[Alexandra]

Her sabah güneş doğmaya karar verdiğinde, yavaş yavaş gün ağırma alametleri gösterdiğinde Pisikam gözlerini açıyor ilk önce, güzeelce bir gerindiğinden eminim. Ben sadece minik bir mırıltının bana yaklaşan hırıltılarını duyuyorum. Yerden yatağa doğru yumuşak bir geçiş, yataktan da benim üzerime doğru bir süzlüş... Kedi zarafeti başka bir şeydir, isterse tüy gibi gelir yerleşir. ben de ellerimi kadife gibi tüylerinin etrafında birleştiriyorum, kollarımla ona yanlardan destek yapıp bir yandan da sarılıyorum. Özellikle gözlerimi açmıyorum, çünkü bir süre onunla böyle uyumak o kadar keyifli ki anlatamam size. Hırıltılar kesilince anlıyorum ki uykuya daldı. Gülümseyerek ben de keyif yapmaya başlıyorum.

Her sabah aynı ritüeli yaşıyoruz, Bir süre sonra yeniden uyanıyor, çünkü beni saatimin alarmı çalmaya başlıyor. Gözlerini açıyor, yine gerinerek güzelce önce ön ayaklarını açıyor, sonra ayaklar.... Bu arada beni de dürtelemekten geri kalmıyor. Her şeyin farkındayım ama beklemek öyle güzel ki... Yok böyle olmadı... O zaman kucağımdan inip yüzüme doğru yaklaşıyor, önce bıyıkları değiyor yüzüme, sonra burnu... Hırlayarak beni kokluyor, işte tam o anda onun o misminicik burnunu ısırmamak için çok zor utuyorum kendimi. Dayanabilirsem eğer o tatlı kısma, gerisi çok eğlenceli... Ha, diyor içinden, anlaşılan sen bu sabah güzellikle uyanmayacaksın, romantizmimiz bitmiştir, birazcık patiliyeyim seni... Yastığımın ve saçlarımın arasından sol tarafıma doğru geçiyor, kuyruğunu önce bir yüzüme değdirip hemen havaya dikiyor, - e malum çok işi var-, hızla rahatça oturabileceği bir yer seçiyor ve beni patilemeye başlıyor. Pat pat pat pat pat.... ben kendimi tutamayıp kahkahalarla gülmeye, "Çok eşşek sıpasısın sen yaaa", diye yataktan kalkıp ona doğru hamle yapana kadar hiç durmadan vuruyor.

Her sabah bu kadar güzel uyanınca, kızmayın ama haliyle çok keyifli ve enerji dolu oluyorum. Sabah kahvemi içerken onu sırtüstü kucağıma yatırıyorum... Mırıl mırıl birbirmizle muhabbet edip, göz göze oturuyoruz. Başka yere bakınca sinirleniyor sıpa, lafı yiyorum hemen... Çevresinde başka kedi olmadığı için, kediliği biraz içgüdüsel biraz görgüsel... Ben onun yüzünü sevdiğim için kendi patilerimle, o da haliyle kendi patileriyle benim yüzümü sevmek istiyor... sıradışı bir tartışma konumuz var bu sebeple... Ha bir de benim kızım çok alıngan... Sabah sohbetimizi yaparken ona yanlışlıkla tombik ya da benzeri bir kalınlık, şişmanlık sıfatıyla yaklaşırsam alınıyor... İnanamazsınız, bir gün benimle didişti. En son "iyi be ince belli çerkez gelinisin", dediğimde sustu... allahtan şahidim var, yoksa beni deli sanacaklardı.... hahahahaha :))) Hala hatırladıkça kahkahalara boğuluyorum... Pisikam alıngandır, olabilir... Hangi hanım kendine tombul denmesinden hoşlanır ki???

Hangi kadın bu kadar bıyıkla onun kadar güzel olabilir ki????

Şimdi ben o minik kadife patilerle aşk yaşamayayım da ne yapayım????? Gözümün nuru, ruhumun hırıltısı olur kendisi :)

Arada bir izninizle buracığa yeni numaralarını kaydetmek istiyorum. Biliyorum aramızda bir dünya pisi aşığı var... Sizi de beklerim...

Ben ağladığımda yanıma gelip gözyaşlarımı yanaklarımda yakalayıp yalayan bir ruhu, "hayvan" gibi kaba durumlarda da sarfedilen bir tür isminin başlığı altına sokamıyorum. Hatta bazı durumlarda, o biçarelere zalimce yaklaşan türdeşlerim gibi anılacağıma, onlar gibi hayvan olabilmeyi istiyorum.

Neyse, içimizi karartmayacağım bunlarla. Hepimiz biliyoruz yapılması gerekenleri... Neyse... Pisikam ya da karşılaştığım başka bir akrabasını sizinle buradan paylaşacağım.

Birkaç pisi resmi de ekleyip şenlendireyim bir de bu köşeyi...

Dilerim hepimiz keyifle doldururuz bu hırıltılı mırıltılı sayfaları... Kediler pozitif enerjiyi hissederler, onlar hep yol gösterirler... İzlemenizi tavsiye ederim :))

Sevgiler