![]() |
alevilik günümüzde acı bir biçimde mezhebe indirgenmeye çalışılan şey ortada şöyle bir gerçeklik vardır ki alevilik, hacı bektaş ı veli'nin önayak olduğu bektaşilik tarihi ile örtüştürülmeye, hatta onunla başlatılmaya çalışılır ki, bunda da başarılı olunduğu gerek sözlükteki girilerde, gerekse internet dışında yazılan, çizilen konuşulan şekliyle görülebilmektedir. ilk yanlış şudur: aleviliğin hz ali'yi sevmek olduğu söylenir ama alakası yoktur. alevi sözcüğü, alevden gelen, aleve tabi anlamındadır ki, bu da ışıktan gelen, ışığa tabi şeklinde yorumlanabilir. alevi inancının özünü iyiliğin timsali olan ışık, islami açıdan bakarsanız da nur oluşturur. alevilik tarihi islamla beraber başlamaz hıristiyanlık öncesinde de alevi inanışların, ritüellerin olduğu, günümüzde biçim değiştirse dahi özünde aynı kalarak devam ettiği biliniyor. kimi araştırmacıların vardığı sonuca göre alevi inancı hıristiyanlık gelmeden önce anadolu'da var idi. ancak, hıristiyanlığın roma'nın resmi dini olarak kabulünden sonra aleviliğin isa'nın yolundan sapmışların inancı olarak görülmesi ile aleviler üzerinde muazzam bir baskı kurulması, katliamlar yapılması neticesinde alevilerin göçe zorlandığı, avrupa'ya gittikleri de iddia ediliyor. hatta fransa'da bir dönem yaşamış ve hepsi engizisyon mahkemeleri'nin kararıyla katledilmiş bir güruhun aleviliğe çok benzer bir yapıda oldukları, onları katledenlerin yazılı kaynaklarında dahi geçmekte. hatta aynı kaynaklar, aleviliğe atılan mum söndü iftirasının menşeini de kendilerine, yani bağnaz hıristiyan inancına bağlamakta . anadolu'ya türklerin gelişiyle beraber bir süre rahat nefes alan aleviler, yavuz sultan selim döneminden bugüne kadar ve halen katliamlardan başını kurtaramamıştır. şimdi soralım: aleviler kimlerdir? türk müdür? kürt müdür? yoksa fransız mıdır ? yani millet midir? yoksa alevilik bir din midir? olmadı, mezhep midir? bence bunların hiçbiri değil. anladığım kadarıyla alevilik, yaradılışa insanların getirdiği bir yorumdu. buna göre herkes can verenin, yani hakk'ın bir parçası idi ve bu dünyadaki hayattan sonra o'na yürürdü. zamanın alevileri, hıristiyanlığın cenderesi altında kendi inanışlarını sürdürebilmek adına onların inancını kabul etmiş gibi görünmüş olsalar da esas düşüncelerini kaybetmemişler. islamiyet'in gelişi ile de aleviliğin aynı şeyi yaptığını söyleyebilir miyiz? yani müslümanım diyerek kendi inanış tarzlarını mı yaşıyorlar? sanırsam iş böyle başlamış ama, sonunda çok büyük bir çoğunluğu müslüman olmuş. günümüzdeki alevilik anlayışı büyük ölçüde islamiyet inancı içinden çıkmadan, eskiden gelen inanış geleneğinin sürdürülmesi diye düşünüyorum. alevilerin çok büyük çoğunluğu allah'a ve o'nun peygamberi hz muhammed'e iman konusunda taviz vermezken, ibadet biçimleri gelenekten gelen şekille sürmekte gibi duruyor. yani alevilik artık din de değil, herhangi bir milletin devamı da değil. benim için ise alevilik, yok edilmeye çalışılan, yazılı kaynakları yakılmış, o yüzden sözlü olarak gelecek kuşaklara aktarılmış, dolayısıyla arada tahrif edilmiş, hem içindeki, hem de dışındaki insanlar tarafından yok edilmeye, mezhebe indirgenmeye çalışılan hayat görüşümdür, tarihimdir, değerimdir. ama bu değer, dedelere yüz sürmekle de korunmaz, alevi olunmaz, alevi doğulur sözüyle de... iyi olan geleneğe bağlı kalınıp, kötü olanı savuşturmakla, içini pir-ü pak etmekle korunur. hem bunca sene yok etmeye çalışmışlar da becerememişler, bundan sonra nah becerirler. [icabında giriye devam ederim.] Kaynak: İtüSözlük |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:15 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.