Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-01-2010, 12:00 PM   #13 (permalink)
imported_Angel
Yüzbaşı
 
imported_Angel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 996
Tesekkür: 1,337
963 Mesajinıza toplam 4,848 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
imported_Angel is a name known to allimported_Angel is a name known to allimported_Angel is a name known to allimported_Angel is a name known to allimported_Angel is a name known to allimported_Angel is a name known to all
Standart Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..

yeni bir günde tekrar merhaba

Bugünkü durumumuzdan ailemiz de sorumlu..onların da bizim üzerimizde azımsanamayacak ölçüde olumlu veya olumsuz katkıları var...dünyaya yeni geldiğimizde ilk gördüğümüz tanıdığımız kişiler onlar..
ancak şu anki halimizden yüzde yüz sorumlu olduklarını düşünürsek onlara da büyük haksızlık etmiş oluruz..

insan denen şey, yani bizler tek bir kaynaktan veri alarak kendimizi geliştirip niteliklerimizi oluşturan varlıklar değiliz...ailenin haricinde çevre şartları var, medya var, yaşam koşulları var, maddi imkanlar var..hatta coğrafi konum...var da var yani... o yüzden topu aileye atmakla diğer etkenlerin üzerimizdeki olumsuz etkilerini de kaldıramayız...

çünkü her etken birbirinden bağımsız..ancak hepsinin etkileri tek bir noktada yani bizde toplanıp buluşuyor ve bugünkü bizi elde etmiş oluyoruz...
kısaca insan denen varlık yani bizler "toplama bir ürünüz"...evet sebeplerin, sonuçların ve değerlendirmelerin toplamıyız...bir bedene sahip olmamız bizi yanıltmasın..sadece göründüğümüz bedenle sınırlı değiliz...insan sadece içinde ruh taşıyan bir beden değildir...yaşadığımız yaş kadar yaşanmışlıkları da içimizde barındırıyoruz ve kişiliğimizi bunlar şekillendiriyor....aslında şu bildiğimiz sudan farksızız...yani hangi kalıbın içine dökülürsek onun şeklini alırız..
Bu özelliğin umut verici tarafı da, aslında her an kişiliğimizi yeniden şekillendirme gücüne sahibiz..

biz sosyal fobiklerin ailelerine tekrar gözatalım şimdi ; bi düşünün şöyle...aileniz sizi yetiştirirken veya hayatınızın her aşamasında size yapmanız gerekenlerden çok "yapmamanız gerekenleri" hep söylemişlerdir..
yani hep yasaklar ve kısıtlamalar ağırlıktadır isteklerin ve kriterlerin yerine...
peki bunun sebebi nedir ? bunun sebebi daha önce söylediğim gibi ailemizin de özgüvenden yoksun oluşu ve bugüne kadar bunu sağlamayı başaramamaları..ve aslında kafalarında neyin doğru olduğuna neyin iyi olduğuna dair çok az kriterlere sahipler....sadece korkularına göre yaşarlar ve bunların gerçekleşmemesi için de bize yasaklar koyarlar..çünkü onlar sürekli neyin yanlış olduğuna neyin kötü olduğuna odaklanmışlardır...işin ilginç tarafı o şeylerin neden kötü olduğunu geçerli bir nedene bile dayandıramamışlardır çoğu zaman...çünkü kendileri de ailelerinden gördükleri iyiyi kötüyü sorgulamadan almıştır..neden niçin demeden...o yüzden kötü dedikleri şeylerin neden kötü olduğuna dair bile fikirleri yoktur...onları yönlendiren sadece korkularıdır..ve bizi de buna göre yönlendirirler...

yazıkki ailemizin birikimi koca bir hiçlikten başka birşey değil...çelişkiler yumağı sonucu oluşan bir hiçlikten başka birşey değil....mesela başarılı olmamızı isterler ama diğer yandan başarı için gereken fedakarlığı göstermekten kaçınırlar...ve sonuç "hiçliğe" çıkar....alın size çelişkiler yumağının doğurduğu bir hiçlik örneği...
onların birikim havuzu koca bir hiçlik yani...ve bu boş havuzda boğulmaktalar..

koskoca insanları kendileri istemedikleri sürece düzeltemeyeceğimiz için biz kendimizi düzeltmeliyiz...
ailenin çelişkiler sonucu oluşan hiçlik havuzu ne yazıkki şu an bizim havuzumuzun da boş olduğunu gösteriyor...kendimde sık sık şikayetçi olduğum durumlardan birisi (belki de en büyük ve en ciddi sorunum) sürekli kafamın dolu ve meşgul olması ama neyle meşgul olduğunu bile bilememem...yani boş bir doluluk böyle ilginç bir durum...sevdiğim ve sevmediğim şeyler hakkında kesin kriterlerim sınırlarım bile yok...birisi birşey sorduğunda net cevaplar yerine dolaylı ve uzun cevaplar veriyorum...
sanırım çoğu sosyal fobili kişiler de bundan şikayetçidir..

mademki havuzumuz boş...hedefimiz yok..zevklerimiz yok..ne hakkında ne düşüdüğümüzü bile bilmiyoruz...madem durum böyle buna bir de iyi tarafından bakalım...boş olan bu havuzu istediğimiz şekilde doldurma lüksüne sahibiz... artık bilgi çağında yaşıyoruz ve her konuda seçeneklerimiz çoğaldı..artık herşeye kolayca erişebiliyoruz...kendimizi tanımak için kendimize fırsat vermemiz ve daha sonra özgüven geliştirip diğer şeylerimizi ona göre şekillendirmemiz lazım....sosyal hayatta dış dünyada başarılı olmak için önce temel hayatımızda başarılı olduğumuzdan emin olmamız lazım...kişisel bakım ve düzenden ve oda düzeninden başlanabilir mesela...kendi seçimimiz olmayan herşeyi odamızdan eleyip kendi hoşumuza giden şeyleri yerine koyarak işe başlayabiliriz...
imported_Angel isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla