Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   biriktirilen kirintilardan yeni bir silgi yapmak (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/87588-biriktirilen-kirintilardan-yeni-bir-silgi-yapmak.html)

bluemoon24 02-01-2009 12:42 PM

biriktirilen kirintilardan yeni bir silgi yapmak
 




* ilkokul zamanına, yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı dönemine denkgelir. çogu zaman hayal olarak kalır. ama, silgi tozu denilen şeyi biriktirmek diğer koleksiyonlar kadar zevklidir aslında. ayrıca amaç olarak, çocuk ruhuna tutumlu olmayı ve "ben bişeyler yapıyorum, kazanıyorum" tadını aşılar. ve daha niceleri...



önceleri, havaya kaldırıp "tısss tısss... sokuuucaaakk... yılan seni sokucaaak" deyip, ön sıradaki çocuğun boynuna sürtmekten yani silgi coplerinden yilan yapmaktan başka bi işe yaramayan silgi tozları bu sayede ekonomiye katkı sağlar hale gelir. yani başarabilirsek gelecektir. yani aslında iyi bir projedir. ama...



önce sınıfta bi söylenti yayılır "3-c'lerdeki burcu ders sonunda sırasının üstündeki silgi tozlarını toplayıp, biriktirip tekrar yeni bi silgi yapıyomuş". sınıf bu söylentiyle çalkalanır. nasıl olur? nasıl yapar? o tozlar nasıl birleşir tekrar?



proje çok çekici gelir. eğer gerçekleşir ise okuldaki popülarite artacak, belkide servisin arka dörtlü koltuğunun cam kenarı bize ayrılacaktır*. bundan sonra silgiye para vermek zorunda kalmayacak, annemizden babamızdan her seferinde "silgi alıcam" deyip, o parayla bonibon, eti puf alabilecektik.



kulaktan dolma tekniklerle başlardık projemize. projeye başlayacağımız ilk ders hatta ilk silme işlemi çok heyecanlıdır. ilk kırıntılarımızı temel atma töreni çoşkusuyla elde ederiz. sonraları, buzdolabının yumurta konan kapagından aşırıp



* , içindeki tabletleri atıp



* , kırıntı biriktime haznesi olarak kullandığımız calcium c sandoz kutusu yetmemeye başlar. daha sonra mavi kapaklı, şeffaf beslenme kutularını



* kullanırız. kırıntılar biriktikçe heyecanımız artar, kutuyu havaya kaldırır, ufak bi tebessümle çalkalarız "vay be ne biriktirdim" diyerekten. oysa 10 gram bile birikmemiştir.



bizimle aynı projeye gönül vermiş arkadaşlarımızın kırıntılarının bizimkini 10 katı olduğunu görünce afallar, "neşegül sen nasıl biriktirdin 2 günde bu kadar şeyi" der sinsi bir "ben çok yanlış yazıyom... napiim" cevabı alırız. o an şimşekler çakar, ufacık beynimizde



* neşegül "cheat" yapıyordur. ve o tecrübeden sonra tahtadakileri yazmayı bırakır



* , "kopya çekme!.. göstermiyorum... bakma" görevi yapan elimizle önümüzü kapatarak, silgiyi sıraya sürtmeye başlarız fırt fırt fırt... böylece bizim de kırıntı depomuz dolar taşar



* .



silgimiz bitmeye yüz tuttuğunda projenin ikinci ve en önemli olan kısmına geçmek için can atarız kırıntıları birleştirip yeni bir silgi oluşturmak. ama önümüzde bir sorun vardır "nasıl yapıcaz?"



"birleştirmek" kelimesinden yola çıkarak, aklımıza hemen uhu



* gelir. malesef işe yaramaz. o kadar kırıntı boşa gider. göt olmuşluğu çaktırmamak için "senin proje ne durumda" diye soranlara "kırıntı biriktirme aşamasındayım... yapıma geçicem... süper olucak... süper!" cevabı veririz



* .



annemize gider, "anne silgi alcam para ver" der, yeni bi silgi alırız



* . yaklaşık yarım saat içinde, seri bir çalışma ile o yeni silgiyi kırıntıya çeviririz. sonra aklımıza diğer bir yapıştırıcı gelir japon. babamızdan japon parası isteriz



* . kırıntıları japonlarız. bi süre bekleriz. taş gibi olurlar. yine sıçmışızdır. yılmayız araştırmalara devam ederiz



* .



yine annemize gidip "silgi alıcam" demek isteriz ama, bi gün önce silgiye para verdiğini hatırlayacağını düşündüğümüz için, "kalemtraş alıcam"



* deriz. silgiyi yine kırıntı haline getirir, yeni bir yapıştırıcı, birleştirici ararız tutkal



* . kırıntıları tutkalla kararız. kare şekli veririz bu hamura. sanki olucak gibidir. sonra zihnimiz açılır



* "lan buzdolabına koyim, orası da dondurur, iyice sıkışır, aynen adel gibi olur".



bir saat sonra heyecanla buzdolabının buzluğunu açar, eserimiz ile karşılaşırız. evvet! bazı kısımlarından beyaz, kurumuş tutkallar gözükse de, tamamiyle birleşmiş, aynen silgi gibi olmuştur! narin hareketlerle eserimizi avucumuza alır, okula götürüp, hava atmak için sabırsızlanırız



* .



sınıfa başımız yukarda gireriz. bugüne bugün sıfırdan silgi yapmış adamız, kolay mı. alkışlar arasında sıramıza oturur



* "ben de bakıyım mı?", "bi kere siliyim mii haa?", "nasıl yaptın lan?" soruları



* arasında silgimizi çıkarır, havaya kaldırırız, kupa kazanmış michael schumacher edasıyla



* . hemen deftere bi çizik atar, silginizin açılışını yapmak üzere çizginin üzerine yüklenirsiniz. evet... yüklenirsiniz... eee... vee... o da ne... eee... defter kararmaya, silginiz, eseriniz, şaheseriniz dağılmaya başlar, topak topak... açılışı izlemekte olan tüm sınıf kahkalarla gülmeye başlar



* . gülerekten, işaret parmaklarıyla gösterilir olursunuz. "yapım aşamasında teknik bir aksaklık olmuştur" şeklinde bir açıklama yapmaya kalksanız da, kahkahalar dinmez. aksine yükselir de yükselir



* .



firmanın kepenklerini kapatır, iflas bayrağını çeker, ellerinizi çenenize dayar, başınızı öne eğer, al yanaklarla sıranızda oturur kalırsınız



* . artık bu projenin getirisini, götrürüsünü, artısını, eksisini siz hesaplayın.

Kaynak: EkşiSozluk


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:04 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.