Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Telkinler çok güzel , oldukça etkili, sonda gibi etki edip ördüğümüz şartlanmalar, olumsuz düşünceler duvarını, kabuğunu delip bilinçaltımızın derinliklerine iniyor,
indiği derinliklerlerde klima gibi çalışıp bulunduğu katmanı havalandırıyor, temizliyor, tekrardan bilinçaltımızı restorasyona açıyor.

Bunu gördüğümüz karmakarışık rüyalarda gözlemleyebiliriz, aynı rüyada kah 20 yıl önceden bir sahne(kaydolduğu duygusal içerikle anı) kah 10 sene öncesine ait bir sahne ve birde günümüze ait içerikler görüyoruz. Aynı rüyada görülen bu zamansal çeşitlilik bu anıların bilinçaltına aynı kodlamayla , benzer ,ilişkili duygularla kaydolduğunu gösteriyor.

Bilinçaltı çok değişik bir mekanizma, eğer oraya bir yolculuk yapabilseydik ,heralde bildiğimizden çok farklı kısmen mitolojik,kısmen çok karışık içiçe geçmiş bambaşka bir dünyayla karşılaşırdık.
Bir bakımada seçiciliğe maruz bırakmadan bulduğu herşeyi toplayan bir çöpçü gibi, bulduğu herşeyi istifleyip,biriktiriyor. Zamanla istiflenenler kendi arasınada reaksiyona girip farklı şeylere dönüşüyor.
Tüm bu süreçde yaşamımızı şekillendiriyor.
Yaşadığımız süre bilinçli zihnimizle bu dev dünyanın (bilinçaltının) açılmasını önlemek için bastırıyoruz .
İnsanın ölümüyle birlikte bilinçli zihnide ölüyor ama biliçaltı ölmüyor ve bilinçaltının önündeki engel kalktığı içinde bilinçaltının kapıları açılıyor, yaşanan her olay her korku ve daha nicesi kaydolduğu haliyle orada mevcut, işte bu haliyle biliçaltı kapılarını açtığında artık maddi bir dünyada ve bilinçli zihne sahip olmadığımız için bunun dehşet verici bir tecrübe olduğu söyleniyor ezoterik kaynaklarda.
Herkes kendi cehennemi veya cennetini yaratır ve onun sonuçlarını yaşar.
Bilinçaltını ve rüyalarımızı anlamanın yolunun mitolojiden geçtiği söylenir, bilinçaltına girenler artık o ülkenin vatandaşıdır ve farklı sembolik anlamlar taşır. Bakın az önce yaptığım incelemede bilinçaltının şu mite ne kadar benzediğini gördüm:
Hades - Yeraltındaki ölüler ülkesinin Tanrısı. Zeus'un kardeşi, Kronos'la Rheia'nın oğullarındandır. İnsanların ve Tanrıların hiç sevmedikleri sert, korkunç Tanrı Hades, karısı Persephone (Proserpina - Zeus'un kızı) ile birlikte, gölgeler halinde dolaşan ölülere hükmeden yer altı ülkesindeki saraylarında yaşarlar. Hades' in bekçiliğini üç başlı cehennem köpeği Kerberos yapar, yeraltına gelenleri kuyruğunu sallayarak, okşayarak içeri alır, ama çıkmak isteyenler için de üç ağzını birden açarak, sipsivri ve kara dişlerini göstererek tehdit edip, yukarı çıkmasını önler. Ölüler dünyası yani yer altı, günah işleyenlerin bulunduğu bir yerdir. Tanrılar içinde adına ne bir tapınak, ne bir sunak yada herhangi bir ilahi bestelenmeyen bir tek Hades vardır, bu da kendisinden korkulmasından kaynaklanmaktadır. Hades acımayan bir Tanrıydı, ama doğruluğu, adaleti severdi. Korkunçtu, ama kötü bir Tanrı değildi.

Benzerliği görüyormu sunuz?
Özellikle altı çizili yere dikkat, ne kadar da bilinçaltının özelliklerine benziyor değil mi?
Tıpkı bilinçaltı gibi içeri giren herşeyi sorgusuz sualsiz memnuniyetle alıyor...ama iş dışarı çıkmaya gelince çok zor.... tıpkı bilinçaltımıza soktuğumuz şeylerin değiştirilmesinin çok zor olması gibi.

Eğer işimiz bu kadar zorsa işi sadece telkinlere bırakmamalıyız kanımca.
Telkinler çok güzel , ama onlarla sondajladığımız ve yeniden havalandırdığımız kendi derinliklerimizi , oradaki şartlanmarı ,ekilen yanlış tohumları temizleyip yerine KENDİMİZİN istediklerini ekmek için bilinçli bir çabada fena olmaz heralde.En azından bu süreci kısaltabilir ya da arzulanın ötesine geçilebilir, kim bilir belki de özgür oluveririz.