hanımefendi karşı çıktı. Neymiş, yürüyerek yemek yenilmezmiş. Durduk yerde kavga çıktı. Sonunda dayanamayıp karşıdaki lokantaya gittim ve patlıcan musakka söyledim. Garson tabağı getirir getirmez hatunun yanına koştum ve "yürüyerek yemek öyle yenmez böyle yenir" diyerek elimde tabak yürümeye başladım. Bir yandan da musakkayı yemeye çalışıyorum. Kız kaçmaya başladı, ben de peşinden koşuyorum. Bir ara ağzımdan köpükler çıktığını farkedince durakladım. Elimdeki tabağı çöpe atıp eve döndüm. Sevgilimin telesekreterine not bıraktım, umarım arar.

BEŞİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Bu sabah İstikbal´den çek-yat gelecekti, öğlene kadar bekledim, ne gelen var ne giden. Birden sinirlerim tepeme çıktı, elimde odunla beklemeye başladım. Hayır, niye sözünde durmuyorsun kardeşim? Sabah dediysen sabah getir. Adamlar saat üçte geldiler, ben odunla kapıya çıkınca tedirgin olup kaçtılar. İstikbal´i arayıp siparişi iptal ettim, Seray´ı var Mobella´sı var canım, banane yani...

ALTINCI GÜN

Sevgili günlük,
Sevgilim aradı, bana çok kızgın olduğunu söyleyip bir çuval zır zır yaptı. zaten ona moralim bozuk, bir de Teoman gelip karşımda fosur fosur sigara imesin mi? Dumanı suratıma üflediğinde çaktırmamaya çalışarak içime çekmeye çalıştım. Ulan özlemişim be...

YEDİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Kabul etmem gerekir ki bugün çok sinirliydim. Gevşemek için televizyonu açıp belgesel izlemeye başladım. Discovery Channel´da Timsah Avcısı diye bir lavuk var, 10 dakika dayanamadım herife. Eline bir yılan almış, yılan çıtır çıtır ısırıyor, bu gevrek gevrek gülüyor. Neymiş, yılan zehirsizmiş.Ya arkadaşım, zehirsiz diye ne bu yani? National Geographic´I açıyorum, zürafalar var, daha iyi. Ama zürafalardan, Mary ve ailesi diye söz ediliyor. Allah belanızı versin hepinizin. Süt içip uyumaya karar veriyorum, süt şişesinin üzerine "lütfen çalkalayınız" yazmışlar. Çal-ka-la-mı-yo-rum. Mecbur muyum lan sizin şişenizi temizlemeye. Para almasını biliyorsunuz eşşoğlueşşekler sizi be! Akşam arkadaşlarla bira içmeye gittik. Buinsanlarne kadar anlayışsız var ya günlük, aklın oynar.Ulan zaten sigarasız bira içiyorum, beynim sulanmış, hala üzerime geliyorlar. Masada ideolojik hadise çıktı, dışarı kadar uzadı. Tartışma sorun değildi de "sigarayı bıraktığındanberi kilo aldın lan kocaddöt" deyince dayanamayıp kafa attım Teoman´a. Yapmasam iyiydi.

SEKİZİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Teoman arayıp bir daha benimle görüşmek istemediğini söyledi. Çok umurumdaydı lavuk. Gereken cevabı verdim zaten. Bu arada, gazetede okudum yine. Sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden bahsediyordu. Azaltarak bırakma ve marka değiştirerek bırakma maddeleri ilgimi çekti. Acaba? Ama yok yok, bu kadar dayandım, gerisini getirmek lazım.

DOKUZUNCU GÜN

Sevgili günlük,
Sana ne zamandır sevgili günlük diye seslenmediğimi farkettim. Oysa sen bu dünyada beni anlayan tek varlıksın, tek dostumsun. Bugün ne oldu biliyormusun, sevgilim beni terketti. Alçak kadın, Manyaklaştığımı söyleyip ayrıldı benden. Bu arada kabak çekirdeğinin b..kunu çıkardım, her tarafımda sivilce çıktı.

ONUNCU GÜN

Sevgili günlük,
İki gün önce, sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden sözetmiştim. Ben iki yöntemi birleştirip hem marka değiştirdim hem de azalttım. Günde üç tane yemeklerden sonra Parliement içiyorum. O kadar zaman sonra ilk içilen sigaranın bir güzel kafası var, şaşırırısın.

ON BİRİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Kendime bir iyilik yapıp sigarayı beşe çıkardım. Ha üç, ha beş. Eskiden günde bir paket içiyordum, şimdi beş tane içiyorum. Yine kazançlıyım yani...

ON İKİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Bugün gazetede Amerika´da yapılan bir araştırmayla ilgili haber okudum. Habere göre günde 10 taneye kadar sigaranın çok fazla zararı yokmuş. Üstelik sigaranın markasını değiştirmekten falan da bahsedilmiyordu. Madem öyle günde 10 tane Camel içebilirim.

ON ÜÇÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Sevgilimi ve Teoman´ı arayıp özür diledim. Sevgilim, bir süre daha görüşmek istemediğini söyledi. Ağzımdan köpükler çıkarken koşturduğum sahneyi unutamıyormuş. Haklı kız, bir şey söyleyemedim. Teoman aramızda geçen hadiseyi sigaraya yordu, ona göre yavaş yavaş sigara içmeye başlayınca beynim tekrar faaliyete geçmiş. Neyse barıştık ve yarın akşam buluşmaya karar verdik.

ON DÖRDÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Teoman´la ocakbaşına gittik. İçtiğim sigaraları saymadım. Teoman´ın da dediği gibi, sigaranın zararlarını bilerek içiyorum, kime ne? Sana da soruyorum günlük, sana ne?

ON BEŞİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Püfür püfür içiyorum sigaraları. Bir de, "sigaraya tekrar başlayınca ne olur" tablosu yapmaya başladım. Sevgilim de bir daha sigarayı bırakmayacağım sözünü verince geri döndü. Elveda günlük, bir daha işim olmaz seninle.

su_oguz@hotmail.com 18-10-2007 09:15 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
yahu arkadaş..
ne güzel şeyler buluyorsun böyle ,
gülmekten gözüm yaşardı süppppeeer....
özellikle o eline odun alıp beklediği bölüme
çooook güldüm. alk78 alk78 alk78 alk78

pakguc 18-10-2007 11:00 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
khkh56 çok güzeldiiii

PAMİRNAZLI 18-10-2007 12:20 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
Çok tanıdık geldi çoookkkk 44 Yanlız değilmişim demekki. f678h

shamanic 18-10-2007 12:45 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
begendiğinize sevinsemmii üzülsemmi bilemedimm ... walla yeşilaycılar aforoz edecekler bizi ona göre ayağımızı denk alalım... yakında forumda sigara içmek yasaklanırsa şaşırmam ... http://www.calvarywilliamsport.com/i...no-smoking.gif

su_oguz@hotmail.com 18-10-2007 12:58 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
valla ne diyeyim,hikayeye çooook güldüm.
khkh56 khkh56 khkh56

shamanic 15-12-2007 06:00 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
konuyla alakalı farklı bir başlık açmadan bu yazıyı buradan sizlerle paylaşayım istedim..
(böylelikle arada kaynar belki de benden geldiğini unutursunuz 44 )

sevdiğim bir kalemin elinden çıkmış olan bu satırları
yine severek okudum..

bu duyduğum sevgiden ötürü bu gün yarın amborga almam yakındır...
yeşilaycıları destekler kendilerinin doğru olanı yaptıklarının beş kez daha altını çizer..

sevenlerine bu yazıyı ithaf ederim... sevincli
(uzun ama hele bi başlayın sonuna nasıl geldiğinizi anlamıyorsunuz) pc05

çek elini sigaramdan!
yazar burak eldem

2005 yılının hemen başlarıydı, sanıyorum. ilk romanım seni tılsımlar korur’un yayımlanmasının üzerinden henüz iki, bilemediniz üç ay geçmişti ve günde en az bir saatimi, elektronik posta kutuma gelen okur mektuplarıyla ilgilenmeye ayırıyor; elimden geldiğince de hepsini yanıtlamaya çalışıyordum. o yoğun e-mail trafiğinin benim için neredeyse günlük mesaiye dönüştüğü günlerde, bir okurumdan alışılmışın oldukça dışında bir “eleştiri” almış ve uzun süre nasıl bir yanıt vereceğimi düşünmek durumunda kalmıştım. yazdıklarından, o günlerde ellili yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim okurum, şunları söylüyordu:



“ilk başta şunu söyleyeyim: seni tılsımlar korur’u başından sonuna dek büyük bir heyecanla ve zevk alarak okudum. gerek hikâyenin zengin ve okuru düşünmeye yöneltip meraklandıran sürükleyici niteliği, gerek karakter profillerinin oldukça başarılı çizilmiş olması, gizem faktörünün de güçlü etkisiyle, romanın büyük bir keyifle okunmasını sağlıyor. ama bütün olumlu görüşlerime ve romanı çok sevmeme karşın, size bir konuda oldukça kızgın olduğumu söylemek zorundayım. bugüne kadar yerli bir romanda rastladığım en başarılı iki karakter arasında rahatlıkla sayabileceğim eser büyükdere ve reşat hoca’ya, kitap boyunca bulabildiğiniz her fırsatta sigara içirmek zorunda mıydınız? üstelik zaman zaman bunu öyle noktalara vardırmışsınız ki, eser büyükdere neredeyse bir sigara militanına dönüşmüş! insan sağlığı için konan yasakları hiçe sayıyor, hekim kararlarına meydan okuyor, sanki hayatın güzel ve keyifli olmasını sağlayan temel şeylerden biri sigaraymış gibi davranıyor. halbuki bu karakterin, binlerce yıl önceye ait güçlü bir genetik mirasın temsilcisi olduğunu okuyoruz romanda. böyle sıradışı dna’ya sahip bir insan, marifetmiş gibi bir sigara bağımlısı olarak sunulmak zorunda mıydı? genç insanlar tarafından ilgiyle okunan bir yazarsınız, buna benim kızım da dahil. şimdi sizin kitaplarınızı okuyan bu gençlere verdiğiniz mesaj bu mudur? üzgünüm ama seni tılsımlar korur’la ilgili övgü ve kutlamalarımı ilettikten sonra, sizi sigara konusundaki bu sorumsuz tavrınız yüzünden şiddetle kınamak durumundayım.”



o güne dek aldığım okur mektupları arasında en şaşırtıcı olanıydı bu; kitabın bütünüyle ilgili olumlu düşüncelerini uzun uzun paylaştıktan sonra, karakterlerden özellikle birinin yaşam tercihleri ve alışkanlıklarına ilişkin bir ayrıntıya, beklemediğim biçimde sert tepki gösteriyor ve “bundan sonraki romanlarımda, kahramanlarımın sigaradan uzak durmalarına özen göstermemi” tavsiye ediyordu. okuru incitmeden nasıl bir yanıt vereceğimi uzun uzun düşündükten sonra, ilgi ve samimiyetine teşekkür eden sıradan bir şeyler yazarak, geçiştirdim.



üzerinden üç yıla yakın bir süre geçtiği için, bu mektubu neredeyse unutmuştum ki, geçen hafta yeni romanım günbatımı fandango’yla ilgili, şaşırtıcı biçimde yukarıdakine benzeyen bir okur mektubu alınca, hafif bir “deja vu” durumu oluşup, belleğimi tazeleyiverdi.



“romanı elimden bırakamadan, heyecanla okudum,” diyordu, ingilizce öğretmeni olduğunu söyleyen hanım okurum. “ama bunu biri 17, diğeri 19 yaşında olan çocuklarımın okumasına izin vermem, açık söyleyeyim. nedeni mi? sigara konusunda son yıllarda açılan bunca kampanya varken, inat yaparmış gibi kahramanlarınızı sigara bağımlısı olarak gösteriyorsunuz. günbatımı fandango’ya bakalım şimdi: serdar bariz biçimde bağımlı, ozan da öyle. stella ve melis’in de neredeyse ellerinden sigara hiç düşmüyor. reşat hoca’yı bir önceki romandan biliyoruz zaten, o da sigara bağımlısı. romanı çok severek okudum, tekrarlıyorum. ama elimde yetki olsa, kitabınızın üzerine ‘çocuklara ve gençlere zararlıdır’ yazılmasını isterdim.”



durumun ciddiyetini görebiliyorsunuz, değil mi? yaklaşık üç yıl arayla iki farklı insandan gelen bu iki mektubun, aralarına kopya kağıdı konmuşçasına birbirine bu kadar benzemesi, içerdikleri anafikri “sıradışı” kabul edip geçmemize izin vermeyecek kadar anlamlı. aşağı yukarı son on yılda iyice hızlanan bir eğilim ve aktif bir tavrın, toplumsal düşünce iklimleri üzerinde ne denli güçlü etkilere sahip olduğunu, bu iki iyi eğitim almış, kitap okuyan ve donanımlı insanın satırlarında görebiliyoruz. müdahale, baskı ve yasaklamayı “toplum adına doğal bir hak” olarak gören bu eğilim, “iyi ve kaliteli” olduklarından en küçük bir kuşku duymadığım bu insanların mektuplarında, “roman kahramanlarının davranış modellerini düzenleme” noktasına dek varabiliyor.



ferhan bey ve bengü hanım bu yazıyı okuyorlar mı, bilemem; ama mektuplarının içeriğinde sezdiğim hafif “buyurgan” ifadeyi ve “çoğunluk baskısı”nın kimi zaman “aba altından sopa” biçimine dönüşebilen karakterini o kadar ciddiye alıyorum ki, bireysel yanıtların ötesinde, bu konuyu “açık yanıt” haline getirmenin daha doğru olduğunu düşündüm. üstelik bu bana, neredeyse on yıldır yazmayı düşündüğüm ama fırsat bulamadığım (ya da açıkça üşendiğim) bir konuda, düşüncelerimi açıkça ifade etme olanağı verdiği için, işime de geliyor biraz.



belleği güçlü olanlar, hatırlayacaktır: bundan yaklaşık yirmi yıl kadar önce, popüler çizgi roman kahramanlarından biri olan lucky luke, yani bizim red kit, sigara aleyhtarlarının hedefi haline gelmişti bir anda. o güne dek hiçbir serüveninde ağzından sigarası eksik olmayan batı’nın yalnız kovboyu luke, yayıncı ve çizeri baskılara dayanamayınca, bir anda radikal bir kişilik değişimi yaşayıverdi. eski çizgi hikayeler ve filmler, tek tek, kare kare elden geçirilerek, luke’un dudaklarının arasına sigara yerine bir çalı parçası yerleştirildi ve böylece sigara aleyhtarları büyük zaferlerini kutlarken, bizim haşin kovboy da ağzındaki o garip nesneyle embesil bir “red neck” görüntüsüne bürünüp, karizmayı güzelce çizdirdi.

aynı günlerde, amerika başta olmak üzere, batı dünyasında sigara karşıtı kampanyalar iyice hız kazanmaya başlamıştı. doksanlı yıllara kadar, sigara içen insanlar uçaklarda en arkaya, en kötü koltuklara oturtulur ama bundan pek de şikayet etmezlerdi. açıkçası, ben de fazla aldırmazdım bu duruma. alt tarafı yolculuk ediyordunuz işte; rahat rahat sigaranızı içebildikten sonra, önde ya da arkada oturmanın ne önemi vardı ki? üstelik, özellikle okyanus aşılan uzun uçuşlarda en arkada oturmak, bazen hosteslerle uzun ve eğlenceli sohbet anlamına da geliyordu ki, bundan pek de şikayetçi olduğumu söyleyemezdim doğrusu. o günlerde benim sinirime dokunan, “no smoking” bilet almasına karşın, aşağı yukarı yarım saatte bir arkaya gelip başınızda ayakta dikilerek sigarasını içen, sonra da izmaritini sizin kül tablanızda söndürüp önlerdeki koltuğuna geri dönen “havayolu züppeleri”ydi.



sonra durum yavaş yavaş değişmeye başladı: ilkin, abd’de yerel uçuşlarda sigara tümüyle yasaklandı; sonra bu uygulama avrupa’ya ve nihayet tüm dünyaya sıçradı ve sonuçta havaalanı aktarmalarıyla birlikte yaklaşık on saati bulan okyanus ötesi uçuşlarda bile sigara içirilmemeye başlandı. bunu, yine abd’de ortaya çıkıp dünyaya yayılan, havaalanlarının bekleme salonlarında bile sigaraya izin vermeme uygulaması izledi. 2000 yılıyla birlikte işler öylesine çığırından çıktı ki, işyerlerinden sonra kafe ve restoranlarda da yaygınlaşmaya başlayan sigara yasağı, yine abd’de otellerde, hatta kimi zaman kiraladığınız apartman dairelerinde bile “sigara içilmez” despotluğuna dek vardı. şimdi, bazı büyük kentlerde sokakta sigara içmek de yasak ve yaptırımların ağırlaşmasından, uygulamanın da genişletilmesinden söz ediliyor.

bütün bunlar, size çok “yeni” gibi görünebilir. ama sigara düşmanlığının ve çaçaron anti-sigara kampanyalarının geçmişi, aslında 1920’lere dek dayanıyor. cassandra tate’in 1999’da yayımlanan cigarette wars: the triumph of "the little white slaver” adlı son derece ilginç kitabında, tütünün insan yaşamında oynadığı rol ve sigara üzerinden yürütülen ekonomik-politik savaşların tüm yönleriyle ilgili ayrıntıları bulmak mümkün. elbette tate kitabında sigara karşıtı ya da sigara yanlısı tavırlardan birini seçmeye ve diğerinin üzerine gitmeye çalışmıyor. yaptığı, olabildiğince tarafsız kalarak, özellikle amerika’da yirminci yüzyılın başlarından bu yana sigara karşıtı kampanya ve hareketlerin gelişimini gözler önüne sererken, iki kutuptan da önemli görüşleri ve argümanları okura iletmek.



ayrıntılara girmeye gerek görmüyorum şu anda; zaten bu konu, ayrıntı denizinde boğulmak isteyenler için biçilmiş kaftan. yalnızca, hiç değilse başlangıçta, bir tek şeyin altını önemle çizmek gerekiyor: sigara karşıtı kampanyalar, on dokuzuncu yüzyıl sonuyla yirminci yüzyıl başı arasında abd’de doğmuştur ve o dönemin abd’sinde “sosyal baskı grupları”nın analitik yapısı bütünüyle muhafazakâr aşırı sağın, dinci derneklerin ve büyük sermayeden istediği desteği koparan gerici cemaatlerin kontrol altındadır. bu trajik gelişmeden ve abd’de on dokuzuncu yüzyılda başlayıp yirminci yüzyıl başlarında nihayete eren geniş cepheli “karşı-devrim” hareketinden, fraternis adlı kitabımda ayrıntılarıyla söz etmiştim.



amerika’da “anti-cigarette league” adlı sigara karşıtı hareket, 1899 yılında lucy page gaston adlı, hıristiyan kadınlar birliği adlı cemiyetin öncüsü fanatik dindar bir kadın tarafından kuruldu. kısa süre içinde onu destekleyenler ve hem finansal hem de sosyal olarak arkasında duranların listesine baktığınızda, oldukça ilginç isimlere rastlıyorsunuz: teknolojik buluşunu ticari bir avantaja ve güce dönüştürmeye çalışan thomas alva edison; amerikan kapitalizminin simge isimlerinden henry ford ve “seventh day advent” adlı protestan cemaatinin üyesi, dindarlığıyla bilinen doktor john harvey kellogg. (sonradan, erkek kardeşiyle birlikte şu ünlü “mısır gevreği” fabrikasını kuran iş adamı.)



yirminci yüzyılın ilk çeyreği içinde, gaston ve onu izleyen gerici derneklerce tırmandırılan “anti-sigara” terörünün etkisi ve kazanımları, beklendiğinden de büyük oldu. resmi dairelerde sigara yasağı, sigara reklamlarının engellenmesi, sigara içenlerin “kamusal alan”dan dışlanması yolunda hızlı adımlar atıldı. bu dönemin ve anti-sigara kampanyaların söz konusu evredeki seyrinin çok ilginç bir özelliği var: kaygılar “sağlık” ekseninden oldukça uzak. sigara yasağını hararetle talep edenlerin ana dayanak noktası, “ahlâki çöküntü” endişeleri. aşağı yukarı bütün argüman ve söylemler de, bu noktada yoğunlaşıyor. sözgelimi, kampanyalarda en çok, “sigara içmenin bir karakter bozukluğu” olduğu, “inançsızlığı” ve insan zaaflarını ortaya koyduğu, “yanlış bir hayat tarzı”nı empoze ettiği ifadeleri vurgulanıyor. burada sözü edilen “yanlış hayat”, elbette denetlenmemiş ve “fazla özgür” cinselliği olduğu kadar, o zamanlar “sapkınlık” olarak nitelenen bir tür “bireysel cinsel edimi”, yani bildiğimiz “mastürbasyonu” da kastetmekte. yirminci yüzyıl başlarında abd’nin gerici hıristiyan örgütlerinin önayak olduğu sigara karşıtı kampanyaların merkezinde, “tanrı’nın yolundan sapmış, bozuk ahlâklı insanlar” var kısacası. sigara içmek o kadar kötü bir şey ki, bunu yapacak kadar düşük karakterli ve bozuk ahlâklı olanlar, maazallah mastürbasyon falan da yaparlar, evlerden uzak!



endişe ve rahatsızlıklar bunlarla sınırlı değil elbette. sigaranın bir “hayat tarzı bileşeni” olarak, bütün “kolay elde edilirliğiyle” ortalarda boy göstermesi, sigara karşıtı kampanyaları yöneten ve tırmandıran gericilerin bir başka kâbusunun daha altını çiziyor: kadınlar da gidip sigara satın alıyor ve “insan içinde” bunu tüttürmeye başlıyorlar ki, bu kabul edilir bir şey değil. resim, tablo, manzara, her ne derseniz, sigara içen bir kadının “gemi azıya almış” ve “yoldan çıkmış” olduğunu gösteriyor bu cepheye göre. zaten kampanyalar en çok kadınların üzerinde kurulan baskıların artırılması sonucunu veriyor. filmlerde, romanlarda, sigara içenler hep “kötü kadın”lar; “ideal kadın”larsa asla sigara ve içki içmiyor, erkeğinin sözünden çıkmayıp evde çocuk büyütüyor.



ama aynı dönemde, kolay kolay durdurulamayacak bir kadın özgürlüğü hareketi de başlamış durumda ve bunun öncülerinin de gericilere papuç bırakmaya hiç niyeti yok. 1920’lerde, artan baskılar üzerine kadın grupları “kamu içinde sigara içme” eylemlerine başlarken, sigmund freud’un yeğeni ve halkla ilişkiler disiplin dalının kurucularından edward bernays, “özgürlüğün meşaleleri” (torches of freedom) adını verdiği karşı kampanyayla, kadınların sigara içme hakkını etkili bir eyleme dönüştürüyor.



tate’e göre, birinci dünya savaşı sırasında sigara üretiminin “askere destek” olarak algılanmaya başlaması rüzgârın terse dönmesinin ilk adımı. lucky strike içen cephedeki amerikan askerlerine yollanmak üzere sigara sarmak, generallerin de desteğiyle “vatanseverlik simgesi” haline gelince, ayrıca sigaranın “sosyal bir keyif aracı” konumuna terfi etmesi sonucu insanlar gericilerin kampanyalarına kulak tıkayınca, anti-sigara cephesi de hızlı bir parlayışın ardından ilk darbeyi alıp geri çekiliyor.

1976’dan bu yanaysa, “ikinci büyük dalga”yı yaşıyoruz. bundan otuz yıl kadar önce, aynı gerici hareketin devamı niteliği taşıyan sağcı-hıristiyan gruplar, bu kez “gerçekçi” davranmak adına “ahlâki” değil, doğrudan doğruya “sağlıkla ilgili” kaygıları öne çıkararak, kaldıkları yerden devam etme kararı aldılar. yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren kalp ve damar hastalıklarında görülen artışla sigara tüketiminin yükselişi arasında korelasyon kuran ve bunu “bilimsel bir olgu” biçiminde kamuoyu gündemine (bu kez oldukça etkili ataklarla) getirme yolunu seçen anti-sigara hareketi, kimi doktorların ve tıp adamlarının da desteğiyle, büyük bir toplumsal kâbusa dönüştürmeyi başardığı “pasif içici” kavramını dünyaya armağan etti. buna göre, “sigara içenlerin özgürlükleri uğruna, içmeyen zavallı masumların yaşamlarını riske etmek” gibi talihsiz bir durum söz konusuydu. seksenli ve doksanlı yıllar boyunca, giderek artan oranda, bu “pasif içici” konumuyla ilgili riskler, kim zaman göz göre göre yalan da söyleyerek abartıldı ve “hipotezler, olguymuş gibi sunulmaya” başladı.



2000 yılında başlatılan son etap anti-sigara kampanyalarının ardında elbette yine hıristiyan sağ, muhafazakâr örgütler ve abd’nin lobi cemiyetleri var. ama bu kez aldıkları kamuoyu desteği, yönlendirilen medyanın da katkılarıyla önemli biçimde genişledi: artık, “aklı başında” diyebileceğimiz demokrat insanlar da, karşılarına çıkarılan sağlık kâbusunun etkisiyle sigara karşıtlığına (destek olmasalar bile) sessiz kalıp, gizlice onay veriyorlar.

hemen söyleyeyim, “sigaranın hiçbir zararı yoktur, yalan söylüyorlar” falan diyecek değilim elbette; yalnızca bugün karşımıza dikilen anti-sigara cephesinin tarihini, kökenini, kurucularını ve destekleyicilerini hatırlatıyor, bu arada “pasif içici” mitosuyla yaratılmak istenen korkunun ardında büyük oranda “kent efsanesi” benzeri, bilerek ve isteyerek abartılmış istatistik ve hipotezlerin bulunduğuna dikkatinizi çekiyorum. konu fazlasıyla uzun ve ayrıntılı; bir dergi makalesinin içine sığabilecek gibi değil. üstelik, işin içinde birtakım ekonomik/siyasi çıkar kavgaları falan da var.



sigara içmek demek, elbette ciğerlerinize yabancı bir maddeyi, katranı davet etmek ve solunum sisteminizin işleyişine müdahale etmek demek. damar tıkanıklığından solunum bozukluğuna ve kalp hastalıklarına dek birçok sağlık sorununda sigara içicisi olmak (istatistiklere göre) dezavantaj yaratan bir faktör. yani eğer bu tür bir sağlık bozukluğunu davet edecek organik altyapıya sahipseniz (olumsuz kalıtımsal miras ya da kötü çevre koşullarında çalışmak/yaşamak gibi) sigara içmek de artı bir olumsuz faktör olarak devreye giriyor.



ama sigara içmediğiniz ve içilen ortamlarda hiç bulunmadığınız taktirde kalp ve damar hastalıklarından uzak kalacağınızı ve “sağlıklı” olacağınızı söylemek; başka bir deyişle kalp ve damar hastalıklarını, solunum sistemi rahatsızlıklarını, tümüyle sigaraya endekslemek de, alenen gerçekleri çarpıtmak anlamına geliyor. çoğu insan et yiyor sözgelimi; etle beslenmenin (son tahlilde “kırmızı” ya da “beyaz” olması da çok fark etmiyor) en az sigara kadar kalp ve damar hastalıklarına çanak tuttuğu, hatta birçok durumda daha bile riskli olduğu artık net olarak bilinirken, kasapların önüne “et sağlığa zararlıdır” levhalarının asılmasının zorunlu kılındığını ya da sucuk paketlerinin üzerine “bunu yerseniz kalp hastası olur, kolesterol sorunlarıyla cebelleşirsiniz” yazıldığını gördünüz mü? “bu uçağa et yiyen binemez” dendiğine hiç tanık oldunuz mu?



haydi diyelim sigara için yaratılan “dışsallık”, yani şu pasif içiciliğin zararları tezleri, et için geçerli değil. büyük kentlerin, metropollerin merkezlerindeki eksoz gazlarının, hava kirliliğinin, sigaranın varsayılan zararlarından hiç de aşağı kalmayacak biçimde solunum sisteminize zarar verdiğini biliyorsunuz; peki “meskûn mahallerde otomobil kullanmak yasaktır” benzeri kararlar alınıp uygulandığına tanık oldunuz mu hiç? tütüncüleri ve sigaracıları, ne kadar büyük şirket olurlarsa olsun, kontrol altına almak kolay. sonuçta onlar da iç pazarda yüksek vergiyi sineye çekip, inanılmaz uygun koşullarla ürünlerini üçüncü dünyaya pazarladıktan sonra, susup oturuyorlar. otomotiv endüstrisine, yani kapitalizmin can damarına aynı kolaylıkla söz geçirilebilir mi dersiniz? ömür törpüsü trafik bir yana, yarattığı hava kirliliğiyle sigarayı solda sıfır hale getirecek riskleri kent yaşamına sokmaya devam eden otomobilleri, kamyonları, otobüsleri yasaklamak yiyor mu?



1948 yılında journal of the american medical association’da yayımlanan, sigara içiciliğinin etki ve sonuçlarına ilişkin ilk büyük araştırma raporunda, “olumsuz etkileri saptanmakla birlikte sigara içmenin sağladığı yararların, neden olduğu zararları gölgede bıraktığı” belirtilmişti, bundan haberiniz var mıydı? peki ellili yıllarda söz konusu raporun neredeyse unutturulmaya ve yok sayılmaya çalışıldığını biliyor muydunuz?



bunların hepsi bir yana… kimin ne dediğini, hangi “bilimsel” araştırmanın ne sonuç verdiğini falan (şimdilik) bir yana bırakıyorum. sigara içmeyenlerin dumandan rahatsız olduklarına ve onlar için birtakım önlemler alınması gerektiğine de bir itirazım yok. ama bunlar başka, işi bir toplumsal histeriye dönüştürerek, kendi kişisel tercihleriyle sigara içenleri ille de “bırakmaya zorlamak”, bu yolda hayatı onlar için bir işkenceye dönüştürmeye çalışmak, neredeyse “toplumdışı” ilan etme tehdidiyle işi alenen şantaja, hatta despotluğa dökmek başka şey.



ha, kitaplara ve roman kahramanlarına gelince… ferhan bey ve bengü hanım’dan (ve onlar gibi düşünenlerden) özür dilerim ama benim roman kahramanlarım, sigara da içerler, içki de içerler, cinselliği de yaşarlar. beğenmeyen küçük kızına okutmaz, buna bir diyeceğim yok. ama kendini “sağlık jandarması” ilan eden birileri ayıpladı diye de, lucky luke’a yapılan “sünneti” roman kahramanlarıma uygulayacak ya da hükümete yaranmaya çalışan televizyon kanalı tayfasının humphrey bogart’ın elindeki sigarayı “dijitize sansür” altına sokması gibi abuklukları devreye sokup, kendime manasız “otosansür” baskıları yaratacak değilim elbette.

cassandra tate, son yıllarda hızını artıran anti-sigara kampanyalarının, artık “doğal sınırlarına” gelip dayandığını ve bundan sonra gerilemeye başlayacağını düşünüyor. kimi yorumculara göre, bunun da ötesinde, yeni bir tepkisel reform hareketi, başta abd olmak üzere dünyanın birçok yerinde sigara düşmanlığını yeniden geri püskürtecek yakın zamanda.



bunlar olur mu, olmaz mı, bilemem. tek bildiğim şu: gerekirse uçağa binmem, sigaraya izin vermeyen binalardan içeri adımımı atmam, sigara içmeyen ve içilmesinden rahatsız olduğunu söyleyen insanlarla arkadaşlık etmem; ama tercihlerimle ilgili kararları birilerinin –ne gerekçeyle olursa olsun- baskı altına almaya kalkmasına, hele roman kahramanlarımın nasıl davranacaklarına ilişkin “direktif” vermesine de asla papuç bırakmam.



sigarama dokunmaya kalkma birader; yanarsın.

orjinali için .. http://www.derki.com/joomla/index.ph...1&limitstart=0 hismiley kahvesmiley


asisler 16-12-2007 03:08 AM

çek elini sigaramdan!
 

Afferin adama... güzel yazmış


oldukçada bilgilendirici...

Şimdi bu yazının üstüne tıpkı karakterim gibi sade ve sert bir nescafe ile yanında da bi sigara içilir...

Şerefime içiyorum...

Tekrar Afferin Burak. Tuttum seni ! Daha sana karada ölüm yok demektir.


Hadi bakalım ben kahvemi yapimm şimdi khkh56

hayalayaz 16-12-2007 11:07 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
sigara bırakmayı sadece iki kere denedim..bundan sonra tekrar denermiyim...sigarayı bırakırmıyım bilmiyorum...ama benim tanıdığım ve sigarayı bırakıp, içenleride, sürekli bırakmaya teşvik edenler hakkında edindiğim bir kanaat var...( tekrar söylüyorum bu kişiler benim tanığım insanlar..sözlerim tanımadığım hiç kimse için geçerli değildir..ve ablamı bu insanların dışında tutuyorum) hayatta tek başarısı sigarayı bırakmak olan insanlar..başıma yeşilaycı kesilip, sigarayı bırakma konusunda öyle yoğun bir baskı uyguladılarki ben sigarayı daha fazla içtim..şimdi restoranlarda, taksilerde, vs ..sigara içilmeyecekmiş...kardeşim..sigara içenler keyfine düşkün insanlar...sürekli taksiye binen..restoranlara gidenlerde öyle...taksi şöförüne nee.sigara içmek yasakmı..tamam ozaman otobüse binerim kardeşim, dediğinde gariban, abla eğilerek iç der...restoranlar zaten içinde bulunduğumuz ekonomik durumda sinek avlıyorlar..yani bu durumda sigara yasakları..yalova kaymakamı oluyor...valla benim sigaramada kimse dokunmasın yanar...ben kendim özgür irademle sigarayı bırakıncaya kadar...sigarayı içerim...rakı içende ölüyor..su içende..sigara faydalıdır demiyorum kimseyide içmeye teşvik etmiyorum..ama ben sigara içiyorum..evlenmeden önce sigara içiyordum...hamile kaldığımda sigara içiyordum...doğum yaptığımda içiyordum..halen daha içiyorum...sigara içmemden hoşlanmayan yanıma gelmez olur biter...hele hele sigarayı bırakıpta sınıf atladığına inananlar,,, artık üçüncü sınıf insan muamemelesi görmeyeceğine inanıp sevinenler..sigarayı bırakarak uçağı yeniden icat etmiyorsun...sadece sigarayı bırakıyorsun..tamaaam ..artık kötü kokmuyorsun...sigara parasını sana daha faydalı işler için harcıyorsun...eh, daha sağlıklı yaşamaya çalışıyorsun, falan filan...bedeninin temizlendiğini, sigaranın etkilerinden arındığını düşünüp komik olma...git bir göğüs hastanesine muayene ol, göğüs filmi çektir...doktorda sana kaç sene boyunca, günde kaç paket sigara içitiğini söylesin..sigara içenlerede içmeyenlerede saygılı sevgiler...

suzzy 16-12-2007 11:29 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
haklısın ablacım....
benimde etrafımda var öyle arkadaşlar...sigarayı bırakınca tavırlar,havalar,ve en kötüsüde şiddetli eleştiriler...
ses çıkarmıyorum..haklılarda...şu anda bana en çok kızan kişi kızım...

onun hatrına bırakmam lazım...çocuk haklı olarak görüyor reklamlardan, programlarda...zararlarını biliyor,vede hep uyarıyor...ne diyeceğimi bilemiyorum ona... sadanim

fatale 17-12-2007 12:01 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
Acaba elektronik sigaralardan mı almalı??Tiryaki bir arkadaşım onun sayesinde bir senedir sigaraya elini sürmüyor ki 2 paket falan içerdi.Ben fazla içmememe rağmen,düşünür oldum.Bazen abartıyorum çünkü:))

suzzy 17-12-2007 12:05 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
Alıntı:

fatale Nickli Üyeden Alıntı
Acaba elektronik sigaralardan mı almalı??Tiryaki bir arkadaşım onun sayesinde bir senedir sigaraya elini sürmüyor ki 2 paket falan içerdi.Ben fazla içmememe rağmen,düşünür oldum.Bazen abartıyorum çünkü:))

son günlerde çok duyuyorum bu eletronikleri...
bir arkadaşım çok tavsiye etmişti acaba bende'mi düşünsem...... dusun  http://www.raft.org/pics/amigos/smil...CE/smileHF.gif

fatale 17-12-2007 12:22 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
Geçen gün çalıştığım yerdeki tiryaki bayanlar konuşuyorlardı. O elektronik sigaradan almışlar ve ağızlarına sürmemişler,içki masasında bile içmemişler.Canları çektikçe ondan içiyorlarmış.Kesinlikle sigarayı aratmıyormuş.Sigara içmeyen kocaları da rahatlamış,evde artık sigara kokusu yok diye:))) Ben de biliyorum çokça içtiklerini o yüzden etkisine inandım..Tek dezavantajı biraz pahalı olması.500 ytl imiş.Daha ucuzları da varmış ama kimseden duymadım onlara dair bir şey..

hayalayaz 17-12-2007 12:38 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
suzzy ciğim çocuklara boynum kıldan ince..ben sigaranın bırakılmasına karşı değilim...bunun yasaklarla dayatılmasına karşıyım...fataleciğim...onunda mokunu çıkardılar maalesef...ismi lazım değil..devamlı söyleniyorya sigara içen bu olur diye ..elektronik sigara aynısını daha çabuk yapıyormuş...ben söyleyenlerin yalancısıyım...

suzzy 17-12-2007 12:51 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
Alıntı:

hayalayaz Nickli Üyeden Alıntı
suzzy ciğim çocuklara boynum kıldan ince..ben sigaranın bırakılmasına karşı değilim...bunun yasaklarla dayatılmasına karşıyım...fataleciğim...onunda mokunu çıkardılar maalesef...ismi lazım değil..devamlı söyleniyorya sigara içen bu olur diye ..elektronik sigara aynısını daha çabuk yapıyormuş...ben söyleyenlerin yalancısıyım...

kesinlikle katılıyorum... b456

fatale 17-12-2007 01:02 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
Evet,suyu çıktı ama yakın çevremde olumlu örnekleri de görünce, -mı acaba?,diye düşünüverdim..Piyasa öyle bir halde ki,
insanları ne şekilde sömüreceklerini şaşırdılar.Keza insanlar da bir tüketim tuzağının içinde cebelleşip duruyorlar...Hepsi boş vallahi,keyfimize bakalım.Nasıl mutlu oluyorsak öyle yapalım:))

hülyaa 17-12-2007 01:57 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
sigaranın bırakılmasına kim karşı olabilir ki zaten..ama içenleri de sık boğaz etmemeli..yasaklar her zaman tatlı gelmiştir biz insanoğluna..bende yasaklara karşıyım..tamam kabul ediyorum içmeyenler,içenlerin yanında rahatsız oluyorlar..gebeliğimde hiç içmedim,daha doğrusu içemedim..ama sonrasında hiç bırakmamış gibi başladım yeniden..bırakmayı hiç düşünmedim..sigara bana özel,içerken bana ait..sanırım beni en çok keyiflendiren de bu...yanlızca o an tek bana ait oluşu..sırdaşım arkadaşım..dumanı kafamın içindeki düşüncelerimi alıp götürüyor sanki..her nefeste..bırakan arkadaşlarım kızıyolar tabii... ama unuttukları bişey var,yorumlarken bir zamnlar kendileride tıpkı ben gibiydi..kimbilir belki birgün bende bırakırım..ama bunu show yapmamalı,içmeyene saygı duyulduğu gibi içenede saygı duyulmalı..kısacası abartmamalı..nasılsa bizim insanımız her işten kendine bir pay çıkarıyor..yakında sigaranın konuşanını da yaparlarsa şaşırmıycam..düşünsenize sigarayı her yakışınızda,içme beni ne içiyosun,ciğerlerini mahvederim,seni yerim,bitiririm,ben dost değilim,seni kandırdım,bırak beni..bırak beni...bırak...dediğini... khkh56 khkh56 khkh56

hayalayaz 17-12-2007 01:58 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
sapkal89 işte budur.. canımız istediği zaman istediğimiz şeyi yapalım..hayatımızı en minik detaydan itibaren kendi kararlarımızla yönlendirdiğimiz an her şey daha kolay olacak..

metin06 26-12-2007 02:02 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
Sigarayı Bırakmak (alıntı değildir)

Evet arkadaşlar abilerim ablalarım şu elimde görmüş olduğunuz..pardon nebiçim başladım ben yaa :)

Evet arkadaşlar sigara bırakma konusunda oldukça deneyimli biri olarak SİGARAYI BIRAKMANIN TEK BİR YOLU OLDUĞUNU düşünüyorum.Sigarayı bırakmak için BİR SEBEBİNİZ olması gerek.Yoksa imkan yok sigarayı bırakmanıza.İddia ediyorum kardeşim yok..iddia etmeyin Allah Allah.... :) Neden mi?Ben ve çevremde sigara içen arkadaşlarım ve hepimiz yıllarca sigaranın zararları konusunda bir sürü yazı ve öneri dinledik,dinleye dinleye püfür püfür sigaralarımızı içtik.Ben şahsen 12 sene günde ortalama 1 paket sigara içmiş 12 senenin ertesi günü sigarayı bırakıp bir sonraki gün sigarayı hiç aramayarak bir 3 sene sigara içmeden hiç sinirlenmeden(sigarayı bırakanlar ilk zamanlarda özellikle sinirli olurlar bilirsiniz)geçirmiş sonra 15 günde 1, haftada 1, günde 1 2 diyerek çok yavaş bir şekilde sigaraya tekrar başlamış ve yaklaşık bir 3 sene sigara içmiş, şimdi 1 senedir sigara içmeyen biri olarak tek yolun sigarayı bırakmak için sağlığa zararları haricinde bir amaç olması gerektiğine inanıyorum.
Ayrıntıları tahmin edersiniz ki çok uzun o yüzden sadece ilk 12 seneden sonraki bırakma yolumu söyleyeyim.Okul bitti(Eskişehir üniv.) İstanbula döndüm.Bir iş yapacağım(yani herhangi basit bir şey),dur bi sigara içeyim öle devam ederim,bir sigara içerim öyle başlarım diyorum.Bir baktım sigara zaman olarak benim hayatımın yarısını çalıyor.O gün bıraktım ve 3 sene hiç aramadan sigarasız geçirdim.Sigaraya tekrar başlamam tamamen gereksiz bir şekilde oldu.Yani uyanık olsam içmeyebilirdim.Biraz da şu an için zamanım kısıtlı olduğundan yazıyı kısa tutuyorum..Ha bir de bıraktıktan sonra teninize kan gidip ten renginizin bile daha canlı olması size bir sebep olabilir(sağlık sebebi oldu ama bence daha seveceğimiz bir sebep bence)

(bu arada shamanic sigarayla ilgili günlüğe yazılmış olan yazın harikaydı acaip güldüm..)

shamanic 26-12-2007 02:10 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
sağol metin doğru söylüyosun bir amaç olmadan en azından benim için zor gibi gözüküyor...
amacım oluncaya kadar ağlanacak halime gülerek konuyu geçiştiriyorum bende... girlhaha yazılar bu durumun eseri 44

actionsmile

üç_gömlek 26-12-2007 07:12 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
Alıntı:

**shamanic** Nickli Üyeden Alıntı
sağol metin doğru söylüyosun bir amaç olmadan en azından benim için zor gibi gözüküyor...
amacım oluncaya kadar ağlanacak halime gülerek konuyu geçiştiriyorum bende...  girlhaha yazılar bu durumun eseri   44

actionsmile

sen sigara içiyomuydun shamanic

shamanic 27-12-2007 10:44 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
niye yahu... dusun

bende insanım.. benimde alışkanlıklarım var...
gerçi kanatlarımın olduğu gelen söylentiler arasında ama neyse sevincli

hem o sigara değil dlckrn tütsü tütsü... şifa niyetine.. girlhaha

metin06 27-12-2007 12:48 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
shamanici yakından tanımıyorum ama yazılarından tanıdığım kadarıyla oldukça donanımlı dolu bir insan ,üstelik bir de bunları (paylaşarak)kullanıyor.Yani hareket halinde..Sigarayı genelde (özendirici olmasın ama) sürekli birşeyler yapmak isteyen boş kalmak istemeyen insanlar içerler.Bende evde hiç su içme alışkanlığım yoktur hatta kahve de yoktu ;ama işyerinde hergün en az bir sabah bir akşam iki nescafe içer elimde su bardağıyla felan dolaşırdım.Yani sürekli birşeyler yapmak istiyorsun(fiili olarak olmasa bile aklında dilinde var )..İşte bunun yerine çok daha güçlü bir amaç çok yeni bir yaşam şekli ,mesela eski yaşamının tam tersi bir yaşama başlarsan felan sigarayı bırakmak daha mümkün olabiliyor.Yukarıdaki yazımda birazda vaktim dardı yazamadım bir etkende yaşam şeklimde çok köklü değişiklikler yapmıştım onun da etkisi var..
Shamanic inşallah sende sigarayı bırakırsın, sevgiler...

farkvar 27-12-2007 01:26 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
tamamını okudum çok güzel komıkde ben hiç sigara içmedım içmemde

hava-hoş 28-12-2007 04:24 AM

Ynt: Sadece Bugün
 
EVET ..ahhh sigara..arkadaşlarım canlarım...bana bi gaz verinde şu sigarayı hepten koparayım yaaaa...şu an sadece içen biri olduğunda 2-3 tane içiyorum.(adım otlakcıya çıkmasın diye en fazla 3 taneyle sınırlıyorum kendimi).onun haricinde içen arkadaşlarımla görüşmesem ,sigarayı aramıyorum...aslında bu içiş şekline ben efendice içiş diyorum ...hani kendime güvensem bu şekilde 2-3 taneyle sınırlı kalacağıma hiş sıkıntıya sokmayacağım kendimi, kasmayacağım ,takıntı haline getirmeyeceğim bırakmalıyım diye...üff nokta

farkvar 28-12-2007 01:46 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
sigarayı bırakabılırsın kendıne güvenın zaten var sung66

hülyaa 28-12-2007 08:10 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
niye yahu... dusun

bende insanım.. benimde alışkanlıklarım var...
gerçi kanatlarımın olduğu gelen söylentiler arasında ama neyse sevincli

hem o sigara değil dlckrn tütsü tütsü... şifa niyetine.. girlhaha


haklısın shamanım tütsü tabiii...bizde şifa niyetine içiyoruz zaten khkh56
ayy ne güldüm ama daha siteye girer girmez sevincli
deli oluyorum ben buraya...

Resureksiyon 04-04-2008 10:06 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
Şimdi okuyacağınız mektubu ,sıgarayı bırakmış biri olarak arkadaşlarımı aydınlatma babında kaleme döktüğüm bir yazıyı paylaşıyorum sizlerle.(yer yer affınıza sığınarak)


Şimdi araştırmalarım sonucu, kafamın içinde taşıdığım et parçası ki halk arasında buna beyin diyorlar, evet işte onun harıkulade bir yapıya sahip olduğuna kanaat getirmemden mütevellit eğer bir beyin sahibine aitse yani sadece kafanın içinde taşımak yetmiyor beyne hükmedebilirse içerde ki sen, kısaca zihnini yönetmeye kabil bi bedene sahipsen (oha amma uzattım) herşey istediğin gibi oluyor hayatta.

Ben öğrendim ki eski bişiyi atınca yeni gelirmiş,eskileri ne kadar barındırırsan bunyende yenıye sahıp olma oranın azalırmış, çünkü evren boşluğu sevmezmiş. Bir duygudan kurtulmak ıstersen kurtulursun yerine olmasını ıstedığın duygu , kişi her neyse gelirmiş.

Sıgara da psikolojıde özgürlük duygusu dıye tanımlanırmış. Elbette insan başka duyguların yada kişilerin yerıne de koyabılır(sıgarayı). Şimdi örneği daha somutlaştıracak olursak, yaşamadığım bişiyi aktarmak zor olabılırdı ınandığım gerçek ve peşinde koştuğum olay kendımle sorunlarım olduğu ıcın, kaplumbağa terbıyecısı edasıyla nefsimi, zihnimi yönetmeyi çalıştığım için, anlatmak daha kolay oldu.

Küçüklüğümden bu yana annem hep sıgara içerdi ve baktım ki kimse onun hayatına karışmıyor, anneyi model aldığım içinde bilinç altı özgürlüğe sahip olan insanların sıgara içtiği konusunda bir yargıya vardı. E hal böyleyken, lise zamanlarında da arkadaşlarla okulun arka bahçesinde sıgarayı amıyane tabırle, o...bu yapardık, öğretmenlerden gizlice içmek bizim için çok eğlenceliydi bi sıgarayı 3-4 arkadaş ıcerdık paylaşım soz konusydu güya.

Velhasılı sıgarayı, şimdilerde hem arkadaş, hem özgürlük yerıne koyduğumu anladım. E bunu anlayan beynım durur mu? Gerçek ozgurluğun sıgara içmekte olmadığını fısıldayan içimde ki ben, hemen bir rovaşatağı ile kötü alışkanlık sıgaraya haddini bildirdi. Şimdilerde arkadaş sıkıntısı çektiğim için arada bir arıyorum sıgarayı annemin paketinden aşırıp, sonradan pişmanlık duygularına vesile olsa da o anda işte içesim geliyor. Yani bende ki sıkıntı kafaya göre arkadaş bulamama duygusu. Bu yuzden ne zaman arkadaş arasam sıgara içimde ki duyguları dınler ve dıbınıne kadar ıçılende söner.

Böyle şeyleri anlattığımda bana gülüyorsunda, beyninin algıladığını bildiğim için yazdım sana. Umarım şimdi bu var olan bilgiyi bünyen dahilinde kullanacak potansıyele ulaşırsın.

Eğer sen istersen :)

Saygılar, çok bilmişhatun modeli :)))))

erkan7 17-08-2008 02:13 PM

Ynt: Sadece Bugün
 
çok şükür sigara alkol gibi alışkanlıklarım yok...
"bu gün sigara içmeyeceğim" alk78

bkysn 06-09-2010 12:03 AM

Cevap: Sadece Bugün
 
Çok iyi fikir.

Alışkanlıklardan kurtulmak için kendinize sadece bugün için söz verirseniz sözünüzü tutmuş olursunuz.
Yada uzun süredir ertelediğiniz bir şey var.
Sadece onun küçük bir parçasını yapmak için söz verin.
Ondan sonra diğer parçalara geçersiniz.

Bütüne ulaşmak için parçalardan gitmek gerekir.
Böylece vicdan azabı olmaz herhalde.

zahiri 06-09-2010 12:19 AM

Cevap: Sadece Bugün
 
Alıntı:

bkysn Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 767091)
Çok iyi fikir.

Alışkanlıklardan kurtulmak için kendinize sadece bugün için söz verirseniz sözünüzü tutmuş olursunuz.
Yada uzun süredir ertelediğiniz bir şey var.
Sadece onun küçük bir parçasını yapmak için söz verin.
Ondan sonra diğer parçalara geçersiniz.

Bütüne ulaşmak için parçalardan gitmek gerekir.
Böylece vicdan azabı olmaz herhalde.

ah kesinlikle.. parcalar seklinde dusunmezsek zaten uygulamaya gecemedigimiz gibi sadece fazla yuk yuklenmis oluyoruz .. buda ayri bi konu sanki gucsuzmus gibi hissettiyor. iradesizmiyimde baslayamadim haaala ha? hislerini cok iyi bilirimm^-^

Alexandra 14-03-2011 09:50 PM

Cevap: Ynt: Sadece Bugün
 
Bu harika bir fikir,

bunu uygulayacağım. Bu arada konudan sapılmış biraz ama, arada yapılan muhabbet de acayip keyifliydi:))

akşam akşam güldürdünüz beni :))

Zafer yolcusu 14-03-2011 10:20 PM

Cevap: Sadece Bugün
 
Tümevarım yöntemi garanti yollardan biri.İşin zorluğuna göre birazda sabırlı olursak etkili.Bazen olaya bir bütün olarak bakıldığında gözümüzde dağlar gibi olduğunu görüyoruz. herşeyde sabır önemli.


Albert Einstein
Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.’... Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sabırlı mısınız? Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin.

ALBERT BABA ne güzel demiş :)

vefalıdost 15-03-2011 04:55 PM

Cevap: Sadece Bugün
 
paylaşım için teşekkürler.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:35 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.