[imported_Angel]

merhaba sevgili günlük
biliyorum son günlerde seni biraz ihmal etmeye başladım..ama biliyosunki işim başımdan aşkın ama yazmadan yapamam çünkü günlüğümü hergün ziyaret eden ve benden haberler bekleyen dünyalar tatlısı arkadaşlarım var

bugün eft üzerine biraz netten araştırma yaptım ve bugün uygulamaya çalıştım..gülenyüz gül sağolsun o anlatmasaydı nedir ne değildir pek ilgilenmiyordum...eft diyince aklıma gelen tek şey banka havalesiydi
bugün eft yi ufak bir sorunum için deneyim dedim daha büyük olanlardan başlamadım çünkü kaynağına inmem zaman alıcaktı.. şimdi kendimi hakikaten daha relax olmuş bir durumda buldum...duygunun tamamen gidip gitmediğinden emin değilim ama büyük bir hafifleme olduğu gerçek...yaptıkça daha da pekişir ve alışırım tabi bu ilk denemem

bugün tartıya çıktım bir de ne göreyim...kilom artmış olarak buldum kendimi....74 çıktı...ama ayna ise tam aksini söylüyor...sonradan şunu hatırladım...kasların yağlardan daha ağır olduklarını....daha az yer kaplamalarına ve daha düzgün görünmelerine rağmen yağdan daha ağırlar...bu yüzden belki nisan başına koyduğum 70 kg hedefinden vazgeçsem belki daha iyi olacak..çünkü göremeyebilirim...sanırım yine bünyeme kas eklendi....bunu düşünmek işime yaradı...hedefimin türünü değiştirebilirim..illa bunu ölçmem gerekiyorsa kilogram olarak değil de giysi bedeni numarasıyla ölçebilirim...veya gardrobumda duran ama içine giremediğim kıyafetlere girmeye başladığımı görerek....evet ölçü olarak bunları koymalıyım kesinlikle....
spor sonrası giyinirken ayna karşısına geçip kendimi inceledim...kollarımın üst kısmını ve bacaklarımın üst kısımlarını elimle yokladım...daha sert ve daha pürüzsüzlerdi vucut losyonu kullanmamama rağmen sanki losyon sürülmüş gibi bir durum vardı cildimde....sanırım suyun ve sporun bir başka etkisi olsa gerek

eskiden dünyaca ünlü pahalı kozmetik markaların sıkılaştırıcı ve selülit giderici vesaire vesaire losyonlarına dünyanın parasını yatırıyordum...aylarca hergün aksatmadan kullanıyordum ve yaptıkları sıkılık hissi en fazla" sanki eski halimin üzerine naylon çorap giymişim" de naylonun basıncının ve sıkmasının etkisiyle geçici olarak yarattığı sıkılıktan öteye geçememişti....oysaki sporun verdiği sıkılık bambaşka ve kozmetik ürünlerin sıkılaştırıcı etkisiyle karşılaştırılamaz bile...herşeyi doğal yönden çözmek en iyisiymiş buna karar verdim....hem üstelik neden boşuna cildimin gözeneklerini losyonlarla tıkayım ki...bol su içmek de sanki cildime krem sürülmüş etkisi yaptı...hem daha ucuz hem daha zararsız

bugün herzaman yaptığım zararlı bir alışkanlığın etkisini somut birşekilde gördüm...sürekli saçlarımı çok sıkarak toplardım bütün gün öyle otururdum...çok fena saç dökülmem vardı ve bunu o kadar da takmazdım..ta ki bugün aynaya baktığımda başımın tepesine vuran ışığın küçük bir bozuk para büyüklüğünde saçımda dökülerek açılma olduğunu gösterene kadar...bugünden sonra saçlarımı sıkıca toplayıp eziyet etmeme kararı aldım ve saldım bırakıyorum..çok mecbur kalırsam evişi yaparken bandana takıyorum en fazla...hayır üzülmedim ama gördüğüm iyi oldu..böylece bir yanlışımı öğrenmiş oldum...nasıl olsa kökü bende yine çıkarlar bir süre sonra...

[hayallerimgerçekleşiyor]

imported_Angel Nickli Üyeden Alıntı

merhaba sevgili günlük
biliyorum son günlerde seni biraz ihmal etmeye başladım..ama biliyosunki işim başımdan aşkın ama yazmadan yapamam çünkü günlüğümü hergün ziyaret eden ve benden haberler bekleyen dünyalar tatlısı arkadaşlarım var

bugün eft üzerine biraz netten araştırma yaptım ve bugün uygulamaya çalıştım..gülenyüz gül sağolsun o anlatmasaydı nedir ne değildir pek ilgilenmiyordum...eft diyince aklıma gelen tek şey banka havalesiydi
bugün eft yi ufak bir sorunum için deneyim dedim daha büyük olanlardan başlamadım çünkü kaynağına inmem zaman alıcaktı.. şimdi kendimi hakikaten daha relax olmuş bir durumda buldum...duygunun tamamen gidip gitmediğinden emin değilim ama büyük bir hafifleme olduğu gerçek...yaptıkça daha da pekişir ve alışırım tabi bu ilk denemem

bugün tartıya çıktım bir de ne göreyim...kilom artmış olarak buldum kendimi....74 çıktı...ama ayna ise tam aksini söylüyor...sonradan şunu hatırladım...kasların yağlardan daha ağır olduklarını....daha az yer kaplamalarına ve daha düzgün görünmelerine rağmen yağdan daha ağırlar...bu yüzden belki nisan başına koyduğum 70 kg hedefinden vazgeçsem belki daha iyi olacak..çünkü göremeyebilirim...sanırım yine bünyeme kas eklendi....bunu düşünmek işime yaradı...hedefimin türünü değiştirebilirim..illa bunu ölçmem gerekiyorsa kilogram olarak değil de giysi bedeni numarasıyla ölçebilirim...veya gardrobumda duran ama içine giremediğim kıyafetlere girmeye başladığımı görerek....evet ölçü olarak bunları koymalıyım kesinlikle....
spor sonrası giyinirken ayna karşısına geçip kendimi inceledim...kollarımın üst kısmını ve bacaklarımın üst kısımlarını elimle yokladım...daha sert ve daha pürüzsüzlerdi vucut losyonu kullanmamama rağmen sanki losyon sürülmüş gibi bir durum vardı cildimde....sanırım suyun ve sporun bir başka etkisi olsa gerek

eskiden dünyaca ünlü pahalı kozmetik markaların sıkılaştırıcı ve selülit giderici vesaire vesaire losyonlarına dünyanın parasını yatırıyordum...aylarca hergün aksatmadan kullanıyordum ve yaptıkları sıkılık hissi en fazla" sanki eski halimin üzerine naylon çorap giymişim" de naylonun basıncının ve sıkmasının etkisiyle geçici olarak yarattığı sıkılıktan öteye geçememişti....oysaki sporun verdiği sıkılık bambaşka ve kozmetik ürünlerin sıkılaştırıcı etkisiyle karşılaştırılamaz bile...herşeyi doğal yönden çözmek en iyisiymiş buna karar verdim....hem üstelik neden boşuna cildimin gözeneklerini losyonlarla tıkayım ki...bol su içmek de sanki cildime krem sürülmüş etkisi yaptı...hem daha ucuz hem daha zararsız

bugün herzaman yaptığım zararlı bir alışkanlığın etkisini somut birşekilde gördüm...sürekli saçlarımı çok sıkarak toplardım bütün gün öyle otururdum...çok fena saç dökülmem vardı ve bunu o kadar da takmazdım..ta ki bugün aynaya baktığımda başımın tepesine vuran ışığın küçük bir bozuk para büyüklüğünde saçımda dökülerek açılma olduğunu gösterene kadar...bugünden sonra saçlarımı sıkıca toplayıp eziyet etmeme kararı aldım ve saldım bırakıyorum..çok mecbur kalırsam evişi yaparken bandana takıyorum en fazla...hayır üzülmedim ama gördüğüm iyi oldu..böylece bir yanlışımı öğrenmiş oldum...nasıl olsa kökü bende yine çıkarlar bir süre sonra...

Çok teşekkürler düşüncelerin için
Su ve sporla cildin kremlerden çok daha etkili olduğu kesin bende görüyorum daha şimdiden etkileri çok iyi. Yakında sımsıkı vücutlara sahip oluruz kesin birde elma cildi güzelleştiriyormuş ben sevmiyorum ama yiyorum arada üstünede kırık kırak yiyorum oldu bitti asit gitti oluyor
Şimdi işten çıkıyorum abimlere yemeğe gidicez yeğenlerimle oynayacağım
Görüşürüz.

[imported_Angel]

hayallerimgerçekleşiyor Nickli Üyeden Alıntı

Çok teşekkürler düşüncelerin için
Su ve sporla cildin kremlerden çok daha etkili olduğu kesin bende görüyorum daha şimdiden etkileri çok iyi. Yakında sımsıkı vücutlara sahip oluruz kesin birde elma cildi güzelleştiriyormuş ben sevmiyorum ama yiyorum arada üstünede kırık kırak yiyorum oldu bitti asit gitti oluyor
Şimdi işten çıkıyorum abimlere yemeğe gidicez yeğenlerimle oynayacağım
Görüşürüz.

görüşürüz kendine iyi bak afiyet olsun

[imported_Angel]

merhaba sevgili günlük

kendimi daha iyiye doğru götürme çalışmalarım tam gaz devam ediyor..çok şükür kilo vermek, sağlığımı düzeltmek ve fiziksel görünümümü güzelleştirmek için yapmış olduğum diyet ve sporun bugün 3. haftası doldu...

eskiden diyetisyene gittiğimde...yani beni o yönlendiriyorken çok güzel bir şekilde diyetimi ve sporumu hiç bozmadan yerine getirmiştim...ta ki ne zaman diyetisyene gitmeyi bırakmıştım ki o zaman kaçamaklar spora ara vermeler ve yan gelir yatmalar başlamıştı...bir de baktım ki birkaç ay sonra diyetisyene ilk gittiğim kiloya geri dönmüşüm...
diyetlere kendim kendime tekrar başlasam da 3. günde birşeye canım sıkıldığında bırakıyor ve hemen ağzıma abur cubur atarak mutlu olmaya çalışıyordum

burdan anladımki ben eskiden düzenlilik ve süreklilik gerektiren eylemleri başımda beni yönlendiren veya yöneten birisi olduğu zaman gerektiği gibi yapıyordum..çünkü ilerleme kaydedilmediğinde o kişiye hesap vermek ve mahçup olmak istemiyordum...
ama düzenlilik ve süreklilik gerektiren bu gibi eylemler için sürekli başımda birilerinin olmasına ihtiyaç duymam iyi birşey değildi...sonuçta kilomu korumak için ömürboyu diyetisyene gidemezdim..kim yapabilirki böyle birşeyi...bunu sadece diyet ve kilo olarak da düşünmemek lazım...her konuda bunu düşünmek lazım...ayrıca beni motive eden şey (eğer ki motive eden denilebilirse tabi) başkasına hesap verme korkusu olmamalıydı...ben de o yüzden eski gittiğim diyetisyenin verdiği listeler çerçevesinde kendi işimi kendim yapıyorum...tekrar diyetisyene gitme ihtiyacı duymuyorum..zamanında herşeyi sorup öğrenmiştim..nasıl olsa işin özünü öğrendim...sporun sürekliliğini sağlabilmem için koşu bandının eve alınması..yani spor imkanının eve taşınması da benim için dev bir adım oldu..ve böylece spor yapmamak için hiçbir bahanem kalmadı...ne hava şartları ne de dışarıda gördüğüm insanlar...

kendime ilk hedefimi koymak istediğimde..yani nisan başında 70 kilo olacağım dediğimde hedefimin türünün yalnış olduğunu anladım...ilerlemenin ölçülebilir nitelikte olması sadece sayılara bağlı değil çünkü...ben de koyduğum ilk hedefi değiştirme kararı aldım...ve geçen sene evde giymek üzere aldığım siyah renkli eşofman altına zorlukla giriyorum şu an ve hele onunlayken rahat oturamıyorum...şimdi ilk hedefim olarak o eşofman altına rahatça girmenin yanısıra onunla evin içinde rahatça oturabilecek kadar incelme hedefi koydum kendime...ve zaten çok da uzak bir hedef değil şu anki bedenime yakın bir bedende....sanırım 1 beden küçük...evet böylesi daha iyi oldu..."nisan başında o eşofman altına rahatça gireceğim ve onunla oturur vaziyetteyken bile çok rahat olacağım hiç sıkmayacak"

hayatımın her alanını dengelemeyi öğrenmek adına da şöyle değişik bir karar aldım...hani bilirsin şu "the sims" adlı oyun varya...bir insanın zorunlu ihtiyaçlarından tut..dışarıdaki sosyal zorunluluklarını ve mutluluklarını iyi durumda yapmak yani hayatlarını dengelemek zorundasın ya oyunda...işte bu oyunu bilgisayarıma yükleyip oynamaya başlayacağım..böylece alıştırma yapmış olacağım...ancak bunu oynarken de tabi ki oyuna dalıp günlük işleri aksatmamam de gerekiyor ki bu da zaten hayatı dengeleme alanının bir konusu

[hayallerimgerçekleşiyor]

imported_Angel Nickli Üyeden Alıntı

merhaba sevgili günlük

kendimi daha iyiye doğru götürme çalışmalarım tam gaz devam ediyor..çok şükür kilo vermek, sağlığımı düzeltmek ve fiziksel görünümümü güzelleştirmek için yapmış olduğum diyet ve sporun bugün 3. haftası doldu...

eskiden diyetisyene gittiğimde...yani beni o yönlendiriyorken çok güzel bir şekilde diyetimi ve sporumu hiç bozmadan yerine getirmiştim...ta ki ne zaman diyetisyene gitmeyi bırakmıştım ki o zaman kaçamaklar spora ara vermeler ve yan gelir yatmalar başlamıştı...bir de baktım ki birkaç ay sonra diyetisyene ilk gittiğim kiloya geri dönmüşüm...
diyetlere kendim kendime tekrar başlasam da 3. günde birşeye canım sıkıldığında bırakıyor ve hemen ağzıma abur cubur atarak mutlu olmaya çalışıyordum

burdan anladımki ben eskiden düzenlilik ve süreklilik gerektiren eylemleri başımda beni yönlendiren veya yöneten birisi olduğu zaman gerektiği gibi yapıyordum..çünkü ilerleme kaydedilmediğinde o kişiye hesap vermek ve mahçup olmak istemiyordum...
ama düzenlilik ve süreklilik gerektiren bu gibi eylemler için sürekli başımda birilerinin olmasına ihtiyaç duymam iyi birşey değildi...sonuçta kilomu korumak için ömürboyu diyetisyene gidemezdim..kim yapabilirki böyle birşeyi...bunu sadece diyet ve kilo olarak da düşünmemek lazım...her konuda bunu düşünmek lazım...ayrıca beni motive eden şey (eğer ki motive eden denilebilirse tabi) başkasına hesap verme korkusu olmamalıydı...ben de o yüzden eski gittiğim diyetisyenin verdiği listeler çerçevesinde kendi işimi kendim yapıyorum...tekrar diyetisyene gitme ihtiyacı duymuyorum..zamanında herşeyi sorup öğrenmiştim..nasıl olsa işin özünü öğrendim...sporun sürekliliğini sağlabilmem için koşu bandının eve alınması..yani spor imkanının eve taşınması da benim için dev bir adım oldu..ve böylece spor yapmamak için hiçbir bahanem kalmadı...ne hava şartları ne de dışarıda gördüğüm insanlar...

kendime ilk hedefimi koymak istediğimde..yani nisan başında 70 kilo olacağım dediğimde hedefimin türünün yalnış olduğunu anladım...ilerlemenin ölçülebilir nitelikte olması sadece sayılara bağlı değil çünkü...ben de koyduğum ilk hedefi değiştirme kararı aldım...ve geçen sene evde giymek üzere aldığım siyah renkli eşofman altına zorlukla giriyorum şu an ve hele onunlayken rahat oturamıyorum...şimdi ilk hedefim olarak o eşofman altına rahatça girmenin yanısıra onunla evin içinde rahatça oturabilecek kadar incelme hedefi koydum kendime...ve zaten çok da uzak bir hedef değil şu anki bedenime yakın bir bedende....sanırım 1 beden küçük...evet böylesi daha iyi oldu..."nisan başında o eşofman altına rahatça gireceğim ve onunla oturur vaziyetteyken bile çok rahat olacağım hiç sıkmayacak"

hayatımın her alanını dengelemeyi öğrenmek adına da şöyle değişik bir karar aldım...hani bilirsin şu "the sims" adlı oyun varya...bir insanın zorunlu ihtiyaçlarından tut..dışarıdaki sosyal zorunluluklarını ve mutluluklarını iyi durumda yapmak yani hayatlarını dengelemek zorundasın ya oyunda...işte bu oyunu bilgisayarıma yükleyip oynamaya başlayacağım..böylece alıştırma yapmış olacağım...ancak bunu oynarken de tabi ki oyuna dalıp günlük işleri aksatmamam de gerekiyor ki bu da zaten hayatı dengeleme alanının bir konusu

Aman derim o oyunu sarma başına. Ben bir aldım gözlerim kan çanağına döndü, çünkü bırakamıyorsun. Annem çok kızıyordu bana yemek bile yemiyorsun oyun oynamak için diyordu. Bence alma. Ben tavsiye etmem, ama ben dayanıklıyım birazcık oynar sonra hemen yapmam gerekenlerin başına geçerim dersen sen bilirsin o zaman tabiki al neden olmasın

[imported_Angel]

hayallerimgerçekleşiyor Nickli Üyeden Alıntı

Aman derim o oyunu sarma başına. Ben bir aldım gözlerim kan çanağına döndü, çünkü bırakamıyorsun. Annem çok kızıyordu bana yemek bile yemiyorsun oyun oynamak için diyordu. Bence alma. Ben tavsiye etmem, ama ben dayanıklıyım birazcık oynar sonra hemen yapmam gerekenlerin başına geçerim dersen sen bilirsin o zaman tabiki al neden olmasın

ay o zaman beni uyardığın için sağol kaş yaparken göz çıkarmıyım vazgeçtim oyundan...başka türlü bir yolunu bulayım hayatı dengelemeyi öğrenmenin

[hayallerimgerçekleşiyor]

imported_Angel Nickli Üyeden Alıntı

ay o zaman beni uyardığın için sağol kaş yaparken göz çıkarmıyım vazgeçtim oyundan...başka türlü bir yolunu bulayım hayatı dengelemeyi öğrenmenin

valla doğru bir karar olur inan bağımlılık yapıyor. Benim oyun bozulmasa ben hala oynuyor olurdum

[hayallerimgerçekleşiyor]

Bence kesin o eşofmanla evinde nisan başında rahatlıkla dolaşırsın.

[imported_Angel]

Günaydın sevgili günlük..
bugün eski ben ile şu anki ben arasında bir karşılaştırma yapmak istiyorum...bu sayede hem kendim ne kadar yol aldığımı göreceğim..hem de günlüğümü takip eden sevgili arkadaşlarımın kendi çalışmalarına devam etmeleri için şevklerinin artmasını sağlayacağım inşallah

eski ben 2 sene öncesine kadar evin içinde giydiğim kıyafetlere özen göstermezdim ve "nasıl olsa kimse görmüyor" mantığıyla yırtık olan pijamamın bile yenisini almaz onu hala kullanırdım...ayrıca kilolu olduğum için düzgün ve iyi şeyler giymeyi haketmediğimi ve ne giyersem giyeyim hiçbirşeyin yakışmayacağını düşünüyordum...bu yüzden de eskiyen kıyafetlerimin yenisini almıyordum..

yeni ben ise bu düşüncemin kendime en büyük saygısızlık olduğunu ve böyle devam edersem hayalimdeki ben den giderek daha fazla uzaklaşacağımı anladım...gitgide işin daha kötüye saracağını farkettim...nitekim günlük kişisel bakımlarımı bile aksatır hale gelmiştim anlayacağınız kötü enerji kötü enerjileri kendine çekiyor...ve bunun sadece 2 gerekçesi vardı....kilolu olmak ve genelde evde oturuyor olmak (dolayısıyla dışarıda olmadığım için kimseye düzgün görünme zorunluluğumun olmaması) ancak aynaya baktığımda gülümseyemiyordum..çünkü istediğim profil bu değildi...ben de karar vermiştim ve o anki kilom ne olursa olsun bana yakışan renklerde ve daha kaliteli ev kıyafetleri aldım kendime...her ay harçlığımın yeteceği ölçüde evde giymek üzere eksiklerimi aldım...şu an kilom nedeniyle çoğunu giyemiyor veya içinde rahat edemiyor olsamda elimin altında bulundukları için içim rahat...biraz daha incelince rahatlıkla giyebileceğim onları ve gardrobumu açıp onlara baktıkça yaptığım doğru seçimlerden mutlu oluyorum..iyi bir yatırım yaptığıma inanıyorum...tabi ki şu an açıkta değilim..şu anki kilomla rahatça giyebileceğim ev giysileri de aldım kendime ayrıca...aynaya baktığımda artık yüzüm gülüyor çünkü karşımda kendine saygısı olan ve kendine özen gösteren birini görüyorum...

eski ben başkalarının iltifatlarından beslenmeye çalışıyor ve onlardan güzel söz duyabilmek için kendini yırtarcasına zorluyordu

yeni ben ise artık olmadığım gibi görünmeye çalışmanın yorucu olduğunu anladım ve bu davranışımı bıraktım...ve kendimi gerçekten seviyorum...geçmişte ve bugünlerdeki başarılarımı aklımda tutmaya devam ettikçe ve kendime onları hatırlattıkça kendime güvenim arttı...ayrıca insan kendini sevmezse başkaları da onu sevmior..dış dünyanın içimizin aynası olduğunu anladım...o yüzden kendimi seviyorum..ve artık doğru seçimlerim ve başarılarım takdir ediliyor..hem de bu sözleri duyabilmek için hiçbir çaba harcamıyorum....kararsızlık veya kararlarımdan çabuk pişman olma ve diğer seçeneklerde gözümün kalması huylarım da büyük oranda azaldı..kararlarıma güveniyorum artık...

eski ben insanlar tarafından beğenilmek ve kabul görmek için fiziksel görünümümdeki herşeyin kusursuz olması gerektiğini sanır ve ona göre hareket ederdim...hayalimdeki "güzel" profilime erişmeye çalışırdım ancak o da gökyüzündeki ay misali ben ona doğru yürüdükçe o ise uzaklaşıyordu..çünkü o profile sahip bir insan zaten dünya üzerinde yoktu...

yeni ben kendi fiziksel özelliklerimi ve beni diğerlerinden ayıran özelliklerimi kabullenmiş bulunuyorum...onları öyle değilmiş gibi göstermeye çalışmak veya başka kalıplara girmeye çalışmak yerine ben de kendi özelliklerimi değiştirmeden ancak cilalayarak ve ortaya çıkarıyorum...artık kısaboylu olduğum için apartman topuk ayakkabı giymek zorunda hissetmiyorum kendimi...spor ayakkabılarla da dışarı çıktığımda kendimi iyi hissediyorum...ve minyonlara yakışan türde giysiler giyiyorum ve bunları uzunboyluların giyemediği ve yakıştıramadığı şeyler olduğunu düşünürerek mutlu oluyorum...veya kendim esmerken sarışınlar beğeniliyor diye saatlerimi sarı saç için kuaförlerde harcamıyorum artık...doğal saç rengime yakın tonlarda saçlarımı boyuyorum ve saçlarıma gereken özeni ve bakımı gösteriyorum...biraz dökülüyor olsalarda eskisine göre çok daha parlak görünüyorlar...kendi özelliklerimi kabullenmemde bana ilham veren kişi...hayranı olduğum yabancı bir oyuncu...oldukça doğal ancak düzenli spor yaptığı ve kendine iyi baktığı ve sadece kendine yakışanı giydiği ve olmadığı gibi görünmeye çalışmaya kendini zorlamadığı belliydi..burada ismini yazmayacağım ancak kendisine teşekkür etmek istiyorum..her ne kadar beni duyamasa da anlamasa da işin daha da ilginç yani bu oyuncu bir kadın değil bir erkek...ama olsun yinede ondan birşeyler örnek alabilmişim...bakımlı olmanın formda olmanın spor yapmanın kendine yakışanı giymenin kadını erkeği mi varki hem

eski ben herkesi kendimden üstün görürdüm...yeni ben ise artık eskiden gözüme çok önemli görünen insanları bile kendime eşit görmeye başladım...herkesin eksikleri kusurları olabileceğini kabullendim...


dahası da vardır ama şimdilik aklıma gelenler bunlar günlükcüğüm..zaten elimin altındasın yine aklıma birşeyler gelirse ilk sana yazacağım....

dün ne oldu biliyomusun ? tam internetimin hızından sıkılmışken bir kampanyadan haberimiz oldu ve tarifemizi değiştirdik..bu da müşteri hizmetlerinin bizi aramasıyla gerçekleşti..ve şimdi daha hızlı internet kullanıyorum...bu arama bize yapılmadan önce aklımdan da böyle birşey geçirmiştim..acaba çekim yasası mı işledi günlük yoksa kendim gidip dilekçe verip form doldurup vesaire vesaire yapıp da tarife değiştirmeye asla zahmet etmezdim..fırsat evimin içinde ayağıma geldi

bugün yeni bir sorunumu tesbit ettim...hani herşeye yetişemiyorum diyordum ya...işte o sebeplerden birisinin de internet bağımlılığı olduğunu anladım...daha doğrusu birşeyler indirme bağımlılığı...kendimi sürekli onları takip etmek zorundaymışım gibi hissediyorum ve saatlerimi yiyor...bunu anlamamda "hayallerimgerçekleşiyor" arkadaşımın sims oyunu için yazdığı yorum etkili oldu
bunu birşekilde yenmek istiyorum..çünkü ders başına bile oturamıyorum....evin diğer işlerini öyle veya böyle yapıyorum..spordan da geri kalmıyorum ancak malum derse ve diğer herşeye pek böyle vakit yetmiyor..

[hayallerimgerçekleşiyor]

imported_Angel Nickli Üyeden Alıntı

Günaydın sevgili günlük..
bugün eski ben ile şu anki ben arasında bir karşılaştırma yapmak istiyorum...bu sayede hem kendim ne kadar yol aldığımı göreceğim..hem de günlüğümü takip eden sevgili arkadaşlarımın kendi çalışmalarına devam etmeleri için şevklerinin artmasını sağlayacağım inşallah

eski ben 2 sene öncesine kadar evin içinde giydiğim kıyafetlere özen göstermezdim ve "nasıl olsa kimse görmüyor" mantığıyla yırtık olan pijamamın bile yenisini almaz onu hala kullanırdım...ayrıca kilolu olduğum için düzgün ve iyi şeyler giymeyi haketmediğimi ve ne giyersem giyeyim hiçbirşeyin yakışmayacağını düşünüyordum...bu yüzden de eskiyen kıyafetlerimin yenisini almıyordum..

yeni ben ise bu düşüncemin kendime en büyük saygısızlık olduğunu ve böyle devam edersem hayalimdeki ben den giderek daha fazla uzaklaşacağımı anladım...gitgide işin daha kötüye saracağını farkettim...nitekim günlük kişisel bakımlarımı bile aksatır hale gelmiştim anlayacağınız kötü enerji kötü enerjileri kendine çekiyor...ve bunun sadece 2 gerekçesi vardı....kilolu olmak ve genelde evde oturuyor olmak (dolayısıyla dışarıda olmadığım için kimseye düzgün görünme zorunluluğumun olmaması) ancak aynaya baktığımda gülümseyemiyordum..çünkü istediğim profil bu değildi...ben de karar vermiştim ve o anki kilom ne olursa olsun bana yakışan renklerde ve daha kaliteli ev kıyafetleri aldım kendime...her ay harçlığımın yeteceği ölçüde evde giymek üzere eksiklerimi aldım...şu an kilom nedeniyle çoğunu giyemiyor veya içinde rahat edemiyor olsamda elimin altında bulundukları için içim rahat...biraz daha incelince rahatlıkla giyebileceğim onları ve gardrobumu açıp onlara baktıkça yaptığım doğru seçimlerden mutlu oluyorum..iyi bir yatırım yaptığıma inanıyorum...tabi ki şu an açıkta değilim..şu anki kilomla rahatça giyebileceğim ev giysileri de aldım kendime ayrıca...aynaya baktığımda artık yüzüm gülüyor çünkü karşımda kendine saygısı olan ve kendine özen gösteren birini görüyorum...

eski ben başkalarının iltifatlarından beslenmeye çalışıyor ve onlardan güzel söz duyabilmek için kendini yırtarcasına zorluyordu

yeni ben ise artık olmadığım gibi görünmeye çalışmanın yorucu olduğunu anladım ve bu davranışımı bıraktım...ve kendimi gerçekten seviyorum...geçmişte ve bugünlerdeki başarılarımı aklımda tutmaya devam ettikçe ve kendime onları hatırlattıkça kendime güvenim arttı...ayrıca insan kendini sevmezse başkaları da onu sevmior..dış dünyanın içimizin aynası olduğunu anladım...o yüzden kendimi seviyorum..ve artık doğru seçimlerim ve başarılarım takdir ediliyor..hem de bu sözleri duyabilmek için hiçbir çaba harcamıyorum....kararsızlık veya kararlarımdan çabuk pişman olma ve diğer seçeneklerde gözümün kalması huylarım da büyük oranda azaldı..kararlarıma güveniyorum artık...

eski ben insanlar tarafından beğenilmek ve kabul görmek için fiziksel görünümümdeki herşeyin kusursuz olması gerektiğini sanır ve ona göre hareket ederdim...hayalimdeki "güzel" profilime erişmeye çalışırdım ancak o da gökyüzündeki ay misali ben ona doğru yürüdükçe o ise uzaklaşıyordu..çünkü o profile sahip bir insan zaten dünya üzerinde yoktu...

yeni ben kendi fiziksel özelliklerimi ve beni diğerlerinden ayıran özelliklerimi kabullenmiş bulunuyorum...onları öyle değilmiş gibi göstermeye çalışmak veya başka kalıplara girmeye çalışmak yerine ben de kendi özelliklerimi değiştirmeden ancak cilalayarak ve ortaya çıkarıyorum...artık kısaboylu olduğum için apartman topuk ayakkabı giymek zorunda hissetmiyorum kendimi...spor ayakkabılarla da dışarı çıktığımda kendimi iyi hissediyorum...ve minyonlara yakışan türde giysiler giyiyorum ve bunları uzunboyluların giyemediği ve yakıştıramadığı şeyler olduğunu düşünürerek mutlu oluyorum...veya kendim esmerken sarışınlar beğeniliyor diye saatlerimi sarı saç için kuaförlerde harcamıyorum artık...doğal saç rengime yakın tonlarda saçlarımı boyuyorum ve saçlarıma gereken özeni ve bakımı gösteriyorum...biraz dökülüyor olsalarda eskisine göre çok daha parlak görünüyorlar...kendi özelliklerimi kabullenmemde bana ilham veren kişi...hayranı olduğum yabancı bir oyuncu...oldukça doğal ancak düzenli spor yaptığı ve kendine iyi baktığı ve sadece kendine yakışanı giydiği ve olmadığı gibi görünmeye çalışmaya kendini zorlamadığı belliydi..burada ismini yazmayacağım ancak kendisine teşekkür etmek istiyorum..her ne kadar beni duyamasa da anlamasa da işin daha da ilginç yani bu oyuncu bir kadın değil bir erkek...ama olsun yinede ondan birşeyler örnek alabilmişim...bakımlı olmanın formda olmanın spor yapmanın kendine yakışanı giymenin kadını erkeği mi varki hem

eski ben herkesi kendimden üstün görürdüm...yeni ben ise artık eskiden gözüme çok önemli görünen insanları bile kendime eşit görmeye başladım...herkesin eksikleri kusurları olabileceğini kabullendim...


dahası da vardır ama şimdilik aklıma gelenler bunlar günlükcüğüm..zaten elimin altındasın yine aklıma birşeyler gelirse ilk sana yazacağım....

dün ne oldu biliyomusun ? tam internetimin hızından sıkılmışken bir kampanyadan haberimiz oldu ve tarifemizi değiştirdik..bu da müşteri hizmetlerinin bizi aramasıyla gerçekleşti..ve şimdi daha hızlı internet kullanıyorum...bu arama bize yapılmadan önce aklımdan da böyle birşey geçirmiştim..acaba çekim yasası mı işledi günlük yoksa kendim gidip dilekçe verip form doldurup vesaire vesaire yapıp da tarife değiştirmeye asla zahmet etmezdim..fırsat evimin içinde ayağıma geldi

bugün yeni bir sorunumu tesbit ettim...hani herşeye yetişemiyorum diyordum ya...işte o sebeplerden birisinin de internet bağımlılığı olduğunu anladım...daha doğrusu birşeyler indirme bağımlılığı...kendimi sürekli onları takip etmek zorundaymışım gibi hissediyorum ve saatlerimi yiyor...bunu anlamamda "hayallerimgerçekleşiyor" arkadaşımın sims oyunu için yazdığı yorum etkili oldu
bunu birşekilde yenmek istiyorum..çünkü ders başına bile oturamıyorum....evin diğer işlerini öyle veya böyle yapıyorum..spordan da geri kalmıyorum ancak malum derse ve diğer herşeye pek böyle vakit yetmiyor..

Benim hakkında yazdıkların için teşekkür ederim.