sebnem burcuoglu
 

* 2. salsa cumhuriyet kupasi amatör dal sampiyonu. son dönemde uk brit fest'de turkiye'yi temsil etmesi, dans dergisi ne kapak olmasi ve bümed dergisine geniş bir röportaj vermesi ile şöhret yolunda adimlar atmistir.



siradan adimlari da dans eder gibidir. onu kirmizi ya da gumus elbiseler ile dumanli latin ritimlerinin icinde degil de, sabah erken cig dusmus okul cimeninin uzerinde, yeni dogmus gunun isittigi kaldirimlarin kalabaliginda yada bir asansörden diğerine, bir kapıdan ötekine saklanmak isteyip de güneşten kaçamayan bir gölge gibi girip çıkarken görseniz, izleseniz evet, bana hak verirsiniz.



peki ama dans güdüsü bir karakterin neresine denk duser? uzaklardan ileriye doğru bakan hüzünlü bir çift siyah gözün anlatmaya çalıştıklarına mı, kırılmaktan korkan bir kabugun, bir kozanin saklamaya çalıştıklarına mı ? yoksa kabina sigmayan, icten ice yanan, közlenemeyen, gözlenemeyen, gizlenemeyen bir atesin ara sira cevreyi kavurmasina izin veren yaramaz tarafina mi ?



zor mesele.



benim icin ise dans güdüsü, 100 yillarin ardindan gelen bir tesadüfün kirec boyali bir hastane odasinin tavanlarini seyrederken düsündürdüklerine denk düşüyor.



bu arada oyle saniyorum ki salsa'nin sampiyonu olmaz prensesi olur.

Kaynak: EkşiSözlük