Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-01-2011, 05:03 PM   #12 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Kendi Kendine Hipnoz Kitabından Alıntılar

HİPNOZUN DRAMATİK YÜKSELİŞİ

1891'de İngiliz Tıp Cemiyeti hipnozun doğası ve değerini araştıracak bir komite görevlendirdi. Araştırmanın sonunda hazırlanan raporda hipnoz hadisesinin gerçek olduğu ve tedavi sürecinde hipnozun kullanımının da tatmin edici bulunduğu belirtildi.

Hipnozun eğlence amacıyla kullanılmasının doğru bulunmadığı da belirtildi. Fakat, soruşturmanın olumlu sonuçlarına rağmen; hem Britanya'da hem de Britanya dışında hipnoza olan ilgi azalmaya devam etti. Özellikle de Freud'un bu yaklaşımı bırakması hipnozu büyük ölçüde geriletti. Pek az istisna hariç, hipnozun kullanımı, yeniden şarlatanların, eğlence dünyasının ellerine düştü; bu da onunla ilgilenme konusunda uzmanları ürküttü.

Birinci Dünya Savaşında savaş nevrozlarının hızlı bir şekilde iyileştirilmesi ihtiyacı ortaya çıkıncaya kadar hipnoza olan ilgide bir canlanma olmadı. Hipnoterapi bu alanda değerini kanıtladı ve tekrar dikkatleri üstüne çekti, ilk çalışmaların çoğu doktorlar tarafından yürütülmüş olsa da, 20. yüzyılda psikoloji biliminin gelişmesi, hipnozu bilimsel inceleme altına alma sürecinde psikologların rolünü arttırdı. Bu konudaki ilk modern kitap 1933'te Clark L. Hull (1884-1952) tarafından yazıldı ve Hipnoz ve Telkine Yatkınlık: Deneysel Bir Yaklaşım adını taşıyordu.

Hull'ın klasik kitabının yayınlanmasını takiben literatür hızla genişlemeye başladı ve bugüne kadar da böyle devam etti. 1953'te ingiliz Tıp Cemiyeti, görevlendirdiği bir komitenin raporunda, hem fiziksel hem de psikolojik bozukluklarda hipnozun kullanımını resmen onayladı. Amerikan Tıp Cemiyeti de bu onayı üç yıl sonra verdi.

Tarihsel bir bakış açısından pek çok tibbî ve psikolojik modalar gelip geçmiş olsa da, hipnoz varolmaya hep devam etti. Bugün eğlence camiasında devam eden kötüye kullanımına rağmen, hipnoza olan bilimsel ilgi hiç bu kadar canlı olmamıştı. Hipnoterapi daha uzun zaman büyümeye ve tıpta önemli bir rol oynamaya devam edebilir.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla