Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-04-2007, 11:46 AM   #2 (permalink)
etf
Üsteğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2006
Mesajlar: 200
Tesekkür: 0
94 Mesajinıza toplam 280 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
etf is an unknown quantity at this point
Standart HAVA İYONİZATÖRLERİ

İYONİZASYON NEDİR?

Dünya, yirminci yüzyılda hızlı bir teknolojik gelişme göstermiş, bununla birlikte 24 saat temas halinde olduğumuz ve günde yaklaşık olarak 26.000 defa ciğerlerimize doldurduğumuz havanın kirlenme oranında bu paralel olarak artmıştır. Hatta bu kirlilik, büyük şehirlerde insan sağlığını tehdit edecek hale gelmiştir.
Egzozlardan çıkan hidrokarbonlar, fabrika bacalarından çıkan dumanlar, mikroskobik düzeyde partikülle, evimizde-iş yerimizde çok sık kullandığımız elektrikli cihazların neden olduğu radyasyon ve statik elektrik, biyolojik olarak bakteriler, virüs ve alerjenler, fabrikalardan çıkan kimyasal zehirli gazlar... Kısacası, saymakla bitmeyecek kadar çok sayıda gazdan oluşan kokteyl, soluduğumuz havayı her geçen gün biraz daha kirletmekte. Bu kirlilikten birinci derecede etkilenen astım, bronşit, alerji gibi solunum yolları rahatsızlıkları olanları dışında, diğer insanlarda bu kirlilikten paylarını alıyorlar. Kirli havayla devamlı ve doğrudan teması olan gözenekler zamanla kapanıyor. Buda ten renginde bozukluk, gevşeklik ve kısa sürede yaşlanma gibi sonuçlar doğuruyor. Havada tozlara tutunarak gezinen alerjen, bakteri ve virüsler savunma sistemini zayıf düşürerek hastalık risklerini büyük oranda arttırırlar. Uzun vadede havayı kirleten kimyasal bileşiklerin vücuttan atılamayıp birikmesi sonucu, enerjisini hücrelerini yenilemek yerine, bunlarla mücadele için bağışıklık sistemine harcayan metabolizmada erken yaşlanma ortaya çıkar. Hava kirliliğinin metabolizmayı derinden etkilemesi nedeniyle, bilim adamlarının yaptığı çalışmalar sonucu, cildi taze tutmak için; kozmetik sanayi, havadaki partiküllerin yoğunluğunu azaltmak için filtre ve klima sistemleri geliştirmiştir. Artık tüm sağlık çevreleri tarafından bilinmektedir ki, bu ürünlerin yararından çok zararı vardır. Büyük şehirlerde yaşayan insanlar, hafta sonları temiz ve bol oksijen almak için dağlık ya da ormanlık alanlara gidiyorlar. Çünkü dağlık alanlardaki temiz havayı şehirde bulmak ne yazık ki imkânsız. Bilim adamları Kendimizi, neden bu tür alanlarda şehirde olduğumuzdan daha iyi hissediyoruz? Sorusundan yola çıkarak, doğada bulunan niteliklerin bilimsel olarak araştırılmasına başladılar. Bitkilerde aynı sistemi kullanarak havayı temizleme fikride buradan çıkmıştır. Yaklaşık bir asırdır yapılan araştırmalar, havada bulunan her maddenin elektriksel bir yükü olduğunu göstermiştir. Oksijenin elektriksel yükü (-) negatif, havayı kirleten partiküllerin yükleriyse (+) pozitif ağırlıktadır. Bricard Kanununa göre içeriğinde sürekli ve yeterli sayıda küçük negatif (-) iyonlar bulunan hava; mikro-kirlilik oranı çok düşük ya da mikro-kirliliği olmayan ve hep öyle kalacak havadır. Yapılan araştırmalar, insanların yeteri kadar temiz hava solumaları için, cm³ alanda en az 1500 negatif iyon yoğunluğunun bulunması gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Doğadaki negatif iyon yoğunluğuna baktığımızda:

Şelale eteklerinde: 50.000 (-) iyon cm³
Dağlarda: 8.000 (-) iyon cm³
Deniz kıyılarında: 4.000 (-) iyon cm³
Ormanlarda: 3.000 (-) iyon cm³
Şehir dışında: 200 (-) iyon cm³
Şehir içinde: 200 (-) iyon cm³
Konutlarda: 20 (-) iyon cm³
Otomobillerde: 14 (-) iyon cm³
olduğunu görüyoruz.

Buna göre herhangi bir yerdeki oksijenin negatif iyon yoğunluğunun arttırılması, solunan havanın kalitesini doğrudan arttıracaktır.

1950'lerde Bricard Kanunuyla birlikte bilim adamları, havadaki pozitif (+) iyon yüklü kirleticileri negatif (-) yüklemek başarıldığında, ormandaki kirliliğin (kaynağı ne tür kirletici olursa olsun ) bertaraf edilebileceğini düşünerek negatif iyon jeneratörü üzerinde çalışmaya başladılar.
etf isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla