![]() |
ilk dans * yıl 1989... ortaokul son sınıftayım ve dilek isimli bir kıza aşığım... gazi lisesinin bir dönem giydiği iğrenç mavimsi, grimsi tek parça üniformanın içinde benim için bir kraliçe o. hafiften dişlek, çok güzel gülüyor ve kocaman parlak gözleri var, şimdi bile gözlerimi kapatınca gözümün önüne gelen.. hayatımda ilk kez ondan duyuyorum seni seviyorum sözlerini, sonraki yıllarda belki de hiçbir zaman o dönemdeki anlama sahip olamayacak şimdilerde sihirini kaybetmiş o iki kelimeyi.. o kadar tutuk, o kadar çocuğuz ki, konuşmalarımız gazi lisesinden deniz kenarındaki otobüs durağına kadar olan ömrümün en güzel yolunda geçiyor genellikle... bir de evde aileden gizli saklı çevrilen hala aklımda olan 6 haneli bir telefon numarası. okuldan kaçıp deniz kenarında korka korka elele tutuşuyoruz, gökyüzü o gün ne kadar da mavi, deniz uçsuz bucaksız... öpüşsek öpüşeceğiz belki ilk öpücük olarak o gün geçecek kayıtlarımıza.. saçlarını kısacık kestirmesine kızıyorum birgün, çünkü hep saçlarının ne kadar güzel olduğunu söyleyip duruyorum ama o gidip tam tersini yapıyor, alınganlığım, çocukluğum had safhada, küsüyorum, beni istemediğini düşünüyorum, yemek yiyesim bile gelmiyor... aramızı düzeltmeye kendini adamış bir arkadaşımız var, müge.. "hafta sonu doğumgünümü kutlayacağız bizim evde" deyip davet ediyor... cumartesi geliyor, saat öğleni bulmuş, içimde dilek'in geleceğini de bildiğim için tatlı bir telaşla müge'lere gidiyorum, sürekli gidiyorum zaten onlara, ders çalışmak, okula giderken müge'yi almak için filan.. annesini de tanıyorum, hem beni seviyor biliyorum. içeri giriyorum gözlerim dilek'i arıyor ve buluyor da köşede süzgün bir ifadeyle oturuyor. gözgöze geliyoruz, hafiften bir ışık düşüyor yüzüne, seviniyorum, seviniyor... tertibimizi alıyoruz, misafir odası düzeneğinin uslu çocuklarıyız ya herkes yerlerinde oturuyor, slow bir şarkı çalıyor, dışarıda izmir nisanı, gözlerim dilek'te, içimde kıpırtı ama dansa kaldıracak cesaretim yok, henüz hayatımda kimseyle dans etmemişim. derken bir anda mügenin annesi yaklaşıyor ve "hadi bakalım ilk dansı ben başlatayım" deyip elimden tutup dansa kaldırıyor. yüzüm kireç gibi beyazlıyor bir anda. tedirgin, ürkek, şaşkınım. hayatımda ilk kez biriyle dans ediyorum ve aramızda tam 30 yaş var.. müge'nin direktif verdiğini sonradan öğreneceğim şekilde şarkının ortasına doğru dans ederek dilek'in yanına geliyoruz ve bana "hadi bakalım, bugün buradaki en güzel kızı dansa kaldır" deyip beni dilek'in karşısında bırakıyor şimdi adını hatırlamadığım teyze. beynine reset atılmış robot gibiyim, hissiz öyle duralıyorum bir an ve yapmam gereken şeyi yapıyorum "benimle dans eder misin?" gülümseyerek kalkıyor... o kadar resmi ki dansımız ve o kadar uzağız ki birbirimize aramızdan tren geçer neredeyse.. ama ikimizden başka herkes yok olmuş, zaman durmuş, şarkı sonsuza kadar çalsa sonsuza kadar orada o saçma salınımı yaparmışım gibi geliyor bana... o gün dilek'in ellerini hiç bırakmıyorum... Kaynak: EkşiSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:56 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.