sunnet babasi
 

* sünnet olan çocuğun babasıdır. çocuğun annesi de sünnet annesi olur. hep bir telaş içinde olurlar. sünnet babası daha sakin görünmeye çalışırsa da ömr-ü hayatında sayılı günlerde giydiği takım elbise-kravat kombinasyonundan sıklıkla bunalır, gece sünnet düğünün sonlarına doğru kravat yakın akraba hanımlardan birinin, mesela sünnet halasının çantasına çoktan atılmış olur. sünnet annesiyle beraber çiftetelliye kalkarlar, bi tek onlar varsa orta yerde, davetliler kasım kasım kasılıp limonata pasta ya da sünnet çocuğuna takılan altın vs. dedikodusundan oynamayı akıl edemiyorlarsa önce tek eliyle çiftetelliye devam edip öbür elleriyle uzaktan "gel gel" işareti yaparlar. olmadı oynamayı bırakır, kollarından çeke çeke adam getirirler. halka olunur, eller çırpılır, bi oynanır bi oynanır...



gece bittiğinde sünnet annesinin topuklu pabuçları eline alıp eve öyle gitmesi üzerine acaip yorumlar yaparlar: "gördün süslü ayakkabıyı, alsaydın ya her gün giyeceen bi model. pabucu ayağına giyesin diye aldık elde taşıyasın diye değil"... uzar gider bu



zaten sünnet annesi de gelinliğinden sonra hayatının dekoltesini giymiş, yakam bağrım nasıl diye diye yemiş bitirmiştir kendini, hiiiç duyacak halde değildir. ah ah! şu yakaya, şu gerdana suyolu pırlanta kolye olsaydı, nasıl tamamlanırdı bu kıyafet diyordur. ama sünnet babasının gözlerine bakınca "amaaaan be almayıversin, canı sağolsun" demekten kendini alıkoyamaz, koluna girer adamın, hafifçe yaslanır...

Kaynak: EkşiSozluk