Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-12-2010, 10:57 PM   #7 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Beş Sevgi Dili


Doruğa ulaşmış bir aşık olma deneyimi coşkuludur. Gözümüz birbirimizden başkasını görmez. Uykuya birbirimizi düşünerek dalarız. Uyandığımızda ilk aklımıza gelen o olur. Birlikte olmayı özleriz. Birlikte zaman geçirmek, cennetin kapısı önünde oyun oynamaya benzer. El ele tutuştuğumuzda, sanki kanımız birlikte akar. Okula ya da işe gitmek zorunda olmasak, sonsuza dek öpüşebiliriz. Birbirimize sarıldığımızda büyük bir coşku duyar, evlilik hayalleri kurmaya başlarız.

Aşık olan biri, sevdiği kişinin mükemmel olduğu inancına sahiptir. Annesi sevgilinin kusurlarını görebilir, fakat o göremez. Annesi der ki: "Canım, kızın beş yıldır psikiyatri tedavisi gördüğünü de hesaba katıyorsun değil mi?" Fakat o, "Anneciğim, bana bir şans ver. Tedavisi biteli üç ay oldu." diye yanıtlar. Arkadaşları da onun kusurlarını görebilir, fakat muhtemelen o sormadan hiçbir şey söylemezler. Büyük ihtimalle o da sormaz; çünkü ona göre sevgilisi mükemmeldir ve başkalarının ne düşündüğünün hiçbir önemi yoktur.

Evlilik öncesi hayallerimiz, mutlu bir evlilik üzerinedir: "Birbirimizi çok mutlu edeceğiz. Başka çiftler tartışabilir ve kavga edebilir ama biz bunu asla yapmayız. Biz birbirimizi seviyoruz." Şüphesiz, bütünüyle saf değilizdir. Mantıksal olarak, sonuçta aramızda bazı farkların olacağını biliriz fakat bu farkları açık olarak tartışacağımızdan eminizdir. Birimiz daima alttan almaya gönüllü olacaktır ve anlaşma sağlanacaktır. Aşık olduğunuzda başka türlüsüne inanmak zordur.

Gerçekten aşıksak, bunun sonsuza kadar süreceğine inanmak isteriz. "Şu anda hissettiğimiz harika duyguları her zaman hissedeceğiz. Hiçbir zaman, hiçbir şey aramıza giremez. Hiçbir şey birbirimize duyduğumuz aşktan daha üstün olmayacaktır. Biz birbirimizin kişiliklerinin güzelliğine ve cazibesine hayran olduk, tutulduk. Aşkımız, şimdiye kadar deneyimlediğimiz en harika şey. Bazı evli çiftlerin bu duyguyu kaybettiğini gözlemliyoruz, fakat bu bize olmayacak. Belki de onlar gerçek aşkı hiç yakalayamadı." diye fikir yürütürüz.

Maalesef aşık olma yaşantısının sonsuzluğu gerçek değil, bir hayaldir. Bir psikolog Dr. Dorothy Tennov, aşık olma olgusu üzerine geniş kapsamlı bir çalışma yapmıştır. Çok sayıda çifti inceledikten sonra, romantik bir tutkunun ortalama yaşam sürecinin iki yıl olduğu sonucuna varmıştır. Eğer bu gizli bir aşksa, biraz daha uzun sürebilir. Fakat sonuçta hepimiz bulutlardan iner, ayağımızı tekrar toprağa basarız. Gözlerimiz açılır ve karşımızdaki kişiyi olduğu gibi görürüz. Onun bazı kişisel özelliklerinin gerçekten rahatsız edici olduğunu fark ederiz. Davranış tarzı sinir bozucudur. O aşık olduğumuz insan, incitecek, kızacak hatta belki de sert sözler sarf edip, eleştirel yargılarda bulunacak kapasitededir. Aşık olduğumuzda göz ardı ettiğimiz bu küçük özellikler, artık koskoca dağlara dönüşmüştür. annemizin sözlerini anımsar, kendi kendimize "nasıl bu kadar aptal olabildim?" diye sorarız.

Tartışma konularının, saçların lavaboyu tıkamasından küçük beyaz lekelerin aynayı kaplamasına; peçetenin ne şekilde çıkarılması gerektiğinden, tuvalet kapağının yukarıda mı aşağıda mı olması gerektiğine kadar çeşitlilik gösterdiği evliliğin gerçek dünyasına hoşgeldiniz. Bu, ayakkabıların dolaba kendiliğinden gitmediği, çekmecelerin kendiliğinden kapanmadığı, paltoların askıları sevmediği ve çorapların çamaşır yıkanırken izinsiz olarak ortadan kaybolduğu bir dünyadır. Bu dünyada bir bakış incitebilir, bir söz yıkabilir. Sırılsıklam aşık olanlar düşman, evilik bir savaş alanı haline gelebilir.

Aşık olma mucizesine ne oldu? Ne yazık ki, o yalnızca iyi gün ve kötü gün için, noktalı yerlere imzamızı atmak üzere bizi oyuna getiren bir aldanıştı. Bu kadar insanın evliliğe ve bir zamanlar sevdikleri eşlerine lanet etme noktasına gelmesi şaşılacak bir şey değildir. Sonuçta eğer aldatıldıysak, kızgın olmaya hakkımız vardır. Biz gerçekten "gerçek" aşkı yaşadık mı? Sanırım. Sorun yanlış bilgilendirilmiş olmamızdı.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla