bir tek çelik e rötuş yapmadılar
 

vatan'ın volkan'ı yerde bile tekmelediler tadında bir başlığa sahip olsa da, ilgi çeken haberi.



olay milli gazete'nin arçelik tarafından anneler günü ile ilgili verdiği reklamdaki, kadınların resimlerini fotoşop ile düzeltip, yayınlamasından ibaret. ayrıntılara bakılırsa, kadınların etek, ve elbise boylarının uzatıldığı, bazı yerlerinin kapatıldığı görülebilir.



http://w9.gazetevatan.com/...



not: valla kadınların bacaklarına bakıp tahrik olmam gibi bir şey aklıma ilk anda gelmedi ancak, mutaassıp milli gazete yöneticileri genç osbircilerin bu reklamı malzeme yapmalarından çekinmiş olmalı. ilginç bir düşünce tarzı özellikle 21. yüzyılda.



düzeltme: hector'un uyarısı ile mutaassıp kelimesi kullanıldı.

reklamverenin dersini almış olduğunu umduğum olaydır. anneler gününde annelerden sözediliyor ama malum zihniyet o resmi bile meme, bacak olarak görebiliyor işte.

rötuşları bir hanıma yaptırdıklarını ummulmasını sağlayan durum.

yoksa bir erkek evladının o annelere!!! bakıp tahrik olmaması mümkün mü?



vatan'ın ahmakça haberiymiş.



imdi, burada anlamadığım bir şey var. arçelik firması milli gazete ile reklam konusunda anlaşıyor. milli gazete eğer çok islami açıdan düşünüyor ve dini kuralları biliyor ise reklamveren ile anlaşma yapmaz, reklamı yayınlamazdı. ancak koç'un parası milli gazete'ye sıcak gelmiş olacak ki, milli gazete bunu kabul etmiş. o zaman işin ahlaki boyutu önem kazandığı için milli gazete'nin fotoşop tekniğine başvurmaması gerekirdi. üstelik anlamıyorum, koç grubu, miili gazete'ye bu reklamı yayınlayın diye baskı mı yapmış?



ortada böyle bir şey yok. sadece milli gazete'nin arçelik'ten parayı alırım, resimleri değiştirir okuyucumdan tepki almam gibi bir psikoloji ile yapıldığı ortada. buna rağmen bu eylemin eleştirilmesi, saçma bulunmuş, ahmakça dürtülere, reflekslere bağlanmış.



allah'a kayıtsız şartsız iman etmiş mümin bir kişinin işi, gazete reklamlarını fotoşoplayıp mı halka göstermektir? başka işi yok mudur? bu kadar ufak detaylarla uğraşıp, dezenformasyon yapacağına, bu gazete yöneticileri, okur tebaasının da dikkatini çekmek için başka işlerle uğraşamazlar mı? ondan sonra irticai kesimin, uçkuruna taktı mı taktı deniliyor. nasıl unutulur, bir müslüm gündüz, hüseyin üzmez otel odasından porno izleyen zekeriya beyaz ?



onun içindir ki, din bezirganları ile gerçek din alimlerinin arasındaki fark bilinecek, ve halk aydınlatılacak. uygar olmanın en temel şartı budur.



düzeltme: hector'un uyarısı ile ritüel kelimesi yerine dini kurallar kelimeleri kullanılmıştır.

islam eşittir tesettür saplantısı içindeki hastalıklı beyinlerin yine elma ile armudu karıştırması olayıdır. kadının mutlaka kara çarşaf içinde olması gerektiğine inanıyorsan gazetene verilmek istenen bu reklamı kabul etmeme ve neden etmediğini de açıklama cesaretini göstereceksin. çünkü reklamdan gelecek geliri cebe indirip, bir kurumun yarattığı, diğer bir kurumun da onayladığı ve para ödediği bir yapıtı veya sanat eserini rötuşlamak ikiyüzlülük ve etik dışı bir yaklaşımdır. bunu savunabilmek ise gerçekten korkutucudur. orijinal resme tekrar tekrar bakmanızı öneririm.

kol-bacak fetişisti insanlar olabilir düşüncesiyle başlanılan hareketin son safhasıdır. milli gazete bu reklamı çok açık bulmuş ve bayanların kıyafetlerini photosopta rütuşlamıştır. komik bir olaydır. tema anneler üzerine kuruludur ama içi fesat olan ve büyük ihtimal biri fotoşoplayalım beni tahrik ediyor herkes tahrik olur o zaman mantığıyla ilerlemiş,dayıoğluna düzelttirmiş,abazan olduğu gerçeğini böylece gizlemiştir.

bu adamların inandığı dini biraz bilsek insan olur mahrem bölgelerimizin , yani allah tarafından yasaklanmış olan mayınlı bölgelerimizin zaruretten kapatılması, gösterilmemesi, o bölgelere katiyen bakılmaması gerektiğini kavrayabilecek kıvrak zekaya da sahip olabilirdik. ama biz insan değiliz en azından ben öyle değilim. bazı hadiseleri, içerdikleri bariz ve çarpıcı açıklamalara rağmen anlamakta güçlük çekiyorum.



yaşama karşı bir duruşun, tavrın ve ilkelerin olabilir. herhangi bir görüşü savunuyor ve bu doğrultuda yaşıyor düşünüyor, algılıyor ve yargılıyor olabilirsin. senin duruşuna, ilkelerine ve tavrına uygun bulmadığın kişileri düşman ilan edebilir, inandığın şeylerin dışında ki düşünce ve yaşam biçimlerinden nefret edebilir, saygı duymayabilirsin.



bulunduğun çağın neresinde duruyor olursan ol, senin görmek istediğin yada görülmesini istediğin şekilde olmayan, ülkenin en büyük kapitalist güçlerinden birinin reklam filmini en başından tutarlı davranır gazetene koymazsın. ilkeli davranırsın.



değilse bu tür hadiseleri içeriği ne olursa olsun anlatmakta zorlanır, kişileri ot refleksi gelişmiş, bok refleksi gelişmiş, anlama ve kavrama yetileri zayıf kişiler olarak kategorize edersin.



benito mussolini ' yi, ele avuca sığmaz, ateşli bir devrimci gibi düşleyip, fotoğrafında oynamalar yaparak, ortaya çıkardığımız eserin karşısına geçip loreto meydanı'nda sallanan bu değildi diyebiliriz. ve bunu dediğimiz anda hala kendimize saygı duyabiliyorsak, kendimize inanıyorsak ki sözü geçen basın kuruluşunun bu noktada kendine olan saygısından ve inancından zerre şüphe duymadığı çok açık, bize hadiseyi istediğimiz şekliyle anlamlandırmak düşer...





Kaynak: İtüSözlük