Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-06-2013, 10:23 PM   #8 (permalink)
sweeet
Administrator
 
sweeet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2009
Mesajlar: 4,053
Tesekkür: 19,481
3,779 Mesajinıza toplam 10,280 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
sweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to behold
Standart Cevap: Hayatın Büyülü Köprüsü “40 Yaş”

40 yaş sonrası hayata ve ölüme bakış açınız nasıldır?

Murat Tali: 40 yaş, kalan her bir yaşın başlangıç noktasıdır ve teneşire çok yakın fakat bir o kadar da binlerce doğuma gebe bir yaştır. İçine düştüğün anda yaşamaya başlaman gerekir. Eskiyi yad edip hey gidi günler hey demeden, en özgür haliniz ile hayatın tadını çıkarmanız gereken bir yaştır.

Gökmen Argun: Zaman azaldı telaşı var, yapmak istediklerime kararlı bir şekilde odaklanıyorum ama aynı tecrübeler kalan zamanı gerçekten nasıl kullanmak istediğini de tekrar kodluyor. Öyle bir arabam olsun gibi zayıf hayallerin yeri azalıyor, hangisi araç hangisi gerçek hedef daha net görüyor insan.

İlbey Uğurlu: “Ölüm bir adım sonsuzluk yolunda,ölüm bir nokta satırların sonunda” demiş üstat. Cümlenin sonundaki nokta başka bir cümlenin başlangıcıdır. O zaman aslolan cümlenin içeriği olsa gerek. Yani cümleyi kuracak olan sizin mantığınızın hayatı nasıl tarif ettiğidir. Ben hayatı ölümün başlangıcı olarak adlandırdım ve öyle devam ediyorum.

Hale Karaarslan: 40 yaş sonrasında bugün bulunduğum noktada, korkularımı bulmayı çok seviyorum. Hatta eğleniyorum diyebilirim. Yaşıyorum ve yaşam çok değerli. Yaşamı anlamlı yaşadıkça, insanı, tüm olanı sevmeyi öğrendikçe ölümün bilinmezliği bile bilinir oluyor. Ayrılık yanılsaması bu dünya yaşamında. Herşeyin BİR olduğu bilinci bir kez göz size kırptığında ölümün de yeni bir yaşam kapısı olduğunu farkediyorsunuz. Bazen bir meditasyon yapıyorum. Nefesimin farkına varıyorum. Nefes alıyorum ve nefes veriyorum, bunu tekrarlıyorum…Sonra meditasyon anında bilinçli olarak nefesimi tutuyorum ve bilincimi gözlemliyorum. Bedenimin farkına varıyorum ve ruhumun. Nefes Nerede? Nefesimi tutmaya devam ediyorum. Nefesimi tuttukça, nefesin önemini, yaşamın nefes olduğu farkındalığına erişiyorum. Nefes alamadığımı, nefesimin bedenimden çıkıp yükseldiğini imgeliyorum. Nefesim ve bilincim bir olup yukarılarda özgürce dolaşırken, bedenim orada bir yerlerde cansız kalıyor. İşte bedenin ceset oldu diyorum. Sen o değilsin. ‘Yaşayan bilinç’im’ ben. Ölen bedenim bile değişip dönüşüyor, yeni bir yolculuğa çıkıyor. Öyleyse bütün bu korku da ne?
__________________
Benim Kişisel GeliŞim Yolculuğum: http://www.hayatimdegisti.com/forum/...olculugum.html



Hayatın düşüncelerinin aynasıdır.

sweeet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla