Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir) Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri (Umut)
Düşler belki hiç kavuşulmayacaklara bir ağıttı
Umutlar o ağıtın çığılığa dönüşmesiydi...
O çığlık bazen hiç duyulmazz
Köhne bir kıyı kasabasıydı balıkçılara barınak , martılara sığınak...
Sadece bir koydu öylesine yaşanılmış anısı hatta bir deniz kızı masalı bile yoktu..
Üzerinde barındırdığı bunca çileyi bir beşik gibi sallayan deniz .. Alabildiğine koyuydu ..
Renginin koyuluğunu sanki kendi gibi siyah kayalıklardan almıştı.
Diğer sahiller kumlu..Sığ..Cıvıl cıvıl insanlarla dolar yaz aylarında kışınsa sevgililer dolaşırdı sahillerinde ama bizim koy aksine bomboş ..
Koskocaman bir uçurumun dibinde korkunç kayalıklarla çevrili gemicilerin bile yaklaşmaya korktuğu bir koy ..
Üzerinde siyah dalgaların bıraktığı gri köpüklerin arasında yüzen bir baraka..birkaç petrol varilinin üzerinde tahtalardan bir düzlük onun üzerinde derme çatma gemi eskilerinden bir baraka ..
Onu denize bağlayan bir zincir çapa küçük penceresinin önünde adını bilemediğimiz çiçekler
Yüzen eve bağlı çelimsiz yorgun bir sandal
Saat 09:20 bu gün :Kasabada bir nalbur dükkanı
Kocaman caddenin en solunda köşeye hakim bir yerde çift cepheli iki kapılı yağmurun çiğ in kararttığı tahtaların arasında naftalin kokan bir dükkan
Vitrinin düzeni tertibine nispeten içerisi karmakarışık terazilerin yanında yerde boya varilleri
Ortada bir masa ve başını iki elinin arasına almış 35 yaşlarında bir genç...
Ellerini başından alsa kafası düşecekmiş gibi..Gözleri kapıda ama beklediği müşteri değil
Ecelini bekler gibi bakıyor kapıya ..
İçeri girecek her kimse tanımıyordu ama yapamadığı ödeme için canını almaya geleceğini adı gibi biliyordu ..
Bir sigara yaktı derin çektiği dumanı içinde hapsedip ağır ağır dışarı verdi ..
Neden bu kadar borç yapmıştı.?
Neyine güvenmişti.?
Hep kazanmak umuduyla gittiği kumarhaneden hep kaybetmiş olarak çıkmıştı ..
Her defasında tüm borçları kapatacağım umudu iteklemişti onu oraya ..
Her çıkışta katlanan kumar borçları..Eşi terk etmiş Evi satılmıştı ..
Parası olmadığı için dükkana mal koyamamıştı olanlar ise yazı bekleyen mevsimlik malzemeler ..
Dükkan kirasını ödemeyeli üç ay olmuştu ..
Sigarasından derin bir nefes daha çekip sigara tablasına söndürdü
Saat 10:30 bu gün:yüzen ev
Oltanın çıngırağının ötmesiyle büyük bir sarsıntı aynı anda duyuldu oltayı kavrayan nasırlı eller açlığın verdiği takatsizlikle balığın direnişine yenik düştü diğer eli ile tuttu oltayı çekmeye başladı ..
Makaranın çıkardığı ses balığın imdat seslerine karıştı ..
Son bir hareketle balık yağlı tahtaların üzerine düştü ..
Tam iğneden kurtarmak için eğildiğinde ürperdi ..
Tuhaf bir balıktı sağ ve sol taraflarının floteleri keskin bir bıçakla alınmış ..
Adam kabus gibi yaşayan balığa baktı..Yattığı yerden kımıldamıyordu bile
Hadi öldür beni diye yalvaran gözüyle göz göze geldi adam ..
Nefret ve kin dolu gözlerinden yuvarlanan bir damla yaş ve açlığın tüm bunları unutturmaya yetecek krampları arasında gitti geldi benliği ..
Oltadan çıkardığı cesede baktı..içini temizlemek için kaptığı bıçağı sıktı ..
Varlıklı bir adamdı eskiden evinde hizmetçiler babadan kalma arsalar,tarlalar hepsi bitmişti
Şimdi sahip olduğu tek varlığı bu yüzen ev ve birde sürekli sızlayan bir bacak ..
Sakalları ve saçı kesilse 45 yaşlarında bir insan ama şu an 60 yaşında bir ihtiyar ..
Izgaraya attığı balığın çıkardığı koku aklını başından almıştı dünden kalan ekmeğide bıraktı ızgaranın üstüne
Saat 12:15 bugün : Nalbur dükkanı
Kapının çıngırağının ötmesiyle büyük bir sessizlik hakim oldu dükkana ..
Gelenler siyah takım elbiseli kirli suratlı insanlardı gence yaklaştılar. Genç ayağa kalktı adamların yüzüne baktı mecbur musunuz buna diyordu gözleri ..
Adamlardan biri kükredi
--Hadi gidelim
Beraber çıktılar dükkandan kendilerini bekleyen arabaya bindiler ..
Etrafına son kez bakıyordu ne kadar güzel bir kasabaymış bu bahçeler ağaçlar ..
Yavaş gitmesini istiyordu arabanın Uzatılan yakılmış sigarayı aldı
Araba yolunu bitirdiğinde bir uçurumun yanına gelmişlerdi indiler arabadan onları bekleyen daha çirkin suratlı adam baktığı uzaklardan çevirdi kafasını
Önüne bir çuval gibi yıkılmış adama baktı ıslığı andıran sesiyle fısıldadı
--Sami senden çok ümitliydim..Beni çok üzdün
Sami yerden doğruldu yalvaran sesiyle
--Son bir şans bana lütfennn
Adam ayaklarının dibindeki Samiye baktı
--Bu kaçıncı şans Sami.? Bıçak kemiğe dayandı artık bize verebilecek ne bir evin nede bir liran var. Korumam gereken bir şanım var. Bu kasabada ayakta durmak zorr
Sami nin etrafında bir tur attı uzaklara baktı
--Yaşarken buraya hiç geldin mi Sami.?
Mahmut yerde inlerken fısıldadı
--Hayır
Adam devam etti
--Buraya kör koy derler .. İlk buraya getirildiğimde 13 yaşındaydım..Babam beni buraya getirdi. Ayakları bağlı bir fabrikatör vardı..babama borçlanmıştı ödeyecek bir fabrikası da kalmamıştı..Bana aşağı at bunu dedi..Yalvarıyordu adam oğlum diyordu bana. Hayatta tek kızdığım laf bana oğlum denmesidir..Çünkü babam bana hiç oğlum demedi ..
Adamın yüzüne baktım gözyaşları beni etkilemişti ama o laf tüm merhamet duygularımı almış götürmüştü çelimsiz vücudumla ittim onu yuvarlanırken denize hala oğlumm diye bağırıyordu ..
Lafını bitiren adam Sami ye baktı. sonrada adamlarına elini kaldırdı arkasına bakmadan arabaya doğru yürüdü
Saat 15:00 Bugün: Yüzen ev
Yemeğini iğrentiyle yemiş ellerini yıkıyordu denizde gözü tepeye takıldı ..
Bulunduğu yer yukardan görünmüyordu kayalıklar izin vermiyordu görülmesini
Yinemi diye suratını ekşitti
Kendisini buraya bağlayan çapaya gitti eli Yıllar önce buradan aşağıya kendisini atan çocuğun gözlerini gördü denizde ..
Hayır dedi bu kez başaramayacaklar...
Bir çığlık ve tepeden aşağı yuvarlanan bir karaltı gördü
Denize atladı düşünmeden Birkaç kulaç sonra karaltının düştüğü yere ulaştı
Duyduğu motor sesinden gittiklerini anladı
Dibe dalıp çırpınan insan vücudunu yakaladı hızla yukarı çekip salına taşıdı
Yağlı tahtaların üzerinde yatan adamın gözlerine baktı
Adam soğuktan titriyordu kendisini kurtaran adamla göz göze geldi fısıldadı --Biliyordum bir gün şansımın döneceğini
Adam gülümsedi
--Evet Oğlum biliyordun
18 ŞUBAT 2004
by Ali
Cabiliyet
Şile de bir otel |