![]() |
PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ merhaba tüm hayatım değişti ailesi bu bölümde bana psikolojik sorunlarınızı yazmanızı istiorum ama sadece genel olanları özel olanları özel olarak atabilirsiniz yardımcı olabilirsem ne mutlu bana utananadam 12389 kiss3 dl67 kahvesmiley blissy |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ Radyo programı yapacaktın Psiko..Saatleri belirleyelim..Sorusu olanlar sorar... blissy |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ merhaba psıko ben bır konuyu merak edıyorum, kafamda bır yorum var ama uzman gorusunu bılmek ıstedım, ufak yasta ozellıkle annesını yıtırmıs olan kısılerde gelecekte ne gıbı problemler olabılıyor ? Genelde karsılasılan korkular nelerdır, bu sekılde bır hayatı olan ınsanlara ne sekılde yaklasılmalı sızce ? Anneyi kaybetmekten kalan bır kaybetme duygusuyla nasıl bas edılebılır ? tesekkurler tresor |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ anneyi kaybetmekten bahsedeyim öncelikle annelik duygusu bebek emrio halindeyken vücumuzdan salgılanan bir hormon sayesinde olur ne müthiş bir hormondur ki ömrünü o minicik bebeğe feda edebilecek bir insana dönüştürür insana bu paragraftanda anlaşacağınınz gibi anne en sağlam kaledelerden daha koruyucudur,Allahu tealadan sonra merhameti en çok olan kişidr anneyi kaybetmeniz getirdiği sorunlar erkeklerde ve kızlarda ve yaşlarda ve kaybediş şekli sosyal ve ekonomik durumlarda farklılıklar gösterir siz sorunuzu kendiniden yana soruyorsanız öyle sorun bence çünkü çoooook geniş bi konu |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ atakan hocam pazartesine kadar kliğim var ama pts günü saat 13 de (size göre ) bir psikoterapi programı yapalım |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ Anne-Baba Kaybı Yaşayan Çocuklar Yapılan çalışmalar, çocukların %5-6’sının, 16 yaşına gelmeden ebeveynlerinden birini kaybedebilme ihtimali olduğunu söylemektedir. Travmatik ve sarsıcı bir olay olarak kabul edilen ölüm, çocuğun yetişkine oranla daha farklı tepki vermesine yol açar. Çocuk durumu kişiselleştirebilir, dolayısıyla şok sonrasında fiziksel ve duygusal çöküntü yaşayabilir. Zaman zaman, alt ıslatma, parmak emme gibi bebekliğe dönüş davranışları gösterebilir. Bunların yanısıra durumu görmezden gelip, hiçbirşey olmamış gibi de tepki vermesi oldukça doğaldır. Tepkilerinin türü değişse de genellikle ortaya çıkan belirtiler şu şekildedir; Suçluluk Öfke Agresyon Anne/Baba ile ilgili tekrarlayan düşünceler Sosyal izolasyon Dikkat çekme isteği Akademik sorun Bu belirtiler 6 aydan fazla sürdüğü zaman mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Olayın meydana gelmesinin akabinde, durum çocuğa sağlıklı bir şekilde aktarılmalıdır. Bunu yaparken çocuğun gelişim yaşının göz önünde bulundurulması gerektiği gibi, anlayabileceği dilde aktarmak oldukça önemlidir. Küçük çocuklar olayları olduğu gibi (literal) algılarlar. Ölüm kelimesi birşey ifade etmeyeceğinden, “bedeni bozulmuş, artık çalışmıyor” gibi somut ifadeler kullanılmalıdır. Benzer şekilde, küçük yaştaki çocuğa, “uyuyor” denilmesi, çocuğun uyumaktan korkmasına yol açacağından sakıncalıdır. Zaman zaman ailenin diğer üyeleri duygusal çöküntü yaşayabileceğinden, bu gibi durumlarda, çocuğa aktarımı yakın bir dost veya akrabanın yapması daha uygundur. Aileler cenaze törenine götürmekle ilgili endişe duymaktadırlar. Çocuğun törene götürülmesi istendiği takdirde, törende ne yapıldığı ile ilgili net, anlayacağı dilde bilgi vermek yeterlidir. Kafa karıştırıcı ifadelerden ve detaylardan kaçınılmalıdır. Çocukların gelişim yaşlarına göre, ölümle ilgili zihinsel ve duygusal tepkileri aşağıdaki gibidir. Bu bilgi, ailenin çocuğa ölümü aktarırken, seçeçeği ifadelerin ne olduğuna dair bilinçlenmesine yardımcı olacaktır; 0-2 yaş -> sezgiseldir ve günlük düzende değişim oluşabilir 2-6 yaş -> zaman ve ölüm kavramı henüz yoktur 6-9 yaş -> “canavar annemi / babamı götürdü” düşüncesi hakim olabilir 9-12 yaş -> kendisi için endişelenebilir Ergenlik -> kavramları algılar, meydana gelen ölüm hayatı sorgulamasına sebep olur |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ TRAVMA Travma Stres Bozukluğu Ruhsal travma nedir ? Bilindiği gibi travma canlı üzerinde beden ve ruh acısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan yaşantı olarak tanımlanmaktadır. Ruhsal travma kapsamına fiziksel ve duygusal tacizler (dövülme,gasp olayları,çocukluk cağından beri süregelen sevgisiz ortam, sağlık,eğitim ,barınma ve beslenme gereksinmelerinin karşılanamaması gibi), cinsel tacizler, doğal afetler (deprem, sel, fırtına , gibi),yangınlar , trafik kazaları, savaşlar ,çatışmalardan etkilenmek girmektedir. Ruhsal bir travmayı izleyerek bazı kişilerde önce akut stres bozukluğu bazı kişilerde de bunun sonrasında travma sonrası stres bozukluğu ya da diğer adi ile post travma tik stres bozukluğu dediğimiz bir durum gelişebilmektedir. Akut stres bozukluğu nedir? Travma oluşumundan sonraki ilk 1 aylık sure içinde gözlenir. Kişi aşağıdaki iki belirtinin olduğu travma tik bir yaşantıdan geçmiştir: A- 1) Gerçek bir hayat kaybı,olum ya da olum tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kendisinin ya da başkasının fizik bütünlüğüne yönelik bir tehdit olayını yasamış, tanık olmuştur. 2) Kişi aşırı korku,çaresizlik ya da dehşete düşme seklinde tepkiler göstermiştir. B-Kişi bu olayı yasarken ya da yasadıktan sonra dissosiyatif belirtiler dediğimiz aşağıdaki belirtilerden en az ucunu yasamıştır. 1)Uyuşukluk, dalgınlık,duygusal tepkisizlik,donukluk hiç birsek hissetmiyorum, ne ağlamak ne gülmek geliyor içimden sadece bir noktaya bakıp,dalıyorum 2)Çevrede olup,bitenlerin farkına varma halinde azalma etrafımdan habersizim,kim geldi,kim gitti,kim ne dedi bilmiyorum 3)Çevreyi olduğundan farklı,yabancı,değişik algılama (derealizasyon) burası sanki benim odam,yatağım değil,sanki boşluktayım,yasadıklarım gerçek değil 4)Kendini olduğundan farklı ,yabancı algılama (depersonalizasyon) “sanki kendimi dışarıdan izliyorum,ellerim sanki benim ellerim değil, 5) Dissosiyatif amnezi dediğimiz ,travma öncesi,esnası veya sonrasına ait olayları hatırlayamama ne olduğunu,ne yaptığımı bilmiyorum,kimlerle konuşmuşum,nerelerden geçmişim bilmiyorum, bir de baktım buradayım hatta simdi neredeyim bilmiyorum C- Travma tik olayın kişinin gözünün önüne tekrar gelmesi, ister istemez düşünmesi,rüyalarda görülmesi, kabuslar,illüzyonlar (nesneleri korkutucu bir şekilde travmayla ilgili nesnelere benzetme,kalemleri bıçak gibi algılama seklinde), flashback dediğimiz sanki o olayı tekrar ayni şekilde yasıyor gibi hissetme hali,olayı hatırlatan şeylerle karsılaşınca kaygı duyma (TV.de seyredilen deprem görüntülerinde, çatışma ve savaş sahnelerinde fenalık hissetme,travma tik olayın yıl dönümlerinde huzursuzluk hisleri) D- Travma ile ilgili hatıraları akla getiren uyaranlardan kaçınma (onları düşünmek,konuşmak,o duyguları hissetmek,o olayın benzeri etkinlikler, yerler ve kişilerden uzak durma) E- Aşırı uyarılmışlık hali (uykuya dalmakta ve sürdürmekte zorluk çekme, huzursuz bir şekilde dolaşma, bir noktaya,konuya dikkatini verememe, en ufak bir sesten irkilme,yerinde duramama gibi) Bu belirtiler kişide belirgin bir kaygıya yol açıp,toplum içinde, is yaşantısı, genel uğraşlarında belirgin bir bozulmaya yol açmaktadır. |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ TRAVMANIN ÖNEMİ Travma Stres Bozukluğu Travma sonrası stres bozukluğu nedir? Bu kez travma tik olayın yukarıda saydığımız etkileri 1 ayı geçmiş ve devam etmektedir. A- Kişi hayati tehdit veya ölüme tanık olmuş ya da yasamıştır. Aşırı korku,çaresizlik,dehşete düşmüşlük içindedir. B- Travma tik olayı aşağıdakilerden en az birisi ile yeniden yasıyordur. 1) Elde olmayan bir şekilde tekrar anımsanan endişe ya da algılar (küçük çocuklar travmayı konu alan oyunlar oynarlar) 2) Olayı huzursuzluk verir bir şekilde rüyada görme 3) Olay sanki yeniden oluyormuş gibi davranma 4) Olayın bir yönünü çağrıştıran ya da andıran iç ya da diş olaylarla karsılaşmakla yoğun huzursuzluk hissetme C- Aşağıdaki kaçınma davranışlarından en az 3’unun olması 1)Travmaya eslik etmiş olan duygu, düşünce ya da konuşmalardan kaçınma çabaları 2)Travma ile ilgili anıları uyandıran etkinlikler,yerler ya da kişilerden uzak durma çabaları 3)Travmanın önemli bir yönünü anımsayamama 4) Önemli etkinliklere karsı ilginin ya da bunlara katilimin belirgin olarak azalması 5) İnsanlardan uzaklaşma ya da insanlara yabancılaştığı duyguları 6) Duygulanımda kısıtlılık (örneğin sevme duysunu yasayamama) 7) Bir geleceği kalmadığı duygusunu tasıma (geleceğe yönelik planlar yapmama,”bundan sonra artık okulu bitiremem,evlenemem,is yapamam, gelecek bana bir şey ifade etmiyor”seklinde düşünceler) D- Aşağıdakilerden en az ikisinin bulunması ile belirli ‘artmış uyarılmışlık ‘ yakınmalarının olması 1) Uykuya dalmakta ya da sürdürmekte güçlük 2) Düşüncelerini belli bir konuya toplayamama 3) Aşırı huzursuzluk,yerinde duramama,gerilim hali 4) Aşırı irkilme tepkisi gösterme Toplumda travma ve TSSB 3 Kişiden biri hayatlarının belli bir evresinde ağır travma yasarlar. TSSB bunlardan % 10-20 ‘sini etkilemektedir. Hayat boyu TSSB rastlanma oranı % 8 bulunmuştur (erkeklerde % 6,kadınlarda %10) . Bununla birlikte çoğu kişi TSSB hastalığına sahip olup, tedavi görmemiştir. TSSB’ DA cinsiyet acısından farklılıklar Kadınlarda cinsel tecavüzler ve fiziksel taciz daha yüksekken, erkeklerde silahlı saldırı ve çatışma seklindeki etkenler daha önde gelmektedir. Kadınlarda belirtiler daha şiddetlidir. Hastalığın suresi kadınlarda daha uzun sürmektedir. Kadınlarda travmatik olayın 15 yas öncesinde başlama riski çok daha yüksektir (özellikle cinsel taciz ve tecavüzlerde) . TSSB niçin önemlidir? Eğer hasta tedavi edilmezse : 1) Kişinin sosyal ve mesleki hayati,duygusal dünyasında bozukluklar oluşur (isten çıkarılmalar, boşanmalar, tek basına yasama,kendini iyi hissetmeme gibi) 2) Kişinin hayatinin kalitesi azalır (r girişimleri,hastaneye yatışlar,alkol ve uyuşturucu madde alışkanlıkları,suç isleme) 3) Diğer fiziksel ve psikiyatrik hastalıklara eğilim artar (ileri dönemlerde gastrit, hipertansiyon,astım gibi fiziksel ve depresyon,panik bozukluğu gibi psikiyatrik bozukluklar). 4) Rahatsızlık uzun erimde kişinin ailesi ve çevresini de etkileyeceğinden toplumda huzursuzlukların artmasına ve ruh sağlığı bozuk bir toplum haline gelmemize yol açmaktadır. TSSB için risk faktörleri Ailede psikiyatrik bir bozukluğun olması, çocukluğun erken dönemlerinde davranım bozukluklarının olması,eğitim düzeyinin düşük olması,küçük yasta ailesinden ayrılma, daha önceden depresyonun varlığı ve yeterli çevresel desteklerin olmaması TSSB gelişmesi riskini arttırmaktadır. |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ TRAVMA TEDAVİSİ Travma Stres Bozukluğu Tedavisiz geçmez mi ? Yapılan çalışmalara göre tedavi almayan vakalardan % 25’ inin 1 yıl içinde, % 40’ inin 2 yıl içinde iyileştiği, ancak hastalarin % 50’sinin 6 yıl sonra bile rahatsızlıklarının ayni şekilde sürdüğü görülmüştür TSSB’ DA, belirtileri etkileyen değişiklikler Etkilenen kişilerin sorunlarının ve yasadıkları travmanın şiddetine göre beyinlerindeki ‘hipokampus’ adli bölgenin küçüldüğü gözlenmiştir. Ayrıca beyindeki hipotalamus-hipofiz ile böbrek ustu bezleri bağlantısının düzeninin bozulduğu ; adrenerjik sistem ve serotonerjik sistemlerde düzensizlikler olduğu saptanmıştır. TSSB’ DA tedavi Tedavi bilişsel tedavi, ilaç tedavisi ve grup terapi ile yürütülebilmektedir. Bilişsel tedavide kişinin kendine ve çevresine yönelik aşırı güvensiz, yetersizlik, yalnızlık ,çaresizlik,suçluluk hatta düşmanca düşünceleri uygun yaklaşımlarla travma öncesindeki olağan ,normal düşünce şekillerine çevrilmeye çalışılır. Kendine yetebilen,değer veren,olaylarla bahsedebilen ve travmanın getirdiği kaçınma,gerilim vb belirtilerden kurtulmuş bir kişi haline gelmesine çalışılır. İlaç tedavisinde doz kişiden ve sure kişiden kişiye göre değişmektedir. Unutulmaması gereken şeyler ilacın doktor kontrol unda kullanılması, etkilerinin 2. haftadan sonra başlayabileceği, alışkanlık yapmayacağı, ancak kullanım suresinin uzun olabileceğidir (6 ay ve üzeri surede ). Grup terapi haftada bir, yaklaşık 1 saat sure ile yapılan ve ayni travma durumundan geçmiş 8-10 kişilik katilim ile gerçeklesen bir tedavidir |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ bende çocuk psikolojisiyle ilgili bişi danışsam, olarmı? şimdi benim oğlum 4 yaşında..ama bebekliğinden bu yana sesli oyuncak, pilli oyuncak, ışıklı oyuncak ve bilimum benzer herşeyden aşırı derecede korkuyor. Pedagogdan 3 seans yardım aldık oğluşu takip etti ve genetik yapısı gereği , kendisinin seçtiği herangi bişeye karşı takıntılı olduğunu aslında korkmadığını ama bu konuya takıldığını söledi. izah ediyoruz, konuşuyoruz ve pedagogun önerisi üzerine de üzerine gitmioruz. kendiside bişi olmazki, bana bişiyy yapmazki die yorumda bulunuyor ama eline almakdan da ısrarla kaçınıyor.. ve bu devam edior.tüm oyuncakların önce pillerini çıkarıyoruz ilk iş...daha önce sevip oynadığı bir pilli oyyuncağı bi zman sonra tekrar oynamak istemeyebilior. çekincesi devam edior ve bu beni endişelendiriyor. sence nedir bu? nee yapılabilinir. |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ ben depresyon ilaçlarımı yeni bıraktım.telkinlerin faydası kaçınılmaz bi gerçek.ama çok sinirliyim.yaşım büyük olmasına rağmen beklenmeyen davranışlar gösteriyorum.çok acı çekiyorum.intikam duygusuyla doluyum.ama kimöseyi kırmak istemiyorum kendimi cezalandırıyorum.bana nasıl yardımcı olabilirsiniz |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ Alıntı:
|
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ ooo psikooo hayırlı olsun kliniğimizz kardeş saol ! benim herhangi bir sıkıntım yok lakin senin burada olduğunu bilmek güzel sana ve kliniğimize http://www.resim-yukle.com/img01/14/190408348779.jpg |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ http://www.resim-yukle.com/img01/14/445115370263.jpg kliniğimize hayırlı olsun hediyesi 44 duvarlarını süsülesin.... |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ çok saol emelcim resimler için |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ Psiko helal olsun valla.Demekki çocukken kakanızı yapıyordunuz y789 Ben şunu soracağım, çok sevdiğim ve tekrar tekrar okuduğum bir kitapta çocukluğunda kakasını yapmayanların(anne,babasının ilgisini çekmek için ya da her neyse) büyüyüp belli konumlara geldiği zaman da bilgilerini paylaşmıyorlar örneğin.çocukken kakasını yapmayan bir memur kendisinin bir imzasına ihtiyacı olan bir vatandaşı oyalayıp duruyor,nazlanıyor ya da buna benzer olaylar vs. gibi.Anlatamadım ama siz anladınız.Bu bilgi doğrumudur? |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ Alıntı:
|
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ murat soruyu biraz daha açsan anlamadım biraz kafam anestezilide |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ psiko kitaptan yazarak soruyu biraz daha açmaya çalışıyorum. Ruhsal gelişim evreleri-b)anal evre ...eliyle büfedeki bibloya uzanmaya çalışan çocuk onu almaya gayret etmektedir.Tam ulaşacağı esnada anne bibloyu alıp bir üst rafa koyar.Çocuk orada fiziksel sınırlılığının ve yetmezliğin ve annenin iktidarının gücünün farkına varmaktadır.Çaresizlik duygusuyla öfkelenmekte kızmakta ağlamakta etrafını tekmelemektedir.Dürtü hedefine ulaşamamış ve haz kaybedilmiştir. Tam bu esnada çocuk mutlak iktidarı yakalar.Nasıl mı?Bir gün annesi gelir.Çocuğa tuvalet alışkanlıklarını öğretmek amacıyla onu tuvalete götürerek kakasını ve çişini büyükler gibi artık oraya yapması gereğinin vaktinin geldiğini sevecen bir dille söyler...Hiçbir konuda muhatap alınmayan çocuk ilk defa bu şekilde ciddiye alındığını fark etmiştir...Annesinin taleplerine karşı ne kadar direnirse o kadar bireysel hazzını yaşayacaktır...Çocuk burada direnmelidir.İktidarını korumalıdır.Ne kadar çok koruyabilirse o kadar var olacak ve o kadar birey olduğunu hissedecektir.Annesinin sözüne karşı gelir,çişini ve kakasını bırakmaz.Ve süreci beklemeye koyulur.Bibloda,elbisede ve topta olduğu gibi anne müdahele ederek kakasını ondan alacak ve tuvalete annesi bırakacaktır. Ama hikaye böyle gelişmez.Annenin kendi içindeki çiş ve kakasını bir biblo gibi alamadığını fark eder.Devasa ve mutlak iktidar sahibi olan anne acziyet içine düşmüş ve çocuğun kararına mahkûm olmuştur...diye devam ediyor.Kitabın bir bölümünd ede anal evreyle ilgili önceki mesajımda belirttiğim gibi bir örnek veriliyor.(onuda yazacaktım amaa bulamadım şimdi.kitap yaklaşık 500sf.siz cevap vermeden önce denk gelirse onuda yazarım) Bu bilgilerin bu şekilde doğruluğundan çok yukarıda yazdığım memur örneğinin gerçekliğini merak ediyorum hismiley |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ sizin burda bahsettiğiniz teori bana göre değiştirilmeye maruz bir hipotez freud a aitti burda dışkılama yolu lan anal sistem çocukjlarda bir psikolojik rahatsızlık yada bir inatlaşma süreci yaratmaz çünkü dışkılama bir gerekliliktir hiç bir insan gerekliliğini göz ardı edip rekabetini düşünenmez yani sizin verdiğiniz memur örneği bence freud un nlatmaya çalıştığı bir kısır döngüdür örneğin yine freudun dediği makat dışkılamasında bir zevk duyan kişi hormonal olarak dişilik hissetmektedir bu cümleden anlayacağınız gibi bu bir kaostur düşünün bir erkek büyük tuvaleti geldiğinde dışkılama yapmakister ve bir haz duyar ama bu durum onun cinsel isteklerini açıklamaz yani dışkılama yolları kişinin psikolojik gelişim sürecine etki etmez |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim PSİKO.Evet kitaptada belirtilmiş bu teori sigmund freud ile başlamış.Önceki mesajlarımda reklamlara girmemek amacıyla kitabın ismini söylememiştim.Tahir Özakkaş'a ait Bütüncül Psikoterapi isimli bir kitap.Cevabınız benim için yeterince açıklayıcı oldu ama içimde bir buruklukda oldu şimdi.Çünkü çok güvendiğim ve inandığım bilgilerdendi bu bilgi.Şimdi kendimi psikolojik bilgiler,doğruluğu ve güvenirliği açısından kaybedilmiş nesil gibi hissediyorum ağla neyse inşallah sizlerin sayesinde torunlarımız doğru şeyler öğrenirler belki tek umudum bu şimdilik.hoşçakalın ağla actionsmile Sonradan bir not:PSİKO kitaptaki anal evre bölümünün tümünü yazsam buraya aa doğru olabilir falan dermisiniz smil56 İsterseniz hemen yazarım.Yeterki elimdeki tek inandığım,güvendiğim kitaba karşıda güvenimi yitirmeyeyim sadanim Alıntı:
PSİKO abi almıyo işte benim kafa bunu. kızma ya.Anal sistemi okuyucu olarak öğrendim işte ne yapayım okulunu okumadıkki bu kadar oluyor.(tabi işin lüzumsuz bir şakası bu alıntıdan sonraki yazdığım-yani gerçekle alakası yoktur) |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ sizin bilgiye ulaşmadaki isteğiniz güzel ama bilgiye ulaşmak için özellikle bu bilgi psikolojik bir bilgiyse tek bir kaynak kesinlikle yetersizdir freud bence sadece kendi bir psikolojik vaka benim size tavsiyem derin psikoloji yerine daha çok kişisel gelişim kitaplarından öğrenmeye çalışın hem yüzeysel ve kafa karıştırıcı değil hemde gerekli konuları işlerler orda |
Ynt: PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİ Alıntı:
haklısın psiko, ben bir aralar psikoloji bilimiyle ilgili kitaplar okudum fakat daha çok kafa karışıyor,en iyisi dediğin gibi kişisel gelişim tarzı kitaplar okumak |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:07 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.