Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15-06-2009, 09:31 PM   #5 (permalink)
ışıkk
Üsteğmen
 
ışıkk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2008
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 316
Tesekkür: 2,142
323 Mesajinıza toplam 3,530 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
ışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud of
Standart Cevap: Ölümsüz Üstatların Yaşam ve Öğretisi-Baird T. Spalding

Emil adını verdiğim üstatla Hindistanda bir pazar yerinde karşılaştık ve arkadaş olduk. Mükemmel İngilizce konuşan, 40 yaşlarında biriydi. Bir gün onunla kent dışında kırlık bir yerde yürüyüşe çıkmıştık. Bir süre sonra üzerimizde daireler çizen bir güvercin belirdi, Emil güvercini işaret ederek kuşun kendisini aradığını söyledi. Sonra hareketsiz durdu, gerçekten de kuş gelip yana uzattığı koluna konuverdi. Güvercinin kuzeydeki bir arkadaşından haber getirdiğini, arkadaşının henüz telepatik iletişim kurabilecek ustalığa erişemediği için bu yöntemi kullandığını söyledi. Daha sonra üstatların birbirleriyle düşünce aktarımı yoluyla, elektrikten ya da telsizden çok daha süptil bir güçle anında iletişim kurabildiklerini öğrendim.
Bu olaya tanık olduktan sonra Emil’e sorular sormaya başladım. Bana anlattığına göre sessizce kuşları çağırabiliyor, onlar havadayken uçuşlarını yönlendirebiliyor, önlerinden geçerken çiçek ve ağaçlar başlarını eğerek kendine selam veriyorlardı. Daha sonra bana vahşi hayvanların korkusuzca nasıl yanına geldiklerini de gösterdi. Yemek için parçaladıkları küçük bir hayvan için kavga eden iki çakalı ayırdığına da tanık oldum. Emil onlara yaklaştığında hayvanlar kavga etmeyi bıraktılar, şaşkın bakışlarım altında başlarını yana açtığı iki eline tam bir teslimiyetle dayadılar, sonra sessizce avlarını yemeye koyuldular. Emil bu vahşi hayvanlardan birini elime almam için bana uzattı ve şöyle dedi: “Tanık olduğun bu işleri yapabilen benlik ölümlü benlik değildir, daha derin ve gerçek bir benliktir. Bunları yapan içimdeki Tanrıdır, benim vasıtamla çalışan her şeye kadir Tanrı. Ben tek başıma fani benliğimle hiçbir şey yapamam. Ancak dışsal benlikten kurtulup gerçek benliğin iş görmesine ve Yüce Tanrının ortaya çıkmasına izin verdiğimde bu şeyleri yapabilirim. Tanrı sevgisinin senin kanalınla her şeye akmasına izin verdiğinde hiçbir şey senden korkmaz, hiçbir şey sana zarar veremez. Hayvandan korkmayı bırakıp Tanrı-Benliğini yansıttığında ortama barış ve uyum egemen olur.”
Artık Emil’den ders almaya başlamıştım. Bu arada beni çok şaşırtan bir şey oldu, Emil geceleri birden odamda belirmeye başladı, yatmadan önce kapımı kilitlediğim halde birdenbire karşımda beliriveriyordu. Başlarda bu durumdan rahatsız olduysam da sonradan alıştım. Gördüğüm kadarıyla bu üstatlar işlerini gösterişsiz bir biçimde sadelikle yapıyorlardı. Bazen bir köyü vahşi hayvanların saldırısından korumak için bedenlerini uzunca bir süre köyün girişinde bırakıyorlardı! Gerekirse suyun üzerinde yürüyor, yangının içinden geçiyor, görünmez alemde yolculuk ediyor ve olağanüstü birçok mucize gerçekleştiriyorlardı. Yiyecek, giysi ve para da dahil tüm günlük ihtiyaçlarını direkt Evrensel Öz’den sağlıyorlardı! Ölümü o kadar uzun zaman önce yenmişlerdi ki, halen yaşayan birçoğu nüfus kayıtlarının kesin şekilde kanıtladığı gibi 500 yaşın üzerindeydi!
__________________
Nasıl nefes alacağınızı düşünmezsiniz, sadece nefes alırsınız.
Dış koşulları yaratan içimdeki parçamı iyileştirmesi için, sevginin ruhunu yardıma çağırdım.
Hayatındaki herhangi bir şeyi değiştirmek istediğinde bakacağın tek bir yer var: kendi için.
“İçine baktığında, bunu sevgiyle yap.”
Joe Vitale


ışıkk isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla