![]() |
tasimak * taşımak i. bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek: "hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı."- s. f. abasıyanık. ii. üstünde bulundurmak: "boynunda asılmış gümüş bir köstek taşırdı."- y. k. beyatlı. iii. * -i durum ekiyle kullanılan fiil)) * ağırlığını yüklenmek: "değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur."- s. birsel. iiii. * sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak. v. giymek: "devlet üniforması taşıyordu."- h. taner. vi. sahip olmak, özellik olarak bulundurmak: "bir insanın çift uyruk taşımasını aklım almıyor benim."- n. cumalı. vii. * katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek. viii. * duymak, hissetmek: "hepsi yüreklerinde ana, baba, kardeş, yurt saygısı taşıyan kimseler oldular."- m. ş. esendal. "içlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar."- t. dursun k.. * tdk) Kaynak: EkşiSozluk |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:51 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.