![]() |
Sen sevginin ışığısın... Sen sevginin ışığısın... Dahilerin hepsi, içlerinde taşıdıkları hazinenin farkında olup, onu kullanmasını bilenlerdir. Beden ve vücut gün içinde otomatik pilota bağlı uçak gibi çalışır!! Uyanır uyanmaz beyin komut vermeye başlar: "Kalk gecikeceksin!! Bir şeyler atıştır!! Çocuğun okul parasını yatır!! Arkadaşını ara!! Ondan borcunu al artık!! Sevgilini ara, hediye al!!" Bunlar gibi beynimizde kayıtlı olan, daha binlerce komutu, karşılıklı konuşmalar izler: "Bir bahane bulup işe gitmesem!! Borcu bir hafta daha erteleyeyim!! Sevgiliye dün çiçek verdim, bugün boş vereyim!! Arkadaşımı aramıyorum, o beni arasın!!" Gece gündüz, durmadan devam eden bu konuşmaların kötü tarafı, bu içsel konuşmalara dalıp, içinizdeki asıl yaşamanız gereken gücü, kendi hazinenizi hissetmiyorsunuz. Bu güç, farkında olmadığımız ve sahip olduğumuz en önemli hazinedir. Kendinize bir yer bulun. Hiç bir yer bulamadıysanız, manzara resimlerindeki bir yeri hayal edin. Öyle bir yer olsun ki, sadece size özel olsun. Her gün bu yerde en az 30 dakika vakit geçirin. Ne arkadaşlar olsun!! Ne alacaklılar!! Ne borçlular!! Ne sevgililer!! Ne çocuklar!! Ne de günlük haberler!! Sadece ve sadece kendinizle baş başa olacağınız bir yer olsun. Buna "KENDİNİZLE RANDEVU" diyebilirsiniz. Sevdiğiniz müziği dinleyin ve sürekli konuşan o sesi dinlemeyin!! O sese karşılık vermeyin!! Konuşmayın o sesle! SESSİZLİKTE MUTLAKA HAZİNENİZİ BULACAKSINIZDIR. DAHİLERİN HEPSİ, İÇLERİNDE TAŞIDIKLARI HAZİNENİN FARKINDA OLUP, ONU KULLANANLARDIR... |
Ynt: Sen sevginin ışığısın... Duyu organlarımızla konuşmaya başladığımız an istediklerimizi yaşamaya başladığımız andır. Duyu organlarımızla konuşmaya başladığımızda,istediğimiz hayatı yaratabileceğimizi farkederiz.Bu farkındalık bizi,adeta farklı dünyalar arasında dolaştırır.Duyu organlarınızla konuşun,sizi dinleyeceklerdir. Mesela; Gözlerinizle konuşun.Yağan yağmuru,çamur olarak görmek yerine,doğanın bize sunduğu bir bereket olarak görsün. Kulaklarınızla konuşun.Sinirle bağıran sesi,rahatsızlık olarak duymak yerine,bağıran insanın yardım haykırışı olarak duysun. Dilinize konuşun.Ağzınıza aldığınız her lokmada,ayrı bir yaratıcılığı farkederek tadsın. Burnunuzla konuşun.Kokladığınız her nefesi,çicek cümbüşü kokusunda koklasın. Derinizle konuşun.Rüzgarı soğuk olarak değil,tüm vudunuzu sarmalayan sevgi olarak hissetsin. Duyu organlarımıza neyi,nasıl algılamaları gerektiğini söylemeye başladığımızda,istediğimiz hayatı yaratmaya başlarız.Her yaşadığımız olayı duyu organlarımız vasıtası ile algılarız.Duyu organlarımız olmazsa hayatı deneyimlememiz mümkün olmaz.Onlarsız yaşayabilecegimiz hayat,bitkisel hayattan başka birşey olmazdı. Her olayın 360 derece bakış açısı vardır.Duyu organlarımızla konuşmaya başladığımızda yaşadıklarımızı,bizim işimize yarayan açıdan bakarak hayatımızı istediğimiz gibi yaratmaya başlarız.Her bir duyu organınıza önce konuşmayı ögretin.Sonra dinlemeyi ögretin.Sonrasında ise vereceğiniz talimatlarla herşeyi olduğu gibi değil,görmek istediğiniz gibi görmeye başlayın.Belirli bir süre sonra istediğinizi görüp,istediğinizi duyup,istediğinizi tadıp,istediğinizi hissedip,istediğinizi duyacağınızdan,İSTEDİĞİNİZ HAYATI YAŞIYOR hale gelirsiniz. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:28 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.