| Albay 
				  Üyelik tarihi: Dec 2008 
					Mesajlar: 432,578
				 Tesekkür: 0 
		
			
				429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
			
		
	   |   Kuantum Kuramı 
  Bu kuramı, 1905 yılında Albert 
 Einstein, fotoelektrik olayını açıklamakta kullandı. Danimarkalı Niels Bohr,
 
 1913'te Kuantum Kuramı'yla, atomdaki elektron düzeninin ilk açıklamalarını
 
 yaptı.Çağımıza damgasını vuran diğer büyük kuram da Görelilik
 
 Kuramı'dır. Einstein, 1905'te Özel Görelilik Kuramı'nı, 1915'te de Genel
 
 Görelilik Kuramı'nı ortaya koydu. Einstein, kütle ve enerjiyi apayrı şeyler
 
 olarak değil, birbirine dönüşen olgular olduğunu ileri sürdü.O sıralar,
 
 Zürih Patent Bürosu'nda memur olarak çalışıyordu. Kütle ve enerjiyi bambaşka iki
 
 varlık olarak düşünmeye alışmış bilim çevreleri, kavramları birbirine karıştıran
 
 patent bürosunun  zırvaları üzerinde durmadı bile. Bilim dünyası, onun
 
 söylediklerini ancak 15 yıl tartıştıktan sonra hazmedebildi.Einstein,
 
 1921'de Nobel Ödülü'nü aldı; ama Görelilik Kuramı'ndan değil de foto elektrik
 
 olayından. Arthur Eddington'un alkışlanası ukalalığına göre, o zaman bile birçok
 
 bilim adamı göreliliği anlamamıştı. Eddington'a, göreliliği, yalnızca üç kişinin
 
 anladığının doğru olup olmadığı sorulduğunda, nükteli İngiliz profesör durmuş ve
 
 üçüncü kişinin kim olduğunu bulmaya çalışıyorum demişti (Time-2000, Frederic
 
 Golden'in yazısı).Kütlenin yoğunlaşmış bir enerji olduğu görüşü, 1927'de
 
 denel olarak da destek buldu. Aston, kütle spektrometresi denen bir aygıtı
 
 geliştirmişti. Bu alet, atom kütlelerinin çok duyarlı olarak ölçülmesini
 
 sağladı. Bu aygıt yoluyla, özellikle nükleer tepkimelerde, bir kısım kütlenin
 
 enerjiye dönüştüğü ve bu dönüşümün Einstein'in ünlü denklemine (enerji= kütle x
 
 ışık hızının karesi) uyduğu kanıtlandı.Atom çekirdeğini bulan
 
 Rutherford, 1919 yılında, simyacıların ünlü düşünü gerçeğe dönüştürdü. Havanın
 
 azotunu, alfa ışınlarıyla bombardıman ederek onun oksijene dönüştüğünü gördü.
 
 Simyacılar, her şeyi altına çevirecek filozof taşını hiç bulamadılar; ama bir
 
 elementin, insan elinde başka bir elemente dönüştürülmesi, bir düşün gerçek
 
 olmasıdır elbette.Bir element, başka bir elemente dönüşebiliyordu.
 
 İnsanoğlunun eli artık atom çekirdeğine gidiyordu. İlk yapay nükleer tepkime,
 
 çekirdeğe ilk müdahale. Atom çekirdeği, pozitif yüklüydü; nötral bir atomda
 
 elektron sayısı, eile proton sayısının, yani birim negatif yüklü parçacık sayısı
 
 ile birim pozitif yükteki parçacık sayısının eşit olacağı açıktı.
 
 Çekirdekte pozitif yükten başka ne var acaba? Bu sorunun yanıtını
 
 Rutherford'un öğrencisi James Chadwick verdi: 1932 yılıydı. Alfa ışınlarıyla
 
 berilyum çekirdeklerini bombardıman edince yüksüz bir radyasyonun oluştuğunu
 
 açıkladı ve buna nötron dedi. Böylece, atomun üç temel parçacığı elektron,
 
 proton ve nötron bulunmuş oluyordu. Alfa, kendisi de bir çekirdek (helyum
 
 atomunun çekirdeği) olduğu halde, atom çekirdeğine giden yolu
 
 aydınlatıyordu.Bilim tarihinin en büyük kadını Madam Curie, 4 Temmuz
 
 1934'de gözlerini yaşama kaparken, birkaç ay önce damadının ve kızının
 
 -Joliot-Curie çiftinin- yapay radyoaktifliği keşfettiklerini biliyordu.
 
 Joiot-Curie çifti, alfa ışınlarıyla, alüminyum çekirdeğini bombardıman ettiler.
 
 Sonuçta, radyoaktif bir element (radyoaktif fosfor) oluştuğunu buldular.
 
 Böylece, bir inanışa daha son verildi: Radyoaktiflik, yalnızca doğadaki
 
 elementlerin bir özelliği değildi; onu insanoğlu da
 
 yaratabilirdi.İnsanoğlu, radyoaktif elementler de üretiyordu artık.
 
 Bombardımanda kullanılan radyasyonlar, doğal radyoaktif maddelerden
 
 sağlanıyordu. Belli ki, doğal kaynaklara bağlı kalmamak ve doğal olanlardan
 
 yayılan parçacıkları hızlandırarak kullanmak nükleer tepkimeleri
 
 çeşitlendirecekti. Atlantik'in iki yakasında hemen aynı anda hızlandırıcılar
 
 yapılmaya başlandı.Amerika'da Ennest Lawrence 1930'da, Robert J. van de
 
 Graff 1931'de; yine aynı yıl içinde İngiltere'de John Cockroft ile E.T.S. Walton
 
 kendi adlarıyla anılan hızlandırıcılar yaptılar. Çok kısa sürede, 3 yıl içinde
 
 1937'de keşfedilen radyoaktif izotop sayısı 200'ü bulmuştu.H. G. Wells,
 
 1913 yılında, The World Set Free: A Story of Mankind adlı kurgu bilim romanını
 
 yayınlamıştı. Bu romanda, bazı tahminler de yer alıyordu. Örneğin, 1933'te yapay
 
 radyoaktif maddelerin bulunacağını ve 1956 yılında atom bombasının kullanılacağı
 
 hayali savaşları anlatmıştır. O günlerde bunlar neredeyse akıl dışı şeylerdi.
 
 Yapay radyoaktiflik, yazarın öngördüğü tarihten bir yıl önce keşfedildi, ama
 
 savaşa neden olmadı. Atom savaşı, yani atom bombasının kullanılması ise yazarın
 
 öngördüğünden onbir yıl önce gerçekleşti.Macar doğumlu, Musevi asıllı
 
 fizikçi Leo Szilard, 1932 yılında Berlin'de çalışırken, nasılsa bu romanı okuyor
 
 ve çok etkileniyor. Ertesi yıl göçe zorlanıyor ve İngiltere'ye gidiyor. Romandan
 
 aldığı esinle zincir tepkimelerine dayalı kanunun patenti ni 1934 yılında
 
 İngiliz Amirallik Dairesi'ne tescil ettiriyor.Kuantum Kaosu
 
 ''Kuantum teorisi karşısında şaşkınlığa uğramayanlar bu teoriyi
 
 anlamamış demektir'' diyen Fizikçi Niels Bohr, bu teorinin ne kadar zor
 
 anlaşıldığına dikkat çekiyordu. Yüzyılın başlarında fizikçiler, radyasyonun
 
 dalga gibi hareket ettiğine inanıyordu. Max Planck'ın enerjinin parçacıklar veya
 
 kuvanta tarafından emildiğine ilişkin keşfi, fizikçiler tarafından pek tatmin
 
 edici bulunmadı. Planck, bunun üzerine, nesnelerin parçacık şeklinde enerji
 
 yaydığını duyurdu. Bundan sonraki 20 yılda bilim adamları, enerji ve maddenin
 
 dalga ve parçacık özelliği taşıdığını kabul ettiler. 1927 yılında,
 
 Werner Heisenberg, ''Belirsizlik İlkesi''ni bilimsel bir biçime dönüştürdü. Daha
 
 sonraları Nazi Atom Enerjisi Projesi'nin başına getirilen Heisenberg, atomdan
 
 küçük parçacıkların pozisyon ve momentumlarının aynı anda ölçülmesinin mümkün
 
 olmadığını bildirdi. Bu teori Albert Einstein'ı yalnızca şaşırtmadı, bilimsel
 
 birikimlerinin altüst olmasına yol açtı. 1920'li yılların ortalarında
 
 Alman fizikçi Max Born, elektron gibi parçacıkların belirli bir pozisyonu işgal
 
 etmelerinin çok düşük bir olasılık olduğunu ileri sürdü. Einstein, Born'a
 
 yazdığı bir mektupta, ''Evren yasalarının şans üzerine kurulu olduğuna
 
 inanmıyorum; bence Tanrı kumar oynamaz'' diyerek, Belirsizlik Kuramı'nı
 
 onaylamadığını belirtti.
 
 
 
 Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre
      Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayınBir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu  Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.  Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
 25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
 |