Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Üyelerin Değişim Günlükleri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/uyelerin-degisim-gunlukleri/)
-   -   Kralın Günlüğü (http://www.hayatimdegisti.com/forum/uyelerin-degisim-gunlukleri/2256-kralin-gunlugu.html)

medusa 08-10-2007 09:54 PM

Kralın Günlüğü
 
gogogo Yaklaşık 1 yıl oldu. Buralara çok uğruyordum geçen sene. Bende bazı günler iç dünyamı bu günlüğüme yazacağım.

medusa 08-10-2007 10:11 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Hayatım boyunca hep karamsar oldum. Kendimi üzdüm. Sevmedim. Değersiz hissettim. Başkalarına hep değer verdim. Onlardan korktum. Saygı gösterdim. Sesimi çıkartmadım. Ne derlerse doğru dedim. Bunları yaparken de artık öyle alıştırmışım ki kendimi sanki ben dünyada yoktum. Neyse işte böyle bir hayatın içindeyken 2000 yılında neler oluyor diye kendime sormaya başladım. Ve olayın boyutunun çok daha derin olduğunu gördüm. Ben hep yanılmışım ve yanlış yoldaymışım. Artık bu yoldan dönüş zamanı geldi dedim kendime. Fakat döenemedim. Ruhum, kalbim ve bilinçaltım artık esir olmuş öğrendiklerine. Yine yenemedim. Ve bu şekilde devam ettim. Artık 7 sene sonra kararımı tekrar verdim. Yıllardır tekra tekrar verdiğim kararımı. Artık hayattaki tek amacım mükemmeliyetçilik. Mükemmel bir insan olmak oldu. Sıradanlıktan uzak mutlu yapmacıklıktan uzak gerçek seven güçlü bir insan olmak.
Bunlar hayatımın en büyük amacı. Gerisi solda sıfır artık.

Hep kendimi sorguladım. Tek yapmam gereken şeyin kendimi sevmek olduğunu anladım. Kendimi sevince başkalarını sevebiliyorum çünkü. Kendimden hoşnut değilsem insanlar itici geliyor bana.

Evet her gün hayatımı her an kendi içimi gözlemliyorum. Dünyada kimseyi suçlamamaya karar verdim. Aklıma biriyle ilgili eleştirel bir düşünce geldiğinde sadece o düşüncemi affediyorum diyeceğim ve kendimi seveceğim.

Bu gün mesela bir an kendimi değersiz ve kötü hissettim iyerinde. Tam da bu duygu vücudumda kalbimin hemen etrafında değişik bir şekilde kendini hissettirdi. Nasıl bir hormonsa oraları acaip yapıyor. Huzursuzluk hissi kaplıyor vücudumu. Kendi kendime şimdi çözlmelisin bunu dedim. Oturudum sandalyeme ve olamamsı gereken bir duygu olduğunu bunun anlamının bir hiç olduğunu aslında gerçekte en değerli insan ben olduğumu ve kral olduğumu düşündüm. Biraz geçti.

İşte o an koyvermemek önemli olan. Bundan sonra koyvermek yok. Benim için her kötü an geçilmesi gereken yeni bir ders. Dünya kısa hayat kısa. Doya doya insan olduğunu hissetmeli insan.

Yoksa korku ve çaresizliğe terkedilmiş bir yaşam ne kadar acı verici olmaz mı?

Bir daha gelemeyeceğiz buraya.


hayalayaz 08-10-2007 11:19 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
haşmetmeap yeniden hoşgeldin.
görüyorumki gerçekten hoş gelişler olmuş..yaptığın çalışmaları eft, sedona yöntemi ve deep peat la destekleyebilirsin...daha etkili ve hızlı olur gelişmen..gerçi sen doğruyu içgüdüsel olarak bulmuşsun ama, bu çalışmaların faydasını gördüğümüz için tavsiye etmek istedim..evet arkadaşım sen kralsın..ve senin için senden daha değerli kimse yok..seni takdir ettim..saygı duydum..ne olur böyle devam et..saygılı sevgilerimle..

Merto 09-10-2007 11:07 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 

Majeste hoşgeldiniz kendi krallığınıza ve aramıza......
Kararını destekliyor ve yanında olduğumuzu bilmeni istiyoruz......

25emel 09-10-2007 01:24 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Alıntı:

medusa Nickli Üyeden Alıntı
Hayatım boyunca hep karamsar oldum. Kendimi üzdüm. Sevmedim. Değersiz hissettim. Başkalarına hep değer verdim. Onlardan korktum. Saygı gösterdim. Sesimi çıkartmadım. Ne derlerse doğru dedim. Bunları yaparken de artık öyle alıştırmışım ki kendimi sanki ben dünyada yoktum. Neyse işte böyle bir hayatın içindeyken 2000 yılında neler oluyor diye kendime sormaya başladım. Ve olayın boyutunun çok daha derin olduğunu gördüm. Ben hep yanılmışım ve yanlış yoldaymışım. Artık bu yoldan dönüş zamanı geldi dedim kendime. Fakat döenemedim. Ruhum, kalbim ve bilinçaltım artık esir olmuş öğrendiklerine. Yine yenemedim. Ve bu şekilde devam ettim. Artık 7 sene sonra kararımı tekrar verdim. Yıllardır tekra tekrar verdiğim kararımı. Artık hayattaki tek amacım mükemmeliyetçilik. Mükemmel bir insan olmak oldu. Sıradanlıktan uzak mutlu yapmacıklıktan uzak gerçek seven güçlü bir insan olmak.
Bunlar hayatımın en büyük amacı. Gerisi solda sıfır artık.

Hep kendimi sorguladım. Tek yapmam gereken şeyin kendimi sevmek olduğunu anladım. Kendimi sevince başkalarını sevebiliyorum çünkü. Kendimden hoşnut değilsem insanlar itici geliyor bana.



Evet her gün hayatımı her an kendi içimi gözlemliyorum. Dünyada kimseyi suçlamamaya karar verdim. Aklıma biriyle ilgili eleştirel bir düşünce geldiğinde sadece o düşüncemi affediyorum diyeceğim ve kendimi seveceğim.

Bu gün mesela bir an kendimi değersiz ve kötü hissettim iyerinde. Tam da bu duygu vücudumda kalbimin hemen etrafında değişik bir şekilde kendini hissettirdi. Nasıl bir hormonsa oraları acaip yapıyor. Huzursuzluk hissi kaplıyor vücudumu. Kendi kendime şimdi çözlmelisin bunu dedim. Oturudum sandalyeme ve olamamsı gereken bir duygu olduğunu bunun anlamının bir hiç olduğunu aslında gerçekte en değerli insan ben olduğumu ve kral olduğumu düşündüm. Biraz geçti.

İşte o an koyvermemek önemli olan. Bundan sonra koyvermek yok. Benim için her kötü an geçilmesi gereken yeni bir ders. Dünya kısa hayat kısa. Doya doya insan olduğunu hissetmeli insan.

Yoksa korku ve çaresizliğe terkedilmiş bir yaşam ne kadar acı verici olmaz mı?

Bir daha gelemeyeceğiz buraya.


art56art56 art56art56 art56art56diyebilecek sözüm yok,tebrik etmekden başka ttli3

medusa 09-10-2007 08:50 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Arkadaşlar teşşekkürler. gogogo Hepimiz dünyanın kralıyız. Herşey bizim için yaratılmış . Değermizi bileceğiz tabi..

Bir gün daha geçti hayatımdan. Her geçen gün mükemmele ulaşmak ve bu yolda gittiğini görmek çok gurur verici.

Bu gün yine eski karamsarlık anlarım benim yanıma geldi. Bir his vardır ya hissedersin bir yerlerinde o his sana birşekilde değersiz olduğunu o an dışlandığını söyler. Ona dersin ne alakası var şimdi. Neden diye sorarsın cevap vermez. İşini bilir ve seni o an her zamanki depresif durumuna sokar.

İşte bu anlar benim için vazgeçilmez anlar. Bunlar gelmese bunları halt etmeyi öğrenemem. :)
Mesela içimden akıp giden karamsarlık geldiği zaman o duygu ve his vücudumda belirdiği zaman.Kendimi hafife alıyorum. Ne oldu ne varda bu kadar kendini kötü hissediyorsun diye alaycı bir tavırla kendime sesleniyorum. Artık o az o karamsarlık ve huzursuzluk uçuyor.

Bu güne gelince. Güzel bir gündü. Şu ne güzel birşeyki insan kendini kral gibi hissederken gülebiliyor. Kendini seviyor. İnsanlara neşe saçabiliyor. Onlarla konuşurken hep sevgiyle bakıyorsun. İşte insanın gerçek krallığı . Kendimden hoşnutsuz oluğumda ise insanları sevemiyorum. Onlarla konuşamıyorum. Konuşsamda gergin bir ortam oluyor. Tabi hepsi boş.

Ya aslında çok güzel ilerliyorum. Hayatımın amacı mükemmeliyetlik. Hele benim durumumda ( yani eski halimdeki diyeyim şuna :) ) insanları görünce hiç gereksiz yere kendilerine eziyet ettiklerini görünce çok etkileniyorum. Ve aslında mutluluğun ve kendini sevmenin formülünü bulup dağıtmak tek amacım oluyor.

Kral olmak güzel şey önümde bir engel var gibi...O na değeri çok fazla veriyorum. Onu çıkaramıyorum zihnimden. Aslında herhangi birisi olduğunu biliyorum. Ama çıkarmak istemiyorum hayatımdan.
Bu da beni birşekilde zayıf düşürüyor. Nasıl düşürüyor? Mesela bu gün onun yanında iken birden kendimi o değersizlik duygusu kapladı ve kötü hissettim. hemen kendime hey kral dedim ne oluyor sana. Senin değerin ölçülemez. Kendime geldim. Ama o da sanki benim eski durumumda gibi. Hayatını birçok kural örmüş. Yani kendine değer vermiyor . Zannediyorki kuralları kendini koruyor. Zaten o yüzden seviyorum onu. Ama sınırı koruyamıyorum. Çok değer verdiğim an onun yanında kendimi zayıf ve güçsüz hissediyorum. Krallığımın önünde şu an tek engel o....




medusa 09-10-2007 09:26 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Tabi böyle boş boş kral olunmuyor. Onun içinde planlarım var. Çünkü mükemmeliyetçiliğin sonu yok. Sonu olmayan bir yola çıktım. Gidebildiğim kadar gideceğim. Yaklaşık 4 aydır aklımda hep duygularım ve düşüncelerim vardı. Her zaman kendimi haklı çıkaran planlar. Birilerine bir şeyler ispatlamaya çalıştığım hayallerim beynimde dolaşır dururdu. Kendi zaferimi kazanır herkese haddini bildirirdim. İşte yanıldığım çözümü olmayan hayallerde yaşayan benim beynimin çöplüğe dönüştüğü anlardı bunlar. Önce bunları durdurmalıydım. çünkü izledeiğimde bana sadece hayatımı hiç haline getirecek düşüncelerdi. Artık aklıma ne gelirse gelsin affediyordum. Mesela birinin beni kızdırması ona karşı öfke duymak çok saçma olduğu için bu tip durumlarda affediyorum dediğimde öfkem ve sinirim geçiyor huzur buluyorum.Bunlardan kurtulmak için düşüncelerimi sadece izlemeye karar verdim. Meditasyon yaptım. Yani iç sesimi dinledim. Sakin olmayı öğrenmeye çalıştım. Şunu gördüm hiçbir çabaya gerek yoktu aslında sadece sakin olmak ve kendini huzurlu hissetmek. Kimseye karşı özel bir çaba ve davranış sergilemeye gerke yok.
Ve 4 ay boyunca iç huzuru biraz olsun yakaladım. Çünkü önceden kendim evde yalnız olduğum halde bir şeyler beni huzursuz ediyordu. Artık o yoktu.

Şimdi önümde hergün beni mükemmelliğe götürecek birşeyler yapmalıyım tabii...

Bundan sonra yapacağım şeyler ama her gün...

1. İşten gelince ilk işim kendimi dinlemek. Daha doğrusu hiçbir şey düşünmemek. Düşüncesi kalmak. Gelen düşünceleri affetmek. İçhuzuru bulmak. Bu günlük olarak yapılacak.

2. Geçen sene kasım ayında 3-4 hafta dinleyip bıraktığım Ego güçlendirici ve suçluluk duygusu mp3lerimi artık işte ve evde açık tutuyorum.

3. Norbekov adlı çok etkilendiğim bir deha var. Onun bir kitabı var. Aklını Başına Toplama rehberi adlı. Ondaki gibi ilkelerim var. Hertarafa astım odamda. Onun anlattığı şekilde hergün sporumu yapıyorum. Hatta videosu var googleda indirdim. Videoyla beraber yapıyorum.

Bunlar rutin günlük yapacağım güzel hobilerim.


medusa 10-10-2007 07:38 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Evet bu gün kendi kendimi yedim bitirdim. Akşam zihnim yorgun bir şekilde eve geldim.

Şunu gördüm ki sadece yapmamım gereken kendini gerçekten herkesten çok sevmek değer vermek. Sadece bu. Amaç bunu sağlamak. Gerisi öyle bir geliyor ki.

Benimde çarptığım önüne geçemediğim nokta bu. O benim için büyük bir engel oldu.

Herkese karşı kralım kendimi çok iyi hissediyorum Kimse benden değerli değil. Fakat onun yanına gittiğimde bu gün yine ona sanki ihtiyacım varmış gibi o olmadan yaşayamazmışım gibi onun sevgisine muhtaçmışım gibi güçsüzleşiyorum kendimi aciz hissediyorum . Ağlayasım geldi şimdi bunu yazarken. Atamıyorum onu hayatımdan kalbimden .
Herşey çok güzel olacak derken benim için ne aşılmaz engel oldu. Tek noktada tıkanmak diye buna denir.

Dedim kendi kendime sen sadece kendini sevmeli ve bununla mutlu olmalısın. Başkasına ihtiyac hissettiğin an başkasının sevgisinin seni mutlu edeceğini inandığın zaman üzülürsün. Krallık elden gider.

Arkadaşlarım canlarım. Sizler dünyanın en güzel insanlarısınız. Ağlıyorum yenilmişlikten . Nasıl kendimi ondan daha çok severim değer veririm bilemiyorum. Varmı krallığımın önündeki engeli yok edecek bir şey.

medusa 11-10-2007 06:44 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Kendini Sevmek
s456 smileydance blissy gulensmiley uy897 wave guitar 25889 kiss3 hpm1 cat3500 gogogo ice1 thumbsanim

Eğer hayat bir öğrenme süreci ise onun niçin bu denli acı verici olması gerekiyor? Bu sorunun çok dokunaklı bir noktası var. Eğer bu dünya katına öğrenmek için geliyorsanız, o halde bu neden bu kadar zor görünüyor?

Eğer onun devinim halindeki bir kendiliğindenlik (spontanelik), bir harikuladelik ve güzellik hayatı olduğu varsayılıyorsa, şu halde neden çoğu zaman bunun zıddı gibi görünüyor.

Burada bazı kuramlar üzerinde konuşuyoruz - kozmik olgular, umutlar ve arzular üzerinde; fakat sonunda, dostlarım, tek temel gerçeğe gelmek zorundayız. Hayatınızda bazı anlar gelir ki, tek bir şeye sahip olduğunuzu idrak edersiniz: Kendinize. Ömrünüz boyunca, kendinizi dünyada rahat hissetmek için kullandığınız bütün "destek ve payandalar" sonunda artık işe yaramaz olurlar. Hayatınıza anlam katan kimselerle ilişkideyseniz, bir sabah uyandığınızda, kendinizi yapayanlız bulabilirsiniz. Çocuklarınız varsa büyürler; eğer hayatta önemli bir mevkiniz varsa, emekli olursunuz ya da mevkiniz sizden alınır; güzelliğiniz varsa, yaşlanırsınız; eğer güçlüyseniz, zayıf ve titrek hale gelirsiniz.

Birçokları bana gelip diyorlar ki: "Tanrı'yı bilmeyi her şeyden çok istiyorum." Ancak, onlar aslında Tanrı' nın onlarda beğenmediğini "bildikleri" şeylerden nasıl kurtulabileceklerini bilmek istiyorlar. Öfke ve kıskançlık gibi "negatif" duygulardan nasıl kurtulmalı. Fakat sizin bir parçanız olan bir şeyden nasıl kurtulabilirsiniz ki? Birçok yaratıcı yol denenmiştir. Seçilen ilk yol genellikle, öfkelenmemize neden olacak durumlardan ve insanlardan uzak durmak ve kıskançlığınıza neden olabilecek ilişkilere asla girişmemektir. Bu duygular, kendinizi bulunmak istediğiniz düzeyin altında hissetmenize neden oldukları için, onlardan kurtulmak üzere hayatınızı daraltırsınız. Uç noktalarda bu kısıtlayış "terk ve feragat endişe" kadar varır; ve siz ister bir mağaraya, ister evinize sığınmış olun, arzunuz hissetmek istemediğiniz o tepkileri depreştirecek uyarımlardan uzak durmaktır. Fakat gün gelir, evinizden çıkar ya da dağdan aşağı inersiniz ve komşu mağazaya girersiniz. Biri sizi itekleyerek önünüzdeki sıraya girer ve sizin barış halindeki iç dünyanızda bir öfke patlaması olur. Sonunda, terk ve feragatin işe yaramadığını idrak ettiğiniz zaman, bir sonraki girişiminiz öfkelenmemeye karar vermek şeklinde olur. O zaman yüzünüz bir maske haline gelir. Yüzünüze bir gülümseme yerleştirip, çene kemiklerinizi sıkarsınız. Sürekli gülümsemek zorundasınızdır, çünkü kendinizi serbest bıraktığınız zaman ağlayabilirsiniz, haykırabilirsiniz veya bir başka "uygunsuz" şey yapabilirsiniz. İçinizde kaynaşan duyguları iradenizle alt etmeye çalışırsınız. Ve bu bir süre için işe yarar; ama bir gün gelir, huzur bozucu bir olay sizin dişlerinizi sıkmanıza fırsat vermeden ortaya çıkar ve siz üstesinden gelmeye çalıştığınız aynı duyguların ve aynı korkuların etkisi altında tepki veririsiniz. Neyi başarmış oldunuz?

Bütün bu manevralarla siz harikulade bir yönetme oyunu oynamaktasınızdır. Sizi rahatsız etmemeleri için insanları idare etmektesinizdir, çünkü eğer onlar iyi ve terbiyeli davranırlarsa siz de kötü davranmak zorunda kalmayacaksınızdır. Eğer sevgiliniz sizi kıskandırmama konusunda çok dikkatli davranırsa, siz kıskançlık hissetmeyeceksiniz, eğer hiç öfkelenmeyen bir patron seçerseniz, öfkeyle başa çıkmak zorunda kalmayacaksınızdır. Böylece, ortamınızı buna göre oluşturmaya çalışırsınız. Başa çıkılması size fazla zor gelen şeyleri geride bırakırsınız, çünkü kendinizin o tarafıyla yüzleşmek istemezsiniz. Sizin için pasif bir ayna olabilicek ve böylecede sizi "negatif" yönlerinizi görmek zorunda bırakmayacak birilerini bulmaya çalışarak, bir ilişkiyi bırakıp bir diğerine yönelebilirsiniz. Fakat sonunda bu çabaların hepsi boşa gider. Bir gün çevrenizde koşuşan bu küçük "şeytanlar" dan kendi başınıza kurtulamayacağınızı anlamış olarak yanlız kalırsınız. O zaman bir başka parlak fikir gelir - bu işi Tanrı' ya havale etmek! Siz yapamıyorsunuz öyleyse sizin adınıza bunu Tanrı yapsın diye O'na bırakırsınız. Şimdi önce O'nu bulmak ve sonra O'ndan bütün bu tatsızlıkları sizin adınıza gidermesini istemek zorundasınız. Şu ya da bu zamanda, hepiniz O'ndan böyle bir şeyi istemeyi denemediniz mi? Herhangi bir şey değişti mi? Böylece, şimdi o harikulade "spiritüel uyanış" oyunu başlıyor ve siz uzun bir aydınlanma sürecine başlıyorsunuz. Bir üstada gidiyor, bütün "doğru" şeyleri yapıyor, bütün "doğru" mantraları zikrediyorsunuz, çok keskin ve dikkatli ve öylesine iyisiniz. Ve bu sürecin sonunda Tanrı'yı bulacağınızı ve negatif yönünüzden kurtulacağınızı umut ediyorsunuz.

Bu noktada bir an tartışmamızın dışına çıkmak istiyorum . Mary Margaret'i iyi tanıyanlar arasında çoğunuz kuşkusuz bu soruyu sormuşsunuzdur: "Bu iş için neden o seçildi?" Bir neden vardır ve bunu şimdi o bile hatırlamıyor bile. Pasifik'teki küçük bir adada, küçük bir kız olarak yaşarken, yalnız başına birçok saat geçirir ve eski Hawaii kilisesine gider, molozlar üstüne oturup bacaklarını sallayarak düşünürdü. Düşünüyordu ki çeşitli dinlere mensup kişilerden oluşmuş bir topluluk içindeydi ve eğer o topluluğa uyum sağlayacaksa bunlardan bir anlam çıkarması gerekiyordu. Hawaii' de diğerleri arasında Budistler, Mormonlar, Katolikler, Zen Budistleri, Hristiyanlar ve Kahuna öğretilerine bağlı Hawaii yerlileri vardı. Genç kız bu çeşitli kiliselere devam ediyordu, çünkü babası, konumu gereği oralara gitmek zorundaydı ve kızını da beraberinde götürüyordu. Zamanla onun bilincinde bir hayli çeşitli malzeme birikti ve o bunların arasındaki kendisine gerçekten apaçık görünen muazzam farklılıkları nasıl bağdaştırabilileceğini düşündü. Böylece, o oturup bacaklarını sallayarak düşündü durdu. Sonra bu ikilemi birleştirmek için şu soruyu yanıtlaması gerektiği hakkında ona farkındalığından kaynaklanan bir kanı geldi: Bir adada yalnız başına, kitapları ve arkadaşları olmadan yaşayan bir kişi Tanrı'yı nasıl bulabilir? Bu onun araştırmasının temelini oluşturdu. Ve benim bugün söyleyeceklerim, onun birçok yıl önce kendi kendisine sormuş olduğu sorunun yanıtıdır. Çünkü sonuçta siz bir adada tek bir kişisiniz ve okumuş olduğunuz tüm duaların sizin boşluğunuz karşısında hiç bir anlamı yoktur.

O halde lütfen şu gerçeği kabul ile başlayın ki, sizin temel kimliğiniz belki de pek fazla değişmeyecek. Ne yaparsanız yapın, ne tür zihinsel jimnastikler uygularsanız uygulayın, genelde kendiniz olarak kalacaksınız. Siz kim iseniz osonuz, yüz milyarlarca deneyimin nihai ürünü. Öyle ise kim iseniz o olduğunuzu kabul etmek ve onaylamakla başlayın. Bu kabulü varlığınızın derinliklerinde beyan ettikten sonra, örneğin, bir kıskançlık duygusuyla karşı karşıya geldiğinizde, kendinizi yine kapana sıkışmış hissedeceksiniz. Kapana sıkıştınız çünkü o kıskançlık duygusundan uzaklaşamıyorsunuz. Uzaklaşmayacaksınız, çünkü uzaklaşmak zorunda değilsiniz. Hayatınız sizde düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu ve onu düzeltmek zorunda olduğunuz varsayımına dayandırılmıştır. Sizde hiç bir bozukluk olmadığını, sizin kesinlikle düzeltilmeye ihtiyacınız olmadığını söylemek isterim. Sizin içsel geriliminiz , varlığınızın bazı kısımlarını sevememekten kaynaklanmaktadır. Onları sevmiyorsunuz, çünkü size o yanlarınızı sevmemeniz telkin edilmiştir. Sizin özgürlüğünüzü gerçekleştirecek olan kendi içinize dönmek ve varlığınızın bütün gücüyle şöyle söyleyebilmektir: "Kıskançlıklar içinde de olsa ben kendimi seviyorum" Sizin özgürlüğünüz her ne olursa olsun, o duygunun, o düşüncenin, o eylemin içindeyken "Ben kendimi bu anda, olduğum gibi seviyorum," diye bilmenizde yatar.

Kimilerinizin zihinlerindeki korkuyu görüyorum; sanıyorsunuz ki o yanınızı sevecek olursanız, hayatınızın sonuna kadar o yanlarınıza takılıp kalacaksınız. Size bu noktada, içinizde ve çevrenizde gerçekte nelerin vuku bulduğu ve bu duyguların nasıl meydana geldiği ve onları kabullenmenizin niçin sizin çıkış yolunuz olduğu hakkında kozmolojik bir görüşü iletmek istiyorum. Lütfen izlemeye çalışın. Gerçek şudur: Düşünceler her zaman sizin çevrenizde hareket halindedirler. Sizinle düşünceler arasında sizin deyiminizle, aura'nız bulunur. Bireysel eğilimlerinizden ötürü, geçiş halindeki düşüncelerden bazılarını seçip kendinize çekersiniz. Her zaman bu aynı düşünceleri kendinize çekme eğilimindesinizdir, böylece hep aynı yollardan tekrar tekrar geçersiniz. Değersizlik, korku, kasvet düşünceleri: yıpratıcı, negatif düşünceler tekrar ve tekrar. Şimdi önemli bir nokta. Bir düşünce size geldiğinde o düşünce fiziksel bedeninize duygu olarak aktarılır. Ve bu duygu sizin deyiminizle, ruhunuza kaydolur. O anda gelecek zamana ait bir eylem şekil alır. Süreci anlıyormusunuz? Dışınızdaki düşünce aura alanınızdan geçerek size gelir. Size çarpar. O bir duygu olarak kayda geçer. İçinizdeki o duygudan siz, gelecekte yer alacak bir eylem formule edersiniz. Örneğin düşünce şöyle gelir; "Bu kişi benden hoşlanmıyor" Duygu öfke halinde kendinin belli eder, gelecekteki eylem, intikamıdır.

Siz dünya katına bütün bir duygular, bu heyacanlar dizisini deneyimlemek ve onlar üzerinde hakimiyet kazanmak, üzere geldiniz. Tepkilerinizi, kendinize çekeceğiniz düşünceleri, hayatınızda gerçekleştireceğiniz eylemleri seçebildiğinizi idrak ettiğiniz zaman hakimiyeti kazanmış olursunuz. Ve size bugün söyleyeceğim şu ki, kendinize çektiğiniz düşüncelerden çogunun temelinde sizde bir kusur olduğu ve sizin sevilmeye layık olmadığınız ve sevilmek için bir şeyler yapmak zorunda olduğunuz inancı yatmaktadır. Ben size bu süreci ters yöne çevirmek üzere, şimdiye kadar hiç aklınıza gelmemiş şu mantra'yı ciddi sürekli bir görev olarak tekrarlamanızı önereceğim: Ben kendimi seviyorum. Bir anda keder ve umutsuzluktan mutluluğa geçebilirsiniz. Deneyin mutlu bir düşünceyi düşünün, mutlu olacaksınız. Karamsar bir düşünceyi düşünün mutsuzlaşacaksınız. Ama işte burada, sandalyede oturuyorsunuz! Herhangi bir şey oldu mu size? Biri size vurdu mu? Hayır! öylece oturuyorsunuz, "neşe"den, "bezginliğe" geçebilme yeteneğindesiniz. Bütün yaptığınız düşüncenizi değiştirmek oldu. Bunu nasıl yapacağınızı zaten biliyorsunuz ve bunu her zaman yapıyorsunuz. Eğer sessizce otururken bir anda ruh halinizi değiştirebildiğiniz dogru ise, belki sessizce otururken ve anlayışla, "Ben kendimi seviyorum" dediğinizde içinizde birşeylerin olduğunu hissetmenizde mümkün olabilir. İçinizde bir sıcaklık duymaya başlayacaksınız. İçinizde bir "ateş" olduğu doğrudur. Sevgi yoluyla "ateşlenen" bir çakra vardır. Size önümüzdeki ay, her gün sadece oturup bunu hissetmek için kendinize biraz zaman ayırmanızı öneriyorum. Hepsi doğrudur. Bu kendini sevme duygusu üzerinde durarak bir sıcaklık meydana getirmeye başlarsınız.

Şimdi negatif diye nitelenen bir duygu ortaya çıktığı zaman nelerin olduğunu tartışalım. Orada öylece oturup sıcaklığı hissediyorsunuz, gücü hissediyorsunuz, kendinizi harika hissediyorsunuz, derken telefon çalıyor. Açıyorsunuz, biri, "Sen gerçekten de görgüsüzün birisin!" diyor. Şimdi, biraz önce orada olmayan bir duygu içinize giriyor. Süreç devam ediyor, düşünce geçip giderken siz onu çekip alıyor ve hissediyorsunuz. Belki onu büyük ağır, keskin bir kaya gibi hissediyorsunuz. Bu yüzden ondan kurtulmak istiyorsunuz. O zaman zihniniz, gelen beyan ne ise, onu ret ve inkar etmeye çalışıyor, fakat sonuçta, bu bir işe yaramıyor. Bunu daha önce de denemiştiniz ve işe yaramamıştı.

İşe yarayacak olan şudur. O acı verici duyguyu içinizde hissettiğiniz anda kendi kendinize, "Ben bu duyguyu seviyorum!" deyin. "Ben onu hoş karşılıyorum" Onun bir yere gitmesi ya da değişmesi gerekmiyor. O benim bir parçamdır. Bu duyguyu kabul ediyorum." Ve orada her zaman mevcut olan sıcaklık, o "kaya"ya olan sevginizden, "o" sizin sevginizin duygu kütlesinin içinde akar, onu kuşatır, onu yüceltir ve o "sevimli" hale gelir. Ve siz iki şeyi birlikte taşıyabilme yeteneğinde olduğunuzu görürsünüz: Sevginizi ve o şiddetli ıstırabı. Sevginiz öylesine engindir ki onun taşıyamayacağı hiç bir şey yoktur ve işte sizin öğrenme ihtiyacında olduğunuz şey bu enginliği kullanmaktır. Hiç bir ıstırap, sizin onu ve sevginizin muazzam gücünü aynı anda içinizde barındıramayacağınız kadar büyük değildir. Siz seçim yapmak zorunda değilsiniz. Tüm ıstıraba, tüm hastalıklara, tüm acılara, tüm pişmanlıklara, tüm suçlara sahip olabilirsiniz, yinede üzülmenize gerek yok; çünkü gönlünüzdeki sevgi öylesine uçsuz bucaksızdır ki o hepsini taşıyabilir.

Öylesine çaresizce dışta aradığınız bir şeyi siz kendiniz üretebileceğinizi nihayet anladığınız anda kendi hayatınızın efendisi olursunuz. Siz sevgiyi, güvenceyi kendi dışınızda arıyorsunuz; onu içinizde bulduğunuz anda artık efendi sizsiniz. Ancak ozaman siz bir başkasını sevecek bir durumda olursunuz. Çünkü o dakikaya kadar siz sürekli olarak birbirinizden bir şeyler istemektesinizdir, bunu nekadar incelikle ve zekice yapıyor olursanız olun.

Hayatınızı canlı kılan şeyleri siz biliyorsunuz. Hayatınızı yaşamaya değer kılan şeyleri siz biliyorsunuz, sabahleyin kalkıp işinize gitmek istemenizi sağlayacak şeyleri. Ve siz, yatakta kalmak ve yorganı başınıza çekmek istemenize neden olan şeyleri de biliyorsunuz. Öyleyse yapmak istediğiniz şeyleri yapın hayatınızı canlandıracak, size güç, size iç sıcaklık verecek şeyleri. Ve sizi güçsüz kılan, boğan, uyuşturan, donuklaştıran şeyleri yapmaktan vazgeçin.


Bartholomew - İllüzyonların Anımsanışı. sy:59-69 yayınevi:Akaşa


medusa 11-10-2007 01:40 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
İçimde fırtınalar koptu bugün. Hayatın alışılmışlığı sıradanlığı karşısında isyan etti aklım. Kendime ve insanlara baktım . Herkes bir şeyin peşinde bir koşıuşturmaca gidiyor. Yeter dedim kendi kendime . Hayat bunun için mi sunulmuş?

Hayatta tek amaç insanın insan olduğu hissetmesi ve onu tüm ruhuyla yaşaması için sunulmuş. İnsan olduğumuzu hissettiğimiz an dünya bizim için bir cennet oluyor. Herşey kolay oluyor insana.

Krallığın yolu çok daha büyük bunu daha iyi görebiliyorum. Sıradanlıktan birey olmaya geçiş ve sıradanlığa karşı sevgiyle savaş.

medusa 15-10-2007 07:31 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Bu gün çok kötü bir gündü. Aklımın dumur olduğu gün. İnsan neden birine bu kadar değer verir ki?

Onun yanında sevgisini bekleyen dilenci gibiyim. Kendimden o kadar hoşnut değildim ki acizdim . Krallık değil dilencilikti içinde bulunduğum durum. Bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum. Çünkü tüm bedenim ve ruhum onun sevigisi olmadan yaşayamam diyor.

shamanic 16-10-2007 01:39 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir... diyor Tolstoy...onsuz yaşamamak için kendini mi inkar edeceksin.. sevgi sen ona değer verirsen güzelleşir.. sen onu bu kadar sevmesen onun değeri nedir... yaşamın kendisi sevgidir sevgili arkadaş... kimseyi ondan daha fazla sevmemeliyiz.. sevdiğimiz için yaşamalı .. yaşadığımız için sevmeliyiz...

medusa 18-10-2007 10:44 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Olaya düşünce bazında bakmak insanı çok yoruyor. Çok fazla düşünüp beynim duman oluyor .

Baktım ki olaylar farklı hep aynı etki. Yani bir bakıyorum dünyanın en güzel insanıyım bir bakıyorum mutsuz içinde neşe den çok korku olan biriyim. Artık içimdeki duygulara yöneliyorum. Yani dışarda çözülcek hiçbir şey yok aslında.
BAktım ki mutluyken içimde bir huzur ve sakinlik var. Mutsuzken hep aynı yerde kalbimin hemen altında ve göğsümün ortasında bir tuhaf duygu beliriyor. Bunu hissettiğim zaman nerde olursam olayım kendimi kötü hissediyorum ve o şekilde herşeye tepki veriyorum. Anlamını öğrenmek istiyorum artık o huzursuzluk hissi geldiğinde. Odak lanıyorum içime ve soruyorum hey dostum nerden geldin şimdi buraya amacın ne? Biliyorum ki beni korumak amacın ama artık senin bu şekilde korumana ihtiyacım yok diyorum. Ve o duygu kayboluyor gidiyor. Garip şey herşey içimizde . Bir tane kitap okumuştum Dışarda Hiç Bir Şey Yok diye. Evet dışarda her ne olursa olsun sadece içimize odaklanıp tepki vermeden etkilenmeden huzuru bulabiliriz. Bulmalıyız. Çünkü bir daha gelmeyeceğiz buraya. Neden mutsuz olalımki hayatı huzur içinde yaşamak varken.

medusa 23-10-2007 07:01 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Hayatta tek şey iç huzuru yakalayabilmek. Bu da ihtirastan, korkudan kıskançlıktan uzak bir hayat ile olur. Dışa bağımlı olmadan mutlu olmak işte gerçek mutluluk ve huzur. Ben tek başıma yaşıyorum ve bazen kendimi yalnız hissediyorum. Bu o anki zayıflıktan kaynaklanıyor ve onun eksikliğini hissediyorum. İşte burda insan bunu aşıp tek başına dahi olsa kendi içinde kimseye ihtiyacı olmadan huzurlu olabileceğini biliyorsa hemen kendi içindeki huzura ulaşabilir. Gerçekten hiçbirşey için hırs göstermeyelim. İnanın 1 ay boyunca sırf benim sevgime karşılık versin diye neler yaptım hepsi nafile. ve geçen hafta aklım başıma geldi. Ne yapıyorum ben dedim? Hep aynı şeyleri yapıp aynı sonuçlara ulaşıyordum. Hemen hırsımı ortadan çekip sadece sakinlik ve iç huzuru içinde yaşamaya devam etmeye karar verdim. Sonuç mükemmeldi. İnsan kendi içinde huzurlu olunca sanki herkes size yöneliyor. Aynen bu şekilde devam etmeliyim. Hayatta tek şey iç huzuru. Dışarda hiçbir şey var.
tatilsmiley

shamanic 23-10-2007 07:13 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
tebrik ederim medusa.. hem başarılı sonucun için .. hemde kendini analiz etmeyi başarabildiğin için.. gör bak bu yola girdin ya kendinle ilgili öyle şeyler keşfediceksin ki .. hem sen hemde bizler bu güzel keşiflerinden yararlanıcaz. 25889

sevgiler.. saygılar..

medusa 28-10-2007 01:42 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Teşekkürler shamanic dostum. Aşılamayacak hiçbir şey yok şu dünyada. İnsan gerçekten mükemmel bir varlık. Herşeyin aslında çok basit olduğu kavramı gerçek. Mesela kafamı meşgul eden aşk meselesi. İki hafta içinde ayrılacağımdan dolayı son çareler arama telaşına düşmüşken dün akşam bir baktım ki ben sadece onu hayatımdan çıkartmak istemiyormuşum. Ve bunun farkına vardığımda o zaman işte anladım istedikten sonra herşeyin mümkün olduğunu. Hayatta tek şey dengede olmak ortada olmak. Ne ego ne de süper ego. Bununda tek yolu kafamızdaki devamlı bizi meşgul eden bize sadece yük getirecek düşüncelerden kurtulmak. Öyle bir huzur ki bu hayatta hiçbir şeye ihtiyacın olmadığı hissi kimseye bağımlı olmadan kendi içinde yaşayabildiğin hissi. Bu huzur ne aşkın mutluluğuna ne de başka bir mutluluğa benziyor. Sen ordasın şu andasın ve o an hiçbir nedenin yok ve çok huzurlusun. Bunu yakalamak çok güzel. Bunu hayatın her anında hissetmek daha güzel. Şimdi bu huzuru hayatımın her anında bilinçli olarak istiyorum. Önce bilinçli sonra bu benim zaten hayatımın ta kendisi olacak.

İçimdeki Huzur Gerçek Zenginlik Budur...


medusa 13-02-2008 08:37 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Yazmayalı çok olmuş günlüğüme. Teknolojiyi işte bu yüzden seviyorum . Günlüğüm yerinde duruyor kaybolmamış. :)

3 ay önce buraya yazılar yazarken çok aşıktım. Aşamayacağımı zannettiğim bu durum beni çok zayıflatıyordu. Ve o aşk 9 Kasımda bitti. O kadar özgürdüm ki. O günden bu güne her gün hayatımdaki kaliteyi artırmak için çalıştım.

Şimdi o anki durumum bana çok uzak geliyor. Olayın basitliğini anladım. Şimdi birine aşık olmam çok zor. Artık insanları karşılıksız olarak seviyorum. Hiç kimseye bağımlı değilim. Özgürlük ruhumu sardıkça yolun başında olduğumu bu duygunun daha da mükemmel olduğunu görüyorum. Evet arkadaşlar gelenekselleşmiş tüm düşünce kalıplarımızı sorgulamak ve iç huzurun gerçekten nerede olduğunu anlamak hayatımızda yaptığımız şeylerin bizim istediğimiz şeyler mi olduğunu düşünmek her an bu bilinçte yaşamak için artık daha fazla beklemeyin. Bu, yaptığımız ne olursa olsun düşüncelerimizi ve hayatın bize sunduğu şeyleri gerçekten değerlendirebildiğimizi görmek için başlangıç noktası.

İnsan gerçek anlamda özgür ve mutlu olduğu zaman her an onun için paha biçilmez kıymette oluyor. Bu yüzden hayattan gerçekten neler beklediğimizi nelerin bizim ruhumuza hitap ettiğini özümüzün ne olduğunu anlamak gerekir.

Hayatımızda o kadar boşa geçen an varki , içinde huzur ve özgürlük olmayan her anı boşa geçmiş olarak görüyorum.
Üzülerek , birilerine kızarak, olumsuz düşüncelerle kendimizi bunaltarak, işimizde akşam olmasını can sıkarak bekleyerek geçirdiğimiz zamanlar varsa hayatımızda bunları başka şeylerle uyuşturmayalım . Bunların hepsi bir sinyaldir. Haydi artık yanlış giden ne varsa düzelt ve hayatındaki her anını özgrü ve sevgi dolu olarak yaşa diyen bir sinyal.

shamanic 16-02-2008 01:02 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
http://img463.imageshack.us/img463/3507/ryakq1.gif

kim yazmış bilmiyorum ama güzel yazmış...

aşk aşk diye inliyoruz durmadan,
duygularımız akıp gidiyor satırlara,
kelimeler, dizeler, şiirler, ardı sıra
gerçek aşk'ı yaşıyormuyuz acaba?

şimdiki aklım olsaydı eğer
sorardım kendime, aşık olmadan önce
bu güç, bu hırs, bu azim var mı diye
sorardım sevdiğime
beni sevmek yürek ister,
sen de bu yürek var mı diye.

aşığım demekle aşık olunmuyor
sevmek, ölesiye sevmek yetmiyor
sevgi karşılık ister, özveri ister
aşk verdiği kadarını almak ister

aşığım demekle aşık olunmuyor
bozulmuş'sa terazinin bir kefe'si
gelmiyor sa verdiğin sevgi geriye
kabuslar görürsün tüm gecelerin de?

aşığım demekle aşık olunmuyor
çalışacaksın, üreteceksin, hep vereceksin
seviyorsa o da seni, senin sevdiğin gibi
elbet dönecektir sana, verdiğin sevgi...

uzun süredir yoktun evet ama hüzünlüde olsa çok güzel yollar katetmişsin ve öğrendiklerini ruhundan hayatına yansıtabilmişsin..

seninde sık sık dile getirdiğin gibi;

içimizdeki huzur.. gerçek zenginliğimiz budur..

25emel 17-02-2008 07:01 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Alıntı:

**shamanic** Nickli Üyeden Alıntı
http://img463.imageshack.us/img463/3507/ryakq1.gif

kim yazmış bilmiyorum ama güzel yazmış...

aşk aşk diye inliyoruz durmadan,
duygularımız akıp gidiyor satırlara,
kelimeler, dizeler, şiirler, ardı sıra
gerçek aşk'ı yaşıyormuyuz acaba?

şimdiki aklım olsaydı eğer
sorardım kendime, aşık olmadan önce
bu güç, bu hırs, bu azim var mı diye
sorardım sevdiğime
beni sevmek yürek ister,
sen de bu yürek var mı diye.

aşığım demekle aşık olunmuyor
sevmek, ölesiye sevmek yetmiyor
sevgi karşılık ister, özveri ister
aşk verdiği kadarını almak ister

aşığım demekle aşık olunmuyor
bozulmuş'sa terazinin bir kefe'si
gelmiyor sa verdiğin sevgi geriye
kabuslar görürsün tüm gecelerin de?

aşığım demekle aşık olunmuyor
çalışacaksın, üreteceksin, hep vereceksin
seviyorsa o da seni, senin sevdiğin gibi
elbet dönecektir sana, verdiğin sevgi...

uzun süredir yoktun evet ama hüzünlüde olsa çok güzel yollar katetmişsin ve öğrendiklerini ruhundan hayatına yansıtabilmişsin..

seninde sık sık dile getirdiğin gibi;

içimizdeki huzur.. gerçek zenginliğimiz budur..

sapkal89 sapkal89 sapkal89 sapkal89

medusa 02-04-2008 11:08 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Selam arkadaşlar.
Sizleri çok seviyorum.
Düşünen hayatına anlam katmak isteyen kişilere bayılıyorum.
Çok olmuş günlüğüme yazmayalı.
Arkadaşlar hayat mükemmel gidiyor.
Her gün yenileniyorum. Yaşlanacağım yere daha da enerji ve sevgi doluyorum.
Çünkü hayatımı daha saf ve temiz yapmak için neler yapmam gerektiğiyle ilgileniyorum.

Sizler harikasınız. Hep bu yüceliği ve saflığı her zaman koruyun.
Mutlu Kalın.

medusa 21-05-2008 08:18 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Selamlar Hayatımdeğişti Dostları.

Hep bir değişim ve hayatımızda daha güzel şeylerin olmasını istedik.
Ben de çok istedim değişmeyi. Neler yaptım bu değişim için.
Şu bir gerçek ki hayatımızda neler oluyorsa hepsi biz izin verdiğimiz için oluyor. Aslında biz önce o olayı kafamızda oluşturuyoruz sonra oluyor. Hayal ediyoruz ve gerçekleşiyor.
Bu işin güzel yanı bizim irademiz içinde gerçekleşmesi. Dış herhangi bir etken olmaması. Biz düşlemessek o olay olamayacak.
Bunu herkes söyler "Güzel bakan güzel görür güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayattan lezet alır."
Ben de tüm değişim çalışmalarım içinde bunu çok iyi biliyordum. Bilmekle inanmak arasında çok fark var. Tam inanmadığım gözardı ettiğim için bu sadece bir söz olarak kalıyordu. Artık inanıyorum. Her an heryerde ne olura olsun bunu önce benim düşündüğümü ve sonra geçekleştiğini gördükçe buna daha çok inanıyorum.
Düşünce alışkanlıklarımız olabilir. Hepsini gözlemleyebilirsek ve gerçekten spesifik bir hedefimiz varsa ona göre düşünmeye kendimizi alıştırırsak hayatımız buna göre şekillenmeye başlar. Geçmişimizde neler olduğunun önemi yok. Sadece şunu bilelim biz neyi düşlersek o oluyor. O zaman düş sınırlarımızı genişletmeye ne dersiniz... thumbsanim

shamanic 23-05-2008 04:55 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
merhabalar medusa.. hismiley

fırsatın oldukça güzel değişimlerinle bizleri sevindirip bilgilerini paylaştığın için teşekkürler... thumbsanim

başarılarının devamlı olması dileklerimle... super

sevgiler.. http://img526.imageshack.us/img526/4...tulip12vq5.gif


medusa 20-07-2008 07:30 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 

Günlüğüme çoktandır bakmamış yazmamıştım. Az önce okudum yazdıklarımı duygulandım.
O anlara gittim bir an gerçekten hayatımda çok şey değişmiş. İlerlediğimi görmek mutluluk verici.

Bugün merakla beklediğim hayatım değişti Ankara buluşmasına gittim. Çok güzel , yaşam ve sevgi kokan bir ortamdı.
Günümüz stres ve korku toplumu içinde daha mutlu daha anlamlı bir hayat yaşama ve bunu paylaşıp birbirilerine sunma yani daha iyi insan olma gibi çok yüce bir amaç taşıyan insanları bulabilmek ve onlarla aynı ortamda bulunmak ne kadar güzel bir armağandı benim için. Ben yılladır tek başıma daha mutlu olmalıyım daha iyi olmalıyım insanları karşılıksız sevebilmeliyim gibi düşüncelerimin peşindeyken etrafımdakilerle bunları konuştuğumda aynı düşüncede insanlarla karşılaşmak mümkün olmuyordu. Yıllardır tek başıma kendimle konuşabildiğim insanın kendini daha mutlu kılması insanları sevmeyi öğrenmesi hayatını daha anlamlı kılması için neler yapılması gerektiğini konuşabildiğim bir ortam oluşmuştu bana.
Buralara sevgi akıtan insanları görmek ayrı bir mutluluktu benim için. Güzel bir buluşmaydı.
Bu arada unutuyordum artık günlüğüm okunmadı diye kimsenin derdi olmasın hepsi okunuyormuş blissy .



medusa 21-07-2008 07:49 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Bugün yeni işime başladım. Ve hiç bilgim olmayan bir projede benden çok deneyimli insanlarla beraber görev aldım. Açıkçası onlar değil ben yapacaktım işi. Bugün toplantıda anlatılanlar bana yabancıydı. İç sesim konuşmaya başladı. Neden kabul ettin ki şimdi eve gidip çalışırsın hem de cumartesi pazar bile çalışırsın. Sanki daha kolay iş yok gibi kendini attın bu işin içine. Hem sen hani kendini olumlu yönde geliştirecektin. E o iş ne olacak. Şimdi kafanı sokarsın bu işe artık en az 2 ay kendinden bi haber kendinle ilgilenmeden yaşarsın dedim. Tabi o sırada arkadaşları dinliyordum :). İlk günümün izlenimleriydi aklımdan geçenlerdi bunlar. Şimdi evime gelmişim oh ne güzel. Belki de bu işi başarırsam alanımda her işi yapmak için bana güven gelecek ve bağımlı yaşamak yerine kendi işimi kurabileceğim.

Belgin ∞ 21-07-2008 08:50 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Hadi bakalım hayırlısı diyelim mi medusa'cım. alk78
Kendi işini kutlayacağımız zamanda gelir umarım.

Mustang 22-07-2008 09:09 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Ay ben senin günlüğünü okurken artık hep gülerim kendi halime .Ben biliyorsunuz teknoloji özürlüyüm .Medusanın sitedeki yazılarındaki avatar resmine kendi remini koydu zannediyorum yaşlıca bir adam resmi.Toplantıda genç bir delikanlı kendini medusa diye tanıtıyor bende jeton hala düşmedi bir ara kralın günlüğü deyince ay ben seni yaşlı bir adam zannettim dedim .Böylece yanlışı düzelttik .Umarım hayat senin istediğin yönde akarda isteklerine kavuşursun yolun aydınlık ve açık olsun smiliyface

medusa 22-07-2008 07:50 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Alıntı:

Mustang Nickli Üyeden Alıntı
Ay ben senin günlüğünü okurken artık hep gülerim kendi halime .Ben biliyorsunuz teknoloji özürlüyüm .Medusanın sitedeki yazılarındaki avatar resmine kendi remini koydu zannediyorum yaşlıca bir adam resmi.Toplantıda genç bir delikanlı kendini medusa diye tanıtıyor bende jeton hala düşmedi bir ara kralın günlüğü deyince ay ben seni yaşlı bir adam zannettim dedim .Böylece yanlışı düzelttik .Umarım hayat senin istediğin yönde akarda isteklerine kavuşursun yolun aydınlık ve açık olsun smiliyface

Teşekkür ederim güzel dileklerin için. Ben de şaşırdım toplantıda yaşlı adam zannediyordum deyince. Gerçi Serpil abla sen yaşlı adam zannediyormuşsun, redflowers bayan zannediyormuş . khkh56
Söylemesen öyle kalacaktı avatarım.
Sonra düşündüm gerçekten de öyle görünüyor. Kim tanır ki Richard Bandler'in fotoğrafı bu diye. Toplantıdan sonra ilk işim avatarımı değiştirmek oldu.

Mustang 23-07-2008 08:28 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Ablam ben dün televizyonda bir flim fragmanın da seni gördüm ve kendi cahilliğime güldüm .Ben Richad Bandleri Sayende tanımış oldum.Hayat sürekli insana bir şeyler öğretiyor iyiki toplantıya geldin ve seninle tanıştık. smiliyface

medusa 24-07-2008 10:48 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Bazen olayların içinde öyle savaşıyorum ki kazanmak ya da yenilmemek istiyorum .
Zaten insana öğretilen tek gaye de bu değil mi? Kazanmak daha çok kazanmak daha iyisini istemek.
Ben de kendimi yarış halinde görüyorum kendimle.
Kendime bakıyorum aslında tek yarıştığım kişi benim aslında. Şu anki halimden daha iyi olmak.
Şu anki halimi geçmek aslında. Sonra bir an durup öz gözlemleme yapıyorum duygu ve düşüncelerime.
O zaman herşey duruyor ve kendi kendimi yakalıyorum. :)) Yaptığımın sadece bir yanılgı olduğunu bunun amaç olmadığını sonucunun ise basit ve etkisi geçici bir amaç olduğunu görüyorum. Her düşüncemin duygumun nereye vardığını hemen görebilmek çok güzel bir özellik. İnsanı en zor durumdan alıp en huzur dolu bir yere taşıyabiliyor bir anda. Öz Gözlemleme Öz düzeltmedir diyor Dremaer. Bir anda tüm çaresizliklerin sona eriyor ve en güçlü en güvenli yere taşıyor insan kendini.
Böyle olunca da gülümsüyorum ve aklımı seveyim diyorum kendime.

medusa 06-08-2008 09:26 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Günlüğüm sana yazmayınca anla ki hayatın akışında sürükleniyorum.
Oysaki yıllardır kendimle ilgilenmeden yaşadım. Artık ilgileniyorum derken bazen kendime zaman ayıramadığım günlerim haftalarım oluyor. Yine yoğun bir iş temposu ve yine kendimi unutmak. Hayatta en çok istediğim şey kendimi yeniden istediğim gibi inşa etmek. Bu yoğunlukta 2 ay içinde bitti bitti bitmedi yine sana döneceğim kendim.

medusa 25-08-2008 10:15 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Güzel Günlüğüm Güzel Arkadaşlarım benim. t678

Buralara uğrayamıyorum . İşimle meşgul olunca düşünmeye vaktim olmuyor düşünmeyince de yazacak anlamlı şeyler bulamıyorum.
Geçen gün yolda düşünürken bazı durumlarda hissettiğim olumsuz duyguların hayatı kapattığını düşünürken aklıma varolduğum düşüncesi geldi. Varolmuşum ben :). Yani varolmasaydım ben olmayacaktım. Ama şimdi varım. Ve düşünüyorum görüyorum. Bunun kadar güzel öel birşey olabilir mi dedim. Düşündüğümüz ve bize bazen olumsuz duygular hissettiren onca şeyin bu düşünce karşısında küçüldüğünü ve yokolduüunu gördüm. Daha ne olsun ki varız hala nefes alıyoruz tat alıyoruz herşeyden . Yani uçasım geldi o an. İçimde uçmuştum aslında . blissy

Mustang 31-08-2008 08:09 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
Medusa'cığım ilaki iyi ve anlamlı birşey yazmak zorunda değilsinki bak ben içimden ne geçerse yazıyorum .Sonra geri dönüp okuduğumuzda çok iyi geliyor.Sanki kendi içinin derinliklerini görüp nereden nereye geldim diyorsun.Bak günlükleri okuyorum diyemi anlatmıyorsun .İşlrinin iyi olduğuna sevindim .Allah iş yorgunluğu versin başka şekilde yorulmada . smiliyface

medusa 07-09-2008 10:42 PM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
2 gündür kiralık ev arıyorum Ankara'da.
Bugün dün baktığım evi tutmak için gittim tutulduğunu söylediler. Tam da istediğim gibiydi. 7. sok kat. Manzara süperdi.
Kısmet artık haftaya kadar bir ev tutmam lazım.

shamanic 24-09-2008 01:26 AM

Ynt: Kralın Günlüğü
 
taşınma telaşı derken bizi unuttun galiba medusa cım.. wave

bekliyoruz güzel haberlerini.. sevincli

her isteğinin gönlünce olması dileklerimle.. super

sevgiler.. hismiley


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:35 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.