Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-01-2011, 05:10 PM   #13 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Kendi Kendine Hipnoz Kitabından Alıntılar

HİPNOTERAPİ NASIL İŞLER?

'Eğer bir şey hakkında bir yargıya varırsan, bu seni belirleyecektir."
—JOB 22:28—


Hipnozu eleştirmekte hızlı davrananlar, çoğunlukla, hipnozun nasıl çalıştığını kimsenin bilmediğine işaret ederler. Bu gerçekten doğrudur. Fakat, faydalarını çıkarabilmek için bir şeyin çalışma mekanizmasını anlamak gerekli değildir. Örneğin, çoğumuz vücudumuzun besinleri nasıl sindirdiğini bilmeyiz ve bu yememizi ve özümsememizi engellemez. Benzer şekilde, pek çoğumuz bir motorun nasıl çalıştığını anlamayız, fakat bu bizim araba kullanmamızı engellemez.

Hipnoz terapilerde yaygın olarak kullanılır; çünkü tekrar tekrar faydalı etkileri bildirilmektedir. Çoğunluk için nasıl çalıştığı bir sır olarak kaldığından bu bölümde temel odak noktam hipnoterapinin etkilerinin anlatımı olacaktır. Bunu yapabilmek için zihin ve beden arasındaki ilişkiyi inceleyerek işe başlamakta fayda vardır.

ZİHİN / BEDEN İLİŞKİSİ

Eski çağlardan beri zihin ve bedenin birlikte oluş hali insanların merakını uyandırmıştır. Pek çoğu onların birbirinden ayrı olarak faaliyet gösterdiğini iddia etmişken; son zamanlardaki düşünceler ve bu konudaki araştırmalar birlikte çalıştıkları inancına doğru kaymıştır. Bu, insanı bütünleşmiş bir bütün olarak gören "bütüncül tıp" yaklaşımına yol açmıştır. Beden ve zihin arasındaki yakın ilişkinin pek çok örnekleri günlük hayatta görülebilir. Fiziksel süreçlerin zihin üzerindeki etkisi, açık bir şekilde örneğin kafein içeren kahve içildiğinde fark edilebilir. Kafein merkezi sinir sistemini harekete geçiren bir uyarandır ve bu yüzden konsantrasyon ve canlılık seviyesini arttırır. Kafeinin fazlaca alınması anksiyeteye yol açabilir. Tıpta da pek çok faydalı ilaç zihinsel süreçleri değiştirebilir. Örneğin benzodiyazepin gibi anksiyolitik ilaçlar olumsuz duyguları olumlu yönde değiştirmek için kullanılabilir.

Benzer şekilde, zihinsel ve duygusal deneyimlerin vücutta belirli reaksiyonları ortaya çıkardığı görülebilir. Örneğin, korkulu ve endişeli bir hale girdiğinizde pek çok şey olabilir-. Sempatik sinir sisteminiz harekete geçer; bu, adrenal bezlerinden kanınıza adrenalin salınması ve nefes alma ve kalp hızınızın artmasıyla sonuçlanır. Kan akımı, bağırsak ve deri gibi alanlardan; kas, kalp ve akciğer gibi dokulara doğru kayar. Net sonuç sizi harekete geçmeye ve canlanmaya hazırlamaktır. Öte yandan, hoş şeyler düşünüyor ve kendinizi sakin hissediyorsanız; yavaş ve muntazam soluklarınız ve normal hızdaki kalp atışınızla vücudunuzu daha rahatlamış hissedeceksiniz.

Hipnoterapi, zihin süreçlerinin vücut üstünde doğrudan etkileri olduğu fikrine dayanır. Amaçlarımız için biyokimya ve nörofizyoloji dünyasının ayrıntılarına inmeye gerek yoktur; hipnoz sırasında biyokimyasal taşıyıcıların salınması vasıtasıyla vücutta temel bir biyolojik iletişim biçiminin ortaya çıkacağını söylemek yeterlidir.

Örneğin, Rossi ve Cheek (1988) ilgili literatürü gözden geçirirken, hipnoterapi gibi zihin/vücut yöntemlerinin vücutta her temel malumat aktarımı seviyesinde acı deneyimini değiştirebileceğine dair biriken kanıtlar olduğu sonucuna vardılar. Zihin / beden seviyesinde hipnoz sırasında pek çok kişinin kendi algılarını çarpıtabildikleri böylece de derin hipnotik anestezi yaşayabildikleri bulunmuştur (Orne, 1976; McGlashan ve ark., 1969). Beyin / vücut seviyesinde, hipnoterapiyi takiben endorfinlerde (vücudun kendi doğal acı yokedicisi) artmalar kaydedilmiştir (Ka-ji ve ark., 1981; Domangue ve ark., 1985). Son olarak, hücre / genetik diye isimlendirilen seviyede, hipnotik telkin doku hassasiyetindeki ölçülen değişikliklerle ilişkili olmuştur (Chapman ve ark., 1959). Biyokimyasal taşıyıcılar acıyı azaltmak ve iyileşmeyi sağlamak için çalışıyor görünmektedirler.

Zihin üzerinde çalışmak ve orada değişiklikler üretmekle kişinin pek çok seviyede birden bütün olarak etkilenebileceği açıktır. Bu ön bilgiler hipnoterapi çalışmalarının özünü oluşturmaktadır.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla