bi göz atın bakalım :)

Yazımı sonlanmış olan ve kısa bir süre içinde yayınlanacak olan kitabımın önsözü ve sonrasındaki bi kaç paragraftır... Sizce okumaya değermi ??




Elinizdeki bu kitap uzun yıllar boyunca sözde kişisel gelişim ve insan psikolojisi içerikli olan kitaplar okumuş ve buna rağmen bir türlü iç huzuruna kavuşmaması bir yana bu gibi içeriklerden oluşan yayınları takip eden kişiler arasında da bir araştırma yapma gereği duyarak büyük çoğunluğun aynı hezeyan içerisinde sürüklendiğini görmüş, bir takım eksikliklerin farkına varan bir garip insan tarafından yazılmıştır.

Amaç sözde kişisel gelişimcilerin ve bireysel başarı danışmanlarının açık ve net olarak söyleyemedikleri lakin bütün işin başını da bunun varlığına dayandırdıkları halde, kendilerine dahi itiraf edemedikleri O sonsuz varlığın ismini rahatça telaffuz etmek ve bunun akabinde ise hayatımızdaki tuhaf olaylar zincirlerindeki kurguyu aklımızın erdiğince siz değerli kendini arayan kardeşlerimize bir nebze olsun aktarabilmektir.


Peki nedir bu sonsuz güç ve kudret sahibi ve bütün sonsuz sıfatları kendinde toplayan Yüce güç ?


ALLAH Azze ve Celle


AÇ ARTIK KALP GÖZÜNÜ




Kitabımızın ilk kısmında kişisel gelişim denen olgunun isim vermeksizin sadece nefs eğitimi olduğunu açıklamak isterim. Bizler aciz kullar olarak ne zaman acı çekeriz hiç düşündünüz mü ? Ben cevabı kendimce vereyim. İSTEKLERİMİZ YERİNE GETİRİLMEDİĞİ YADA SEVDİĞİMİZİ SANDIĞIMIZ BİRİNDEN AYRI KALDIĞIMIZ ZAMAN. Doğruluğu onayladığınızı duyar gibiyim.

İşte kişisel gelişim burada devreye giriyor ve insana kaybettiğinin arkasında da muhakkak daha büyük bir kazanç olacağını söylüyor. Öyle inanmaya zorlanıyoruz bir anlamda. Tabii içimizdeki inancın büyüklüğü ölçüsünde yaşıyoruz bütün başımıza gelenleri. Kazanmak yada kaybetmek ! hepsi insanoğlunun kendi kendine verdiği ceza ve ödüllerden başka bişey değil aslında.


Bilimsel araştırmalar gösterdi ki bizlerin konuştuğu hiçbir söz hava boşluğunda kaybolmayıp hepsi atmosfer içinde bir yere depolanıyor. İslam dini mensupları bunun amel defteri olduğunu çok iyi bilmekteler. Peki ya düşüncelerimiz ? İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) bu dine girebilmek için neden kelimei tevhidi önce kalp ile tasdik edip sonra dil ile söylenmesi gerektiğini vurgulamış dersiniz ? çünkü tıpkı konuştuklarımız gibi düşüncelerimizde bizleri yaratan Yüce ALLAH c.c. katında dua mahiyeti taşımakta ve bizler inandığımız her şeyi sırası ile yaşamaktayız. İsterseniz geri dönüp ömrünüzü bir gözden geçiriniz. Bu gün yaşadıklarınız beklide çok uzak olmayan bir geçmişin eserleridir. Bir düşünün !

İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde buyurmamışmı “ Ya hayır söyle yada sus “ diye. Peki bizim bugün için yaptığımız ne dersiniz. İslam aleminin büyük çoğunluğu bırakın üzerine farz olan beş vakit namazı cemaat ile kılmayı. Sadece “ inanıyorum “ demekle yetiniyor. “ İnşallah bir gün bize de namaz kılmak nasip olur “ diye de dua ediyor üstelik. ( inşallah RABBİMİZ olan ALLAH c.c. tüm dua edenlerin dualarını hayra çevirip kabulünü görmeyi nasip eder hepimize ). Bu konuya ileriki sayfalarda ayrıntılı olarak değineceğiz. Bir kısım namaz kılanlarımız ise sabah namazlarını cemaat ile eda etmeye özen gösterirken, cami çıkışlarında nedense gıybet batağına düşüyorlar.


İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde buyurmamışmı “ Ya hayır söyle yada sus “ diye. Peki bizim bugün için yaptığımız ne dersiniz. İslam aleminin büyük çoğunluğu bırakın üzerine farz olan beş vakit namazı cemaat ile kılmayı. Sadece “ inanıyorum “ demekle yetiniyor. “ İnşallah bir gün bize de namaz kılmak nasip olur “ diye de dua ediyor üstelik. ( inşallah RABBİMİZ olan ALLAH c.c. tüm dua edenlerin dualarını hayra çevirip kabulünü görmeyi nasip eder hepimize ). Bu konuya ileriki sayfalarda ayrıntılı olarak değineceğiz. Bir kısım namaz kılanlarımız ise sabah namazlarını cemaat ile eda etmeye özen gösterirken, cami çıkışlarında nedense gıybet batağına düşüyorlar.


Sonuç ise konuştuklarımızın tam karşılığı oluyor RABBİMİZ ALLAH c.c. tarafından. Amel defterimiz hep kabarıyor. Kiminin sağa doğru kiminin ise sola. Burada vurgulamak istediğim üzerimize vazife olanı layıkıyla yerine getirmekten aciz olmamızın her iki cihanda da huzurumuzu kaybetmemize yol açtığıdır. Öyleki insan bir işe atılacağı zaman düşünür ve aklı hep acabalarla dolar taşar. “Acaba şöyle mi olacak” “acaba böyle mi olacak, ya ters giderse, ya olmazsa” vs. düşündüklerini ve konu hakkındaki kanaatini bir bir yaşamaya mahkumdur bu insan.

Yabancı araştırmacıların yazılarında okumuşsunuzdur. İnsan vücudu içinde barındırdığı düşüncelere göre çevresine negatif yada pozitif elektrik yaymaktadır. Bunu genel olarak ele alacak olursak dünya üzerinde yaşayan altı milyarın üzerindeki insanın her zaman bir şeyler düşündüğünü yani çevresine bir elektrik akımı yaydığını söylemek oldukça doğru bir kanı olacaktır.

Ve bu yayılan akım yine kendi ile aynı kutuptaki akım sahiplerini birbirine çekmektedir. Hani mıknatısın iki aynı kutbunu karşı karşıya getirdiğinizde nasıl birbirini itiyorsa burada tam tersi bir durum söz konusu. Yaradan tarafından bizlere bahşedilen bu kuvvet; hep aynı akımı yayan kulları birbirine yakınlaştırıyor.

Aslına bakılırsa bu bize RABBİMİZİN c.c. büyük bir lütfu olsa gerek. Bir düşünsenize neden hep “ soruna değil çözüme odaklanın “diye söyler kişisel gelişimciler ? Çünkü biz negatif değilde pozitif olduğumuz zaman ALLAH c.c. karşımıza bizim gibi pozitif insanları çıkaracak ve bu doğrultuda da içinde bulunduğumuz durumdan bir an önce çıkmamız için gereken sebeplere ol denilecektir yine ALLAH c.c. tarafından.Bireysel gelişimin mantığı kısaca budur anladığınız üzere. Yani sürekli olumlu olmak ve bunun akabinde de olumlu yaşamakla beraber huzuru dünyamıza çekmekten ibaret her şey. ( unutulmaması gereken en mühim nokta bütün inandıklarımızı yaşayacağımızın %100 olmadığıdır. Sadece en çok inandığımızı yaşarız ! tüm inandıklarımızı değil. Bu yüzden ne olursa olsun her zaman beynimizde bir konu hakkında tekbir düşünceye yer vermeli ikinci bir ihtimali kesinlikle göz önüne almamalıyız. Şayet istem dışı ikinci bir seçeneğide olasılıklar arasına alırsak, en başa dönmeli ve konu hakkında detaylı bir iç hesaplaşmaya girilmeli; sonrasında ise seçenek yine teke düşürülmelidir. İNANDIĞIMIZI YAŞAYABİLMEMİZ için en büyük etken bu ! ) Şimdi dilerseniz maddeler halinde huzura doğru keyifli bir yolculuk yapalım.


bu kadarrr :))

[lalezar]

Herkese günaydıııınnn...yazınızı okuyunca dedim ki ,nihayet biri çıkıp da ahaliyi ayıktırmaya karar verdi ..tespitler hoş ve dogru...amaaaaa..
Sanırım yani haddim olmayarak bu zamanın hırçın insanı bunu hemen bi çırpıda nasıl anlayacak...anlamak yerine kafası karışmaması için önce bunun olaganüstü tatlı meyvelerinden dem vurulsa...bu bi girizgah olur ..yoksa ani bi giriş ,sert ve dayatmacı algılanabilir.dikkat eDiyorum da önce bi kişisel gelişim furyası dört nala gitti.sonra insanlar baktılar,biraz suya yazı yazmak gibi etkisi kayboluyor hemen yok,bunun daha derinine dalalım dediler,bu buzdagının görünen kısmıymış dediler..her şekilde gerekli bir çalışma ,tebrikler..ancak biraz daha yumuşak geçişler olsa ,ne bileyim ani frene basmalar olmasa,o bahsini ettiğiniz ben'den olan bir parçayı sakin bir at gibi tımar edebilir..sevgiler.