![]() |
Go oyunu ve hayatım arasındaki bağ Arkadaşlar hepinize iyi geceler Anlatacaklarıma davetimi geri çevirmeyip bu başlığa geldiğiniz için teşekkürlerimi sunup hoşgeldiniz diyorum. Belki biliyorsunuzdur ama ben yine de kısa bir bilgi vereyim Go oyunu hakkında..Çinde 4500 Sene dönemin hükümdarının oğlunun zekasını geliştirmek için keşfettiği bir oyun daha sonra japonlar tarafından geliştirilip günümüzdeki halini alıyor.Satranç gibi strateji oyunu olsa da satrançla asla bir tutulamayacak bir oyun.Şu anda Dünyaca ünlü satranç ustalarını yenebilen programlar geliştirilmiş olsa bile Go oyununun üstadlarını yenebilecek bir yazılım hala yazılamamıştır.Çünkü Satrança göre GO oyununda hamleler çok daha fazladır ve hesaplanması zordur.Tıpkı hayatımızdaki seçimlerimiz gibi... Nasıl yani diyeceksinizz GO oyununda başlarken tahtada hiç bir hamle ve taşınız olmaz ve başladıktan sonra tahtada büyümeye başlarsınız her bir hamleyle tıpkı yaşamdaki gibi..Fakat bu esnada hatalı bir hamle yaparsanız yani yaşamdaki gibi hatalı bir karar alırsanız ya işte o zaman ya oyunda bir taş ya da birden fazla taş kaybedebilirsiniz hayatınızda oldugu gibi...Ya da hiç bir şey kaybetmezsiniz ama oyun boyunca hep size ayak bağı olur bu hamleniz..Tıpkı hayat gibi bir oyundur GO..Ama hayat onun gibi oyun değildir..Elinizin tersiyle atamazsınız taşları tahtanın üzerinden... Bu benzetmelerden sonra kendi yaşantıma bakıyorum da almış oldugum yanlış kararlar şu anda bana ayak bağı oluyor..Lütfen yardım edin nasıl kendimi affedebilirim bu yanlışlarımdan dolayı...Geçmişimi affetmek benim hayatımın dönüm noktası sanırım bir çok şey bu andan itibaren değişecek..Artık arkama dönüp de yaptığım seçimleri değerlendirmek istemiyorum onları oldugu gibi kabul edip geleceğime bakmak ve yön vermek istiyorum... |
Ynt: Go oyunu ve hayatım arasındaki bağ İlginç.... |
Ynt: Go oyunu ve hayatım arasındaki bağ Kurşunkalem.. ......... ...... Çocuk, büyükbabasının mektup yazışını izliyordu. Birden sordu : "Bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun ? Benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı ? " Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle dedi : "Doğru, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha önemli. Umarım büyüdüğünde bu kalemi sen de seversin." Çocuk kaleme merakla baktı ama özel bir şey göremedi. "İyi ama bu kalem benim hayatımda gördüğüm diğer kalemlerden hiç farklı değil ki ! " "Bu tamamen nesnelere nasıl baktığınla ilgili. Bu kalemin beş önemli özelliği var ve sen de bu özellikleri kendinde benimseyebilirsen hep dünyayla barışık bir insan olursun." "Birinci özellik : Harika şeyler yapabilirsin ama attığın adımları yönlendiren bir el olduğunu asla unutma. Bizim için bu el Tanrı'dır ve her zaman kendi kudretiyle bizi o yönlendirir." "İkinci özellik: Zaman zaman her ne yazıyorsam durmam ve kalemimin ucunu açmam gerekir. Bu kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar. Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin, bu acılar seni daha iyi bir insan yapar." "Üçüncü özellik : Kurşun kalem, yanlış bir şey yazdığında bunu bir silgiyle silmene her zaman olanak tanır. Yaptığımız bir şeyi sonradan düzeltmenin kötü bir şey olmadığını anlamalısın, aksine bu bizi adalet yolunda tutmaya yarayan en önemli şeylerden biridir." "Dördüncü özellik: Kurşun kalemin en önemli kısmı, kalemin yapıldığı ahşabı ya da dışarı yansıyan şekli değil, içerisinde yer alan kurşunudur. O yüzden her zaman kendi içine bakmalı, en çok onu korumalısın." "Beşinci ve son özelliği ise her zaman bir iz bırakmasıdır. Aynı şekilde sen de hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve her hareketinin farkında olmalısın." Paulo Coelho sevgili neşeli.. daima neşeli ol İnşalllah.. lütfen yardım edin demişsin ama çözümü yine sen bulmuşsun.. içindeki rehber sana doğruyu buldurmuş yeter ki rehberine güven ve yolunda ilerle.. sevgilerle .. onayi |
Ynt: Go oyunu ve hayatım arasındaki bağ Efsane Wimbledon tenis oyuncusu Arthur Ashe AIDS'den ölmekteydi. Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı. Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu: "Neden Tanrı böylesine kötü bir hastalık için seni seçti?" Arthur Ashe buna şu cevabı verdi: Tüm dünyada… 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyon tenis oynamayı öğrenir, 500,000 profesyonel tenisi öğrenir, 50,000 yarışmalara girer, 5,000 büyük turnuvalara erişir, 50'si Wimbledon'a kadar gelir, 4'ü yarı finale, 2'si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı'ya "Neden ben?" diye hiç sormadım. Ve bugün sancı çekerken, Tanrı'ya "Niye ben?" mi demeliyim? Mutluluk insanı tatlı yapar Zorluklar güçlü yapar, Hüzün ise insan yapar, Yenilgi mütevazı yapar, Başarı insanı ışıldatır Ama yalnız Tanrı yolumuza devam etmemizi sağlar. Tanrı'ya asla "Niye ben?" diye sormayın… Ne olacaksa olacak… O'nun kendine has usulleri vardır… Herşey kendi İyiliği için olur… İnancınızı koruyun |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:22 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.