Ynt: the secret kuantum fiziği bu konuya bilimsel olarak yaklaşıp verileri ona göre oluşturmaya çalışıyor...
what the bleep the know ve devam serisi için çekilen filmlerde bu konu daha bilimsel yönleri ile ele alınıyor..
bu filmden bazı örnekler verirsek...
beynin arkasındaki hipotalamusun görevinin peptitler üretip yaymak olduğu.
peptitlerin ise her duyguya karşılık gelen proteinler olduğu ve kan dolaşımıyla vücuda yayılıp kendisini kabul eden hücrelere ulaştığı,
hücrelerin algılayıcılarıyla buluştuğunda hücreyi aktive ettiği ve aktive olan hücrelerin de ihtiyaçlarını karşılamak için beyine seslendiği
ve beynin de bu çağrıya kulak verip ihtiyaç duyulan kimyasalları salgılayacak durumlar/ deneyimler yarattığı…
belli duyguları günlük olarak ne kadar sık hissediyorsak o duyguların kalıplaştığı, ne kadar uzun süre hissetmiyorsak da o kalıpların yok olduğu…
beynin gördüğü şeyle hatırladığı şey arasında ayrım yapmadığı
hiçbir şeyin hiçbir şeye gerçekte dokunmadığı, yaklaştığında elektronların birbirini ittiği
çok küçük alanların çok kısa zamanlarda inanılmaz büyük enerjiler çıkardığı, bir big bang yaratmanın problem olmadığı
somut dünya olarak algıladığımız maddelerin moleküllerden, moleküllerin atomlardan, atomların ise çoğunlukla boşluktan oluştuğu
beynimizin saniyede 400 milyar bitlik bilgi aldığı ancak bunun 2000’inin farkında olduğumuzu.
buradan da mevcut bütün olasılıkların beynimizde yer aldığı, realitemizi oluşturan kısmının düşüncelerimizle şekillendiği
olumsuz duyguların hücrelerdeki algılayıcıları kapattığı, hücreleri bölünmeye zorladığı ve oluşan yeni hücrelerin çok daha az algılayıcıya sahip olduğu,
dolayısıyla yemeklerden alınan kimyasalları algılayamayacak hücreleri besinlerle tedavi etmenin imkânsızlığı
örnekler bu şekilde çoğalarak gidiyor...
umarım aydınlatıcı olur
sevgiler...
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel..
|