Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-04-2010, 11:39 PM   #1 (permalink)
Bluesky24
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Bluesky24 will become famous soon enoughBluesky24 will become famous soon enough
Standart Türkiye Cinsellik Araştırmasının Sonuçları





Emre Akkuş toplantıda, Türkiye Cinsellik Araştırmasının sonuçlarına uzman

gözüyle yorumlarda bulunmanın yanısıra, erkeklerin önceden planlanmamış

bir cinsel hayat sürdürebilmeleri için Tadalafil etken maddeli 36 saatlik

etki süresine sahip yeni sertleşme sorunu ilacı Ciails'e de değindi. Prof.

Dr. Emre Akkuş, uzun etki süresine sahip olan ilaçla birlikte sertleşme

sorunu yaşayan erkeklerin bundan böyle cinselliklerini istedikleri zaman

diliminde yaşayabileceklerini belirtti.







Araştırma Sonuçları: Prof. Dr. Emre Akkuşun yorumları şöyle oldu..[/b]

Ø Türkiye Cinsellik Araştırması- Metodoloji ve Örneklem[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Burada bir saptama yapmak istiyorum arkadaşlar. Biliyorsunuz 2-3 yıl önce yapılan benzer bir çalışma vardı. O çalışmada Türkiyedeki ED oranı %69 gibi bir orandı. Burada % 49luk bir oran var. Bu iki oran arasındaki fark herkesin kafasında bir soru işareti oluşturuyor. Ancak, iki araştırma arasındaki fark şu; O çalışmada, kırsal kesim de dahil edilmişti. Bunda kırsal kesim yok, şehirler var. İkincisi o çalışma içerisinde 65 yaş üsthastalar vardı. Bu çalışmada 65 yaşına kadar hastalar var. 65 yaş üsthastalarda, sertleşme sorununa yol açan diğer etken hastalıkların görülme sıkılığı daha fazla. O yüzden de sertleşme sorunu oranı artıyor. Üçüncfaktör yaş ve sosyoekonomik statile ilgili. Burada daha ziyade istatistikçi arkadaşlarımızın ABC grubu dediği hasta grupları ele alındı. Orda sosyoekonomik durumları ve gelir seviyesi daha düşük olan gruplar ele alındı. Son farklılık da çalışma grubu içerisindeki sorgulama yöntemi.







Ø ED İnsidansı ve Hasta Profili [/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Tamamen örtüşüyor. O çalışmada özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bu sorunun görülme sıklığının daha fazla olduğunu saptamıştık. Bu açıdan, sosyoekonomik statünün kişinin sertleşme sorununa yansıması ve hastaların da bunu yansıtması açısından ilintili olduğunu söyleyebiliriz.







Ø Cinsel ilişki sıklığının önemi[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Şimdi orada da çarpıcı olan bir şey var. Sizlerin rakamlara ve yüzdeler değer verdiğinizi çok net biliyorum. İnsanlar da bir takım şeyleri öğrenmek isterken yüzdelere değer veriyorlar. Ancak, burada ortalama ilişki sıklığı derken, biraz gerçeği düşünmek lazım. Son günlerde biliyorsunuz bazı ortamlarda bunun tartışması da oldu. Cinsel ilişki sıklığı çok mu fazla ya da az mı? Türk erkekleri daha mı fazla ya da daha mı az ilişkide bulunuyor? Gerçekteki cinsel ilişki sıklığı düzenli cinsel hayatı olan insanlarda bunun biraz daha altında olabilir. Ama bu çok da önemli değil. Cinsel ilişki sıklığının fazla olup olmaması artık insanların cinsel yaşamlarının kalitesiyle birebir örtüşmüyor. O yüzden, biraz abartılmış cevaplar olabileceğini düşünüyorum. Çünkbunlar direkt birebir soruya alınan cevaplar. Erkeklerimiz tabiî ki, ayda yılda bir biraraya geliyoruz demek istemezler. Bu nedenle sayıyı biraz abartıyorlar. Hastalarımızın açıklamalarında bununla çok karşılaşıyoruz: "Doktor bey benim arkadaşlarım haftada 5-6 kez cinsel ilişkide bulunuyorlarmış. Neden ben böyle değilim, bende bir sorun mu var?" Cevabım çok basit. Hepsine aynı şeyi söylüyorum. "Siz de öyle söyleyin, bunu söylemenin hiçbir sakıncası yok" diyorum. Aslında, uygulama nasıldır bunu bilmek lazım. Bir de erkeklere sorduğunuz soruyu eşlerine sorarsanız örtüşmeyecektir. Erkekler abartmayı biraz seviyor.

Ø Cinsel ilişki için tercih edilen özel bir gün.[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / "Benim için fark etmez, günönemli değil…" mantığı var bu sonuçlarda. Aslında çalışmanın Büyükşehirlerde yapıldığı düşünülürse biliyoruz ki, günlük yaşamdaki çalışma stresi ve yoğunluğu içerisinde çalışan çiftlerin eve nasıl geldiğini hepimiz biliyoruz. O yüzden de hafta sonunda bu işin biraz daha yoğun olduğunu biliyoruz. Ama "gün sorun değil" yaklaşımının biraz abartılı olduğunu düşünüyorum.







Ø Cinsel İlişki- Kim Başlatıyor ? [/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Bu durum da bizim sosyal yapımızdan kaynaklanıyor. Biliyorsunuz kadının cinsel yönden aktif gibi görünmesi toplumumuzda hala ayıp karşılanıyor. Halbuki öyle bir şey yok. Yani cinsellik erkeğin ve kadının birlikte oluşturduğu durumdur. Birinin aktif birinin pasif olması gibi bir kavram olmaması gerekir. Onun için kadınlar " Cinselliği ben başlatırsam acaba karşımdaki kişi beni yanlış anlar mı?" diye düşünüyor.







Ø Cinselliğin Önemi [/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Bunu duyduğuma çok sevindim. Daha önce bu kadar bilimsel temele dayanmayan bir başka çalışmada, Türk erkeği için cinselliğin öneminin %70 olduğu ortaya çıkmıştı. Buna çok şaşırmıştım. Biz bu oranın %90ların üzerinde olduğunu düşünüyoruz demiştim. Bu araştırma da benim fikrimi doğruluyor. Sadece Türk erkekleri için değil, özellikle Akdenizli erkekler için cinselliğin çok önemli olduğunu söyleyebilirim.







Ø Erkekler cinsel hayatlarından ne kadar memnun?: Erkeklerin %89u cinsel hayatlarından memnun.[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Erkeklerin %89u cinsel hayatlarından memnun olduğunu söylüyor. Biraz sonra vereceğimiz bazı sonuçlarla bunun ne kadar örtüşmediğini göreceğiz. %89 memnunsa, ortada hiçbir sorun yok demektir. Herkes hayatından memnun, kimsenin sıkıntısı yok. Onun için biraz sonra göreceksiniz "memnunum" diyenler aslında bazı sorunlarla karşı karşıya. %49u sorun var diyor. %89u memnunum diyor. Böyle bir oran mümkün değil. Aslında bu sonuç, sorunlarını ne kadar problem olarak algıladıkları ile ilgili.







Ø Romantik gecenin tanımı: Evde eşle baş başa geçirilen sessiz bir gece [/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Bu da önemli bir veri. Hanımlara göre dışarıda müzik eşliğinde sosyal bir ortam, eşle evde sessiz bir gece geçirmekten daha romantik. Ancak, ben gene de bu sonucu çok yadırgamıyorum. Çünkü, Türk toplumunda aile yapısı içerisinde anne baba ya da yaşlılarla oturma gibi bir alışkanlık var. Ne olursa olsun o zaman cinsellik sadece kapı kapandığında yatak odası içerisinde kalıyor. Halbuki eşler cinselliği başka bir üçünckişi olmadan hatta çocuklarının dahi olmadığı ortamlarda daha kolay paylaşabiliyorlar. Ya da cinsellikle ilgili davranışlarını, söylemlerini daha rahat dile getirebiliyorlar. O yüzden de evde eşle sessiz bir gece erkekler için çok önemli. Çok gerçekçi bir sonuç bence.







Ø Heyecanlı bir ilişkinin tanımı: Plansız spontane gelişen ilişki erkekler için daha heyecan verici[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Burada ilişkinin sayısı önemli değil. Önemli olan tatminkar bir cinsel ilişki yaşayıp yaşamadığı. Ayrıca istenildiği zaman ilişkiye girebilme rahatlığı çok önemli bir faktör. Yani plansız yaşanan bir ilişkinin, önceden planlanarak romantizmle ilgili başka hiçbir şeye odaklanmadan yaşanan ilişkiden çok daha heyecan verici olduğunu ortaya koyuyor ki, bu sonuç çok gerçekçi.







Ø İlişkiden beklentiler: Kaliteli / Güzel bir cinsel ilişki için ereksiyonu sürdürebilme, kendine güven çok önemli[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Bir şeyi hatırlatmak isterim. Ereksiyonun devamını sürdürmek demek, ereksiyon saatlerce sürsün demek değildir. Daha sonra ikinci bir ilişki ya da ertesi gün ilişki düşünüldüğünde bir sorun olmamasının özgüvenini hissetmek, kısıtlı vakit nedeniyle strese girmemek, performansını uzun bir süre içerisinde istediği zaman kullanabilmek anlamına gelir.







Ø Genç yaşlara oranla cinsel performansta değişiklik: 40 Yaş üsterkekler cinsel performanslarının genç yaş gruplarına göre düşük buluyor[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / 40 yaş çok kritik bir yaş grubu, 40 yaşından sonra eğri aşağı doğru iniyor. Cinsel istek ve kendine güven eksikliğini özellikle, istediği zaman cinsel ilişkiye girip giremeyeceği güvensizliğini 40 yaşından sonra yaşıyorlar.







Ø Başarılı olup olmama kaygısı performansı etkiliyor[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / 40 yaş üsterkekler, cinsel yaşamlarında başarısızlık endişesi yaşamaya başlıyorlar. Çünkdeyim yerindeyse bu dönemde teklemeler yaşanıyor. Bu teklemelerin yinelenme korkusunu ve mahcup olma endişesini yaşıyorlar. Buradaki grafiklerde tüm cevaplar çok doğru görünüyor.

Ø Psikolojik etkiler: İstenildiği zaman cinsel ilişkiye girememe kaygısı %75inde mevcut. [/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / 40 yaş üsterkeklerde istediği zaman cinsel ilişkiye giremeyeceğinin kaygısı bu araştırmada çok net olarak görülüyor. Kişisel performans algısı ED rahatsızlığını yaşamakla da orantılı.







ED sorunu olan erkekler mevcut performansları konusunda daha mutsuz. Bu durum yaşla da doğru orantılı.







Ø ED Hastalarının tedaviye yaklaşımları: Hekime başvurma oranları %7, 40 yaş üsterkeklerde ED ilacı kullanma oranı %7, erkeklerin tedavi arayışında eşler teşvik edici bir rol oynamıyor. [/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Bizimki gibi, ilaçların eczaneden rahatlıkla gidip alınabildiği ülkelerde bu durum çok da şaşırtıcı değil gibi görünüyor. Bununla, birlikte cinsellik konusunda doktora başvurma gibi kaygılar çok önemli. Bu sorunu doktora nasıl yansıtacağını bilemeyen ciddi bir hasta grubu var. Bunu bilse de hangi doktora başvurduğunda nasıl bir cevap alacağını bilmiyor.







Örneğin, sertleşme sorununa en sık yol açacak hastalıklardan ikisi hipertansiyon ve şeker hastalığı (Diyabet).



Hasta, Diyabet ve Hipertansiyon için doktora başvurduğunda hekime sertleşme sorunundan da bahsettiğinde geri çevrilme ya da hekimin kendisini dinlememe endişesi yaşıyor. Ya da nasıl soru soracağını bilmiyor. Hekim tarafında ise bazen hastadan doğru cevabı alıp alamayacağı endişesi olabiliyor.







Bu görünen, Icebergin üstteki kısmı. Icebergin altı çok ciddi bir hasta potansiyeli var, çok ciddi.







Ø Hekime Başvuru: Kırk yaş üsterkeklerde ED için ilaç kullanım oranı %7, hekime başvuran ED lilerde ilaç kullanım oranı %45[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Hekime başvuran ED lilerde ilaç kullanımının %45 gibi az bir oran olmasının nedeni tabii ki EDdeki tek tedavi seçeneğinin bu ilaçlar olmamasıdır. Başka tedavi seçenekleri de mevcut. Bazen hastalar da diğer tedavi seçeneklerini tercih ediyorlar. Bazen de bu ilaçların tedavi edemeyeceği kadar şiddetli ağır durumlar oluyor. O zaman başka tedavilere yönleniyorlar. Bu nedenle hekime başvuranlar arasında dahi ilaç %45 oranında kullanılıyor. Ama tabii şunu tekrar söylemeliyim. Kırk yaş üsthastalarda ilaç kullanım oranının %7den daha fazla olabileceğini düşünüyorum. Çünkü, birçok erkek hiç ihtiyacı olmadığı halde bazıları merakından bazıları performanslarının artacağını düşünerek bu ilaçları temin edebiliyorlar.







Ø Tedavide eşlerin etkisi [/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Bu çok önemli. Yani, %22 civarında eş demiş ki: "Senin böyle bir sorunun var, lütfen doktora git ya da lütfen tedavi gör" Bu gerçekten çok önemli çünkbizim toplumumuzda kadının cinsellikle ilgili olarak eşini veya partnerini "İşte böyle bir sorunun var, sen doktora gitmek ve tedavi edilmek zorundasın" yaklaşımıyla etkileyen ve tedaviye yönlendiren kadınların olması gerçekten ülkemizde bazı şeylerin değiştiğinin göstergesi. Çok olumlu buluyorum bu sonucu.







Erkek bazen konuları yüzeysel geçebiliyor, daha önemli sorunlarını dile getirmekte yine zorlanabiliyor. Hemen eşi araya giriyor, sorunun boyutunu daha gerçekçi dile getiriyor. Eşlik eden başka hastalıklarını anlatırken de erkekler çok rahat değil. Erkeklerden "Benim şeker hastalığım var" sözündahi zor duyuyoruz. Ama, eşler derhal müdahale ediyor. Eşlerin birbirine destek olması ve sorunu çözmeye odaklanması çok etkili sonuçlar doğuruyor.







Ø İlaç kullanımı: Önceden planlama konusunda muzdarip olmak. [/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Şimdi burada da bir saptama yapmak istiyorum. Uzun etkili ilaçlar Türkiyede piyasaya çıktı biliyorsunuz. İnanıyorum ki 6 ay sonra ya da bir sene sonra bu araştırma tekrar yapılırsa cinsel hayatından memnun olmayan %70lik oranın düştüğüngöreceğiz...







Ø Erkekler planlanmış cinsel ilişkiden hoşlanmıyor. Planlanmış bir cinselliktense süre sorunu olmayan ilişkiyi tercih ediyor. Bu konuda uzun etkili tedavi yöntemleri mevcut.[/b]







Prof. Dr. Emre Akkuş[/b] / Uzun etkili tedaviyi şöyle açıklayabiliriz. Biliyorsunuz, 1998de dünyada bu tedaviyle ilgili yeni bir ilaç grubu ortaya çıktı. Sildenafil ile başlayan bu süreç, daha sonra Verdanafil isimli ikinci bir ilacın çıkmasıyla devam etti. Şimdi de Tadalafil adlı üçüncbir ilacımız var. Tadalafil, Türkiyede de piyasaya sürüldü. Tadalafil uzun etkili bir ilaç. Aslında, etki mekanizması diğerlerinden çok farklı değil. Ancak, formülündeki farklılıklar yüzünden ilacın vücuttaki yarılanma ömrdaha uzun. Vücuttaki yarılanma ömrünün daha uzun olması da ilacın etkinliğinin daha uzun sürdüğünortaya koyuyor. Cinsel ilişki kalitesini, ilişkiden duyulan memnuniyeti sürenin önemini dikkate alarak değerlendirdiğimizde Tadalafil (Cialis),[/b] sertleşmeyi sağlama konusunda daha avantajlı. Sertleşme sorunu nedeniyle cinsel yaşamdaki önyargılar ve planlamalar, ilacın kullanımıyla devre dışı kalıyor. Çünkilaç, etkisini 36 saat sürdürüyor. Yanlış anlaşılma olmasın. Bu etki, ilacın 36 saatlik bir sertleşme sağlaması anlamına gelmiyor. İlaç, 36 saatlik bir süre boyunca, cinsel uyarıyla birlikte yeniden etkinliğini gösteriyor. Yani erkekler, 36 saat süresince istedikleri zaman ilişkiye girebileceklerinin bilinciyle daha rahat davranabiliyor.







Cialis, Haziran ayından itibaren Türkiyede de satışa çıkarıldı.







Kaynak:Kadınvizyon

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

Bluesky24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla