malafa
 

tezgahtar, diğer insanlara ancak bir astronot kadar yaklaşabilen,

duygu ve düşünce örnekleri toplayip kendine dönen kişidir.

kimlik koleksiyoncusudur. sermayesi, sattığı mal değil,

müşterisidir. karşısındakine bir önceki müşterisini satar.

turistin tezgahtan kalkmak için değil, tezgaha oturmadan

önce biraz düşünmesi gerekir. insanın ilk öğrendiği ve unuttuğu

bilgi düşünmektir. dolayısıyla ilk insan da, son insan da turisttir.

tezgahtarsa şeytandır. bu yüzden şeytan kelimesinin

ingilizcesi 'satan' diye yazılır.

diyen bir hakan günday romanı .doğan kitaptan çıkmıştır.

kinyas ve kayra kadar hücresel çalışmasa da bünyede birtakım hasarlar bırakabilmektedir.

hakan günday'ın son kitabı.'malafa' uzun zamandır okuduğum en seri okunabilen,hayattın neresinde olduğunu sorgulatan kitap. kitabın kurgusu çok başarılı, yine okunduğunda insanı kendine döndürüp düşündürtebilen bir kitap.

''tezgâhtarlığın zorluklarından biri tekrardır. insanin en zor dayanabildiği çalışma koşulu olan tekrar, sağlıklı bir aklın ani ölümüne neden olur. aynı cümleleri aynı mimikler eşliğinde iki bin kez söylemiş olan tezgâhtar, artık ne dediğini duymuyordur. başka konular üzerinde yoğunlaşıyor, müşterisinin banka hesabında ne kadar tramı olduğunu ya da yanındaki ahçiğin vardik rengini tahmin etmeye çalışıyordur. kendisini duymayan tezgâhtar, konuşmasının hangi bölümünde olduğunu karşısındakinin yüz ifadesinden anlar.''



''dünya bir tezgahtır.tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak ölünce anlaşılır.''

hakan günday ın kitapta başka dil yaratmak istercesine, bir dünya farklı kelime kullanılmış en başlarda açıp sözlükte orada burada arıyosunuz ama faydası pek olmuyo, fakat kitap ilerledikce çözüyosunuz olan biteni ... hakan günday yine yapmış yapacağını diyosunuz .

aha da birkaçı bu, orada burada aramayın..



meterlemek:sikmek becermek

dacik:yerli,türk

akçik:kadın

paks:kişi

pıt:ecstasy

mart:adam

pata[img]/images/smilies/tongue.gif[/img]enis

koks:kokayin

pörç:ibne

tram[img]/images/smilies/tongue.gif[/img]ara

tetas:meme ,göğüs

yumoş:euro

çikolata:isviçre frangı

vardik:kilot

hakan günday ın kinyas ve kayra sından sonra okuduğunuzda kesinlikle ve kesinlikle hayal kırıklığına yol açar. tamam doğru tespitleri var yine ama bu tespitleri sunuşu ne kinyas ve kayra kadar ne piç ne de zargana kadar başarılı değil. üzüldüm.. hayal kırıklığına uğradım.. ağlamak istedim ...

malafat'la karıştırılmamalıdır.

malafa: önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aletidir.



şimdi malafa ve malafat karıştırılınca neler oluyor onu görelim.

üniversitenin son senesi, makine tasarım dersi. hoca makine mühendisliğini yemiş bitirmiş ama saha mühendisi olmayı başaramamış bi şahsiyet. malafa'nın ne olduğunu bilmemekte kendisi. itüden saha mühendisi çıkmaz laflarına beni inandırmak istercesine böyle bir hocayı görmek şaşırttı beni. neyse derse dönelim...



yeri geldi hoca malafa kullanılarak işlenmesi gereken bir malzemeden bahsetti ve öğrencilerden birine sordu:

bekir sen bilirsin malafatı. * gördün mü hiç?

sınıfta arka sıralardan gelen hafif bi uğultu. bizim bekir kıpkırmızı. gördüm dese dalga geçeceğimizi biliyor. 5 yıl özel sektörde çalışmasına rağmen kurtulmak için:

yok hocam görmedim.

bekirin içinde dalga konusu olmaktan yırtmanın verdiği dayanılmaz hafiflik var ama bununla biter mi hiç...



hoca: ben de bilmiyordum malafatı. ama prof. xxx gösterdi banada. bilmemek değil öğrenmemek ayıp. tamam o zaman bekircim görmek isteyen arkadaşlarınla beraber ders arasında benim odaya gel ben sana göstereyim malafatı!

sınıf tamamen dersten kopmuştur o sırada. herkes kahkahalarla gülmekte. sınıftaki bayanlar malafat'ın anlamını öğrenme çabasında... baktı dersin devam edeceği yok hoca ara verdi. ders arasında bekirden başka hocanın yanına giden olmadı. 15dk. sonra ders tekrar başladı.

hoca tekrar ısrarla: bakın bekir gördü malafatı arkadaşlar işte hede hödö malzemeler malafatla işlenir.

sınıf hala gülmekte. bekir artık dayanamaz, hocanın lafını bölerek girer:

evet arkadaşlar ben gördüm malafatı. malafat çok güzel. öyle böyle değil. harika. hocadan istedim bana verdi. eğer görmek isterseniz artık ben de size gösterebilirim. bu arada hocam benim acil bi işim çıktı izninizle dersi bırakıyorum...

bekir'in arkasından fırsattan istifade gülücükler arasında dersten kaçanlar kantine geçerler...



toplumsal mesaj: evet efendim bilmemek değil öğrenmemek ayıp. ama fazla geç kalmadan öğrenmek lazım! derslerinize iyi çalışın arkadaşlar!



Kaynak: İtüSözlük