Mutluluğun kokusu vardır. Her ruh halinin kendine özgü bir kokusu vardır. Aslında insanlar gerçekten konuşmuyorlar. Konuşur gibi yapıyorlar. Öğrendikleri sözcükler var. Birbirlerine onları söylüyorlar. Gerçekte çok azı, çok az zaman için konuşuyorlar. Onların duygu sözcükleri yoktur. Birbirlerine söylemeleri gereken sözleri söylerler. Gerçekte konuşmayan, gerçekte dinlemeyen insanlar iki önemli iletişim aracını kaybettikleri için artık anlaşamazlar.
Koku ve dokunma. İşte gerçek iletişimin iki yolu. İnsanlar ikisini de unuttu.
Koklamak öyle incelikli bir duygudur ki, bugünün insanına öğretilmesi gerekir. Zavallı koku alma duygumuz.Öylesine kötü kokularla bozuldu ki yeniden eğitilmesi gerekiyor.
Bir kadının kokusu
Bir erkeğin kokusu
Bir çocuğun kokusu
Yaşlı insanın kokusu
Umudun kokusu
Bezginliğin kokusu
Hayata kırılmanın kokusu
Mutluluğun kokusu
İnsanlar bütün bunları unuttular
Dokunma da öyle; insanlar bunu da unuttu.
Bir elin el üstüne konması
Bir omuzun omuza dayanması
Bir sırtın sırta dayanması
Ayakların birbirine sarılması
Bedensel dokunma
Unuttuğumuz ne çok şey var...