![]() |
Kuantum ve Din şimdi arkadaşlar benim anlamadığım bazı noktalar var. tanrı bu işin neresinde? eğer metafiziğe inanmıyorsak doğal olarak tanrıyı da dışlamış oluyoruz ve o zaman bunların hepside saçmalık oluyor. şimdi bu matrix meselesi kuantum meselesi sır meselesi tamimiyle metafizik olaylar eger metafiziği kabul etmişsek o zaman tanrı zorunlu bir varlık olarak karşımıza çıkar. ve ağer tanrıyı zorunlu bir varlık olarak kabul ediyorsak, o zaman butün bu saydıklarımızın ne anlamı var. bunlar tanrıyla bağlantı kurmak ve dileklerimizi gerçekleştirmesini istekmekse dua dan ne farkı var. neden geleneksel olarak ve tüm dinlerin uyguladığı şekilde duayı uygulamıyoruz. buınların nasıl olupta gerçekleştiği de ayrı problem. bunları neden gerçekleşmesi gerektiği için gerçekleşmediği kabuk etmiyoruz. çünkü mesala mevlaya göre Allah'ın kazası kulunun muradı üzerindedir. ve ister inançlı olun ister olmayın Allah rahman ve adil sıfatlarıyla zaten bütün kullarının muradını verir. ayrıca duadan neden umudumuzu keselim de böyle yöntemlere başvuralım. bunun bir tek açıklamsı var o da bazı şeyleri olamzsa olamz kabul etmemizdir. ve gerçekleşmemesi bizim için kötü bir durum ortaya çıkarmasıdır. ama bir de şöyle bir şey var Gazali derki mesala kötülük diye bir şey yoktur saklı iyilik vardır. |
Cevap: matrix'e hükmedin Dinimiz ilim nerdeyse gidin öğrenin diyor kisi ya alir yada almaz.... |
Cevap: matrix'e hükmedin iyi de bu ilim bunun neresinde. bir şey eğer inanç gerektirmiyorsa ilimdir yani ben inandım ilim oldu değildir. ilme inanırsın ya da inanmazsın bu ayrı bir mesele. sizce burada allah yok sayılmıyor mu ben onu merak ediyorum mesala şu imge meselesi yani biz ne kadar iyi imgelersek ona renk ses ve ışık katarsak allah daha iyi mi görüyor. iyi de peki allah allah baki değil midir. her şeyi hatta bizim kalbimizi de bilmiyor mu. yani biz iyi imgelediğimiz zaman mı yoksa kuantum alana geçtiğimiz zaman mı allah bizi anlıyor. inanmıyanlar için sorun yok peki ya inanankar bunu nasıl açıklayacakınız merak ediyorum. bakın telkinden çok farklı çünkü telkin inanma gerektirmez. basit bir kişisel gelişimdir. iyi görmeyen birinin gözlerini tedavi ettirmesi gibi bir şey. |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
kusura bakmayın her cümlenize ayrı ayrı kendimce cevap veriyorum. kopukluklar için özür dilerim. tanrı içimizde, dışımızda, heryerde... metafiziğe inanıyoruz ve tanrı da var. zorunlu bir şekilde karşımızda değil. sevgi dolu, içimizde...eğer size uyan yöntem dua okumaksa yani sizin için bunlar önemli değil dua önemliyse kendi yönteminizi deneyimleyin. ben bazan öyle yapıyorum. tüm bunların hepsi birer seçenek. öyle değil mi? açıkçası ben hiçbirşeyden umudumu kesmiyorum. :) Alıntı:
tekrar merhabalar. kişisel gelişim konularında dogmatik muhabbetler ile yazmaya devam etmenin bana göre pek mantıklı olmadığını söylemek isterim. öncelikle kendi bildiklerimi/inandıklarımı sizlere aktarmak isterim. yaradan, kendi nur'undan da ruhumuza serptiğini biliyoruz. bizlere peygamberimiz (Hz. Muhammet, s.a.v.) aracılığıyla ilimin nerede olursa olsun aranması gerektiğini ilettiğini de biliyoruz. kuantum alan, secret vs vs bunların hepsinin bir farkındalık seviyesi olduğunu anlayabilirsek. ve bizlerin hayatını kolaylaştıracaksa neden bilmem nerdeki ilimi kendimde, kendi üzerimde hayatımı kolaylaştıracak şekilde kullanmayayım. kullanmamak saçmalık olmaz mı? saygılarımla mutlu günler. sapkal89 |
Cevap: matrix'e hükmedin şimdi bir kere bunun ben kişisel gelişimle çokta alakalı olduğunu düşünmüyorum. zira kişisel gelişim inanma gerektirmez. teklin meselesi de öyledir ya da herhangi bir hızlı okuma teknklerini öğrenmekte öyledir. metafizikle kişisel gelişim olmadığı gibi toplumsal gelişim de olmaz. antık yunana felsefesinin metefizik soruları bügün hala bir muamma. yani biz hem kişisel gelişimi hem de toplumsal gelişimi metafiziğe bağlarsak çuvallarız. fark etmekten bahsediyorsunuz ama neyi fark edeceğiz. metafizik neyin farkındalığını ortaya çıkarır. öte yanda çok iyi şekilde peygamberden bahsetmişsiniz. ama peygamberin yöntemi bu değil ki allahın yöntemi bu olsun. üstelik bizim allahın nurunu taşıdığımız meselesi tasavvufi bir meseldir. ve ne ibn arabide ve ne sonrasında böylesi yöntemler yoktur. bura da bir ayrım yapmak gerek arkadaşlar ve dikkat edelim bu yöntemleri uygulayan insanlara onlarda çok net bir şekilde bu ayrımı yaptıklarını görürüz. ayrım şudur ya geleneksel dini kabul ederiz ya da farklı bir yöntemi. boşuna bu r. şenal ve diğer kuantumculur bütün metinlerin altına tasavvufu değil reankarnasyonu yerleştirir. demem o ki buraya dikkat edelim ve asıl bunu tartışalım çükü burada çok önemli bir ayrım var. ayrıca bu dogmatik değil zira ben islamı ve uygulanış biçimini telkin etmiyorum. ben anlamadığım meseleleri tartışmaya çalışıyorum. |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
zaman artık eskisi gibi değil malum 2012 arifesi... herkes istediği şekilde istediği şeyi yapmakta serbest.. dua da bir tekniktir, iki noktada hatta kuantumda... bunu yaşamış biri olarakta yazıyorum, eğer istediğimiz bir şey bizim ve hatta ailemiz için (o anki spritüel şartlar için) uygun değilse, hatim indirsen olmaz... kafanda karışmış olabilir... sana tavsiyem içinden ne geliyorsa onu yap... dua ile mutluysan dua et... ama eğer metafiziksel gerçekleri sorgulayacaksan araştırma yapman lazım... armut piş ağzıma düş ile bir noktaya varamazsın... Alıntı:
Alıntı:
benim bir arkadaşım vardı ve başı günlerce ağrıyordu... boş bir hap aldım eczaneden... o na dedim ki bak bu çok pahalı ve etkili bir ilaç baş ağrısını anında kesiyor ben yıllardır kullanırım süperdir dedim... bir kaç gün içinde geldi ve çok iyi geldiğini yıllar sonra baş ağrılarının geçtiğini söyledi... adını sordu bende sen ne zaman istersen söyle ben yurtdışında getiriyorum dedim... bu yaşanmış bir olaydır... sen neye inanırsan eğer şifa oradan gelir... umarım anlatabilmişimdir... bunuda yazmayacaktım ama arkadaşımızın kafası çok karışmış... |
Cevap: matrix'e hükmedin şimdi senin bilincin tartışma düzeyinde bile değil arkadaşım. o kadar düşük yani sen daha tanrının ne demek olduğunu bilmiyorsun. eğer tanrı daha iyi görecekse ben ne yapayım o tanrıyı. tanrı kavramı içinde daha iyi diye bir kavram olamaz. gidip önce tanrının ne demek olduğunu öğren ve bunun için sadece tdk nın sözlüğüne bile bakman yeterli eğer o bilince sahipsen tabi. öte yanda senin bu "daha" diye tanrıya yüklediğin ilkel dinlerde bile yoktur. bırak büyük dinleri. tanrı için sınır yoltur ki daha olsun. bir maddeci bile bunu kavraya bilir rahatlıkla. hatta sevgili bilinç problemli arkadaşım aristotelesin ilk devindici tanrısın da bile bu yoktur. bence burada bana cevap yazan arkadaşlar dinin ve tanrının ne demek olduğunu bile bilmiyorlar. bir diğeri sevgili arkadaşım ben bu siteye daha beş gün önce üye oldum ve üye olmadan araştırdım okudum senin hatan da burada. birincisi önce site yöneticisinin yanı atakan beyin özgeçmişini oku istersen orada telkin için inanma gerektirmez diyor. bak sana bir tavsiye daha arkadışım hipnozun ne olduğunu ve nasıl olduğunu araştır. en küçük bir inanma bulamazsın. daha basit bir tavsiye daha cem yayınları psikoloji dizisinden "İpnotizma ve Telkinle Tedavi" alfred brauchle'un onu oku bak bakalım inanma gerektiriyor mu ve senin son verdiğin örneğe benzer yığınla örnek var o kitapta. birinde bile metafizik yaklaşım bulamazsın. ayrıca arkadaşım yukarda ismi anılan kişi dünyada bu tekniği en iyi uygulayanlardandır. ve meseleyi kant'a kadar bile dayandırır. yani senin verdiğin örneğin ilk yorumlarını kant yapmıştır. ve kanta göre metafizik olanaksızdır. son bir şey daha şu kafa karışıklığı meselesi. birincisi bu beni gocundurmaz. karaşık kafa çalışan kafadır. ikincisi kuantum fiziği başka bir şeydir kuantum düşünce tekniği başka bir şeydir. senin fizkten anlamadığın da besbelli. bak bu düşünce tekniği nlp bozması bir tekniktir ve kuantum fiziğini sadece göz boyamak için kullanır bir tür pazarlama yöntemi anladın. ve nlp bile bugun çıktığı ülkekerde komik karşılanır. gülünç bir duruma düşmüştür. tabi bizim ülkede daha iş yapar. bak arkadaşım. önce benim söylediklerimi anla sonra cevap yaz. bunu israrla isteyeceğim. |
Cevap: matrix'e hükmedin bu arada bu evrensel yasa da ne oluyor ki...? benim bildiğim ve felsefe tarihinin de kabul ettiği iki yasa vardır; biri diyalektik materyalizmdir diğeri tanrı'nın iradesidir...onun dışında ne ola ki acaba...varsa bile biriniz bunu açıklayın ve sizi ciddiye almam için felsefe tarihinden bir referans sunun mümkünse... |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
Alıntı:
|
Cevap: matrix'e hükmedin SAYIN armenak'ın SANIRIM BU YANITLARI ALMAMASI GEREKİYORMUŞ Kİ HEPSİ GÖNDERME AŞAMASINDA SİLİNDİ .................................................. .................................................. ................................................ merak ettim neden almamasi gereksin? |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
muhtemelen ya kendisinin bulması gerekiyor ya da bu bilgileri bilmesi ona zarar verebilirdi belki de o bilgileri negatif anlamda kullanabilirdi veya bu siteye giren ziyaretçiler bilgileri negatif anlamda kullanabilirdi... sonuçta hiç olmayacak bir şey oldu ve bu değerli olduğunu düşündüğüm bilgileri yayınlayamadım... buna en çokta ben üzüldüm aslında o kadar emek boşa gitti... yapacak bir şey yok malesef bir daha o kadar şeyi yazmayı da göze alamam bayaa uzundu... |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
negatif anlamda kullanabilirdi siteye giren ziyaretciler negatif anlamda kullanabilirdi bunlar sizin kafada kurduklariniz olmasin? |
Cevap: matrix'e hükmedin Din ve siyaset kişiye özgü konulardır.Genelde zaten bu tür tartışmalar bir yere varmaz.Herkesin kendince bir görüşü vardır. Sanıyorum Ozyns yazısını yazarken forum onu hareketsiz gördüğü için çıkış yapti sanarak dışarı atmış.Bu nedenle uzun yazilar yazarken mutlaka göndermeden önce kopyalayınız. |
Cevap: matrix'e hükmedin bak ben de merak ettim şimdi. ama artık cevap yazmam. bu konuyu kapatıyorum. bunlar bana göre kapitalizmin bir sempatik oyunu. nasıl ki aydınlanma dini yendi ve yeni dünyayı yarattı. sonra bu yeni dünyanın tahtına oturan kapitalizm varlığı sürdürmek için yeni yollar aradıysa işte bu da o oyunlardan biri. avrupa ve amerika artık ciddi bir bunalımın eşiğinde bu bunalım kapitalizmin sonu olabilir. bu yüzden insanlara oyalanmaları için yeni bir oyun yaratmaları gerekir. bu oyun manevi olmalı çünkü bunalım temel nedeni bu maneviyatın eksikliğidir. kapitalizm yarattığı bencil aç gözlü ilkesiz insanla başı fena halde dertte. bunun çözümü hristayanlık olamaz. çünkü hristiyanlık evvellce kapitalizme çokça yandaşlık etmişti. bakın amerikada köleciğin tarihine. ya da sanayi devrimi sonrarı avrupaya. marx neden dini inkar etmesin ki. çünkü en adicesini gördü yaşadığı çağda. dikkat edin arkadaşlar. kapitalizm insanların isteklerinin sınırsızlığıyla aç gözlülükle ayakta durur. şimdi bu tekniklere bakın. hepsi de isteklere ulaşmayı vaat eder. bir de manevi bir alandan bahseder ki kapitalizmin kirli yüzü görünmesin. ama altında kapitalizmi yaşatan doymak bilmez istek vardır. kendi hayatlarınıza bakın demelerinizden biri başarılı olduğunda yenisini sonra daha iyi ve daha yenisini istemiyor musunuz. işte o zaman kapitalizm yanı başınızda. asıl yabancılaşma budur. bir de pozitif düşünce olumlama iyimserlik falan derler. ya arkadaşlar açın islam tarihine bakın taa peyganberden beri bunlar söylenir. allah insanın kalbine göre verir boşuna denmemişti. açın mevlananın mesnevisine bakın başından sonuna bu iyimserlikle ilgilidir. en katı islam filozofu gazali bile kötü yoktur saklı iyilik vardır der. biz hala ne diye kapitalizmin oyunlarıyla uğraşalım. bu kapitalizm olacak illet bize duayı da yanlış öğretti. dikkatinizi toplayın ve bakın bizim toplum duayı bir acizlik olarak görüyor. çünkü ne zaman başımız sıkışsa aciz duruma düşsek o zaman sarılıyoruz dua ya. ne mücade etmek var ne savaşmak. avrupa insani değerleri koca bir çukura gömdüğünde biz elimiz kolumuz bağlı dua ettik. biz sadece duayla yetinmeyip mücadele verdiğimizde dünya biz müslümanlardan soruluyordu. avrupa ise dev kiliselerde dogmalarıyla karanlık bir çağ yaşıyordu. uzun zaman önce roller değişti. eli kolu bağlı dua etmek duanın özüne de aykırıdır. dikkat edin dualarımız hep bir nedene bağlıdır. dur bakalım bir dön bak ettiğn duaya acaba duan allahın iradesiyle çelişiyor mu çelişmiyor mu. buna bakmayız çünkü yabancılaşmışız, kapitalizm bize doymak bilmez bir benciliği kabul ettirmiş. sonra allah duamı kabul etmedi diye umutsuzluğa düşeriz. eee sen umudunu kesersen allah senin duanı niye kabul etsin. bilinçaltınızı zorlayalım arkadaşlar göceğiz ki orada koca bir umutsuzluk var. duaya karşı. çünkü basifize olduğumuzda başvuruyoruz duaya. bir de bize öğretilen bir şey daha var. dua etmek için iyi bir müslüman olmak gerekir. hiç de değil açın bakın allahın isimlerine orada "rahman" diye bir sıfat var. ve o tüm insanlığı kapsar inanan inanmayan herkesi. ayrıca yukarıda arkadaşlarım manevi bir alanda tanrıya yaklaşmaktan bahsediyor. sizce umudunu kesmeksizin her sabah her akşam dua eden tanrıdan uzaklaşır mı. biz duayı biçimsizleştirip içini başalttıkça kapitalizm kazanır. çünkü istediği insanı yaratmıştır. bencil insanı. ben burada hiçbir şey tebliğ etmiyorum haddim değil. üstelik hepiniz okumuş yazmış insanlarsınız. ben sadece bize sunulan bu yemeği yemeden önce biraz düşünmek gerektiğini savunuyorum. bunlar dogma değil olamaz da ayrıca. mesale marxı okumak gerektiğini güşünüyorum. tarihe bakmak falan. en büyük aydınlanma kendini bilmektir. tarih bilmeden felsefeye bakmadan dine şüpheyle yaklaşmadan, onu derinlemesine incelemeden spritüelle falan olacak iş değil kendini bilmek. sonra aradaşım diyor ki spiritüel olarak senin için mümkün olmayan bir şey zaten olmazmış. e ben benim için mümkün olan şeyi emekle ter dökerek kazanamaz mıyım. dünyadaki en büyük değer emektir arkadaşlar. işte kapitalizm bunu yok etmeye çalıyor. emeğin değerini kimliksizleştiriyor. böylece ucuzlaştırıyor emeği. emeğe sahip çıkmayı yok ediyor ve doğal olarak hakkımız olana kendince değer biçiyor. bizde boynu bükük kabul ediyoruz. sonra yoksullaşınca değersizleşince tanrıdan intikam alıyoruz. çoğu psikolojik sorunun altında yatan bu intikam duygusudur. bir dayanak bulamıyoruz kendimize ve ya kapitalizmin içinde boğuluyoruz kimliksiz değersiz aç gözli biri olarak ya kafayı yiyiyoruz ya da böylesi şeylere umut bağlıyoruz. |
Cevap: matrix'e hükmedin Almanya rda üçüncü Almanya’nın Bayreuth kentinde bulunan r Edenlerin Yakınlarına Yardım Kuruluşu (AGUS-Angehörige um Suizid) örgütünün son açıklamalarına göre Almanya’da her 47 dakikada bir insan r yoluyla yaşama veda ediyor. Alman Psikiyatrik Toplumu (Deutsche Gesellschaft für Psychiatrie“) tarafından sunulan resmi verilere göre 2002 yılında Almanya genelinde 8.106’sı erkek, 3.057’si kadın, toplam 11.163 insan r sonucu hayatını kaybederken, 2007 yılında toplam 9.402 insan r sonucu (bunlardan dörtte üçü erkek, dörtte biri ise kadınlardan oluşmaktadır) yaşamını yitirdi. r edenlerden yüzde 14’ü, 15- 24 yaşları arasında. 2007 yılında 100.000’e yakın insanın da r girişiminde bulunduğu tespit edildi. Almanya bu r oranı ile dünya r istatistiklerine göre Litvanya ve Rusya’dan sonra dünya genelinde üçüncü sırada yer alıyor. Almanya’da r sonucu ölenlerin sayısı trafik kazası, uyuşturucu, cinayet gibi vakalardan ölenlerden çok daha fazla. r eden 10 kişiden 8’i r girişimini önceden ailesine ve arkadaşlarına yazılı, sözlü ya da ima ederek bildirirken, r eden erkeklerden dörtte üçü arkasındabir veda mektubu bırakıyor. Araştırmalara göre r gerekçeleri şöyle: Depresyon, suçluluk duygusu, özel ilişkiler, aşırı maddi borçlanma, arkadaşlık veyahut aile içi ilişkilerde yaşanan sorunlar, tecavüz, esrar ve alkol bağımlılığı, siyasi (r komandoları), kendisini yaşlı, aile yakınlarına muhtaç ve onlara karşı bir yük olarak görme, ölüm sonucu kaybedilen bir insan ile tekrar buluşma/ birleşme umudu, çevre ve aileyi protesto etmek ya da intikam alma isteği. Alman Tıp Araştırma Merkezi’nin son açıklamalarına göre; insan beyninde “Serotonin” isimli “Neurotransmitter” maddesinin eksik olmasından dolayı yaşanan genetik bozukluk r girişimlerinin yaşanmasında en belirgin risk faktörünü oluşturuyor. |
Cevap: matrix'e hükmedin istemeyi unutuyoruz da o yüzden Allah bize vermiyor. isteyin vereyim diyor.bir yandan isterken diğer yandan bilinç altımızdan bize vermemesi için bir güçlede ittiğimiz zaman vermiyor .sağlığı ilgi görmek için , parayı acınmak için ,mutluluğu kaybetmekten korktuğumuziçin itebiliyoruz bir yandanda ..işte düşünce yapını açarak bunlardan kurtuluyorsun..tabi kurtulmak için kendini ikna edebilirsen..Allah bizi yaratırken diğerlerinden farklı olarak bize istemeyi ,yani hür iradeyi işte bu yüzden vermiş.. |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
İsteyen kuantuma inanır, isteyen Allah'ın verdiklerine.. Peki kuantum düşünce yönteminin veya secretın Allah'ın bizim bilincimize ve irademize verdiği bir nimet olduğunu düşünmek isteyenler dini bu düşünce sistemine bu şekilde koymuş olabilecekler mi? Allah, inancımıza göre "isteyin vereyim" buyurmuş. Peki bilinçaltımız ve bilinçli gerçekliğimiz istediğimiz şeyin imkansızlığına inanırsa veya bilinçaltımızda istediğimiz şeyin tam tersine odaklandıysak doğru istemeyi nasıl başarabiliriz? Yanlış şeyler isteriz ve o istediğimizi sandığımız ama istemediğimiz şeyleri Allah bize verir diyebilir miyiz bu durumda? Eğer mutlu bir gelecek hayali kurarak Allah'a bunu istediğimizi iletebiliyorsak kalbimizle ve Allah da "OL!" diyerek gerçekleştiriyorsa bizim için bu hayali..bence o zaman bunu diyebiliriz. Kuantum Düşünce Yöntemine inananlar kuarkların ve enerjilerin ve frekansların hayatımıza yön verdiğini savunabilir, bu bilimsellikte Allah'a yer de bulabilir. Bulamayanlar için, "Kuantum Yaklaşımı Allah'ın hükmünü, yaratma gücünü yok sayarak insanda varmış gibi gösteriyor" diye düşünenler için Kuantum Düşünce Yöntemini Allah'ın istediklerimizi vermesi için kullanabileceğimiz bir araç olarak ifade etmek de iç rahatlatıcı olabilir. Çünkü bir çok insan beyniyle birşeyleri yapabileceğine inanmak isterken ve kaderinin ellerinde olduğunu hissetmeyi tercih ederken bir yandan da dini hükümleri yok saymak istemeyecek hatta bundan rahatsız olacaktır.. Bu konuda cevap arayanlara yardımcı olmaya çalıştım. Umarım inançlarınız ne yönde olursa olsun kafanızdaki bazı soru işaretlerini kaldırabilmişimdir. |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
Bu yazilana tamamen katiliyorum. Guzel bir yorum. Bilincin direncini kirmak icin de telkinler yeter. Yani bence subliminal telkinler ve dua the secrette olan bilgilerden daha gercekci ve inancima uygun. Ve ayni zamanda Allah istediklerimizi bizim icin hayirli olmayacaksa da vermeye bilir. Yani o paralarin sonucu insanin hayati kararacaksa vermemesi daha iyi degil mi? Ben sahsen boyle dusunuyorum. The Secrette yazilanlara inanmak insani dinden cikarir mi? Yani bu Allaha ortak kosmak mi? Iste bence bir cok insani bu noktada tereddut icine salan da bu. Tabii the secrette cok gulunc seyler de var o ayri. Yerden tas aldim bana ugur getirdi. Hatta magarada yasayan insanlar bile buna gulup gecerdi bence. Quantum fizigin ilmi boyutu anlaya bildigim kadariyla maddenin en kucuk zerresinin enerji oldugudur. |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
gerçekten bazı konularda çok iyi olduğuma inanıyorum bunu çıkacak olan kitabımda da görebilirsiniz... düşünce ve bazı güçlerin ne kadar farklı şeylere yol açabileceğini (yaşam bitirmeye kadar) hatırlatmakta fayda var... ben belki bir arkadaşın aydınlanması adına yanıt veririm ama başka birileri bunu egoları yönünde veya evrenin işleyişine zarar verici şekilde kullanabilirler... ben bu karmaya giremem... bu sorumluluğu üstüme almam, alamam... HZ. Mevlana'nın bir sözü vardır "Sen ne kadar bilirsen bil anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır..." diye... bu belki çok iddialı ama bir o kadar da şu anki durumu en gerçek şekilde açıklayan sözdür... ayrıca kimin ne düşündüğü beni ilgilendirmez alakadar etmez ama birşeyleri çok taraflı araştırmadan sonuca bağlamak veya birilerine emir verir gibi sanki herkese birşeyler anlatmak, kafalarındaki soruları açıklamak zorundaymışız gibi mesajlar yazmak en ironik, ilginç bir o kadar da sinir bozucu bir durumdur... Alıntı:
|
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
normalde cevap vermeyecektim çünkü bir önceki mesajda HZ. Mevlana'dan güzel bir söz var onu tekrar tekrar yazmanın yıpratma olacağına inanıyorum... fakat demişsin ki "...sonra aradaşım diyor ki spiritüel olarak senin için mümkün olmayan bir şey zaten olmazmış. e ben benim için mümkün olan şeyi emekle ter dökerek kazanamaz mıyım. ..." ben bu kadar amacını belli etmeyen bozuk ve saçma bir cümle kurmadım kuramamda... çünkü buradaki anlam spritüel ol sonra yat... böyle bir şey yok... spritüel zaten olunmaz :D çünkü her madde spritüel kavramında değerlendirilir... anlatmak istediğine de gelirsek spritüelizmde yapılan tüm aktivitelerde ciddi bir emek vardır.. en önemlisi kendini, düşüncelerini kontrol etmek vardır... bunlar taş taşımaktan daha ciddi bir emek ister aslında bu birazda emek kavramının ne olduğuna bağlı senin zihninde... eğer fiziksel bir şey emek ise o iş baştan yatar... çünkü asıl emek beyinde olur... örnek ise bir eşyayı taşırsın... o eşya orada durur değil mi? ama değişime evet dediğin anda düşünceni ne kadar taşırsan taşı (ilk zamanlar) o hareket eder, kayar tutamazsın... en önemli başka bir örneği cinsellik konusunda verebiliriz... (tabii ki de bu herkes için geçerli değildir)... eğer çocukluğunda kadınlara bir obje gözüyle bakılan bir yerde büyümüşsen ergenlikten sonra sende böyle biri olursun... derken bu senin evliliğine ailene zarar verir ve sen değişim istersin işte gerçek emek o anda başlar... bu değişim için bir emektir... bir daha hiç bir kadına cinsel obje gibi olmadığını, herkesin bedenine saygı duymaya başladığın anda emeklerin meyvesini verir... bunun da sonucunda ödüllendirilirsin... bu mesela çocuklarının sıcak bir kucaklaması olur veya çok istediğin bir ayakkabı olur belki sevgi dolu bir eş... yani bu senin isteklerine bağlı... bu hayatta öğrenmemiz gereken dersler var... bu dersleri eğer başarıyla verirsek (bu hiç kolay değildir çünkü bilinç altı, üstü bir sürü duygusal engel vardır) karne hediyesi alırız... devamı kitabımdadır :) armenak kardeşim (kinaye amaçlı yazmadım) sen de başkaları da hiç bir şeyi umursamak, öğrenmek veya muhalif olarak başkalarını dürtme sorumluluğunda, görevinde değilsiniz... istediğin şeye inanırsın, uygularsın... önemli olan şey hayatta ne olduğun... savunduğun değerleri sözde değil gerçekten yürekten uygulayabiliyormusun? önemli olan şey budur... yoksa Allah hiç bir zaman gelipte sen dua etmedin seni cehenneme atacağım demez... çünkü yarattığı bir parçasını niye acı çektirsin ki? aslında bir bakıma şu da var eğer sen hayatın boyunca düşünce ve fiziksel olarak negatif bir şey yapmamışsan (tüm duygulardan başlayarak, özellikle de cinsellik konusunda) zaten dinli imanlı olmasanda korkacağın birşeyin olmaması gerekir... çünkü temizsindir... başkasına da bunu kanıtlamak zorunda değilsindir... kendin bil, bunun rahatlığıyla dur yeter... gerisine gerek yok... hadi kendine çok iyi bak ;) |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
insanlar ..bizler yani ;iyiyi biz kazandık kötüyü Allah verdi diye düşünüyorlar.öyle işlerine geliyor..bu çelişkilerinde sebebi hep bu.şimdi babalarından dedelerinden dini dinleyerek öğrenenlerle ,düşünerek imanı bulanları aynı kefeyemi koyar hayat.doğmatik düşünen bu insanlar zaten bir yerde sekteye uğrayacaklardır.temeli olmayan bir şey bir rüzgarla bir kayıpla yıkılır gider.çünkü inanç bir koşula bağlıdır.oysa imanı bulan insanda koşul yoktur.sorguyarak bulmuştur.sonuçtan şüphesi yoktur.sorgulamayı dinden çıkaran doğmatik yaklaşım imanı insan değil gözü kapalı kör insan arar yakınına... biz düşünerek sevgiye ulaşalım.. biz düşünerek içimizdeki enerjiyi(zaten var olan enerjiyi) açığa çıkaralım ..(işte yaratan parantez içindeki notta devreye giriyor.) biz düşünerek sır 'ra ulaşalım..y789 |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
|
Cevap: matrix'e hükmedin öncesine katılıyorsanız yönlendirmek yada açığa çıkarmak benim için faketmez.çünkü benim için önemli olan görünür kılmak.açığa çıkaralım yönlendirelim tartışalım görünür kılalım. |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
|
Cevap: Kuantum ve Din yok neden benimle dalga geçesiniz ki .ben dalga geçilecek birşey yapmıyorum.hem eğleniyorsanızda size kızmam. ben sanırım enerjinin açığa çıkması boyutundayım , siz yönlendirilmesi boyutundasınız.aramızdaki fark siz açığa çıkartıp yön vermeye başladığınız için benim hangi aşamalardan geçtiğimi biliyor olmanız yada sanmanız. ben enerjinin olduğuna inanıyorum.çekimin olduğunu inanıyorum ama bunu açığa çıkarmak için çaba sarf etmemiz gerektiğini düşünüyorum.bazı insanlarda enerji var bazılarında yok, bazen var bazen yok demiyorum. kullanabildiğimiz açığa çıkarabildiğimiz kadar var diyorum.yönlendirmekten kastınızı buysa aynı kanıdayız ,yanlız farklı isimler veriyoruz. dusun2eğer bu değilse ne olduğunu zaman bana öğretmeden önce sizden dinlemek isterim.hy789 |
Cevap: Kuantum ve Din Alıntı:
enerjinin olduğuna inanıp inanmamak hiç bir şey ifade etmez çünkü siz ne düşünürseniz düşünün O her zaman vardır... aynı kanıda gibiyiz fakat biraz daha farklı durumlar var... daha hazır olmadığınızı hissediyorum... olduğunuzda bilgi her kanaldan akar... |
Cevap: Kuantum ve Din merhaba ozynS, sizin değerli bilgilerinizden yararlanmak isterim. Yorumlarınızdan çok şeyler çıkartılır. parça parça anlatımlar olduğu için yanlış anlamalara neden oluyor. kitabınızdan bahsediyorsunuz, gerçekten okumak isterim hiç birzaman önyargılı olmadım bütünü görmeden yargılamam. ama sizden bilgilerinizden çok güzel ışık alıyorum.inşaallah değerli bilgilerinizi bizimle paylaşırsınız.Hiç birzaman iyice araştırmadan anlamadan körü körüne birşeye inanmadım. okumak benim en büyük lütfum.onun için kitap yazan insana çok büyük saygı ve sevgim vardır. Ben Allah'ımı çok seviyorum Ondan korkuyorum ama Onun azabından değil Onun sevgisinden mahrum olacağım diye.... onun için bütün bu konuşmalar,anlatımlar,yorumlar tek bir güçten geliyor. Allah'ımızın koymuş olduğu kanunlar,sınırlar ve... biz onun koyduğu kurallara göre yaşamak zorundayız. kuralların dışına çıktığımız anda hayat bize öyle ders veriyor ki tekrar doğru yolu buluyoruz. Allah inancı olan bu yasaları dua yoluyla Allahtan ister ve Allahın vereceğini bilir Ona güvenir ve içi rahattır.isteğinin ardına düşmez nasıl olsa Allah'ımızın kabul edeceğini eğer vermiyorsa bir nedeni olduğunu bilir. Ama inancı zayıfsa tutunacağı bir dayanak ister onuda yine Allahımızın koyduğu yasalara inanır.Aslında her halukarda inancın altında Allah yatar. Allah yarattığını başıboş bırakmaz.. Yarattığı inanç yönünden zayıfsa onu yasalarıyla doğru yola getir. |
Cevap: Kuantum ve Din Alıntı:
bir kitap aşamasındayım ve başka bir başlıkta da belirttiğim gibi zamanlama konusunda (bana bağlı olarak) çeşitli durumlar söz konusu... umarım beğeneceğiniz ve sizleri daha çok meraklandıracak bir kaynak olur... hepimiz Öz'ün, Allah'ın birer parçasıyız... O'nun sevgisinden mahrum kalmaktan korkmayın... çünkü gerçek sevgide korku yoktur.. ben her zaman ifade ediyorum sadece bir aracıyım diye... şüphesiz ki her şey Öz'den geliyor... biz O'nun koyduğu kurallara göre yaşamak zorundaydık... ama artık çok farklı bir süreç var... bu süreçte herşey değişiyor, değişecektir... yazdıklarınızın hemen hepsine katılıyorum fakat çok daha farklı bir durum bulunmaktadır... ifade ettiğim gibi herşey değişiyor... bu yeni süreç ise çok daha farklı şeyleri bizlere ve isteyenlere, hazır olanlara gösterecektir... mesajınıza tekrar tekrar teşekkür ederim... |
Cevap: Kuantum ve Din sevgili ozynS,rica ederim iltifat bana herzaman olmayanı varmış gibi götermektir diye düşündürür. hiç kimse bilmediği veya üzerinde araştırma yapmadığı şeyde konuşamaz düşünemez. ne kadar haklısın almak istediğimiz zaman yani bilgilere hazır olduğumuz zaman o bilgiler bize bir yerlerden akar. bizde buna hazıır olduğumuz için alırız ve anlarız. bende sizin gibi şu değişen dünyada her şeyin değiştiğini inançların bile bir üst kademeye geçtiğine katılıyorum.Allahımıza olan inancımız bile değişiyor. Eğer bu değişim olumluysa Allaha olan inancımız daha üst kademeye sıçrıyor ve Allah'a daha yakın oluyoruz.ve herşeye Allah'ımızn izniyle gücümüzün yeteceğini biliyoruz.Yani Allah'a körü körüne inanmıyor O'nun gücü ve izniyle neler yapacağımızı artık daha bilincine varıyoruz. sınırlarımızı kaldırıyor ve insan olarak neler yapabileceğimizi artık biliyoruz daha doğrusu farkına varıyoruz.Artık insanların bizi kandırmasına izin vermiyoruz.Allah'la korkutmasına izin vermiyoruz.eski düşüncelerin çok üstüne çıktık (çok şükür).Zaten gelişmemiz için değişim şart. birde ben Allah'ımın sevgisinden mahrum kalma korkusundan bahsetmiştim. bu korku beni daha temkimli olmama yanlış yapmamama neden oluyor. tabiki O'nun sevgisi bizlere hiç bitmez ve herkes O'nun sevgisinden nasibini alır herzaman.ama ben bir beşerim hatalar yapıp O'nu üzebilirim (daha doğrusu kendimi üzebilirim) işte bu noktada O'nun sevgisinden mahrum kalma korkusu benim toparlanmama neden oluyor.buda benim kalkanım... ayrıca kitabınızı sabırsızlıkla bekliyorum ama bilgilerinizi burada da paylaşmanızı temenni ederim saygı ve sevgilerimle |
Cevap: Kuantum ve Din Alıntı:
merhaba sevgi ve korku hakkındaki yaklaşımlarınızı çok beğendim..belliki bu konuda düşünüp kafa yoruyorsunuz..işte bunun adı ibadettir.. bana bir kaç ay önce okuduğum birşeyi hatırlattınız..'hayatınız ne ve nasılsa işte 'O' nunla olan ilişkiniz öyledir . ' yazıyordu.inanç sistemimize göre hayatımızın şekillendiğinin güzel bir anlatımı. şimdi korkarak inananlarla ,severek inanların yaşamlarını bir kıyaslayalım..Allah'ın sevgisini kaybetmekten korkanlarla da cehennemden korkarak yaşayanların yaşamlarını kıyaslayım.. hangisi gerçek ibadetin içindedir..hangisi daha dürüst inanıp daha çok düşünür..cennet ve cehennem düşüncesiyle yaşayanlarmı sevgi temeliyle yaşayanlarmı.. Sevginin eli üzerimizden eksik olmasın.. |
Cevap: Kuantum ve Din Alıntı:
eğer kendinize koruma kalkanı olarak kullanıyorsanız bu duyguyu iyi olarak kabul edilebilir... fakat şunu bilin ki, hata yapmanız belki size hata gibi gelebilir... ama O'nun için asla bir özür, hata değildir... çünküsünü ilerleyen zamanlarda çok çeşitli yol ile açıklamaya çalışacağım :) tekrar tekrar teşekkür ederim :) |
Cevap: Kuantum ve Din sevgili ozynS,bütün dileklerinize yürekten amin diyor,paylaşımlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum saygı ve sevgierime |
Cevap: Kuantum ve Din Alıntı:
|
Cevap: Kuantum ve Din Alıntı:
dediğiniz gibi eğer bu korkuları kıyaslarsak sevgiden mahrum kalma korkusu insana ahlaki güzellikler verir.yaratıcılık verir, şefkat verir,mutluluk verir..... ve daha bir çok lütüflar.... saygı ve sevgilerimle |
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
|
Cevap: matrix'e hükmedin Alıntı:
|
Cevap: Kuantum ve Din evet arkadaslar size katiliyorum. Korkarak yasamak hata yapmamak icin dikkat ederek yasamaktir. Fakat severek yasamak guzel seyleri gorerek ve onlari farkina vararak daha da cogaltarak yasamaktir. Allahi sevmek korkmaktan daha fazla seyler kazandirir bize. Tesekkur ediyorum, tesekkur ediyorum, tesekkur ediyorum.. |
Cevap: Kuantum ve Din burada da istemek ve seçim hakkı insana verilmiştir. zaten islamiyetteki nefis senin seçimlerin ve isteklerindir. bunların aşırılığı veya azlığı sana bağlıdır...islamiyette herşeyin hayırlısı istemek için dua edersin.elinde olmayacak şeyler için dua edersin...islamiyeti tamamen kavramış insan buranın sınav yeri olduğunu bildiği için dualarında hep öbür taraftan bahseder ve oarası için birşeyler ister.burasının gelip geçiciliğinin farkındadır.haline şükreder. bazen yaşanan tezatlar kendi içimizde istediklerimizi dışarıdan bakamamız. nerden bakarsak o pencereden görüyoruz. kuantum düşünce de böyle. sen olaya hangi pencereden bakarsan onu görüyosun. mesala kendisinin kapasitesinin üzerinde bir şeyi istediğin kadar imgele olması bence imkansızdır.... başarı düzeyi düşük öğrencinin tr sıralaması ilk yüzde imgelemesi hiçbir sonuç vermez. örnekleri istediğimiz kadar arttırabiliriz. aslında yapılan kuantumla herşeye olumlu bakmaya sevketmekten başka birşey değil. sadece kendimizi imgelediğimiz yerden aşağıda gördüğümüz için olaylar ters gidiyor. bu düşünceyi bir deneyim dediğimizde imgeliyoruz ve inanıyoruz. böylece o aşağıda gördüğümüz kendimizi istediğimiz seviyeye yani ''ben o halde şu şekilde olurdum düşüncesini'' yaşadığınızda size normal geliyor... misal verelim gene. topluluk karşısında konuşmaktan utanan bir kişiye topluluk karşısında konuştuğunu imgele deniyor. adam yatarken yada sabah kalktığında imgeliyor. beyin bu zamanlarda alfa modunda zaten. yani kabullenmenin max olduğu beyin seviyesi. beyin bunu kendi içinde özümsüyor.güven artıyor. zaten konuşmasını bir şekilde görüntülü şekilde kabul ediyor... imgelediği an gerçek hayatta olunca otomatik olarak bu şekilde seni yönlerdiriyor. sen de çıkıp vay be ben neymişim bu kuantum süper diyorsun. belirteyim burda. buna karşı değilim. insanın kendini geliştirmesi için çok çok güzel bir durum. yani bulunduğu durumdan bulunmak istediği konuma çıkması, potansiyelini bir üste taşıması için bulunmaz bir gelişim. ama uç noktlar için imgelemyi geçtim. zaten kuantumda kendini eksik hisstetiğin tafaların imgeleniyor. onun dışında kendini petrol zengini olacam diye imgelesende değişen hiçbirşey olmaz. fantezi yapmış olursun... bunun islamiyet açısında; şükür bolluk bereket olumlamalarında hep sahip olunanlara şükrediliyor. zaten bunlar islamiyette olan şeyler. tam manası ile kendi coğrafyamızdaki inancı araştırmadan , toplumdan kaynaklanan din yaşantısı ile islamiyet kavranılmaya kalktığından bu durumlar oluyor.. yani gördüğümüğze yürüdüğümüze vucudumuzun sağlıklı olmasına niye inancımız varken olumla yapıyoruz.zaten bunlar vardı şükredilmesi gerekiyordu da inançta. bunları es geçip taa uzaklardan bir yabancı dedi diye mi aydınlandık... yada zengin olmak için çalışmak gerekiyor. sen şu işi yaparak zengin olduğunu imgelediğinnde aslında kendini daha çok çalışmaya sevkediyorsun. yaptığın iş sana zor gelmiyor. onu kolay ve kazanacağın bir iş olarak imgeliyorsun. oysaki bunu yapsakda kazanamıyacam hep bizi mi bulur, elin oğlu yapar bizim ki ters gider diye düşünürsen kafada bunu yer ettirirsen o iş zor gelir. yapamzın. başarılarını küçümser kendini bitirirsin. inancım var diyosan çalışmanın yanında dua ile yardım istersin o zaman Allah sana yardım verir. ama herkes islamiyette çalıştığının karşılığını alır. ister inançlı ister inançsız. şöyle bir şey yok. sen iyi imgeledin bu çalışıyor eşşek gibi ama sen iyi imegeldin diye sana istediğini verecem ona vermeyecem durumu yok. zaten bu insanın akıl mantığına da aykırı. eğer ki fantezi kurarak evren bana bişiler getirir diyorsanız oturun imgeleyin. kuantum gelişim açısından iyidir. ancak birşeyleri imgeleyip onun bize getireceği biraz boşluklu bir düşüncedir... bunalıma giden avrupa özellike amerika toplumları için yeniden yapılandırılmış kast düşüncedir. zaten abd de kullanılan antidepransan ilaçlarının seviyesi bunu gösteriyor. dinle psikolojinin birleştiği düşünce tarzı. ama çoğu islamiyette olan şeyler... merak edenler tavsiyem mevlana okumanız... göreceksiniz ki kuantum bile daha geride kalır... |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:31 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.