antakya
 

inanç turizmi dolayısıyle birçok yabancı turisti kendine çeken şehir bu başarısını yerli turistler açısından yakalayamamıştır.

hz. isa nın karışıklıklar esnasında kaçan bir havadisi tarafından saint pierre kilisesi kurulmuştur.ve ayrıca bu klise dünyanın ilk klisesi olarak kabul edilir.

ayrıca antakya mozaik müzesi dünyanın en geniş 2. büyük mozaik arşivini bulundurması bakımından dünyanın ilgi gösterdiği bir müzedir.

ve türk arap sentezinin en el değmemiş halini burada görebilirsiniz..

barışı burada bulabilirsiniz.kurtuluş caddesi nde aynı sokakta cami klise sinagog bulunması insanı şaşırtabilir.

uğranıldığında künefe ve tepsi kebap yenilmeden, mezelerin hatırı sorulmadan dönülmemesi gereken. içinde hem denizin hem yaylanın, hem ormanın hem de kurak toprakları barındıran, dünyanın minyatür haline geldiği memleket

her seferinde büyük bir heyecanlanla gittiğim,otogarda indiğimde kuzenimin beni karşıladığı ve her köşesinde fotoğraf çekildiğimiz şehirdir.

uğradığınız zaman öncelikle tepsi kebap yanındada ayran ve ardından kral künefe de dondurmalı peynirli künefe yersiniz.asi ırmağı üstündeki köprüden geçersiniz.tarihi mozaik müzesi burdadır.biraz ilerisinde ailelerin,sevgililerin ve arkadaş gruplarının gönül rahatlığıyla gidebildiği büyük bi park vardır.insanlar sabahları burada koşabilirler.çocuklar ve gençler luna park'a gidebilirler.tavla,okey oynamak için cafeler vardır ve oturup,parkı seyretmek için banklar.

bu şehre gittiğinizde bici bici yemeden sakın dönmeyin.bici bici içinde gül suyu bulunduran bi çeşit soğuk tatlıdır.antakya'nın çarşısında gezip,yorulduktan sonra sizi çok rahatlatır.

antakya elbetteki bunlarla sınırlı değildir.dünyanın ilk klisesi olarak bilinen st pierre klisesi de burda bulunur.farklı dinlere inanan insanların birbirlerini kınamadan,yargılamadan,barış içinde yaşadıkları nadir şehirlerden biridir antakya.

birçok şelalenin bulunduğu harbiye'yi içinde barındırır.suların içindeki masalarda ayaklarınız suyun içinde akan suları izleyerek yemek yiyebilirsiniz.

samandağı ve yayladağı vardır ki dillere destandır.yayladağında bulunan yoncakaya köyü ise eşsizdir benim köyümdür.antakya memleketim,huzurumdur.

az parayla en çok yemek yenilen şehir. akşam 10 dan sonra açık bir yer bulamazsınız o ayrı.

eski meclis binasının 3 film birden veren erotik porno sinemasına dönüştüğü sonradan battığı hatay'ın merkez ilçesidir. lakin pazarları dehşettir etrafta baharat kokuları yayılır künefe salonlarından çıkan buharlar etrafa yayılır. çok ucuz bir şehirde bir sürü kaçak mal bulabilrisiniz ayrıca harunlaı manyaktır gezgindir,tamamen sosyaldir ve igdip konuştuğunuz zaman güleryüzle karşılaycaktır. istanbuldan sonra en kozmopolit şehirdir.
bir zamanlar dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan tarih, kültür ve medeniyet dolu güzelim memleketim.

ayrıca


küçük olmasına rağmen kozmopolit olmasıyla her daim şaşırtan, kozmopolit olmasına rağmen herkesin sahiplenebileceği, benim diyebileceği şehir. insanlarının sıcaklığına öyle alışırsınız ki başka bir şehire gittiğinizde yabancılık hissedersiniz. yemekleri eşsizdir. hepsinden tatmak için en az iki hafta kalınması gerekir. bana tutku kelimesinin anlamını öğreten şehirdir. hem çok severim, hem nefret ederim. benimdir.

müthiş yemekleri ve doğasıyla ilgi ceken türkiyenin en guzel şehirlerinden birisi. ayrica suriye devleti de bu şehirimizi kendi sınırları icinde gösterir. multi kültürel bir şehirdir.

uzaklaştığım zaman özleten, orada olduğum zaman bunaltan, her şeye rağmen deli gibi sevdiğim, özlediğim memleketim.

reankarnasyon vakalarının en çok görüldüğü güzel ülkemin güzel şehri.mutfağıda çok lezizdir...

bir mobilete 3 kişi binmeyi,

normal bir motorsiklete 5 kişi binmeyi başarmış yarmış insanların şehridir.

tarihi adım adım yaşatır sizlere,alengirli sokaklarında kendiniz kaybedebilirsiniz bile.bir anda herkesin arapça konuştuğu bir minibüse düşer ama arapaların ortasında da türkçe konuşan insanlara denk gelebilirsiniz.orda döner yedikten sonra başka yerde yediğiniz dönerler anlamsızlaşır,bir harbiye ye gittiniz mi damağınız kamaşır...



sanırım gördüğüm bir olayı anlatmam burasının nasıl bir yer olduğunu saatlerce anlatmam dan daha iyidir. geceyarısı araba ile gezerken bir halısahanın yanından geçerken içeri doğru bakmam ile gördüğüm manzara kısaca şöyleydi. saha da kızlı erkekli takımlar vardı ve kızların arasında türban takmış olanlar bile vardı. yağan yağmura aldırış etmeden koşup top oynuyorlardı. tabi kahkalar arasında çünkü o insanlar eğlenmek için oradaydı. şimdi soruyorum böyle birşey başka nerede olabilir ki ? gece 2 de kız grupları görmekte olasıdır. küçük ama sevimlidir antakya.



arapça olayı ise ayrı bir güzelliktir. aylarca ayrı kaldıktan sonra gelip minibüse bindiğiniz zaman o özlediğiniz konuşmaları duymanız kaçınılmazdır. özellikle yaşlıların arapça konuşmaları ayrı bir güzeldir.



yemek konusunda çok fazla şey söylemeye gerek yok. mutfak zaten zengin. bir de döner olayımız var. türkiye de bir çok yere gittim ama antakya da yediğim dönerin tadını hiç bir zaman almadım. hatta antakya da aynı paraya size kocaman döner verirlerken başka yerlerde yarım somun ekmek içinde birşeyler verirler ve doymazsınız bile. burada ise aç kalma diye bir ihtimal olamaz.



kısacası mutlaka gelip görmeniz ve zaman geçirmeniz gereken bir yerdir. son olarak öğrenciler içinde rahatça yaşayabilecekleri ve az bir para ile bütün bir ayı geçirebilecekleri bir yerdir.

mutfağın zenginliği ve güzelliği konusunda herkesin hemfikir olduğu küçük şehir.

kozmopolitlik açısından birçok büyükşehirle yarışabilir.

hristiyanı, müslümanı, musevisi birlikte yaşar, evleri dükkanları dib dibedir. farklı dine mensup insanlar arasında inanılmaz bi hoşgörü vardır. ortodoks vakfı başkanı josef naseh, ramazan bayramında tüm müslüman kardeşlerimizin ramazan bayramı mübarek olsun yazılan bir pankartı en işlek caddenin * girişine astırmıştır.

arapça konuşan halkı ikiye ayırabiliriz: arap alevisi** olup da arapça konuşanlar ve arap-sünni olanlar.



ankaradan dönüşlerimde harbiye minübüslerine bindiğim zaman arapça konuşmları duyup da ohhh bee! sonunda antakyadayım dediğim yerdir antakya. uzun süre kalındığında sıkıntı basar, yapacak fazla bişey yoktur. doya doya tadı çıkarıldıktan sonra, fazla uzatmadan hızla ayrılmalıdır. zaten uzak kalındığında hemen özletir kendini.





not: aklıma geldikçe editleyecem*



Kaynak: İtüSözlük