Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| İletişim Bu olaylarda her işaretin belirli anlamı vardır çünkü daha önceden bu
uyarıcıların birbirleri ile ilişkili olduğu öğrenilmiştir, ikinci çeşit sinyal
insanlar tarafından türetilmiştir ve bunlara sembol (symbol) adı verilir,
insanlar her sembole bir anlam vermişler ve onu kendi aralarında iletişim kurmak
için kullanmışlardır. Bir sembol değişik biçimler alabilir. Şekil 7.1'deki gibi
bir resim ya da söylenen bir kelime gibi bir ses olabilir. Bir dil, iletişimde
sembollerin kullanılması ile tanımlanır.Dil ÇeşitleriYeryüzünün
farklı yörelerinde farklı anlamlar taşıyan ıslık çalma ve bazı bölgelerde
oldukça geliştirilmiş bir iletişim sistemi olan davul çalma diğer sembol
çeşitlerini içerir. Hemen hemen tüm insanlar el ve yüz hareketlerini iletişim
aracı olarak kullanırlar. Bununla beraber, sembollerle iletişimde en yaygın
sistem, anlam iletmek için değişik birleşimlerle söylenen ve yazılan
kelimelerden oluşan bir dildir. Amerika'daki kızılderililerde olduğu gibi,
farklı diller konuşan ancak birbirleriyle yakın ilişkileri olan toplumların
üyeleri, aralarındaki dil engelini aşmak için yüzlerce el ve yüz hareketi
kullanabilirler. Bu çeşit bir işaret dili genellikle sağırlar tarafından
kullanılır; bunun Amerika'da kullanılan bir çeşidine ise Amerikan işaret Dili
(American Sign Language) adı verilir.Dil hem yazılı, hem sözlü olabilir.
Konuşma dili, yazının icadından binlerce yıl öncesinden beri gelişmiştir.
Büyümekte olan çocuk tarafından ilk önce konuşma dili öğrenilir.Yazı
dili ile konuşma dili arasında önemli farklar vardır. Temel öğeleri farklıdır.
Biri kelimelerden, diğeri seslerden oluşur. Yazı dilinin biçimi gelenekler ve
gramerciler tarafından konuşma diline oranla çok daha dikkatli bir şekilde
düzenlenmiştir. Konuşurken ve yazarken kullanılan sözcük dağarcığı (vocabulary)
tamamen aynı değildir. Yazı dilinin sözcük dağarcığı genellikle daha geniştir.
Bundan başka, konuşma ve yazı dillerinin gramerleri farklıdır; bu iki yolla
(media) farklı türde bilgi aktarma eğilimi vardır. Ayrıca konuşma dilinde, yazı
diline oranla daha fazla tekrar ve fazladanlık (redundancy) vardır.Şekil 7.1 1968
Olimpiyat oyunlarındaki kendini açıklayıcı (selfexplanatory) işaretler. Böyle
resim işaretler kullanılması, uluslararası olaylarda ve metropolitanların hava
alanları gibi uluslararası ulaşım yerlerinde, farklı diller konuşan insanlar
arasındaki iletişim sorunlarını çözümler.DilbilimiDil
konusundaki çalışmaların genel adı dilbilimidir (dinguistics). Dilbilimi içinde
birçok farklı yaklaşım vardır. Filologlar (philologists) ya da karşılaştırmalı
dilbilimcileri dilin geçmişini ve dillerin birbirleriyle ilişkilerini
incelerler. Fonetikciler (phoneticians) bir dilin seslerini çalışırlar.
Gramerciler (grammarians) dilin yapısındaki kurallarla ilgilenirler.
Semantikciler (semanticists) dildeki kelime ve cümlelerin anlamını çözümlerler.
Psikolinguist'ler (psycholinguists) dilin nasıl öğrenildiğini ve insan
düşüncesindeki işlevlerini çalışan psikologlardır. Bölüm 6'da tartışıldığı gibi,
insanlar dili düşüncenin bir aracı gibi kullanırlar; onun vasıtası ile yalnız
birbirleri ile değil, kendi kendileriyle de iletişimde bulunurlar.
Hayvanlarda iletişimHayvanlardaki iletişime gelince, hemen tüm
omurgalı hayvanlar (belkemiği olanlar) kendi türlerinin üyeleriyle ve zaman
zaman da başka türlerin üyeleriyle iletişimde bulunurlar. Buradaki iletişim
kelimesi, diğer hayvanlar için anlam ifade eden sinyaller verme anlamındadır. Bu
sinyaller bir köpeğin havlaması veya bir kuşun ötmesi gibi sesler ya da bir
tavuskuşunun kabarması veya bir maymunun tehdit gösterisi gibi görsel gösteriler
(visual displays) olabilir (Şekil 7.2'ye bakınız).İnsan standartlarına
göre, hayvanların her türünün kullandığı sinyallerin miktarı oldukça azdır. En
üst düzeydeki sosyal omurgalıların repertuarlarında bile 30 35 farklı gösteriden
fazlası nadiren bulunur. Birçok omurgalılar arasında gösterilerin sayısı türden
türe 3 4 sayılık fark göstermektedir. Bu sayılar en azı balıklarda görülen 10
ile, en çoğu toplumsal düzenlerindeki karmaşıklık yönünden insanlara en yakın
primatlardan olan rhesus maymunlanndaki 37 arasında bir değişim gösterir.
(Wilson, 1972, s. 56).Hayvanların bu gösterileri çoğunlukla saptanık
davranış örüntüleridir. Bu nedenle de türe özgü davranışlar olarak
nitelendirilirler. Bununla beraber, bazı örneklerde öğrenme de bir ölçüde rol
oynar. Örneğin bazı kuş türleri ötebilmek için başka kuşun ötüşünü duymak
zorundadırlar (Peterson, 1963). Böylece, hayvanlardaki iletişim, hem doğuştan
gelen eğilimlere (innate tendencies) hem de öğrenmeye
bağlıdır.Hayvanlarda konuşmaHayvanlar her ne kadar iletişim
kurabilirlerse de doğal bir dilleri yoktur. Burada işaretlerle semboller
arasındaki fark önemlidir. Tanımı gereği bir dilde, anlam karşılığında semboller
kullanılır. Hayvanların havlamaları, ötmeleri, yüz buruşturmaları veya tehdit
edici gösterilen anlamlı işaretlerdir; ancak bunlar sembol olmadıklarından dil
değildir.Şekil 7.2 Bir rhesus maymununun saldırgan gösterileri. Sert
bakışlar halindeki düşük şiddette gösteri, maymunun ayakları üzerine kalkması
ile giderek artar, daha sonra (sağda) elleriyle yeri tokatlarken ağzı açık bir
şekilde başını aşağı-yukarı sallar. Bu noktadan sonra hasmı geri çekilmezse
maymun saldırabilir. (Scientific Amer/can, Wilson, 1972.)Doğal bir
dilleri olmasa da, hayvanlara insanların dili öğretilebilir mi? Papağan veya
Mynah kuşu gibi bazı kuşlar insan konuşmasını oldukça iyi taklit edebilirler
fakat bunları anlamlı semboller olarak kullanamazlar. Eğer kuşlara değişik
anlamlar için değişik kelimeleri bir gramer düzeni içinde kullanmaları
öğretilebilseydi, bu bir dil olurdu. Bunu öğretmek için bazı girişimlerde
bulunulmuş, ancak yeterince başarıya ulaşılamamıştır (Ginsberg, 1963). Yeterli
çaba gösterilmemiş ya da uygun teknik kullanılmamış olabilir. Öte yandan tüm
kanıtlar, bazı kuşların konuşma seslerini çıkarmak için gerekli motor aygıtlara
sahip olmalarına rağmen, beyinlerinin bu sesleri anlamlı olarak kullanabilecek
kadar örgütlenmiş olmadığını göstermektedir.Tüm hayvanlar içinde yapısı
ve büyüklüğü bakımından insan beynine en çok benzeyen beyne sahip hayvanlar
şempanzelerdir. Bu onların insan dilini öğrenebilecekleri anlamına gelir mi?
Bunu onlara öğretmek için iki önemli çalışma yapılmıştır. 1930'lann ilk
yıllarında yapılan ilk çalışmada bir karıkoca, Gua adındaki bebek şempanzeyi
kendilerinin yeni doğmuş oğulları ile birlikte büyütmüşlerdir (Kellogg, Kellogg,
1933). Fakat Gua bir takım el hareketlerini ve kaşıkla yemek yemek gibi
becerileri öğrenmişse de, dil öğrenmede hemen hiç bir gelişme göstermemiştir,
ikinci deneyde Vicki adındaki şempanze, kendisine insan konuşmasını öğretmek
için uzun zaman ayıran psikologların evinde tek başına yetiştirilmiştir (Hayes
ve Hayes, 1951). Yoğun yetiştirme çalışmaları sonucunda Vicki'nin öğrenmiş gibi
göründüğü ve anlamlı bir şekilde ku''andığı dil anne, baba ve fincanı
andıran üç kelimeden ibarettir.Gerçekte, şempanzelerin çıkardıkları
seslerin fonetik analizi, ancak dört veya beş değişik sesi çıkarabildikleri
izlenimini vermektedir (Liberman, 1973). Buna karşılık, bebekler konuşmaya
başlamadan önce çok sayıda ses çıkarırlar. Şempanzelerin telaffuz ettiği tek
sesli harf uh sesini andırmakta, sessiz harfler ise p, m ve k ile sınırlı
görünmektedir. Göründüğü kadarıyla şempanzelerin beyni ya örgütlü değildir ya da
konuşma dilini oluşturacak temel sesleri çıkarabilecek biçimde ses çıkarıcı
kaslarla bağlantısı yoktur. Bugünkü bilimsel fikir birliğine göre konuşma dili
Homosapiens türüne özgü bir yetenektir.Sessiz dilMademki konuşma
tartışma dışı görünmektedir, şempanzeler sessiz bir dil (nonvocal language)
öğrenebilirler mi? Elleriyle birçok jestler yaparlar, ellerini mahir bir şekilde
kullanırlar ve çevrelerindeki olaylara yakın bir dikkat gösterirler. Belki de
görsel sembollerin bazı birleşimleri hareketlerle birlikte kullanılarak
şempanzeler için bir dil geliştirilebilir. Bu yaklaşımla önemli başarılara
ulaşan üç değişik program uygulanmıştır (Fleming, 1974 a, b). Bunlardan biri
burada betimlenecektir (Premack ve Premack, 1972): Suratı adındaki şempanze ile
deneyciler arasındaki iletişimin tümü, Sarah'ın kafesinin arkasındaki dil
tahtası (language bosrd) ürerinde yer almıştır (Şekil 7.3'e bakınız). Bu tahta
manyetikti ve arkaları çelik plastik parçalar üzerine tutturulabiliyordu.
Plastik parçalar büyüklük, şekil ve renk bakımından birbirlerinden farklıydı.
Bunların her bin bir kelimeyi simgeliyordu.Çalışma Sarah'a bazı tek
kelimelerin anlamlarının öğretilmesiyle başladı. Bir elma alabilmek için elmayı
simgeleyen plastik parçayı tahtanın üstüne tutturması isteniyordu. Muz için de
aynı işlem gerekiyordu. Bu yolla bir takım kelimeleri öğrendikten sonra Sarah'a
ver kelimesi öğretildi. Bundan sonra, Sarah'ın bir elmaya sahip olabilmesi
için tahtaya biri elma için, diğeri ver için iki parça tutturması
gerekiyordu. (Şekil 7.3'de görüldüğü gibi Çinlilerin dikey yazma sistemi
kullanılmıştır. Sarah bu sistemi tercih eder görünmüştür.)Daha sonra
şempanze, kendisi gibi boyunlarında adları için semboller takmakta olan değişik
deneycilerin adlarını öğrendi. Artık elma alabilmek için Mary elma ver veya
John elma ver yazmak zorundaydı. Daha sonra parçaları Mary Sarah'a elma ver
şeklinde yerleştirmeyi öğrenmesi gerekti. Her durumda istediğini alabilmesi için
parçaları gramer kurallarına uygun kullanması isteniyordu.Şekil 7.3
Sarah ve konuşma tahtası. Sarah, Sarah elmayı kovaya, muzu tabağa koy mesajını
okumuş, elmayı kovaya, muzu tabağa koymak üzere. (Scientific American, Premaçk
ve Premaçk, 1972.)Bu yöntemle Sarah, içlerinde (tabak, kova) gibi
nesne isimlerinin, (...dır, ver, al, içine koy, yıka) gibi fiillerin,
(aynı farklı, hayır değildir, adı, renk, ?, eğer öyleyse) gibi kavramların ve
(kırmızı, sarı, kahverengi, yeşil] gibi renklerin de bulunduğu yaklaşık 130
kelime öğrendi. Kendisine bir cisim gösterilip rengi sorulduğunda, doğru parçayı
tahtaya tutturuyordu. Daha ilginci, Şekil 7.4'de gösterildiği gibi koşullu
bağlantıları da öğrendi. Bir elma almak için gereken davranış basitti. Ancak
Sarah ne yapması gerektiğini ve ne yapmaması gerektiğini bilmek için dört
cümleyi okumalı ve anlamalıydı. Sarah'ın kavramları öğrendiği de açıktı.
Kendisine, örneğin bir elma gösterildiğinde, nitelik çiftleri arasında bir
nitelik çözümlemesi (feature analysis) yaparak seçim yapması isteniyordu. Elma
için kırmızıyı yeşilden, daireyi köşeliden ve saplıyı sapsızdan ayırdedip
seçiyordu. Böylece Saran elmanın niteliklerini soyutladı.Şekil 7.4
Şempanze Sarah koşullu bağlantıları çok iyi öğrenmiştir. Kendisine ödül
sağlayacak olanı seçebilmek için dört cümlenin anlamına çok dikkat etmek
zorundadır. (Scientific American, Premaçk ve Premaçk, 1972.)Bu betimleme
Sarah'ın başarısının sadece ana niteliklerini göstermektedir. Genel olarak
iletişim yeteneği iki yaşındaki bir çocuğunki kadardır. Kelimeleri uygun düzende
gereği gibi kullanmaktadır. Bu ise gramer kurallarını öğrendiğini gösterir.
Böylece bir şempanzenin sessiz bir dili öğrendiği ve bunu insanlarla iletişim
sağlamak için kullandığı sonucuna varılır.Dil kuramı açısından önemi
dışında, şempanzelerle yapılan bu deneyler, insanlar için de bazı uygulama
alanları bulabilir. Bu bölümde daha ilerde tartışıldığı gibi sağır çocuklar dil
öğrenmede çoğunlukla geridirler. Fakat onlar da şempanzeler gibi çevredeki
parçaları görüp hareket ettirebilirler. Belki buna benzer bir yöntemle
öğretmenler sağır çocukları, yaşamlarının erken bir döneminde dilin varlığından
haberdar edebilir ve yazı dilini daha kolay öğrenmelerine yardımcı
olabilirler.Özetİletişimde iki çeşit sinyal kullanılır:
Semboller dilde kullanılırken, işaretler olaylar arasındaki doğal ilişkilerin
anlamını kazanmıştır. Konuşma dili ve yazı dili, temel öğeleri olan sesler ve
harfler, gramer yapıları, kullanılan sözcük dağarcığı ve fazladanlık yönlerinden
farklıdır.Dil konusundaki çalışmaların genel adı dilbilimidir. Çeşitli
uzmanlar dile farklı açılardan yaklaşırlar. Örneğin psikolinguistler dilin nasıl
öğrenildiğini ve insan düşünmesinde ne gibi işlevleri olduğunu incelerler.
Hayvanlara konuşmayı öğretme çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ancak,
şempanzeler sembollerden oluşan sessiz bir dili gramer düzeni içinde
öğrenebilmişlerdir.
Dr.charles V.ford ..yalan, Yalan, Yalan, Yalancılığın PsikolojisiSosyal Kuralların Psikolojisi (Muzaffer Şerif)Diyabetik Hastada Psikolojik SorunlarPsikolojik Cilk HastalıklarıEbeveyn Ve Çocuk İletişiminde ÖnerilerYaratıcılıkYapısalcılıkSürrealist YaklaşımPragmatik YaklaşımKişisel Modernlik Yaklaşımlarıİşlevselcilikİnşacı YaklaşımFenomenolojik YaklaşımDiferansiyel YaklaşımPsikodinamik YaklaşımDavranışçı YaklaşımBiyolojik YaklaşımBilişsel Öğrenme YaklaşımıVroom'un Beklenti TeorisiTutkulu Aşk Teorisi Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |