Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-02-2012, 01:31 PM   #30 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar



Şifa Verme

Kendimize Şife Verme


Yaratıcı imgeleme, sağlıklı olma ve bu sağlığı koruma konusunda sahip olduğumuzen önemli araçlardan biridir.

Tam sağlıklı olmanın temel ilkelerinden biri, fiziksel sağlığımızı duygusal, zihinsel ve ruhsal durumumuzdan ayırmamaktır. Tüm düzeyler birbirlerine bağlıdırlar ve bedendeki bir "rahatsızlık" hali daima bir çatışmayı, gerilimi, endişeyi ya da var oluşun diğer düzeylerindeki uyumsuzluğu yansıtır. Bu yüzden, fiziksel olarak hastalandığımızda bu, varlığımızın doğal denge ve uyumunu yeniden kazanmak için yapmamız gereken şeyleri anlamak amacıyla duygusal ve sezgisel hislerimize, düşüncelerimize ve tutumumuza derinlemesine bakmamızı söyleyen bir mesajdır. İçsel sürece uyum sağlayıp onu "dinlemeliyiz."

Zihin ve beden arasında sürekli bir iletişim vardır. Beden fiziksel evreni algılar ve onunla ilgili zihne mesajlar yollar. Zihin ise bu algılamaları kendi geçmiş deneyimlerine ve inanç sistemine göre yorumlar ve bedene, uygun olduğunu hissettiği şekilde tepki göstermesi için işaret verir.

Eğer zihnin inanç sistemi (bilinçli ya da bilinçsiz düzeyde) belirli bir durumda hasta olmanın uygun ya da kaçınılmaz olduğunu söylüyorsa, o da bedene buna göre işaret verecek ve beden de hemen uysallıkla hastalık belirtileri gösterecektir; gerçekten de hasta olacaktır. Kısacası tüm süreç; kendimiz, yaşam, hastalık ve sağlığın doğası hakkındaki en derin kavramlarımız ve fikirlerimizle yakından ilişkilidir.

Yaratıcı imgeleme, zihnimizden bedenimize iletişim kurma biçimimize gönderme yapar. Bu zihnimizde bilinçli ya da bilinçsiz olarak imgeler oluşturma ve sonra onları işaretler ya da emirler seklinde bedene aktarma sürecidir.

Bilinçli yaratıcı imgeleme, bedenimizle iletişim kurmak için, olumsuz, boğucu, gerçekten "hasta edici" olanlar yerine olumlu düşünce ve imgeler yaratma sürecidir.

İnsanlar, hastalığın bazı durum veya koşullarda uygun ya da kaçınılmaz bir tepki olduğuna içsel bir düzeyde inandıkları için hastalanırlar. Çünkü hastalık bir biçimde, bir sorunu onlar adına çözermiş, gereksindikleri bir şeyi elde etmelerini sağlarmış ya da çözümlenmemiş ve dayanılmaz bir içsel çatışmaya umutsuz bir çözümmüş gibi görünür.

Buna birkaç örnek verelim: Bulaşıcı bir hastalıkla "karşı karşıya kaldığı" için hastalanan kişi (bunun kaçınılmaz veya yüksek bir olasılık olduğuna inanmıştır), ebeveyni ya da ailesinin başka bir üyesiyle aynı hastalıktan ölen kişi (kendisini aynı örneği tekrarlamaya bilinçdışı programlamıştır), işten kaçabilmek için hastalanan ya da bir kaza geçiren kişi (ya işte göğüs geremediği bir durum vardır ya da gereksindiği dinlenme ve huzuru kendine ancak hastalandığı takdirde layık görmektedir), sevgi ve ilgi görebilmek için hastalanan kişi (çocukken anne-babasının sevgisini de böyle elde edebiliyordu), yaşamı boyunca duygularını bastırıp en sonunda kanserden ölen kişi (biriktirdiği duyguların baskısıyla, kendini ifade etmesinin doğru olmadığı inancı arasındaki çatışmayı bir türlü çözüme ulaştıramaz... Ve en sonunda çözüm olarak kendini öldürür).

Bu örneklerle, her hastalığın basmakalıp bir açıklaması olan basit bir sorun olduğunu söylemek istemiyorum. Tüm sorunlarımızda olduğu gibi, sık sık daha karmaşık nedenlerle de karşılaşırız. Hastalığın, kavram ve inançlarımızın sonucu olduğunu ve içsel bir sorunumuza bir çözüm bulma girişimi olduğunu anlatmak istiyorum yalnızca. Eğer en içsel inançlarımızı tanımaya, kabul etmeye ve değiştirmeye gönüllüysek, sorunlarımıza daha yapıcı çözümler bulabilir, hastalık ve rahatsızlıktan tamamen kurtulabiliriz.

En olumlu, güçlü, sağlıklı ve sağaltıcı bilinç şu yaklaşımla yaratılabilir:

Hepimiz özümüzde kusursuz, ruhsal varlıklarız. Her birimiz evrensel zihnin ya daiçimizdeki Tanrısal bilincin kusursuz bir ifadesiyiz.

Böyle olmak sıfatıyla, yaşamımız boyunca parlak bir sağlığa, güzelliğe, sınırsız bir enerjiye, canlılığa ve neşeye sahip olmak bizim, yaradılıştan gelen doğal hakkımızdır.

Gerçekte ne kötülük ne de sınırlama vardır. Yalnızca cehalet ya da Tanrının evrensel doğasının yanlış anlaşılması söz konusudur.

Sağlığımız, güzelliğimiz, enerjimiz, canlılığımız ve neşemiz üzerindeki tek sınırlama, korku ve cehalet nedeniyle kendi yarattığımız engellerden, hayatın mükemmelliğine ve iyiliğine direnmemizden kaynaklanır.

Bedenimiz bilincimizin fiziksel bir ifadesidir aslında. Kendimizle ilgili taşıdığımız kavramlar sağlığımızı ve güzelliğimizi ya da bunların eksikliğini belirler. Kavramlarımızı derinlemesine değiştirdiğimizde, fiziksel varlığımız da takıma uyar. Beden sürekli değişir, her an kendini yeniler ve yeniden inşa eder; ve o bunu yaparken zihin tarafından gösterilenden başka bir örneği izlemez.

Bilincimizi en yüksek ruhsal idrakle ne kadar çok uyuma getirirsek, bedenimiz de bireysel kusursuzluğumuzu o kadar çok ifade eder.


Bu bakış açısının doğal gelişimi ve sonucu, hastalıkla ilgili daha yapıcı bir tutuma sahip olmaktır. Bu durumda hastalığın kaçınılmaz bir felaket ya da talihsizlik olduğunu düşünmek yerine, onu güçlü ve yararlı bir mesaj olarak karşılarız. Eğer fiziksel olarak herhangi bir biçimde ıstırap çekiyorsak, bu, bilincimizde araştırıp tanımamız, varlığını kabul edip değiştirmemiz gereken bir şey olduğunu bildiren bir mesajdır.

Genellikle de hastalığın vermek istediği mesaj, kendimize, sükunete kavuşup sadece iç benliğimizle bağlantı kuracağımız bir zaman ayırmamız gerektiğidir. Hastalık genelde bizi, tüm meşguliyetlerimizi ve çabalarımızı bir an kenara bırakarak rahatlamaya ve bilincin, gereksindiğimiz besleyici enerjiyi alabileceğimiz derin ve sessiz düzeyine kaymaya zorlar.

Şifa daima içten kaynaklanır. Düzenli bir biçimde sükunet bulup içsel bağlantı kurduğumuzda, iç benliğimizin dikkatimizi çekmesi için hastalanmamıza gerek kalmaz.

Hastalık ve "kazalar" kavramlarımızın değişmesi ya da herhangi bir iç sorunumuzun çözümlenmesi gerektiğini vurgulayan mesajlardır. Mümkün olduğunca sükunete kavuşup iç sesinizi duymaya çalışın ve ona, mesajının ne olduğunu, bu durumda neyi anlamanız gerektiğini sorun. Bunu yalnız da başarabilirsiniz ya da bazı durumlarda size yardımcı olması için bir danışmana, terapiste, arkadaşa veya şifacıya ihtiyacınız olabilir.

Yaratıcı imgeleme şifacılık için en iyi araçtır; çünkü o doğrudan sorunun kaynağına iner kendi zihinsel kavram ve imajlarınıza. Kendinizi kusursuz parlaklıkta bir sağlığa kavuşmuş olarak hayal etmeye ve böyle olduğunuzu onaylamaya başlayın. Sorunun tamamen şifa bulduğunu ve tedavi edildiğini görün. Birçok farklı düzeyde ele alınabilecek birçok farklı yaklaşım vardır; siz en çok işinize yarayan özel onaylama ve imgeleri bulmak zorundasınız. Kitabın üçüncü bölümünde bu konuda bazı öneriler sunuyorum.

Kuşkusuz "koruyucu hekimlik" her zaman en iyisidir... Herhangi bir sağlık sorununuz yoksa, çok daha iyi; o zaman daima sağlıklı ve dayanıklı kalacağınızı onaylayın ve imgeleyin sadece; bu şekilde sağlığınızdan kaygılanmak zorunda kalmazsınız. Eğer şu anda sağlık sorunlarınız varsa, çeşitli basit yaratıcı imgeleme uygulamalarıyla her gün "mucizevi" tedavilerin başarıldığını; hatta kanser, artrit, kalp hastalığı gibi çok ciddi hastalıkların bile iyileştirilebildiğini bilmek, çok rahatlatıcı olacaktır.

Birçok hastalık olayında, yaratıcı imgeleme tek başına bütünüyle etkili bir tedavi yolu olabilir. Bazı olaylarda ise kişinin kendi inanç sistemi yüzünden (iyileşmek için kendi dışımızdaki bir şeylere muhtaç olduğumuz görüşünü terk etmek zordur!), öteki tedavi biçimlerini kullanmak da gerekir.

Herhangi bir tedavi biçimine içsel olarak güven duyduğunuz sürece onu elbette kullanabilirsiniz!

Eğer iyi sonuç vermesini ister ve buna inanırsanız verecektir. Geleneksel ilaç ya da cerrahlıktan akupunktur, yoga, masaj, diet v.b. gibi daha holistik tedavilere kadar ne tür bir tedavi uygulanırsa uygulansın, hepsiyle birlikte kullanabileceğiniz yararlı bir tamamlayıcıdır. Yaratıcı imgelemenin bilinçli kullanımı normal iyileşme sürecini şaşırtıcı şekilde hızlandırır ve kolaylaştırır.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla