Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   bukowski (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/202241-bukowski.html)

bluemoon24 14-01-2009 05:12 AM

bukowski
 


yolda yürürken mırıldanabilen modest mouse şarkısı. bukowskinin götlük edebiyatını ve tanrı bizi yarattı, her şey onun kontrolünde, bizi izliyo, peki bu zorluklar hastalıklar sefalet neden şaka mı bu? sorusunu mıymıy bi tonlamayla irdelemekte.





woke up this morning and it seemed to me that every night turns out to be a little bit more like bukowski. and yeah, i know he's a pretty good read. but god who'd wanna be? god who'd wanna be such an asshole? god who'd wanna be? god who'd wanna be such an asshole?



well we sat on the edge of the river, the crowd screamed, sacrifice the liver. if god takes life, he's an indian giver. so tell me now why you'll never tell me never. who would wanna be? who would wanna be such a control freak? well who would wanna be? who would wanna be such a control freak?



well see what you wanna see. you should see it all. well take what you want from me. you deserve it all. nine times out of ten, our heart just gets dissolved. well i want a better place or just a better way to fall. but one time out of ten, everything is perfect for us all. well i want a better place or just a better way to fall.



here we go. if god controls the land and disease, and keeps a watchful eye on me, if he's really so damn mighty, well my problem is that i can't see, well who'd wanna be? who'd wanna be such a control freak? well who would wanna be? who would wanna be such a control freak?



evil home stereo, what good songs do you know? evil me, oh yeah i know, what good curves can you throw? well all that icing and all that cake, i can't make it to your wedding, but i'm sure i'll be at your wake. you were talk, talk, talk, talkin' in circles that day, when you get to the point make sure that i'm still awake, ok?



went to bed and didn't see why every day turns out to be a little bit more like bukowski. and yeah, i know he's a pretty good read. but god who'd wanna be? god who'd wanna be such an asshole?

bu sabah uyandım ve her gece biraz daha bukowski gibi oluyomuş gibi geldi. tabi biliyorum iyi bi yazar falan ama allah aşkına kim ister ki? allah aşkına kim böyle göt bi herif olmak ister ki? allah aşkına kim ister ki? allah aşkına kim böyle götün teki olmak ister ki?



işte nehir kenarına oturduk, kalabalık "ciğeri feda et" diye bağırdı. eğer tanrı hayat alıyorsa indian giverdır. şimdi neden asla bana asla demeyeceğini söyle. kim ister ki? kim böyle bi kontrol manyağı olmak ister ki? yani kim ister ki? kim böyle bi kontrol manyağı olmak ister ki?



eh ne görmek istiyosan onu gör. hepsini görmelisin. eh benden ne istiyosan al. hepsini hak ediyorsun. her 10 kereden 9unda kafadan kalbimiz parçalanıyo. işte ben düşüş için daha iyi bi yer ya da en azından daha iyi bi yol istiyorum. ama 10 kereden 1inde her şey harika oluyo. ben düşüş için daha iyi bi yer ya da en azından daha iyi bi yol istiyorum.



hadi bakalım. eğer tanrı yeri ve hastalığı kontrol ediyorsa, ve bana göz kulak oluyorsa, gerçekten de öyle çok çok uluysa, sorunum şu ki anlamıyorum, yani kim ister ki? kim böyle bi kontrol manyağı olmak ister ki? yani kim ister ki? kim böyle bi kontrol manyağı olmak ister ki?



kem ev müzik sistemi, hangi iyi şarkıları biliyosun? ne fenayım, hmm biliyorum, nasıl güzel sürpsizler yapabilirsin? ee bütün o krema ve pasta, düğüne gelemiycem ama mezarına kesin giderim. o gün konuşa konuşa konuşa konuşarak daireler çiziyodun, derdini anlatmayı başarabildiğinde hala uyanık olduğuma emin ol, olur mu?



yattım ve anlamadım neden her gün biraz daha bukowski gibi oluyo. tabi biliyorum iyi bi yazar falan ama allah aşkına kim ister ki? allah aşkına kim böyle göt bi herif olmak ister ki?

modest mouse'un good news for people who love bad news albümünden ünlü şair-yazarın adını taşıyan şarkısı...

ayyaşlığı ve amaçsızlığı kendine hayat tarzı edinen aşmış şahsiyet..umursamazlığının altına sakladığı yoğun cesaretin ve bilgeliğin önünde eğilmekten başka birşey düşmüyor yalancı esaretlerden yarattığımız özgürlük için ölmeye hazır olan bizlere...



ve güneş merhamet buyuruyor

ama fazla yükseğe taşınmış bir meşale misali,

boydan boya kırbaçlar görüntüsünü jetler

kurbağa gibi zıplar füzeler,

çocuklar haritalarını çıkarır

iğnedenliğe çevirir ayı,

eski çürük peynir,

orda hayat yok

ama dünyada fazlasıyla

yıkanmamış hintli çocuklarımız

bacak bacak üstüne atıp flüt çalarak,

göbekleri içe çökmüş, açlıktan ölürken,

açlık kokan havada yılanların

şuh kadınlar misali kıvırtışını izleyerek

füzeler zıplar,

avcıları ve sürüyü geride bırakırken

yabani tavşanlar gibi zıplar

günü geçmiş kurşunların yerine

çinliler hala yeşim işlerler,

sessizce açlıklarına pirinç tıkarak,

bir açlık ki bin yaşında,

ateş ve türküyle ilerler çamurlu nehirleri,

istemsiz beklemenin sürüklenen

direkleri iter mavnaları

yüzen evleri

türkiye'de kilimlerinin üstünde

kıbleye dönüp

sigara içerek gülen

ve parmaklarını gözlerine sokup kör eden

mor bir tanrıya dua okurlar,

tanrılar böyle işte, yaparlar

ama füzeler hazırlar: her nedense

değersizdir artık barış,

küçük bir göldeki nilüfer yaprağı

misali sürüklenir delilik, hissiz daireler çizerek

kırmızı yeşil ve sarılarına batırıp

resim yapar ressamlar,

şairler uyaklara döker yalnızlıklarını,

müzisyenler her zamanki gibi açtır

ve romancılar kaçırır meselenin özünü,

ama pelikan kaçırmaz, martı kaçırmaz

pelikanlar dalıp dalıp yükselir

şok geçiren yarı ölü radyoaktif balıkları

gagalarında sallayarak

evet, gerçekten de

sümükle yıkar kayaları sular

ve wall street'te

anahtarını arayan bir sarhoş gibi sendeler borsa

ah, işte bu sıkı bir şey olacak, allahın izniyle

tekrar yılana götürecek bizi, deniz böceğine,

ya da şanslıysak eğer,

katalizi uzun dişli fosil kaplana götürecek,

maden çukurunun içinde

kırık kask, cihaz ve cam parçalarının üzerinde

resim çiziktiren kanatlı maymuna götürecek

çatırdayarak girer şimşek

pencereden içeri ve bir milyon odada

aşıklar yatar kenetlenmiş, yitik

ve barış gibi hastalıklı

kırmızı ve turunca çalmaya devam eder gökyüzü

ressamlar için -ve aşıklar için,

her daim açtıkları gibi açar çiçekler

açar ama üzerlerinde

füze yakıtlarının ve mantarların,

zehirli mantarların ince tozu var zaman kötü,

bulantılı bir zaman -perde,

iii.sahne, sadece ayakta yer var,

satildi, satildi, satildi yine,

tanrı tarafından, birileri ya da birşeyler,

füzeler generaller ve liderler tarafından,

şairler doktorlar komedyenler

sabun ve bisküi üreticileri

ve iki yüzlü seyyar satıcılar tarafından

kendilerine özgü ustalıklarıyla satıldı

şimdi kömür yağı tabakasıyla kirletilmiş

tarlaları görebiliyorum, bir-iki salyangoz,

safra, yanardağ taşı, sığ sularda

bir-üç balık, kaynağımızın

ve gözlerimizin yergisi...

daha önce hiç olmuş muydu bu?

kendini kuyruğundan yakalayan

bir daire mi tarih,

bir rüya, bir kabus mu,

bir generalin hayali, bir başkanın,

bir diktatörün hayali mi yoksa...

uyanamaz mıyız?

yoksa yaşamın güçleri daha mı yüce bizden?

uyanamaz mıyız? sevgili dostlar,

uykumuzda mı ölmeliyiz sonsuza dek?



Kaynak: İtüSözlük


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:52 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.